Dillere destan bir Dışişleri Bakanımız var.
Son bir hafta içinde yaptığı açıklamalara şöyle bir bakın.
Karşılaşacağınız tabloya şaşıracaksınız ya da en azından benim tahminim bu yönde.
Gelin şimdi son ziyaretlere ve verdiği mesajlara şöyle bir göz atalım.
***
1 Şubat'ta Sırbistan'ı ziyaret ediyor ve Sırp mevkidaşı İvan Mrkiç ile düzenlediği ortak basın toplantısında şöyle söylüyor: "Ortak sınırları olmasa da Sırbistan'ı bir komşu ve uluslararası arenada önemli bir stratejik partner olarak görüyoruz.”
Sırbistan'ın ne olduğu konusunda herhangi bir izahat yapmaya gerek yok sanırım.
***
Belgrad’da Sırbistan'a övgüler dizen Davutoğlu buradan Almanya Münih'te (3 Şubat) düzenlenen güvenlik zirvesine katılıyor ve şu konuşmayı yapıyor: "Nasıl geçmişte Srebrenitsa Katliamı’nı seyreden BM’nin sekreteri seneler sonra Srebrenitsa’ya giderek özür dilediyse, eminim ki bir gün BM temsilcisi Humus’a giderek bugün yaşananları seyrettikleri için özür dilemek mecburiyetinde kalacaktır.”
***
Şimdi burada iki ayrı garabet var.
Birincisi Srebrenitsa katliamını yapanlar Sırplar. Burada müslüman Boşnakları vahşice katlettiler.
Ve sen kalkıp bu Sırplara "stratejik partner" diyorsun!
Davutoğlu'nun açıklamasındaki ikinci garabet ise, Sırpların Srebrenitsa katliamının Suriye'deki isyan dalgasıyla aynı kefeye konması.
Sayın Davutoğlu'na şu kadarını söyleyelim: "Ey bakan, sizin açık destek verdiğiniz Suriye'deki isyancılar, Srebrenitsa'da katliam yapan Sırplarla aynı safta.”
Suriye'deki olaylar konusunda çok fazla izahata gerek yok, bizi takip edenler bu konuya yaklaşımımızı bilir.
***
Değerli bakanımız Davutoğlu'nu takibe devam edelim. Bu sefer Mısır'ın Başkenti Kahire'de (5 Şubat) konuşuyor.
Bakanımız, "Türkiye, Irak, Suriye ve Mısır eksenini ortadan kaldırarak İsrail'in çıkarlarına hizmet ediyor" diyen Irak Başbakanı Nuri El-Maliki'ye cevap veriyor.
Hem de ne cevap!
Maliki hayatında böyle tokat yememiştir herhalde, kendine gelmesi çok uzun süre alabilir!
(Burada amacım Maliki avukatlığı yapmak değil, Davutoğlu'nun açıklamasındaki sığlığı ortaya koymaktır).
Bakın Davutoğlu, "Siz İsrail'e hizmet ediyorsunuz" diyen Maliki'ye nasıl cevap veriyo: "Sayın Maliki'nin öncelikle sorması gereken soru dünyanın en zengin doğal kaynaklarına sahip olan Irak'ta, başta başkent Bağdat olmak üzere şehirlerinde niye 24 saat kesintisiz elektrik yok. Niye elektrik sağlanamıyor.”
Cevaptaki stratejik derinliğe, zekaya bakar mısınız lütfen!
Amerikan işgali altındaki Irak'ın başbakanına "dünyanın en zengin doğal kaynaklarına sahip ülkende neden 24 saat elektirik yok?" diye soruyor.
Sen bu soruyu Irak'ı talan eden stratejik ortağınız ABD'ye sorsana.
Ha bu arada Irak'taki elektirik kesintileriyle ilgilenen bakanımıza bir de Türkiye'deki, özellikle Anadolu'nun muhtelif yerlerindeki sistematik kesintilerle ilgilenmesini tavsiye ediyoruz.
Acaba bu kesintilerin nedeni nedir?
***
Davutoğlu konuşur da Suriye konusunda ortaya malzeme çıkmaz mı, çıkar elbet.
Türkiye sınırının silahlı isyancıların yol geçen hanına çevrildiği bir ortamda söyle söylüyor.
"Suriye politikamız uluslararası hukuka saygılı bir politikadır"
Valla ne diyelim.. Hiç gülecek halim yoktu... Uluslararası hukuka saygılılarmış...
Hayırlara vesile olsun...
