15 Temmuz'da topyekûn millet olarak uçurumdan kurtulduk desek abartmış olmayız.
Kimimiz dışarıda, kimimiz, uykuda, kimimiz evde yakalandı vatan hainlerinin darbe girişimine.
Vatanımız üzerinde hesabı olanların bu kirli oyunları hakkında çok habere şahit olduk.
Herkes televizyon ekranlarından, sosyal medyadan neler olduğunu öğrenmeye çalışırken, hainlerin hesaplamadığı refleksi yine milletimiz gösterdi.
Bu tarihi gecede dikkat edilmesi ve üzerinde durularak sürekli hale getirilmesi gereken konu, Kürt-Türk, Alevi-Sünni demeden milletimizin bir bilek bir yürek olarak sokaklarda bu girişime olan tepkisiydi.
Canlarını veren vatandaşlarımıza bu vesileyle tekrar Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Yeryüzünde yaşayan diğer toplumlardan farkımız da aslında bu tür zamanlarda kenetlenme özelliğimiz olsa gerek.
Zaten illegal örgüt olan FETÖ'nün giriştiği bu hareketi savuran Panzehir'in adı şüphesiz birlik ve beraberlik olmuştur.
Ortadoğu'da İslam coğrafyasında kan ve gözyaşının hakim olduğu bir süreçte bu fitneden uzak durmanın, Irak gibi, Afganistan gibi olmamak için tek çaremiz bir olmaktır.
Şii-Alevi-Sünni, Kürt-Türk gibi çatışmaların çıkarılmak istenildiği vatanımızda ne yazık ki Müslümanların birliği zedelenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti'nde onlarca etnik grup barınmaktadır.
Hacı Bektaş'ın bu topraklarda yaptığı çalışmalar sonucunda bugün biz farklı kökenlerden olan Müslüman Türk milleti şerefine nail olduk.
Yakın tarihte Lozan'da Kürtleri azınlık olarak gören işgalci güçlere, tek ayrımın Müslüman ve gayrimüslim olduğu, Kürtlerin Müslüman Türk olduğu yanıtını veren Gazi Mustafa Kemal Atatürk milletimizi bir arada tutmayı başarmıştır.
Ülkemizde birileri tarafından çeşitli kavgalar alevlendirilmek istenilse de mayası Ehl-i Beyt olan Türk milleti geçmişinin bilincinde olarak buna müsaade etmeyecektir.
Temennimiz de bundan sonra etmemesidir.
Bundan sonra mutlak surette olması gereken darbe girişimi sürecinde gösterilen birlik ve beraberliğin önümüzdeki bütün engellerde tesis edilmesi ve daim olmasıdır.
Bundan sonra duamız Demokratik, laik, hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nde asker-polis-sivil, Kürt-Türk, Alevi-Sünni ayrımı yapmadan birlik ve beraberlik içinde ortak davamızın vatanımız ve milletimizin çıkarları olmasıdır.
Bu da olaylara ve meselelere şahısların gözüyle değil Allah'ın rızasını gözeterek bakmakla mümkün olur.
Allah vatanımızı, milletimizi, devletimizi tüm tehlikelerden korusun.
Kimimiz dışarıda, kimimiz, uykuda, kimimiz evde yakalandı vatan hainlerinin darbe girişimine.
Vatanımız üzerinde hesabı olanların bu kirli oyunları hakkında çok habere şahit olduk.
Herkes televizyon ekranlarından, sosyal medyadan neler olduğunu öğrenmeye çalışırken, hainlerin hesaplamadığı refleksi yine milletimiz gösterdi.
Bu tarihi gecede dikkat edilmesi ve üzerinde durularak sürekli hale getirilmesi gereken konu, Kürt-Türk, Alevi-Sünni demeden milletimizin bir bilek bir yürek olarak sokaklarda bu girişime olan tepkisiydi.
Canlarını veren vatandaşlarımıza bu vesileyle tekrar Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Yeryüzünde yaşayan diğer toplumlardan farkımız da aslında bu tür zamanlarda kenetlenme özelliğimiz olsa gerek.
Zaten illegal örgüt olan FETÖ'nün giriştiği bu hareketi savuran Panzehir'in adı şüphesiz birlik ve beraberlik olmuştur.
Ortadoğu'da İslam coğrafyasında kan ve gözyaşının hakim olduğu bir süreçte bu fitneden uzak durmanın, Irak gibi, Afganistan gibi olmamak için tek çaremiz bir olmaktır.
Şii-Alevi-Sünni, Kürt-Türk gibi çatışmaların çıkarılmak istenildiği vatanımızda ne yazık ki Müslümanların birliği zedelenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti'nde onlarca etnik grup barınmaktadır.
Hacı Bektaş'ın bu topraklarda yaptığı çalışmalar sonucunda bugün biz farklı kökenlerden olan Müslüman Türk milleti şerefine nail olduk.
Yakın tarihte Lozan'da Kürtleri azınlık olarak gören işgalci güçlere, tek ayrımın Müslüman ve gayrimüslim olduğu, Kürtlerin Müslüman Türk olduğu yanıtını veren Gazi Mustafa Kemal Atatürk milletimizi bir arada tutmayı başarmıştır.
Ülkemizde birileri tarafından çeşitli kavgalar alevlendirilmek istenilse de mayası Ehl-i Beyt olan Türk milleti geçmişinin bilincinde olarak buna müsaade etmeyecektir.
Temennimiz de bundan sonra etmemesidir.
Bundan sonra mutlak surette olması gereken darbe girişimi sürecinde gösterilen birlik ve beraberliğin önümüzdeki bütün engellerde tesis edilmesi ve daim olmasıdır.
Bundan sonra duamız Demokratik, laik, hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nde asker-polis-sivil, Kürt-Türk, Alevi-Sünni ayrımı yapmadan birlik ve beraberlik içinde ortak davamızın vatanımız ve milletimizin çıkarları olmasıdır.
Bu da olaylara ve meselelere şahısların gözüyle değil Allah'ın rızasını gözeterek bakmakla mümkün olur.
Allah vatanımızı, milletimizi, devletimizi tüm tehlikelerden korusun.
Furkan Talay / diğer yazıları
- Atatürk’ün en büyük düşmanını açıklıyorum / 22.12.2020
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018