Bir ayda iki Kerry

ABD Dışişleri Bakanı, ülkemize bir ay içinde ikinci ziyaretini gerçekleştirdi. Hatırlarsanız! Önceki yıllarda CIA başkanı ve ABD genelkurmay başkanı böyle ayda birkaç kez geldikten sonra illaki Ortadoğu’da bir şeyler olmuş ve bunun müsebbibi Erdoğan hükümeti gözükmüştü. Hayırlısı olsun, diyelim…
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin bu ziyaretinde öne çıkan iki konu vardı. Biri İsrail, diğeri Suriye.
Kerry, Ortadoğu’da barış ve huzur olabilmesi için Türkiye ve İsrail’in çok iyi bir dost olmaları ve aralarında sürtüşmemeleri gerektiğini vurguladı.  
Peki, Ortadoğu’da İsrail ile birlikte bir huzur ortamı oluşturulabilir mi? Evet, olabilir. Nasıl? Birincisi Yahudilerin üstün ırk olduklarını kabul edeceksin. Yahudilerin “Arzı Mevut” inancının gereği olarak, Büyük İsrail’i kurmaları için önündeki engelleri kaldıracaksın. Bu coğrafyadaki yer altı, yerüstü bütün kaynakları Yahudileri patronluğuna teslim edip, sen köle olarak onların elinde çalışacaksın. Müslümanlar bunları yerine getirirse Ortadoğu’da sorun kalmaz. ABD, İsrail ve kadim dostlarının gayreti bu tabloyu oluşturmaktır.
Kerry’nin ikinci vurgusu ise Suriye. Vurguya geçmeden önce Kerry, hangi inancı temsilen bu vurguyu yapıyor genel anlamda bir inceleyelim. Çünkü bu vurgunun neden ve sonuçlarının temeli inanca dayalıdır.
Kerry, ABD Dışişleri Bakanı sıfatıyla, dünyaya bakış ve icraatlarını inançlarına göre şekillendiren Hıristiyanlığın bir temsilcisidir. Bu onların hem devlet hem de bireysel duruşlarıdır.
Onlar inançlarında (haşa) Allah’a iftira atarlar. Hz. Meryem’e iftira atarlar. Hz. İsa’yı rab edinirler. Hz. İsa’nın çarmıha gerildiğini iddia ederler. Haça taparlar. Domuz eti yerler. Gerçeği evlatlarından daha iyi bildikleri halde iman etmezler…
İşte bu inancın temsilcisi bir bakan gelmiş, mücahit lakaplı Erdoğan’da diyor ki; “Suriye’yi, İran’ın etkisinden kurtarmalıyız.”
Suriye kim? “La ilahe illallah Muhammed Resulullah” diyen insanların yaşadığı ve yönettiği bir ülke. Ya İran! İran da “La ilahe illallah Muhammed Resulullah” diyen insanların yaşadığı ve yönettiği bir ülke.
Sizce Erdoğan kimin yanında yer almalıdır? Her Müslüman bu soruya “La ilahe illallah Muhammed Resulullah” diyenlerin yanında yer almalıdır, diye cevap verecektir. Ama ne hazindir ki, Erdoğan yıllardır hep Haçlı ve Siyonist ittifaklarının yanında yer aldı ve onların arzu ve isteklerine uydu.
Kerry’nin bu ziyaretindeki vurgularından biri de İsrail, Filistin ilişkilerinde Türkiye’nin (Erdoğan hükümetinin) arabulucu, yapıcı ve yakınlaştırıcı roller alması konusuydu.
İlginç olan ise İsrail, Filistin ilişkilerinde, hem İsrail hem de Filistin yönetimleri Erdoğan’ı bu süreçte görmek istememeleri. Düşünsenize ömrünün yarısını Filistin yandaşlığı, İsrail karşıtlığı ile geçireceksin. Gün gelecek, ne İsrail, ne Filistin seni aralarında görmek istemeyecekler. Ne yaptın ki! Seni ne Müslüman kabul ediyor ne Yahudi?  
ABD Dışişleri Bakanının birde sitemi vardı. M. Gökçek’in, Erdoğan’a “Minnettarlığını” sunan afişlerde, neden Netenyahu’yu yere baktırdınız” diye. Tabi Davutoğlu’nun mazereti hazırdı; “Biz değil Melih Gökçek baktırmış” anlamında… 

Miss Diyarbakır
Diyarbakır’da 7 Nisan’da “Dünya Medeniyetler Kraliçesi” (Miss Civilization Of The World) adı altında (ben bu mantığı kabul etmesem de) yarışma düzenlenecekti. Bu yarışmaya 17 ülkeden 18 kız katılacaktı.
Bu yarışmanın amacı ise malum akillerden daha ilginç. Başlatılan sürece katkı sağlamak. Bu kızlar Diyarbakır’a geldi. Diyarbakır surlarında mayolarıyla pozlarını verdiler. Ama yarışma düzenlenemedi.
Neden? Bazı sivil toplum kuruluşları yarışmanın yapılacağı günlerin Kutlu Doğum Haftası’na denk gelmesi sebebiyle karşı çıktılar ve yarışma iptal edildi. Yani bu yarışma Mart’ta veya Mayıs’ta yapılsaydı sorun yoktu!
Diyarbakır surları demişken… Yanılmıyorsam beş, altı ay önceydi. Surların dibinde birçok kemik bulundu. PKK’nın resmi sözcüleri hemen isyan bayraklarını çekip; bu kemikler devletin katlettiği insanlarındır” söylemlerine giriştiler. Hükümette hemen araştırıma talimatı verdi.
Kemikler incelendi. Sonuç; bu kemiklerin en az yüz yıllık olduğu ve çoğunun hayvan kemiği olduğu bilimsel olarak açıklandı. Birilerinin, atalarına bu kadar sahip çıkması ise beni bayağı duygulandırdı!