Dümüşsünüz denize, dev dalgalarla canhıraş bir vaziyette boğuşuyorsunuz fakat tam da o anda size uzatılan bir eli tutmuyorsunuz.
Dağ başındasınız, fırtına kar yığınlarını suratınıza suratınıza çarpıyor, bırakın yoldaki izleri, yol dahi kaybolmuş ve biri sesleniyor; "arkadaş, bu şartlarda yol bulman, yol kat etmen mümkün değil, buyur fakir hanemize, sabah ola hayır ola", fakat siz hiç duymamış numarasına yatıyorsunuz ve el yordamı ile adım atmaya çalışıyorsunuz.
Uzatılan eli tutmak çok mu zor?
Dondurucu soğuk bir günde sımsıcak bir davete icabet etmek için bu kadar naz fazla değil mi?
Bir bilge insan, bir ilim adamı bir eser yazdığını, bir tez geliştirdiğini söylüyor, eseri ortada, tezini on yıllardan beri her platformda arzu edenlere anlatıyor ve nerdeyse tüm dünyanın gündemine sokuyor, bir çok ülke ise kimi maddelerini hayata geçiriyor, uygulamaya başlıyor.
Siz de herhalde ki, dışarıdakilerden, başka milletlerin ilim ve siyaset adamlarından duymuş olacaksınız ki söz konusu tezin bazı maddelerini yüksek sesle dillendirmeye başlıyorsunuz.
Belli ki bir çıkış yolu arıyorsunuz, belli ki, yönetme emanetini üzerinize aldığınız seksen milyonun ağır yükü altında ezim ezim eziliyorsunuz.
Belli ki, ters giden bazı hususlar var, aksayan bazı kısımlar var, yıllardır atılan yanlış adımlar birikmiş ve bardağı taşırmak üzere.
Bu aşamada, bu sıkıntılı süreçte bir bilene sormak çok mu zor?
Sözünü ettiğimiz eserin sahibi, bir çok ülkede hayata geçmiş olan tezin sahibi Sayın Haydar Baş'la başbaşa görüşerek akıl danışmak, fikrini sormak, çözüm önerilerini dinlemek bu kadar zor olmasa gerek.
Mademki söz konusu seksen milyonun selametidir, mademki söz konusu olan koskoca Türk devletinin özellikle ekonomik açıdan kuşatılmışlığıdır, tam da bu konuda tez sahibi olan bir ilim adamına, bir siyaset adamına danışmak, oturup istişare etmek gerekmez mi?
"Milli Paralarla Ticaret" maddesi, söz konusu tezin, Milli Ekonomi Modeli'nin unsurlarından sadece birisidir ve göreceksiniz ki, eğer hakkıyla uygulanırsa sadece bu madde tek başına dolar hakimiyetine son verecektir ve bir bilseniz ki bu tezde daha altın değerinde ne öneriler var.
Yetmişi aşmış yaşına rağmen Haydar Hoca'nın milleti için, devleti için yapmayacağı fedakarlık yoktur, yeter ki kendisine müracaat edilsin.
Dağ başındasınız, fırtına kar yığınlarını suratınıza suratınıza çarpıyor, bırakın yoldaki izleri, yol dahi kaybolmuş ve biri sesleniyor; "arkadaş, bu şartlarda yol bulman, yol kat etmen mümkün değil, buyur fakir hanemize, sabah ola hayır ola", fakat siz hiç duymamış numarasına yatıyorsunuz ve el yordamı ile adım atmaya çalışıyorsunuz.
Uzatılan eli tutmak çok mu zor?
Dondurucu soğuk bir günde sımsıcak bir davete icabet etmek için bu kadar naz fazla değil mi?
Bir bilge insan, bir ilim adamı bir eser yazdığını, bir tez geliştirdiğini söylüyor, eseri ortada, tezini on yıllardan beri her platformda arzu edenlere anlatıyor ve nerdeyse tüm dünyanın gündemine sokuyor, bir çok ülke ise kimi maddelerini hayata geçiriyor, uygulamaya başlıyor.
Siz de herhalde ki, dışarıdakilerden, başka milletlerin ilim ve siyaset adamlarından duymuş olacaksınız ki söz konusu tezin bazı maddelerini yüksek sesle dillendirmeye başlıyorsunuz.
Belli ki bir çıkış yolu arıyorsunuz, belli ki, yönetme emanetini üzerinize aldığınız seksen milyonun ağır yükü altında ezim ezim eziliyorsunuz.
Belli ki, ters giden bazı hususlar var, aksayan bazı kısımlar var, yıllardır atılan yanlış adımlar birikmiş ve bardağı taşırmak üzere.
Bu aşamada, bu sıkıntılı süreçte bir bilene sormak çok mu zor?
Sözünü ettiğimiz eserin sahibi, bir çok ülkede hayata geçmiş olan tezin sahibi Sayın Haydar Baş'la başbaşa görüşerek akıl danışmak, fikrini sormak, çözüm önerilerini dinlemek bu kadar zor olmasa gerek.
Mademki söz konusu seksen milyonun selametidir, mademki söz konusu olan koskoca Türk devletinin özellikle ekonomik açıdan kuşatılmışlığıdır, tam da bu konuda tez sahibi olan bir ilim adamına, bir siyaset adamına danışmak, oturup istişare etmek gerekmez mi?
"Milli Paralarla Ticaret" maddesi, söz konusu tezin, Milli Ekonomi Modeli'nin unsurlarından sadece birisidir ve göreceksiniz ki, eğer hakkıyla uygulanırsa sadece bu madde tek başına dolar hakimiyetine son verecektir ve bir bilseniz ki bu tezde daha altın değerinde ne öneriler var.
Yetmişi aşmış yaşına rağmen Haydar Hoca'nın milleti için, devleti için yapmayacağı fedakarlık yoktur, yeter ki kendisine müracaat edilsin.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Milletin ‘not etmeleri’ daha farklı oluyor / 26.04.2024
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024