logo
10 TEMMUZ 2025

Bir anlık dünyanın değeri

01.04.2020 00:00:00
'Bir anlık dünyanın değeri' seslendirme dosyası:

Geçen gün bir belgesel izledim. Konu, kâinatın varoluşu ve yok olma süreciydi.

Varoluşun, hiçbir şey yokken iki atom parçacığının çarpışıp patlaması neticesinde, Big Bang adı verilen Büyük Patlamayla oluştuğunda tüm bilim insanları hemfikir zaten.

Bu belgeselde yeni bir şey öğrenmiş oldum, o da kâinatın sonunun Büyük Çatlama ile gerçekleşeceğiydi. (Gülmeyin lütfen, bu sefer ciddi söylüyorum)

Dışa doğru büyük bir hızla büyüyüp genişlediğini düşündüğümüz, her birinde milyarlarca yıldız olan, milyarlarca galaksiden oluşan kâinat, sonunda çatlayıp içe doğru çökmeye başlayacak, önce yıldızlar kara deliklere dönüşecek, ardından kara delikler diğer yıldızları, gezegenleri, ışığı ve zamanı dahi yutacak. Hatta kara delikler dahi birbirlerini yutmaya başlayacak tâ ki geriye sadece tek bir foton (ışık parçacığı) kalana kadar! Sonunda ne madde ne ışık ve ne de zaman kalacak.

Yani her biri dünyamızın milyonlarca katı büyüklüğünde olan milyar kere milyar yıldızdan ve yıldızların onlarca katı gezegenden oluşan bu kâinat, sonunda ardında bir zerre dahi bırakmadan yok olacak! Aynen Büyük Patlama öncesinde olduğu gibi "HİÇ" olacak.

Yaklaşık 14 milyar yıl yaşında olduğu tahmin edilen kâinat çatlayıp yok olduğunda, zaman da ortadan kalkmış olacağı için, kâinat aslında hiç meydana gelmemiş gibi bir netice ortaya çıkacak. Yani kâinatın varoluşuyla yok oluşu aslında aynı zaman diliminde, hatta aynı an içerisinde gerçekleşmiş olacak. 

Çünkü aslında zaman diye bir şey de yok. Zaman denilen şey, elektronların atom çekirdeği etrafında dönmelerinin neticesinde oluşan bir faraziyeden başka bir şey değil. Madde dediğimiz şey de bu dönüşün bizim gözümüze görünüşü sadece. Zira atom ile elektronlar arasında o kadar muazzam bir boşluk var ki, elektronlar durduğu anda bu boşluk ortadan kalktığı için kara delik oluşuyor ve dünyanın milyonlarca kat büyüklüğündeki bir yıldız maddesiyle ve zamanıyla birlikte tamamen yok oluyor.

Onun için bir kara deliğin merkezine yaklaştıkça zaman da madde de ortadan kayboluyor. Yani aslında var olmayan ancak bizim var zannettiğimiz ve var gibi kabul ettiğimiz zaman ve madde, aslına rücû edip tekrar yok olacak.

Peki, biz kimiz?

Bedenimizle bu koca kâinatta bir toz zerresi dahi değiliz ve kâinatın yaşıyla kıyasladığımızda sadece BİR AN bu kâinatı ziyaret edip gitmiş olacağız. Yani bize göre 70, 80 veya 100 yıl süren ömrümüz aslında bir andan ibarettir. Hatta bin yıl veya milyon yıl dahi yaşasak netice yine aynıdır.

Hal böyle iken bu yokluğa, ne kadar çok büyük manalar yükleyip ne kadar çok değer veriyoruz?

Bir de Allah'ın bu kâinata ne kadar değer verdiğini söyleyeyim size. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki, "Eğer dünya, Allah katında sivrisineğin kanadı kadar bir değere sahip olsaydı, Allah hiçbir kâfire dünyadan bir yudum su bile içirmezdi"

İşte dünyanın ve kâinatın gerçek değeri bundan ibaret.

Şimdi düşünün, yoktan var olmuş ve sonunda yine yok olacak olan ve imtihan maksadıyla bir anlığına geldiğimiz bu dünyaya aslında ne kadar önem vermemiz gerekir?

Bir parça dünyalık için söylemediğimiz yalan, yapmadığımız hırsızlık, dolandırıcılık kalmıyor. Bırakın bunları dünyalık için birbirimizi az mı öldürüyoruz?

Bu fert bazında böyleyken toplum ve devletler bazında farklı mı sanki? 

Şu değersiz dünyaya hükmetmek ve makam, mevki ve zenginlik elde etmek için başta insanlığımız ve imanımız olmak üzere neleri feda etmedik ki?

Sırf bizimle aynı şeyi düşünmüyor ve aynı şeye inanmıyor diye milyonlarca insanı gözümüzü kırpmadan katlettik.

Sadece bunun için mi? Sonsuz kaynakları tüketecek korkusuyla insan neslini tüketmeyi bile göze aldık.

Bu nasıl bir hırstır, nasıl bir gözü dönmüşlüktür, nasıl bir caniliktir?

Oysaki bırakın dünya nüfusunun 7 milyar olmasını 70 milyar dahi olsa herkese bol bol yetecek kaynağa ve bolluğa sahiptir bu dünya ve kâinat. 

Daha da önemlisi herkesin kardeşçe ve barış içerisinde ve adaletle yaşayacağı ve âdeta yalancı bir Cennet olma potansiyeline sahiptir bu dünya. 

