Eskiden sosyete semtleri yoktu."Kibar Muhitler" vardı. Eline külliyetli para geçenler ne yapar eder, "ekabir zevat" arasına girer, ismini kibarlar arasına yazdırırdı.Değilse ne kazanırsa kazansın sonradan görme yaftasını yer. Bir daha bundan sıyrılamazdı. Kibar, öyle nazik, iyi terbiye almış demek değil. Kelimenin manası "önde gelen", biraz da "önde giden" Ama yıllar yılı bu milletin önde gelenleri ile bir nezaket ile, bir terbiye ile örnek olmuş ki onların adı nezaketle terbiyeyle birlikte anılır olmuş. Eskinin konaklarında ramazan ziyafetlerine harcananlar, bugün Porsche'lere, Ferrari'lere harcanan rakamların yanında bile dudak uçuklatır. Sonra bir dem geldi. Milletin önde gelenleri kibarlıktan sıkıldı. Yoksula sırtını dönmek, hatta onun da varını yoğunu içetmek arzusuna kapıldılar. Millet ne der düşünmeden sefahate dalmak istediler. Sosyete oldular. Bürokrat, iş adamı, gazeteci mafyada buluşur oldu. Rektörler zavallı kızcağızların eğitim hakkını gasp etmek için üniversite kapısına dikildi.Evvel zaman, insanlar asker sivil diye ikiye ayrılmazdı. Asker ve başıbozuk derlerdi. Asker sabah kalkmasından yemesine hayatın bütün veçhelerinde düzen ve tertip içinde olduğundan kimse alınmazdı kendisine başıbozuk yani disiplinsiz denmesine. Sonra bir ihtilal yaşandı. Daha darbe bitmeden "ABD ve Nato'ya bağlılığımıza asla fütur gelmeyecektir" diye ilan edenler çıktı. Asker, kimseye başıbozuk diyemez oldu. Daha doğrusu asker olmayanlar artık bu ayrımın yeterince keskin olmadığına karar verdi, Sivillik icad olundu. Ben kendi payıma aık konuşayım başıbozuk yerine sivil diye adlandırılmaktan çok da rahatsız değildim. Ta ki 27 Nisan sanal muhtırasına kadar. AKP'ye beş yıllık iktidar altın tepside hediye edilmiş, olabilir siyasete daha hoyrat müdahaleler görmemiş değiliz. Ama Genelkurmay Başkanı sayın Büyükanıt'ın muhtıraya onay vermedim demesi, Genelkurmay Başkanlığı resmi internet sitesinden Türkiye'yi istediği gibi karıştıranların paşanın sofrasında kaşıkla çatalın yerini karıştıranlar kadar olsun takibata uğramaması var ya.Bir istisna olmuş işte diyeceksiniz, ben o kadar emin değilim. Bakın İsrail hava sahamızı ihlal etti, komşumuza saldırdı. Üstünden bir buçuk ay geçti. Hava sahamız da Genelkurmay'ın internet sitesi kadar sahipsiz. Bu olaylar zincirine muhakkak sizin de ekleyeceğiniz halkalar vardır.Benim bardağı taşıran damla ise tezkere ve sınır ötesi tartışmaları. İsrail kaynaklı istihbarat sitesi DEBKA, iddia ediyor: "Türk ordusu Barzani'den korktu, sınır ötesi harekattan vaz geçti. Onun yerine helikopterle komando indirip vurkaç yapacak."Bir yalanlama mı beklediğim, hakaretamiz ifadeler içeren göğüs kabartacak bir açıklama mı cevabını veremeyeceğim. İsrail'e de stratejik ortak ABD'ye de inecek bir operasyon tokadı bekliyorum belki de.Ama su götürmez bir gerçek var. Ne yaptığını bilen, memlekete sahip çıkan bir iradeyle kendimi kıyaslamak istiyorum.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012