Bir mü’mini haksız yere öldürmek
Kim bir mü’mini öldürürse ölüm anında ona şöyle söylerler: Ya Yahudi, ya Hıristiyan ya da Mecusi olarak ölmeyi seç
24.09.2022 21:04:00





İmam Sâdık'tan (a.s.) şöyle nakledilir:
"Kim bir mü'mini öldürürse ölüm anında ona şöyle söylerler: Ya Yahudi, ya Hıristiyan ya da Mecusi olarak ölmeyi seç."
Hz. İmam Sâdık'tan (a.s.) şöyle nakledilmiştir:
"Bir gün Hz. Peygamber'e bir Müslümanın öldürülerek bir mevkie atıldığını haber verdiler.
Hz. Peygamber oraya doğru hareket etti. Herkes olaydan haberdar oldu. Hz. Peygamber ile birlikte hareket ederek cesedin yanına geldiler.
Hz. Peygamber, "Katil kim?" diye sordu. "Bilmiyoruz" diye arz ettiler.
Hz. Peygamber (Allah'ın salat ve selamı O'na ve Ehl-i Beyt'ine olsun) şaşkınlık içinde şöyle buyurdu:
"Müslümanlar arasında bir maktul oluyor ve kimse katilini bilmiyor öyle mi? Beni peygamber olarak seçene yemin olsun ki, eğer gök ve yeryüzü sakinleri bir Müslümanın kanına ortak olursa hatta kanını dökülmesine razı bile olsalar şüphesiz Allah onların tümüne azap eder. Onları cehennem ateşine sokar."
Merhametli olmak
İmam Câfer-i Sâdık'tan şöyle rivayet edilmiştir:
"Hangi aile başkalarına karşı şefkatli olmak bakımından üzerine düşeni yaparsa Allah onların rızkını genişletir. Maişetin takdir edilmesi konusunda şefkatli olmak malın fazla olmasından daha iyidir. Şefkat insanın hiçbir zaman aciz kalmamasını sağlar. Nitekim, saçıp savurmadan sonra da geride bir şey kalmaz. Allah şefkatlidir. Şefkat gösterilmesini sever."
Amr b. İkrime diyor ki:
"İmam Sâdık'ın huzuruna vardım ve "Beni rahatsız eden bir komşum vardır" dedim. İmam, "Ona merhamet et" buyurdu.
Ben, "Allah ona merhamet etmesin" dedim.
İmam bu sözü duyar duymaz benden yüz çevirdi. İmam Sâdık'ı bu hal üzere bırakmak istemediğim için şöyle dedim:
"Sana feda olayım, komşum bana şöyle şöyle yapıyor. Beni rahatsız ediyor."
İmam buyurdu ki: "Ona karşı düşmanlığını açıklayarak (sen de onu rahatsız edecek) olursan ondan intikam alabileceğini mi zannediyorsun?"
Ben, "Evet buna gücüm vardır" dedim.
Bunun üzerine İmam Sâdık şöyle buyurdu: "Senin komşun Allah'ın insanlara verdiği nimetinden dolayı onları kıskanıyor. Bir kimseye bir nimet (servet) verildiğini gördüğü vakit ailesi olursa belasını onların başına getirir (onlara eziyet eder) ailesi olmadığı zaman ise belasını hizmetçisinin başına getirir (onunla kavga eder) hizmetçisi de yoksa geceleri uyuyamaz, gündüzleri ise sinirli olur. Böyle insanlara karşı hastalara davranıldığı gibi davranılmalıdır. Çünkü bunlar hastadırlar."
İnsaf ve adalet
Muaviye b. Vehb rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) şöyle buyurdu:
"Cennette dört köşke karşılık kim bana dört ameli yapma garantisini verir? İnfak et, fakirlikten korkma, insanlar arasında selamı yaygınlaştır, haklı da olsan tartışmayı terk et, kendinle ilgili meselelerde insanlara insaflı davran."
Carud, Ebu'l Münzir rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'ın şöyle dediğini duydum:
"Amellerin efendisi üç şeydir: Nefsinle ilgili meselelerde insanlara insaflı davranman; ancak insanlar için hoşnut olduğun bir şeyden kendin için de hoşnut olman. Mal hususunda kardeşinin derdiyle dertlenmen.
Bir de, her halinde Allah'ı zikretmen. Allah'ı zikretmek, sadece "Subhanallah, elhamdülillah ve lâilaheillallahu vallahuekber" değil.
Fakat karşına Allah Azze ve Celle'nin emrettiği bir şey çıktığı zaman onu yerine getirmen ve karşına Allah Azze ve Celle'nin alıkoyduğu bir şey çıktığı zaman da onu terk etmendir."
Muhammed b. Müslim rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Üç kişi vardır ki, onlar kıyamet günü insanların hesabı tamamen görülünceye kadar, bütün insanlardan daha fazla Allah Azze ve Celle'ye yakın olurlar.
Öfkelendiği zaman, hiçbir gücün elinin altındaki kimselerden intikam almaya sevk edemediği adam.
