İsrail, İslam dünyasının sessizliği, ABD ve AB'nin desteğiyle yıllardır bu coğrafyada insan katlediyor.
Son katliamlarını öyle vahşice ve de övünçle yapıyor ki artık dünya bu katliamları Filistinlilere karşı değil tüm insanlığa karşı gerçekleştirdiği noktasında birleşti.
Evet, insanlık birleşti ama İslam dünyası yine birleşemedi. Emperyalistler ise zalimle işbirliğine aynen devam ediyor.
İşte İslam devletlerini yönetenlerin sessizliği ve emperyalistlerin tam desteklediği bu zulme karşı en geniş kapsamlı tepkiyi vermek için Özgürlük Filosu Koalisyonu, Gazze'ye Küresel Hareket ve Mağrip Sumud Filosu gibi kuruluşlar, 'Küresel Sumud Filosu' organizazyonunu devreye geçirdiler.
Sumud, arapça bir kelime ve karalılık-direnç anlamlarına geliyor.
Bu filo, 44'ten fazla ülkeden binlerce katılımcının bulunduğu 50'den fazla gemiden oluşuyor. İlginç olan bu filoya İslam dünyasında sadece 4 devletten katılımcıların olması.
Başkaldırı filosu
Filonun en büyük etkisi, bu vahşete karşı devletlerin etkisiz veya çekimser kaldığı bir ortamda, vahşet sahiplerine karşı sivil iradenin, vicdanların nasıl devreye girdiğini, zulme, haksızlığı karşı küresel dayanışmanın nasıl ortaya çıktığını göstermesidir.
Artık uluslararası hukuk, dünya halkları nezdinde tartışılmaya açılmıştır ve kağıtlarda yazıla kalan hukuka, sivil itaatsizlik meşrulaşmıştır.
Aynı itaatsizliğin dolara (kapitalizme) karşı başladığında insanlık sömürülmekten, vahşetlerden kurtulacaktır.
Uçaktaki gazetecilerin karizması çizildi
Siyasette, ekonomide, sosyal hayatta, yargıda çok ilginç günlerden geçiyoruz. Çok ilginç söylemler, icraat, cevap ve hareketlere tanık oluyoruz.
Örneğin Sayın Erdoğan'a bir meslektaşımızın sorduğu F-35 sorusu ve Sayın Erdoğan'ın, 'çok meraklısınız, ben o kadar merak etmiyorum' cevabı içinde çok manalar barındıran bir açıklamaydı.
Gazetecilik mesleği açısında o meslektaşımızın sorusu, Sayın Erdoğan ile havada, karada, denizde poz veren malum gazetecilerin karizmasını sıfır ile çarptı.
Ey Ahmet Hakan ve diğerleri! Bu tip devlet ve milletimizi ilgilendiren sorular hiç mi aklınıza gelmiyor? Yoksa ciğer yemeden mi uçağa biniyorsunuz? Ya da elinize verilen sorularda devlet ve millet lehine soru olmuyor mu?
Metin yazarları
Benimde merak ettiğim başlıklardan birisi de Sayın Erdoğan'ın metin yazarlarıdır. Bu arkadaşlar hangi filmleri izliyor, hangi romanları okuyor, hangi dizilere takılıyorlar çok merak ediyorum.
Neden mi?
Sayın Erdoğan önüne konulan metinleri promotörden okuyor. O metinlere yazılanlarla devletin ve milletin gerçekleri bağdaşmıyor.
O metinlere yazılanlarda milletin sorunları yok. İktidar partisinin bakan, vekil, belediye başkanı, il, ilçe başkanları, bürokratlar yok.
Şunları şunları yaptık, şunları şunları da yapacağız var. Bir de CHP var.
En önemlisi o metinlerde Sayın Erdoğan'ın bir gün, bir hafta, bir ay önce dile getirdiği söylemlerin aksi söylemler var.
Sayın Erdoğan, milletin meclisinde 'cumhurbaşkanı' sıfatı ile konuşuyor.
Önündeki metinde F-35 yok, F-16 yok, hava savunma sistemleri yok.
