Hatırlanacağı üzere geçen sene bu aylar ülke çapında oldukça hareketli geçmişti. Geziler, konvoylar, mitingler, afişler, bayraklar... Her taraf rengarenk, her taraf gümbür gümbür idi.
Seçime giren partilerden biri olan Baığımsız Türkiye Partisi adına seçim bölgemiz Erzurum'da -Oltu-Narman-Hınıs-Tekman-Aşkale-Şenkaya- dolaştık durduk. Özellikle Pasinler, Horasan bölgesinde yaygın olan şeker pancarı üreticisi, pancara konan kota yüzünden isyanları oynuyordu. Kota uygulamasını başlarına bela eden Ecevit hükümetini yerden yere vuruyor, bugünkü Başbakanımızın ismi üzerine odaklaşıyordu.
Biz, kota belasının IMF'nin emri olduğunu, oy vermeyi düşündüğünüz AKP'nin de IMF ile ortak çalışacağı noktasında sözü olduğunu hatırlattığımız her yerde aldığımız cevap şu idi:
"Desin canım, bir bildiği var."
Şimdi zaman döndü dolaştı bir sene sonra hasat mevsimine geldi, bölgeyi dolaşıyoruz; köylünün, pancar üreticisinin isyanı bir kat daha fazla; çünkü kota belası bir kaç fazlası ile başlarında duruyor. Demek ki diyoruz, bir bildiği yokmuş, bir bindiği varmış; IMF plakalı araba.
Sayın Başbakan'ın yine seçim gezilerinde söylediği: "İktidar için gerekirse papaz cübbesi dahi giyerim" sözünü "Dört hak dinin mensuplarını selamlıyorum" tarzındaki hitabını ve benzerliğini seçmene hatırlattığımızda yine aynı tepkiyi alıyorduk:
"Desin canım, bir bildiği vardır herhalde."
Hükümetimiz bir yaşını doldurmak üzere; AKP'li geçen bir yılımızı siyasi açıdan, ekonomik açıdan ve kültürel açıdan değerlendirdiğimizde bir kez daha görüyor ve anlıyoruz ki; başta Başbakan olmak üzere AKP kadrosunun bir bildiği falan yokmuş ama bir bindiği varmış? Şimdi ülkemiz bu kadronun bindiği; IMF, AB, ABD Roma-Vatikan armalı aracın gittiği istikamete doğru hızla ilerliyor.
Bu ittifak tarafından sayın hükümetimize dolayısıyla milletimize tahsis edilen aracın emniyetli olamayacağını, istikametinin; bu milletin arzularının, menfaatlerinin hilafına olacağını tarihi tecrübeler söylüyor.
AKP iktidarı sayesinde ülkemize kafesteki keklik rolü oynatılıyor. Bilindiği gibi keklik avına çıkan avcı, içinde keklik olan bir kafesi bir tepeye yerleştirir, o kekliğin ötüşüne gelen diğer hemcinslerini kolayca avlar.
Şimdi ABD, arabasına bindirdiği AKP kadrosunu bölge ülkelerine göstererek hal diliyle şöyle diyor; Türkiye'de İslamcı bir parti iktidarda ama pekala anlaşıyoruz, İsrail'in güvenliği için adımları beraber atıyoruz, demokrasi ihtiyacı olan ülkelere demokrasiyi, barışı (!) beraber götürüyoruz. Ne duruyorsunuz, siz de katılın.
Bütün bu veriler AKP iktidarının, bir bildiğinden ziyade bir bindiğinin olduğunu gösteriyor.
Bizden söylemesi.
Seçime giren partilerden biri olan Baığımsız Türkiye Partisi adına seçim bölgemiz Erzurum'da -Oltu-Narman-Hınıs-Tekman-Aşkale-Şenkaya- dolaştık durduk. Özellikle Pasinler, Horasan bölgesinde yaygın olan şeker pancarı üreticisi, pancara konan kota yüzünden isyanları oynuyordu. Kota uygulamasını başlarına bela eden Ecevit hükümetini yerden yere vuruyor, bugünkü Başbakanımızın ismi üzerine odaklaşıyordu.
Biz, kota belasının IMF'nin emri olduğunu, oy vermeyi düşündüğünüz AKP'nin de IMF ile ortak çalışacağı noktasında sözü olduğunu hatırlattığımız her yerde aldığımız cevap şu idi:
"Desin canım, bir bildiği var."
Şimdi zaman döndü dolaştı bir sene sonra hasat mevsimine geldi, bölgeyi dolaşıyoruz; köylünün, pancar üreticisinin isyanı bir kat daha fazla; çünkü kota belası bir kaç fazlası ile başlarında duruyor. Demek ki diyoruz, bir bildiği yokmuş, bir bindiği varmış; IMF plakalı araba.
Sayın Başbakan'ın yine seçim gezilerinde söylediği: "İktidar için gerekirse papaz cübbesi dahi giyerim" sözünü "Dört hak dinin mensuplarını selamlıyorum" tarzındaki hitabını ve benzerliğini seçmene hatırlattığımızda yine aynı tepkiyi alıyorduk:
"Desin canım, bir bildiği vardır herhalde."
Hükümetimiz bir yaşını doldurmak üzere; AKP'li geçen bir yılımızı siyasi açıdan, ekonomik açıdan ve kültürel açıdan değerlendirdiğimizde bir kez daha görüyor ve anlıyoruz ki; başta Başbakan olmak üzere AKP kadrosunun bir bildiği falan yokmuş ama bir bindiği varmış? Şimdi ülkemiz bu kadronun bindiği; IMF, AB, ABD Roma-Vatikan armalı aracın gittiği istikamete doğru hızla ilerliyor.
Bu ittifak tarafından sayın hükümetimize dolayısıyla milletimize tahsis edilen aracın emniyetli olamayacağını, istikametinin; bu milletin arzularının, menfaatlerinin hilafına olacağını tarihi tecrübeler söylüyor.
AKP iktidarı sayesinde ülkemize kafesteki keklik rolü oynatılıyor. Bilindiği gibi keklik avına çıkan avcı, içinde keklik olan bir kafesi bir tepeye yerleştirir, o kekliğin ötüşüne gelen diğer hemcinslerini kolayca avlar.
Şimdi ABD, arabasına bindirdiği AKP kadrosunu bölge ülkelerine göstererek hal diliyle şöyle diyor; Türkiye'de İslamcı bir parti iktidarda ama pekala anlaşıyoruz, İsrail'in güvenliği için adımları beraber atıyoruz, demokrasi ihtiyacı olan ülkelere demokrasiyi, barışı (!) beraber götürüyoruz. Ne duruyorsunuz, siz de katılın.
Bütün bu veriler AKP iktidarının, bir bildiğinden ziyade bir bindiğinin olduğunu gösteriyor.
Bizden söylemesi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025