İki kişinin ortasında yürüyüp de bunlardan birine bir kıl kadar dahi olsa diğerinden daha fazla meyletmeyen adam. Lehinde de olsa, aleyhinde de olsa hakkı söyleyen adam."
Ruh b. Uhti'l Muâllâ rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) şöyle buyurdu:
"Allah'tan sakının ve adaletli davranın, zira siz adalete göre hareket etmeyen topluluğu kınıyorsunuz."
Muaviye b. Vehb rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Adalet baldan tatlı, kaymaktan yumuşak ve miskten daha hoş kokuludur."
Câfer b. İbrahim el-Câferî rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Resulûllah (sallallahu aleyhi ve alihi) şöyle buyurmuştur: Kim malından yoksula verir, kendisiyle ilgili bir meselede insanlara insaflı davranırsa (adalete göre hüküm verirse) o, gerçek mü'mindir."
Yusuf el-Bezzaz rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'ın şöyle dediğini duydum:
"Kavga eden iki kişiden biri, diğeri hakkında insaflı davranır (adalete göre hareket eder) diğeri kabul etmezse, mutlaka onu alt etmiş olur."
El-Halebî rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Adalet, susamış insanın içtiği sudan daha tatlıdır. Küçük bir işle ilgili dahi olsa, adalete göre hareket edildiği zaman bu ne geniş bir adalettir."
İnsanlara ihtiyaç duymama
Abdullah b. Sinan rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Mü'minin şerefi, gece yarısı kalkıp ibadet etmesidir. İzzeti ise, insanlara muhtaç olmamasıdır."
Hafs b. Giyas rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Biriniz Allah'tan her istediğinin kendisine verilmesini isterse, bütün insanlardan ümidini kessin ve bütün ümidini Allah'ın katında bulunanlara bağlasın. Allah Azze ve Celle, bu duygunun onun kalbinde iyice yer ettiğini bilince, o insan her ne isterse Allah kendisine verir."
Abdu'l A'la b. A'yen rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'ın şöyle dediğini duydum:
"İhtiyaçların karşılanmasını insanlardan istemek, insanın onurunu yok eder, hayâ duygusunu ortadan kaldırır. İnsanların elindekinden ümidini kesmek, mü'minin dini açısından izzettir. Açgözlülük ise yakasını bırakmayan yoksulluktur."
Ammar es-Sebatî rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Emir'ül-mü'minin (Ali b. Ebu Tâlib) şöyle derdi: Kalbinde insanlara muhtaç olma ve onlara muhtaç olmama duyguları birlikte yer almalıdır. Onlara muhtaç olman sözlerinin yumuşaklığı ve arkadaşlığının güzel olması için, onlara muhtaç olmaman da namusunun temizliği ve izzetinin (onurunun) bekâsı için gereklidir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Cafer eserinden)
"Kim bir mü'mini öldürürse ölüm anında ona şöyle söylerler: Ya Yahudi, ya Hıristiyan ya da Mecusi olarak ölmeyi seç."
Hz. İmam Sâdık'tan (a.s.) şöyle nakledilmiştir:
"Bir gün Hz. Peygamber'e bir Müslümanın öldürülerek bir mevkie atıldığını haber verdiler.
Hz. Peygamber oraya doğru hareket etti. Herkes olaydan haberdar oldu. Hz. Peygamber ile birlikte hareket ederek cesedin yanına geldiler.
Hz. Peygamber, "Katil kim?" diye sordu. "Bilmiyoruz" diye arz ettiler.
Hz. Peygamber (Allah'ın salat ve selamı O'na ve Ehl-i Beyt'ine olsun) şaşkınlık içinde şöyle buyurdu:
"Müslümanlar arasında bir maktul oluyor ve kimse katilini bilmiyor öyle mi? Beni peygamber olarak seçene yemin olsun ki, eğer gök ve yeryüzü sakinleri bir Müslümanın kanına ortak olursa hatta kanını dökülmesine razı bile olsalar şüphesiz Allah onların tümüne azap eder. Onları cehennem ateşine sokar."
Merhametli olmak
İmam Câfer-i Sâdık'tan şöyle rivayet edilmiştir:
"Hangi aile başkalarına karşı şefkatli olmak bakımından üzerine düşeni yaparsa Allah onların rızkını genişletir. Maişetin takdir edilmesi konusunda şefkatli olmak malın fazla olmasından daha iyidir. Şefkat insanın hiçbir zaman aciz kalmamasını sağlar. Nitekim, saçıp savurmadan sonra da geride bir şey kalmaz. Allah şefkatlidir. Şefkat gösterilmesini sever."
Amr b. İkrime diyor ki:
"İmam Sâdık'ın huzuruna vardım ve "Beni rahatsız eden bir komşum vardır" dedim. İmam, "Ona merhamet et" buyurdu.
Ben, "Allah ona merhamet etmesin" dedim.
İmam bu sözü duyar duymaz benden yüz çevirdi. İmam Sâdık'ı bu hal üzere bırakmak istemediğim için şöyle dedim:
"Sana feda olayım, komşum bana şöyle şöyle yapıyor. Beni rahatsız ediyor."