Son bir hafta içinde yaptığı açıklamalara şöyle bir bakın.
Karşılaşacağınız tabloya şaşıracaksınız ya da en azından benim tahminim bu yönde.
Gelin şimdi son ziyaretlere ve verdiği mesajlara şöyle bir göz atalım.
***
1 Şubat'ta Sırbistan'ı ziyaret ediyor ve Sırp mevkidaşı İvan Mrkiç ile düzenlediği ortak basın toplantısında şöyle söylüyor: "Ortak sınırları olmasa da Sırbistan'ı bir komşu ve uluslararası arenada önemli bir stratejik partner olarak görüyoruz.”
Sırbistan'ın ne olduğu konusunda herhangi bir izahat yapmaya gerek yok sanırım.
***
Belgrad’da Sırbistan'a övgüler dizen Davutoğlu buradan Almanya Münih'te (3 Şubat) düzenlenen güvenlik zirvesine katılıyor ve şu konuşmayı yapıyor: "Nasıl geçmişte Srebrenitsa Katliamı’nı seyreden BM’nin sekreteri seneler sonra Srebrenitsa’ya giderek özür dilediyse, eminim ki bir gün BM temsilcisi Humus’a giderek bugün yaşananları seyrettikleri için özür dilemek mecburiyetinde kalacaktır.”
***
Şimdi burada iki ayrı garabet var.
Birincisi Srebrenitsa katliamını yapanlar Sırplar. Burada müslüman Boşnakları vahşice katlettiler.
Ve sen kalkıp bu Sırplara "stratejik partner" diyorsun!
Davutoğlu'nun açıklamasındaki ikinci garabet ise, Sırpların Srebrenitsa katliamının Suriye'deki isyan dalgasıyla aynı kefeye konması.
Sayın Davutoğlu'na şu kadarını söyleyelim: "Ey bakan, sizin açık destek verdiğiniz Suriye'deki isyancılar, Srebrenitsa'da katliam yapan Sırplarla aynı safta.”
Suriye'deki olaylar konusunda çok fazla izahata gerek yok, bizi takip edenler bu konuya yaklaşımımızı bilir.
***
Değerli bakanımız Davutoğlu'nu takibe devam edelim. Bu sefer Mısır'ın Başkenti Kahire'de (5 Şubat) konuşuyor.
Bakanımız, "Türkiye, Irak, Suriye ve Mısır eksenini ortadan kaldırarak İsrail'in çıkarlarına hizmet ediyor" diyen Irak Başbakanı Nuri El-Maliki'ye cevap veriyor.
Hem de ne cevap!
Maliki hayatında böyle tokat yememiştir herhalde, kendine gelmesi çok uzun süre alabilir!
(Burada amacım Maliki avukatlığı yapmak değil, Davutoğlu'nun açıklamasındaki sığlığı ortaya koymaktır).
Bakın Davutoğlu, "Siz İsrail'e hizmet ediyorsunuz" diyen Maliki'ye nasıl cevap veriyo: "Sayın Maliki'nin öncelikle sorması gereken soru dünyanın en zengin doğal kaynaklarına sahip olan Irak'ta, başta başkent Bağdat olmak üzere şehirlerinde niye 24 saat kesintisiz elektrik yok. Niye elektrik sağlanamıyor.”
Cevaptaki stratejik derinliğe, zekaya bakar mısınız lütfen!
Amerikan işgali altındaki Irak'ın başbakanına "dünyanın en zengin doğal kaynaklarına sahip ülkende neden 24 saat elektirik yok?" diye soruyor.
Sen bu soruyu Irak'ı talan eden stratejik ortağınız ABD'ye sorsana.
Ha bu arada Irak'taki elektirik kesintileriyle ilgilenen bakanımıza bir de Türkiye'deki, özellikle Anadolu'nun muhtelif yerlerindeki sistematik kesintilerle ilgilenmesini tavsiye ediyoruz.
Acaba bu kesintilerin nedeni nedir?
***
Davutoğlu konuşur da Suriye konusunda ortaya malzeme çıkmaz mı, çıkar elbet.
Türkiye sınırının silahlı isyancıların yol geçen hanına çevrildiği bir ortamda söyle söylüyor.
"Suriye politikamız uluslararası hukuka saygılı bir politikadır"
Valla ne diyelim.. Hiç gülecek halim yoktu... Uluslararası hukuka saygılılarmış...
Hayırlara vesile olsun...
Bayram Coşkun / diğer yazıları
- Rest çekerken verilen tavizlerin söylenmesi / 26.09.2022
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021