Bilginin kullanılması öğretilmeli
İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. A. Beril Tuğrul, “Üniversite öğretim üyelerinden beklenenler; öğrenciye sadece bilgiyi aktarmak değil, öğretilen bilginin ne anlama geldiğini ve nasıl kullanılabileceğini, araştırma yapmanın özünü ve de bilimsel etik konusunda
21.01.2013 00:00:00
YENİ MESAJ / İSTANBUL Üniversite öğretim üyelerinden beklenenler; akademik ders vermek, araştırma yapmak ve öğrencilere danışmanlık yapmak olarak özetlenebileceğini ifade eden İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. A. Beril Tuğrul, öğrenciye sadece bilgiyi aktarmak değil, öğretilen bilginin ne anlama geldiğini ve nasıl kullanılabileceğini, araştırma yapmanın özünü ve de bilimsel etik konusunda yol gösterilmesi gerektiğine dikkat çekti. “Öğretim üyelerinin akademik ders vermesi bilgiyi aktarma şeklinde olmaktadır” diyen Tuğrul, “ancak ders veriş, eğer sadece, bazı formül ve bilgi metinlerini tekrarlamak olarak hayata geçirilirse, öğrenci sadece bir söylenceyi dinlemiş olmaktadır. Öğrenciye danışmanlık yapmak, sadece formel bir eylem olarak yapılırsa katkı, limitlenmiş olmaktadır” açıklamasını yaptı. Eğitim bir alışveriştir Deneyimlerin paylaşımının sabır, özveri ve gönüllülüğü içerdiğini belirten Tuğrul, “Ayrıca, öğrencinin de sorumluluğunu bilip, sahip olduğu alt yapının üzerine bilgi donanımını biteviye teçhiz etmesini gerektirmektedir” dedi. Gerçekte, durum, karşılıklı sinerjik bir alış veriş olduğuna dikkat çeken Tuğrul şöyle konuştu: “Nitekim Maslow’un “Hiyerarşiler Piramidi”nde en üst seviye ‘paylaşımlı katkı’dır. Bu seviyeye, yazık ki her birey kolay ulaşamamaktadır. Kimi kez, öğretim üyeleri, gerçekten yüksek bilgi seviyesine sahip olmalarına karşın, yeterli özveri ve sabrı göstermeye gönüllü olmamaktadırlar. Bu ise, beyinlerinde taşıdıkları cevheri hiç el vermeden veya yeteri miktarda el vermeden mezara götürmeleri anlamına gelmektedir. Önemli olan, öğretim üyelerinin beyinlerindeki cevheri mezara götürmek yerine el vererek geleceğe yönelik bilgi alt yapısını oluşturmalarıdır. Bunun için üniversite yönetimlerine ve yüksek öğretim sistemine de önemli görevler düşmektedir. Bu bağlamda, öğretim elemanlarının ve öğrencilerin önlerinin açılması, gerekli akademik barış ve sinerjiyi yaratacak alt yapının oluşturulmasını sağlamaları gerekmektedir.” Özgüvenli öğrenci yetiştirmek son derece önemli bir kavramı ifade ettiğini de dile getiren Prof. Tuğrul, “bildiğine güvenmeyen öğrenci, belki derslerini bir şekilde geçebilir, ancak hayatta, para kazansa bile gerçek anlamda başarılı olamayacağını” söyledi.