İmam buyurdu ki: "Ona karşı düşmanlığını açıklayarak (sen de onu rahatsız edecek) olursan ondan intikam alabileceğini mi zannediyorsun?"
Ben, "Evet buna gücüm vardır" dedim.
Bunun üzerine İmam Sâdık şöyle buyurdu: "Senin komşun Allah'ın insanlara verdiği nimetinden dolayı onları kıskanıyor. Bir kimseye bir nimet (servet) verildiğini gördüğü vakit ailesi olursa belasını onların başına getirir (onlara eziyet eder) ailesi olmadığı zaman ise belasını hizmetçisinin başına getirir (onunla kavga eder) hizmetçisi de yoksa geceleri uyuyamaz, gündüzleri ise sinirli olur. Böyle insanlara karşı hastalara davranıldığı gibi davranılmalıdır. Çünkü bunlar hastadırlar."
İnsaf ve adalet
Muaviye b. Vehb rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) şöyle buyurdu:
"Cennette dört köşke karşılık kim bana dört ameli yapma garantisini verir? İnfak et, fakirlikten korkma, insanlar arasında selamı yaygınlaştır, haklı da olsan tartışmayı terk et, kendinle ilgili meselelerde insanlara insaflı davran."
Carud, Ebu'l Münzir rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'ın şöyle dediğini duydum:
"Amellerin efendisi üç şeydir: Nefsinle ilgili meselelerde insanlara insaflı davranman; ancak insanlar için hoşnut olduğun bir şeyden kendin için de hoşnut olman. Mal hususunda kardeşinin derdiyle dertlenmen.
Bir de, her halinde Allah'ı zikretmen. Allah'ı zikretmek, sadece "Subhanallah, elhamdülillah ve lâilaheillallahu vallahuekber" değil.
Fakat karşına Allah Azze ve Celle'nin emrettiği bir şey çıktığı zaman onu yerine getirmen ve karşına Allah Azze ve Celle'nin alıkoyduğu bir şey çıktığı zaman da onu terk etmendir."
Muhammed b. Müslim rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Üç kişi vardır ki, onlar kıyamet günü insanların hesabı tamamen görülünceye kadar, bütün insanlardan daha fazla Allah Azze ve Celle'ye yakın olurlar.
Öfkelendiği zaman, hiçbir gücün elinin altındaki kimselerden intikam almaya sevk edemediği adam.
İki kişinin ortasında yürüyüp de bunlardan birine bir kıl kadar dahi olsa diğerinden daha fazla meyletmeyen adam. Lehinde de olsa, aleyhinde de olsa hakkı söyleyen adam."
Ruh b. Uhti'l Muâllâ rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) şöyle buyurdu:
"Allah'tan sakının ve adaletli davranın, zira siz adalete göre hareket etmeyen topluluğu kınıyorsunuz."
Muaviye b. Vehb rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Adalet baldan tatlı, kaymaktan yumuşak ve miskten daha hoş kokuludur."
Câfer b. İbrahim el-Câferî rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Resulûllah (sallallahu aleyhi ve alihi) şöyle buyurmuştur: Kim malından yoksula verir, kendisiyle ilgili bir meselede insanlara insaflı davranırsa (adalete göre hüküm verirse) o, gerçek mü'mindir."
Yusuf el-Bezzaz rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'ın şöyle dediğini duydum:
"Kavga eden iki kişiden biri, diğeri hakkında insaflı davranır (adalete göre hareket eder) diğeri kabul etmezse, mutlaka onu alt etmiş olur."
El-Halebî rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Adalet, susamış insanın içtiği sudan daha tatlıdır. Küçük bir işle ilgili dahi olsa, adalete göre hareket edildiği zaman bu ne geniş bir adalettir."
İnsanlara ihtiyaç duymama
Abdullah b. Sinan rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Mü'minin şerefi, gece yarısı kalkıp ibadet etmesidir. İzzeti ise, insanlara muhtaç olmamasıdır."
Hafs b. Giyas rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Biriniz Allah'tan her istediğinin kendisine verilmesini isterse, bütün insanlardan ümidini kessin ve bütün ümidini Allah'ın katında bulunanlara bağlasın. Allah Azze ve Celle, bu duygunun onun kalbinde iyice yer ettiğini bilince, o insan her ne isterse Allah kendisine verir."
Abdu'l A'la b. A'yen rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'ın şöyle dediğini duydum:
"İhtiyaçların karşılanmasını insanlardan istemek, insanın onurunu yok eder, hayâ duygusunu ortadan kaldırır. İnsanların elindekinden ümidini kesmek, mü'minin dini açısından izzettir. Açgözlülük ise yakasını bırakmayan yoksulluktur."
Ammar es-Sebatî rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Emir'ül-mü'minin (Ali b. Ebu Tâlib) şöyle derdi: Kalbinde insanlara muhtaç olma ve onlara muhtaç olmama duyguları birlikte yer almalıdır. Onlara muhtaç olman sözlerinin yumuşaklığı ve arkadaşlığının güzel olması için, onlara muhtaç olmaman da namusunun temizliği ve izzetinin (onurunun) bekâsı için gereklidir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Cafer eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.