Kimin eli, kimin cebinde bellisiz bir başı-boşluğun adı hâla Huzûr ve İstikrâr! Allah sorsun iyi mi?Yaygın Basın'da 7.000 kişinin dinlendiği ve dinlenenlerin telefon numaraları ile birlikte listesi yayımlanırken Hükümet Sözcüsü Bülent, 2.287 kişinin dinlendiğini söyledi! 7.000 kişi değilmiş! Özür, kabahatten büyük!Baba-Oğul'un servis edilen konuşmalarına bir örtü lazımdı, bulundu!Yaygın Basın'ın bol resimlilerinden ikisi; dinlenenler listesini yayımlarken Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın fotoğrafı ile haberlerini haber haline getirdiler! Buna İlâhi Adâlet denir işte! Allah (c.c.); korkağa, ürkeğe, mürâiye, döneğe, dolma kaleme; cesûrun, merdin, sâdığın reklamını, methini böyle yaptırır işte!Bu arada; intihâli iş edinmiş olanlar; yine yaptılar mesleklerini! Bu satırların yazarını okuyanlar ve Dostlar bilirler ki MHP Diyarbakır Mitingi öncesi, özel ihbarla gözaltına alınıp, telefonumun dinlendiğini, Özel Yetkili "Paralel" Savcı'dan bizzat öğrendikten sonra; "Dinleyenler bizim çocuklarımız. Madem ki bizi dinleme görevi verilmiş, dinlesin hem mesailerini hak etsinler, hem de bir şeyler öğrensinler! Ayrıca duyuramadığımız düşünce ve sözlerimizi de muhatabına birinci elden duyurmuş olalım!" diye defalarca yazdık, sayısız kere söyledik!..."Y-MeHaPe"nin "Ke-Ke-Me Bilge"sinin, "Çiçek Bahçesi" tarifinden vazgeçilip "Renkli Mermer" tarifimize dönüldüğünü görmek hoşuma gitmişti! Son telefon dinlemeleriyle ilgili de; "Dinlendiğimizi zaten biliyorduk. Duyuramadıklarımızı böylece duyurmuş oluyorduk" dediler! İyi yaptılar! Yine gülümsedim tabi!Demek ki neymiş? Doğruda direnilince, mutlaka görülüyormuş! Mızrak, çuvala sığmıyormuş!Önce ABD ve Avrupa'da patlayan dinleme skandalı, tesâdüf(!) bu ya, kısa bir süre sonra Türkiye'de de patladı!Senaryonun Baş Aktörü, BOP Eş Başkanı; şantaj dedi, sabotaj dedi, montaj dedi!Teknik kişilerden muhalifler; "Özel kriptolu telefonlarda montaj nerdeyse imkansızdır" derken, yandaş vuvuzela teknik adamlar, Kasımpaşalı Baş Aktöre; "Biz de montaj kasetler hazırlatıyoruz!" dedirttiler!Duyar duymaz; "Merd-i kıpti şecâatin arz ederken sirkâtin söyler!" diye bağırmalarını hatırladım! Şâirin; "İşi, ayinesidir kişinin lafa bakılmaz" dizesini hatırladım! Bizim Usta, ustalığını, uygulamalı olarak gösterecek demek ki! Olanları istihzâ ile gülümseyerek, öfke içinde seyrediyoruz! Allah, düşmanı da şaşırtmasın!Bir başka yandaş vuvuzela ise; "Bugün biri sordu, kaset doğru olsa ne derdin? Dedim ki, dindarlar zekâtını yoksullara ulaştırmak için başbakana vermiş olabilirler!" şeklinde evlere şenlik bir açıklama yaptı! Allah kimseyi utanır yüzden etmesin!Baştürk Haydar Hoca ise; "Her ânını Yüce Yaradan'a hesap şuûru ile geçiren bizler, zaten Yaradan tarafından takip edildiğimizin bilinciyle yaşamaktayız. Böyle büyük bir iradeye, yaptıklarımızın hesabını vereceğimizin idrâkinde iken ve bizi dinleyenlerin de aynı hesaba çekileceğini biliyorken, dinleyen ademoğulları kim oluyor ki? Ben doğduğum günden beri dinleniyorum ve akil baliğ olduğumdan beri de yaptıklarımdan mes'ûlüm. ? Bendenizi dinlemişler, dinlememişler şahsım adına bir önemi olamaz" diye Müslüman-Türk vakârı ile yorumladı mes'eleyi!Ve bu tavrı ile Baştürk Haydar Hoca; işbirlikçi kurnazların oyunlarını da ters yüz ederek kendi başlarına doladı!Her yerde, her zaman; "Şu ânda Türkiye'de paralel yapı denilen Hizmet Grubu A.Ş.'nin sirâyet edemediği tek kurum ve tek millî parti, Vallahi de Billahi de Bağımsız Türkiye Partisi'dir" diyerek övünüyorum!Benim bildiğimi Paralel Yapı'nın her iki çizgisi de bilmiyor mu! Elbette biliyorlar ve son servis edilen telefon görüşmelerinden sonra; BOP Eş Başkanı Kasımpaşalı, Hizmet Grubu A.Ş. Ceosu'na, Haydar Hoca'nın cevap vermesini umdu! Böylece o da, mes'eleye hakemlik pozuna girerek -akla zarar- telefon görüşmesini perdeleme hayali kurdu! Ama olmadı Haydar Hoca, bu kurnaz tuzağı, Müslüman Türk ferâseti ile ters-yüz edip, başlarına doladı!Hani Türkiye'de Haydar Hoca çok marjinaldi!Hani Haydar Hoca'yı bilen yoktu! Ne oldu? Türkiye'nin tek bilenini; ağlayarak içinden Gülen Hizmet Grubu A.Ş.'nin Ceosu ile muhatap etmek o kadar kolay mı?Sen değil miydin; "Beraber yürüdük biz bu yollarda- Bana her şey, seni hatırlatıyor!" diye davet edildiğin "Paralel yapı"nın "Türkçe Olimpiyatları"nda, toplantı ve panellerinde, gırtlağını yırtarcasına bağıran? Sen değil miydin; "Cemaat, ne istedi de vermedik?" diye sitem eden?Ne oldu Tayyip Kardeş?Zamanında sözüne kulak vermediğini, önce söz verip sonra sözünden caydığını sen unutursun ama Baştürk unutur ve unutturur mu zannettin?İki zalimin mücadelesinde taraf olmak zûlme ortaklıktır Tayyip Kardeş! Biz bu oyuna düşmeyiz! Yiyin birbirinizi! Bilmez misiniz Atalar; "ÜRÜŞÜNÜ BİLMEYEN İT, ÖRÜŞÜNE KURT ÇAĞIRIR." (Ürümesini bilmeyen it, bağlandığı yere kurt çağırır!) demiş, vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017