Ve bunu yapacak Allah erleri de içimizdedir. 

Bizim tek yapmamız gereken bugüne kadar yaptığımız yanlışlara, günahlara gönülden tevbe edip, sonra da yönümüzü bu Allah erlerine ve onların gösterdiği istikamete dönmekten ibarettir.

Aksi takdirde yaptığımız yanlışlara ve isyanlara devam ettiğimiz halde Allah'ın bizi affetmesini, bize bolluk ve bereket vermesini bekleriz ki, böyle bir şey boş hayalden ve vehimden ibaret olur. En önemlisi böyle bir şey Allah'ın adaletine de sığmaz.

Ra'd Suresi 11. ayet-i kerimede Cenab-ı Allah, "Bir toplum kendisini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez" buyuruyor.

Bu olumlu manada da böyledir olumsuz manada da. Yani Allah, Hak yolda salih ameller işleyen bir topluma verdiği nimetleri azaltmayacağı gibi ısrarla bâtılda devam eden bir topluma da ne verdiği belaları eksiltir ne de onlara nimet verir.

Prof. Dr. Haydar Baş Bey bu sebeple milletimizi ayıktırmak için, girdikleri yanlış yoldan dönmeleri ve doğru yola girmeleri için, yıllardır gecesini gündüzüne katıp yırtınıp duruyor. 

Zira bunu yapmak aynı zamanda Allah'ın da emridir.

Zira Cenab-ı Allah Âli İmran Suresi 104. ayet-i kerimede aynen şöyle buyuruyor, "İçinizden insanları hayra davet edecek, iyilikleri emredip yürütecek ve kötülükleri nehyedip önleyecek bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erecek olanlardır."

İşte Haydar Baş Bey bu emr-i İlâhiden dolayı Allah'a vereceği hesabı düşündüğü için bu kadar gayretle koşturuyor.

Öyleyse bize düşen toplum olarak hep birlikte bu çağrıya kulak vererek silkinip kendimize gelmekten ibarettir.

Bir anlık geldiğimiz dünyaya gerektiği kadar, daha sonra döneceğimiz ebedi âlemimize de lâyık olduğu kadar değer verdiğimiz ve bizi doğruya çağırıp yanlıştan uzaklaştırmak için çırpınanları görüp onlara kulak verdiğimiz zaman inanın her şey çok farklı olacak ve güneş bambaşka doğacak üzerimize.

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Zühtü Kazancı / diğer yazıları
'Sandıktan korkuyorlar'
Özel Sancaktepe'de konuştu
Suriye'de kirli ittifak
Şara, Abdi ve ABD'nin Suriye Temsilcisi Barrack ile bir araya geldi
'PKK/YPG değerli bir ortak'
'Soğanın kabuklarını soyar gibi yavaş yavaş..'
Fahrettin Altun'un yerine Burhanettin Duran atandı
İletişim Başkanlığı'nda değişim
Uzungöl: Karadeniz’in kalbinde bir doğa masalı
Erdoğan'dan erken seçim açıklaması
Özgür Özel'e cevap verdi
Trump çıldırdı
Moskova ve Pekin'i bombalama tehdidi
Dünyada 18. sıradayız
İşte Türkiye'nin nüfus gerçekleri
10 kişi daha gözaltına alındı
İBB'ye yeni operasyon
Erişime engellenen ilk yapay zekâ aracı
Grok hakkında soruşturma
'Ne anayasası yani'
'Muhaliflere düşman hukuku uygulanırken..'
Tartışmalı kanun yürürlükte
İşte İklim Kanunun tüm detayları
Dünya Gıda Programı'ndan (WFP) uyarı
"Gazze'deki durum en kötü seviyede"
Bin Selman ve Erakçi görüştü
İkili ilişkiler ele alındı
Bazı bakanlık ve kurumlara 2 bin 659 kadro ihdas edildi
Resmi Gazete'de yayımlandı
'Sandıktan korkuyorlar'
Özel Sancaktepe'de konuştu
Suriye'de kirli ittifak
Şara, Abdi ve ABD'nin Suriye Temsilcisi Barrack ile bir araya geldi
'PKK/YPG değerli bir ortak'
'Soğanın kabuklarını soyar gibi yavaş yavaş..'
Fahrettin Altun'un yerine Burhanettin Duran atandı
İletişim Başkanlığı'nda değişim
Uzungöl: Karadeniz’in kalbinde bir doğa masalı
Erdoğan'dan erken seçim açıklaması
Özgür Özel'e cevap verdi
Trump çıldırdı
Moskova ve Pekin'i bombalama tehdidi
Dünyada 18. sıradayız
İşte Türkiye'nin nüfus gerçekleri
10 kişi daha gözaltına alındı
İBB'ye yeni operasyon
Erişime engellenen ilk yapay zekâ aracı
Grok hakkında soruşturma
'Ne anayasası yani'
'Muhaliflere düşman hukuku uygulanırken..'
Tartışmalı kanun yürürlükte
İşte İklim Kanunun tüm detayları
Dünya Gıda Programı'ndan (WFP) uyarı
"Gazze'deki durum en kötü seviyede"
Bin Selman ve Erakçi görüştü
İkili ilişkiler ele alındı
Bazı bakanlık ve kurumlara 2 bin 659 kadro ihdas edildi
Resmi Gazete'de yayımlandı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.