Bir bu eksikti: Asuri soykırımı

Haklı olduğumuz konularda bile taviz vererek sorunları çözeceğimizi zannederek attığımız adımlar Türkiye olarak karşımıza yeni yeni problemlerin çıkmasına yarıyor. Türkiye'nin son dönemde Ermeni sözde soykırım iddiaları konusundaki yumuşak tavrı üzerine Türkiye'ye iftira atmak isteyenler kendilerinde cesaret buldu. Yunanistan'da birkaç yıldır Sözde Pontus soykırımı konusu ısıtılmaya başlandı. Hatta Yunan hükümeti tarafından orta öğretimde müfredata bile konuldu ve Selanik'te anıt bile dikildi.Türkiye bunlara gereken cevabı vermeyip, sessiz kalınca şimdi de Şimdi de Asuri sözde soykırımı gündem edilmeye başlandı. Avustralya'nın Sydney kentinde bu konuda bir anıt dikilmesi kararı alındı. Tük Dışişleri Bakanlığı bunu kınadı. Ama genellikle kınamakla yetiniliyor ve devamı gelmiyor maalesef. Bu iftiralara göre 1900'lü yılların başlarında Osmanlı İmparatorluğu'nun güneydoğusunda Asuriler'e soykırım yapıldığı iddia ediliyor. Türk Dışişleri bugün anıt yapımını kınıyor ama bugüne gelene kadar yapılanları dışişleri yetkilileri ne kadar takip etti?Çünkü Osmanlı İmparatorluğu'nda Asuriler'e soykırım yapıldığı yönünde yalan ve iftiralarla dolu bir belgesel film Belçika'da 2006 yılında gösterime girmişti. Bu belgesel Belçika hükümetinden üst düzey yetkililer tarafından da izlenmişti. Ülkemize yönelen tehditler daha başlangıç aşamasında fark edilmedikçe Türkiye'nin başı iftiralardan ve sorunlardan kurtulamayacaktır.

AB kararını çoktan vermişDışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Türkiyesiz bir AB içe kapanık, geleceği olmayan kıtasal bir güçtür. Türkiyeli AB ise ekonomik olarak dinamik, geleceği olan bir küresel güçtür" dedi. Belki de adamlar, Türkiye tam üyeliğe alıp küresek güç olmaktansa almayıp kıtasal güç olmaya razılar?AB çoktan kararını vermiş. Böyle sözler AB'yi kararından caydıracağını sanıyorlarsa yanılıyorlar. Ne demişti Sarkozy, Başbakan Erdoğan'a?"AB size 40 yıl boyunca 'evet' dedi, ama aslında 'hayır'ı kastetti. Ben ise dürüstüm, 'hayır' diyorum ve 'hayır'ı kastediyorum."

Ayinesi iştir kişinin?Ahmet Davutoğlu'ndan devam edelim. Davutoğlu, "İşgal altındaki Azeri topraklarında işgal bitmeksizin, Azeri-Ermeni ihtilafı sona erdirilmeksizin, tek ayaklı normalleşmenin yürüyemeyeceğini söyledik, söylemeye devam edeceğiz" dedi.Biz ise 'söylemenin' yetmeyeceğini söyledik ve söylemeye devam edeceğiz.Benzer ifadeleri Cumhurbaşkanı da Başbakan da söyledi. Oysa ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Millet siyasilerden konuşmak yerine iş bekliyor. Verdikleri sözlerin yerine getirilmesini bekliyor.Ermenistan açılımında sarfedilen sözlerle ortaya konulan icraatlar ters düşüyor.Sözler, milletin beklentilerini dile getiriyor. Yapılanlar ise Ermenistan'ı ve destekçilerini memnun ediyor?Depremi fırsata çeviren hükümetler?1999'da yaşanan deprem felaketlerinin ardından geçici bir süre için konulan, ancak 2004'te sürekli hale getirilen uygulamayla, son 10 yılda 23 milyar liralık Özel İletişim Vergisi toplanmış.Yani milletin cebinde kalması gereken milyarlarca lira bir felaketi bile istismar etmekten çekinmeyen siyasiler tarafından bu şekilde hortumlanmış. Hortumlama AKP'nin kalıcı hale getirmesiyle daha uzun yıllar devam edecek anlaşılan.Ama bu hortumları hak ediyoruz galiba?Çünkü 'vergisiz Türkiye' diyen Bağımsız Türkiye Partisi'ni iş başına getirmedik. Ne yaptık?Vergi üstüne vergi dayayan hükümetlere mahkûm ettik kendimizi?