Millet cevap bekliyor ama metin yazarları bu başlıkları yazmıyor, yazamıyor…
Örneğin geçen yıl iflas eden firma sayısı 76'ydı. Bu yılın 3 çeyreğinde iflas kararı verilen dosya sayısı ise yüzde 117 artışla 165 olmuş.
Geçen yıl toplam 1723 konkordato ilanı yapılırken bu yılın 9 ayında konkordato sayısı 2 bin 85'e ulaştı.
İşsizlik, enflasyon, fahiş kiralar, borçlar vs. ortada ama bizim (milletin) meclisimizden (TBMM) ekonomide şahlanış söylemleri dinliyoruz.
Demek ki Sayın Erdoğan'ın metin yazarları 'Alis harikaları diyarında' çizgi filmini izlemeye devam ediyorlar.
Bir soruda ben sorayım. Sayın Erdoğan, TBMM'de 'Mesele Türkiye ise gerisi teferruattır' dedi.
Trump teferruata dahil midir?
Yargı nereye kadar bağımsız?
Tek parti iktidarı sürekli bir şekilde 'yargımız bağımsızdır, adalet mülkün temelidir, kanunlar karşısında herkes eşittir' gibi ezberleri tekrarlıyor. Karşılaştırmalardan, örneklendirmelerden ise ısrarla kaçınıyor.
Haliyle ortaya yargı ne kadar ve nereye, kime kadar bağımsız, sorusu çıkıyor.
Türkiye'de yargının bağımsız olmadığını, siyasetin direk müdahil olduğunu Sayın Erdoğan'ın yanında Trump dünyaya açıkladı.
Ne dedi? Türkiye'de 35 yılla yargılanan (FETÖ'cü) bir şahıs vardı. Bırakılmasını istedim. İki saat içinde bıraktılar.'
Uçan gazeteciler bu konuya dair soru da soramadı.
Kim o, devletteki büyüğün
Milyarlarca dolarlık Can ve Ciner Holding. Gündemde. Haklarındaki iddiaları hatırlayalım:
Suç örgütü kurma, yönetme ve üye olma, kara para aklama, kaçakçılık, nitelikli dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı…
Yöneticileri bazıları firari, bazıları gözaltında. Can Holding'in sahibi Kemal Can'ın ifadesini Timur Soykan köşesinde yayınladı.
Kemal Can, savcının medya sektörü ile ilgili sorusuna, 'bir devlet büyüğümüzün aracılığıyla…'
Çayırhan Termik Santrali ilgili soruya 'bir devlet yetkilisinin aracılığıyla…'
Silopi'deki termik santral ile ilgili soruya 'bir devlet yetkilisinin aracılığı ile…' başlayan cevap verdi.
Devletten milyonlarca dolar teşvik aldıklarını da açıkladı. Nasıl? O devlet büyüğünün aracılığı ile.
Senelerce hukuk fakültesinde dirsek çürütmüş, böylesi bir davaya atanacak kapasitede görülmüş savcı veya savcılarımız, 'arkadaş 'Senin bu devletteki büyüğün kim? Devlet büyüğünden kastın kim, sorularını sormadı.
Tabi Kemal Can akıllı adam. Daya sırtını devletteki büyüğüne kim, ne derse desin…
Son katliamlarını öyle vahşice ve de övünçle yapıyor ki artık dünya bu katliamları Filistinlilere karşı değil tüm insanlığa karşı gerçekleştirdiği noktasında birleşti.
Evet, insanlık birleşti ama İslam dünyası yine birleşemedi. Emperyalistler ise zalimle işbirliğine aynen devam ediyor.
İşte İslam devletlerini yönetenlerin sessizliği ve emperyalistlerin tam desteklediği bu zulme karşı en geniş kapsamlı tepkiyi vermek için Özgürlük Filosu Koalisyonu, Gazze'ye Küresel Hareket ve Mağrip Sumud Filosu gibi kuruluşlar, 'Küresel Sumud Filosu' organizazyonunu devreye geçirdiler.
Sumud, arapça bir kelime ve karalılık-direnç anlamlarına geliyor.
