Sık sık cezaevleri affı, öğrenci affı, mali borç afları vs gibi konular kamuoyunda tartışma konusu olmaktadır. Kesin bir istatistikî rakam elimde yok ancak eminim ki dünyada en çok af çıkaran ülke sıralamasında galiba birinci geliriz. "Af etmek büyüklere mahsustur" diye sık kullandığımız bir geleneksel ifademiz var. Bazen büyükler ile küçükler arasındaki anlaşmazlıkta işe yaramıyor değil, ancak her zaman af işe yarıyor mu bilmem. Yetişkin birey davranışı gösteren kişi karşısında yanlış yapmış birinin insan olarak hata yaptığını, koşulların kişiyi yanlış yapmaya ittiğini düşünerek büyüklük gösterir. Devletler de bazen yasalarına göre hata yapmış yurttaşlarını affederler. Daha çok az gelişmiş üçüncü dünya devletlerinde sık rastlanılan kralın, sultanın veya başkanın belirli yıl dönümlerinde toptan afları basına yansır. Ancak gelişmiş ülkelerde pek af kavramını duymayız. Çünkü yasalara göre yapılan yanlışı cezalandırmazsanız caydırıcılık yaratamazsınız ve zamanla laçkalaşan sistemde kimseyi tutamazsınız. Yapılacak şey, herkesi hak ettiği kadar değerlendirmek gerekir. Hak etmeden birilerini bir yerlere getirdiğimizde başımıza gelecekler belli. Belirli bir başarıyı yakalamak için ise mutlaka işin ciddiye alınması gerekir. Yanlış bir şey yapıldığında katlanılacak sonuçların caydırıcı nitelikte olması gerekir.
Adaletin sağlanması, haklının haksızdan ayırt edilmesi, insanın güven içinde yaşaması, çalışarak farklı olduğunu bilmesi içinde hata yapana ve suç işleyene karşı da bir duruş göstermesi gerekir. Aksi takdirde kimseye güven veremezseniz ve kimse de sizi dinlemez. Bugün toplumun adalete olan güveninin zedelenmesi sonucu artan mafya benzeri girişimler kendiliğinden ortaya çıkmamıştır.
Bazen insana bir şans tanımak gerekir, ancak her şeyin bir bedeli olduğunu da insanların bilmesi gerekir. Bunun da aralıklarla hissettirilip kişinin yaşamsal yol haritasını kendisinin oluşturması faydalı olacaktır. Af önerisi yapılırken vekillerimizin bu konuyu da dikkate almaları gerekir. "Kendisi" olmamış, öz güveni olmayan, sürekli başkasının sırtında kambur olmuş birinin sürekli korunması kişiye iyilik değil kötülük yapmak olduğu bilinmelidir.
Ülke olarak her türlü önyargıdan uzak, ülkemize yakışır bir yüksek öğretim modeli oluşturmamız artık kaçınılmaz görünmektedir. Bu bir zorunluluktur, bu konuda daha fazla vakit kaybedilmemelidir.
Adaletin sağlanması, haklının haksızdan ayırt edilmesi, insanın güven içinde yaşaması, çalışarak farklı olduğunu bilmesi içinde hata yapana ve suç işleyene karşı da bir duruş göstermesi gerekir. Aksi takdirde kimseye güven veremezseniz ve kimse de sizi dinlemez. Bugün toplumun adalete olan güveninin zedelenmesi sonucu artan mafya benzeri girişimler kendiliğinden ortaya çıkmamıştır.
Bazen insana bir şans tanımak gerekir, ancak her şeyin bir bedeli olduğunu da insanların bilmesi gerekir. Bunun da aralıklarla hissettirilip kişinin yaşamsal yol haritasını kendisinin oluşturması faydalı olacaktır. Af önerisi yapılırken vekillerimizin bu konuyu da dikkate almaları gerekir. "Kendisi" olmamış, öz güveni olmayan, sürekli başkasının sırtında kambur olmuş birinin sürekli korunması kişiye iyilik değil kötülük yapmak olduğu bilinmelidir.
Ülke olarak her türlü önyargıdan uzak, ülkemize yakışır bir yüksek öğretim modeli oluşturmamız artık kaçınılmaz görünmektedir. Bu bir zorunluluktur, bu konuda daha fazla vakit kaybedilmemelidir.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012