Bilim ve teknolojinin, bir toplumun birliği, bütünlüğü, refahı, gücü ve bekası üzerinde çok etkisi vardır. Tarih boyu teknolojik güç dünyaya hükmetmiştir. Teknolojik güç, ekonomik güce, toplumun ilmi kapasitesine ve bunun en önemli unsuru olan eğitime bağlıdır. Bilimin sınırı olmamasına karşılık teknoloji, maddi imkânlara çok sıkı bağlıdır. Yani ekonomik güç olmazsa bilim teoriden öteye geçemez. Teknoloji ise hayaldir. Mecbur kalındığından satın alınacaktır. Bu ise dışa bağımlılığı oluşturacaktır. Dışa bağımlılık ise esaretin ta kendisidir.Zamanımızda bunun adına geri kalmışlık denir ki, ölçüsü yoktur. Daha fazla Pazar olması için adları kalkınmakta olan ülkeler olarak lanse edilirler. Bu durumda daha ucuz olan verimsiz ikinci el teknolojilerle, nefes, nefese gelişmeye uğraşırlar. Hiç bir şansları yoktur. Kendilerine teknolojiyi satan ülkelerle asla rekabet etme şansları olamaz. Oldurulmaz. Hatta kullanmak zorunda oldukları savaş teknolojileri dahi gelişmiş ülkelerin elinde ve kontrolündedir. Aralarında sık sık itilaflar oluşturularak savaşlar tertip edilir ki, gelişme ve güçlenmeleri mümkün olamasın ve silah ihtiyaçları hiç bitmesin. Bilim ve teknolojide en önemli unsurlardan biri istihdam ve bu nedenle oluşan beyin göçüdür. Bu bir topluluğun geri kalmasında büyük etkiye sahiptir. Yetiştirirsiniz, elden kaçar gider. Bir daha da geri gelmesi çok zordur. MEM öncelikle devletin kendi kaynaklarını kullanarak herkese istihdam, herkese, refah sağlamayı hedeflemiş, vergi, senyoraj ve kaynakların devlet millet ortaklığı ile işletilmesini hedef almıştır. Bu ise büyük ekonomik güç demektir. Emeğini kendi parasına çevirme demektir. Yani zengin bir ülke olması demektir. Bağımsızlık demektir. Bilime, eğitime kat kat bütçe tahsisi, savunmada silah üretimi ve alım alımının genişlemesi, teknolojik araştırmalara geniş imkan, tarıma ve sanayiye güç demektir. Dışa bağımlılık asla olmayacağından çok kısa zamanda gelişmiş ülkeleri sollamak son derece kolaylaşacaktır. Stratejik öneme sahip konularda kimseye hesap verilmeyeceğinden güvenli ve güçlü bir ülke olmanın ve bağımsızlığın oluşması son derece tabiidir. Ekonomik bağımsızlık, kesinlikle teknolojik bağımsızlığın temelidir. Çok kısa zamanda teknoloji ihracat eden bir ülke haline gelinecektir. Bu model elbette bilime sınırsız katkı sağlayacaktır. Gençlerimiz dershanelerde ezberciliğe yönelik eğitimlerle yetiştirilmektedir. Teknik manada, bir olayın nedenini, niçin oluştuğunu, nasıl olduğunu asla düşünmeden ve düşündürülmeden, kof, uyduruk pratik kurallarla testleri çözmeye zorlanmaktadır. İş derdi, branş derdi, sınav derdinin olmadığı bir ortamda elbet bilginin getirileri olacağından, daha çok bilgi ve beceri, devlete daha bol ekonomik katkı ve kendisine de o oranda kazanç olacaktır. Sınavsız üniversite gençlerin zevkle okumalarını ve boşa vakit harcamamalarını, bilimsel alanda ilerlemelerini ve öğrencilikleri sırasında da araştırma guruplarında gelişmelerini sağlayacaktır. Hem çalışıp öğrenecekler, hem de maddi ihtiyaçları karşılanacaktır. İlmin yaşı olmaz. Her Türk vatandaşı, yaşı ne olursa olsun, evinde, işinde istediği bir üniversiteye uzaktan eğitim sistemi ile devam etme şansına sahip olacaktır. Bunun için herhangi bir maddi yükle karşılaşmayacaktır. Yabancı dil, işe alınmada hiç bir öneme sahip olmamalıdır. Her branştan gereği kadar mükemmel yetişmiş tercümanlar arzu edilen yayınları kısa sürede şahıslara ve dokümantasyon merkezine ileteceklerdir. Böylece araştırma yapanlar tercüme ile vakit kaybetmeyecek ve araştırmalar ve teknolojik gelişmeler hızlanacaktır. Yurt dışı yayınlar da aynı kanaldan çevirmenlerce hazırlanarak gerekli yerlere hızla ulaşacaktır. Bu modelin sağlayacağı sınırsız imkânları, zamanla herkes hayretle ve takdirle anlayacaktır. Allah(c.c), Prof. Dr. Haydar Baş'a sağlık versin. Milletine bağışlasın. Görevini tamamlatsın. ÂMİN.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017