Bu filo, 44'ten fazla ülkeden binlerce katılımcının bulunduğu 50'den fazla gemiden oluşuyor. İlginç olan bu filoya İslam dünyasında sadece 4 devletten katılımcıların olması.
Başkaldırı filosu
Filonun en büyük etkisi, bu vahşete karşı devletlerin etkisiz veya çekimser kaldığı bir ortamda, vahşet sahiplerine karşı sivil iradenin, vicdanların nasıl devreye girdiğini, zulme, haksızlığı karşı küresel dayanışmanın nasıl ortaya çıktığını göstermesidir.
Artık uluslararası hukuk, dünya halkları nezdinde tartışılmaya açılmıştır ve kağıtlarda yazıla kalan hukuka, sivil itaatsizlik meşrulaşmıştır.
Aynı itaatsizliğin dolara (kapitalizme) karşı başladığında insanlık sömürülmekten, vahşetlerden kurtulacaktır.
Uçaktaki gazetecilerin karizması çizildi
Siyasette, ekonomide, sosyal hayatta, yargıda çok ilginç günlerden geçiyoruz. Çok ilginç söylemler, icraat, cevap ve hareketlere tanık oluyoruz.
Örneğin Sayın Erdoğan'a bir meslektaşımızın sorduğu F-35 sorusu ve Sayın Erdoğan'ın, 'çok meraklısınız, ben o kadar merak etmiyorum' cevabı içinde çok manalar barındıran bir açıklamaydı.
Gazetecilik mesleği açısında o meslektaşımızın sorusu, Sayın Erdoğan ile havada, karada, denizde poz veren malum gazetecilerin karizmasını sıfır ile çarptı.
Ey Ahmet Hakan ve diğerleri! Bu tip devlet ve milletimizi ilgilendiren sorular hiç mi aklınıza gelmiyor? Yoksa ciğer yemeden mi uçağa biniyorsunuz? Ya da elinize verilen sorularda devlet ve millet lehine soru olmuyor mu?
Metin yazarları
Benimde merak ettiğim başlıklardan birisi de Sayın Erdoğan'ın metin yazarlarıdır. Bu arkadaşlar hangi filmleri izliyor, hangi romanları okuyor, hangi dizilere takılıyorlar çok merak ediyorum.
Neden mi?
Sayın Erdoğan önüne konulan metinleri promotörden okuyor. O metinlere yazılanlarla devletin ve milletin gerçekleri bağdaşmıyor.
O metinlere yazılanlarda milletin sorunları yok. İktidar partisinin bakan, vekil, belediye başkanı, il, ilçe başkanları, bürokratlar yok.
Şunları şunları yaptık, şunları şunları da yapacağız var. Bir de CHP var.
En önemlisi o metinlerde Sayın Erdoğan'ın bir gün, bir hafta, bir ay önce dile getirdiği söylemlerin aksi söylemler var.
Sayın Erdoğan, milletin meclisinde 'cumhurbaşkanı' sıfatı ile konuşuyor.
Önündeki metinde F-35 yok, F-16 yok, hava savunma sistemleri yok.
Millet cevap bekliyor ama metin yazarları bu başlıkları yazmıyor, yazamıyor…
Örneğin geçen yıl iflas eden firma sayısı 76'ydı. Bu yılın 3 çeyreğinde iflas kararı verilen dosya sayısı ise yüzde 117 artışla 165 olmuş.
Geçen yıl toplam 1723 konkordato ilanı yapılırken bu yılın 9 ayında konkordato sayısı 2 bin 85'e ulaştı.
İşsizlik, enflasyon, fahiş kiralar, borçlar vs. ortada ama bizim (milletin) meclisimizden (TBMM) ekonomide şahlanış söylemleri dinliyoruz.
Demek ki Sayın Erdoğan'ın metin yazarları 'Alis harikaları diyarında' çizgi filmini izlemeye devam ediyorlar.
Bir soruda ben sorayım. Sayın Erdoğan, TBMM'de 'Mesele Türkiye ise gerisi teferruattır' dedi.
Trump teferruata dahil midir?
Yargı nereye kadar bağımsız?
Tek parti iktidarı sürekli bir şekilde 'yargımız bağımsızdır, adalet mülkün temelidir, kanunlar karşısında herkes eşittir' gibi ezberleri tekrarlıyor. Karşılaştırmalardan, örneklendirmelerden ise ısrarla kaçınıyor.
Haliyle ortaya yargı ne kadar ve nereye, kime kadar bağımsız, sorusu çıkıyor.
Türkiye'de yargının bağımsız olmadığını, siyasetin direk müdahil olduğunu Sayın Erdoğan'ın yanında Trump dünyaya açıkladı.
Ne dedi? Türkiye'de 35 yılla yargılanan (FETÖ'cü) bir şahıs vardı. Bırakılmasını istedim. İki saat içinde bıraktılar.'
Uçan gazeteciler bu konuya dair soru da soramadı.
Kim o, devletteki büyüğün
Milyarlarca dolarlık Can ve Ciner Holding. Gündemde. Haklarındaki iddiaları hatırlayalım:
Suç örgütü kurma, yönetme ve üye olma, kara para aklama, kaçakçılık, nitelikli dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı…
Yöneticileri bazıları firari, bazıları gözaltında. Can Holding'in sahibi Kemal Can'ın ifadesini Timur Soykan köşesinde yayınladı.
Kemal Can, savcının medya sektörü ile ilgili sorusuna, 'bir devlet büyüğümüzün aracılığıyla…'
Çayırhan Termik Santrali ilgili soruya 'bir devlet yetkilisinin aracılığıyla…'
Silopi'deki termik santral ile ilgili soruya 'bir devlet yetkilisinin aracılığı ile…' başlayan cevap verdi.
Devletten milyonlarca dolar teşvik aldıklarını da açıkladı. Nasıl? O devlet büyüğünün aracılığı ile.
Senelerce hukuk fakültesinde dirsek çürütmüş, böylesi bir davaya atanacak kapasitede görülmüş savcı veya savcılarımız, 'arkadaş 'Senin bu devletteki büyüğün kim? Devlet büyüğünden kastın kim, sorularını sormadı.
Tabi Kemal Can akıllı adam. Daya sırtını devletteki büyüğüne kim, ne derse desin…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Küresel itaatsizlik başladı / 05.10.2025
- Erdoğan’ın ‘kazan kazan’ modelini hatırlar mısın? / 04.10.2025
- Gülen’e nasip olmadı, Erdoğan’a mı nasip olacak? / 03.10.2025
- ABD’ye nasıl ve neden peşkeş çekildiğimizi yazıyorum / 02.10.2025
- Aşağıdaki vasıfları taşıyan yöneticiler aranıyor / 30.09.2025
- Peygamberimiz itibardan asla taviz vermemiştir / 29.09.2025
- Çakma kral ve HTŞ’li Şara / 28.09.2025
- Her şey ABD’nin rızası için mi? / 27.09.2025
- Trump’a haddini bildirecek bir dünya lideri aranıyor / 26.09.2025
- 25 yıl önce verilen ‘bağımsızlık ve insan gibi yaşama’ sözü hala geçerli / 25.09.2025
- Erdoğan’ın ‘kazan kazan’ modelini hatırlar mısın? / 04.10.2025
- Gülen’e nasip olmadı, Erdoğan’a mı nasip olacak? / 03.10.2025
- ABD’ye nasıl ve neden peşkeş çekildiğimizi yazıyorum / 02.10.2025
- Aşağıdaki vasıfları taşıyan yöneticiler aranıyor / 30.09.2025
- Peygamberimiz itibardan asla taviz vermemiştir / 29.09.2025
- Çakma kral ve HTŞ’li Şara / 28.09.2025
- Her şey ABD’nin rızası için mi? / 27.09.2025
- Trump’a haddini bildirecek bir dünya lideri aranıyor / 26.09.2025
- 25 yıl önce verilen ‘bağımsızlık ve insan gibi yaşama’ sözü hala geçerli / 25.09.2025