'Bizim siyasetimizde mağlubiyet yoktur' seslendirme dosyası:
Önceki yazımda üstadımız Prof. Dr. Haydar Baş hocamızdan öğrendiklerimizi yazmıştım.
Yazımın sonunda Bağımsız Türkiye Partisi'ne ve Genel Başkanı Hüseyin Baş'a sahip çıkmamız gerektiğini belirtmiştim.
Üstat hep "Biz siyasetimizi son nefesimiz için yapıyoruz" demişti. Yani siyaseti; vatana, millete, dine hizmet gayesi olarak görmüş ve bundan da asla taviz vermemiştir.
Üstat Hakk'a yürümesinden sonra Bağımsız Türkiye Partisi MYK üyeleri oybirliği ile Hüseyin Baş'ı genel başkan olarak seçmiş ve daha sonrasında 18 Ekim'de olağanüstü kongreyle tüm delegelerin oyu ile yeniden genel başkan seçilmiştir.
Kongre merhum genel başkanımızın hayatından kesitlerin aktarıldığı muhteşem bir sinevizyon ile başlamış ve hepimize çok duygusal anlar yaşatmıştı. Daha sonra kürsüye gelen Genel Başkanımız "Ben Haydar Baş'ın oğlu Hüseyin Baş'ım" diyerek merhum genel başkanımızın siyasetteki misyonunu aynen devam ettireceğini en güçlü şekilde ifade etmişti.
Burada şu hususun da altını çizmek istiyorum, Hüseyin Baş, Prof. Dr. Haydar Baş'ın oğlu olduğu için değil bu kutsal görevi layıkıyla yerine getirecek en güçlü isim olduğu için seçilmiştir. Yani liyakat esas alınmıştır.
Yeni genel başkanımız göreve gelmiş olduğu bu kısa sürede gösterdiği başarıyla da bu görevi layıkıyla yerine getirdiğinin ispatını yapmıştır. Şurası muhakkak ki siyaset, hem maddi güç hem de dünyanın geldiği teknoloji ve bilişim çağında yeterli donanım, bilgiye sahip olunmasını gerekli kılmaktadır.
Genel Başkanımız hem maddi hem de manevi olarak ve özellikle de günümüz şartların gerekli kıldığı her türlü teknoloji, bilişim, ekonomi ve eğitim alanlarında gerekli ve yeterli donanıma sahiptir. Kendini eksik gördüğü alanlarda işin ehli kişilerden fikir almaktan asla imtina etmez.
Genç olması nedeniyle gençliğin her türlü sorunlarına vakıf olması ve bütün bu sorunlara çözüm üretebilir bir yapıda olması, gençlerin eğlence ve kültürlerine aşina olması gençliğimiz için de büyük bir avantajdır.
Merhum genel başkanımızın "Biz siyaseti son nefesimiz için yapıyoruz" düsturunu kendisine rehber edinmiştir. Onun için bizim siyasetimizde mağlubiyet yoktur. Bizler istikametimizi bozmadığımız ve merhum genel başkanımızın bütün ilkelerine uyduğumuz zaman, hep kazanan olacağız. Bütün sorumluluk ve vebal, önlerine her türlü Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet projeleriyle koyan; gerek ahlaki, gerek manevi sahalarda Ehl-i Beyt açılımıyla çözüm üreten ve milli meselelerde Atatürk açılımıyla toplumu aydınlatan bu kadroları iş başına getirmeyen, gerekli desteği vermeyen halkımıza aittir.
Bu genç yaşında her türlü konforunu ve rahatını bir kenara bırakarak bu ağır yük ve sorumluluğun altına giren ve merhum genel başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş'ın bayrağını en yükseklere dikmeyi hedefleyen Genel Başkanımız Hüseyin Baş'a bizler de elimizden geldiği kadar destek olmalı, şahsi sorunlarımızla onu meşgul etmemeli ve bu ağır yükün bir ucundan da bizler tutmalıyız.
Yazımın sonunda Bağımsız Türkiye Partisi'ne ve Genel Başkanı Hüseyin Baş'a sahip çıkmamız gerektiğini belirtmiştim.
Üstat hep "Biz siyasetimizi son nefesimiz için yapıyoruz" demişti. Yani siyaseti; vatana, millete, dine hizmet gayesi olarak görmüş ve bundan da asla taviz vermemiştir.
Üstat Hakk'a yürümesinden sonra Bağımsız Türkiye Partisi MYK üyeleri oybirliği ile Hüseyin Baş'ı genel başkan olarak seçmiş ve daha sonrasında 18 Ekim'de olağanüstü kongreyle tüm delegelerin oyu ile yeniden genel başkan seçilmiştir.
Kongre merhum genel başkanımızın hayatından kesitlerin aktarıldığı muhteşem bir sinevizyon ile başlamış ve hepimize çok duygusal anlar yaşatmıştı. Daha sonra kürsüye gelen Genel Başkanımız "Ben Haydar Baş'ın oğlu Hüseyin Baş'ım" diyerek merhum genel başkanımızın siyasetteki misyonunu aynen devam ettireceğini en güçlü şekilde ifade etmişti.
Burada şu hususun da altını çizmek istiyorum, Hüseyin Baş, Prof. Dr. Haydar Baş'ın oğlu olduğu için değil bu kutsal görevi layıkıyla yerine getirecek en güçlü isim olduğu için seçilmiştir. Yani liyakat esas alınmıştır.
Yeni genel başkanımız göreve gelmiş olduğu bu kısa sürede gösterdiği başarıyla da bu görevi layıkıyla yerine getirdiğinin ispatını yapmıştır. Şurası muhakkak ki siyaset, hem maddi güç hem de dünyanın geldiği teknoloji ve bilişim çağında yeterli donanım, bilgiye sahip olunmasını gerekli kılmaktadır.
Genel Başkanımız hem maddi hem de manevi olarak ve özellikle de günümüz şartların gerekli kıldığı her türlü teknoloji, bilişim, ekonomi ve eğitim alanlarında gerekli ve yeterli donanıma sahiptir. Kendini eksik gördüğü alanlarda işin ehli kişilerden fikir almaktan asla imtina etmez.
Genç olması nedeniyle gençliğin her türlü sorunlarına vakıf olması ve bütün bu sorunlara çözüm üretebilir bir yapıda olması, gençlerin eğlence ve kültürlerine aşina olması gençliğimiz için de büyük bir avantajdır.
Merhum genel başkanımızın "Biz siyaseti son nefesimiz için yapıyoruz" düsturunu kendisine rehber edinmiştir. Onun için bizim siyasetimizde mağlubiyet yoktur. Bizler istikametimizi bozmadığımız ve merhum genel başkanımızın bütün ilkelerine uyduğumuz zaman, hep kazanan olacağız. Bütün sorumluluk ve vebal, önlerine her türlü Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet projeleriyle koyan; gerek ahlaki, gerek manevi sahalarda Ehl-i Beyt açılımıyla çözüm üreten ve milli meselelerde Atatürk açılımıyla toplumu aydınlatan bu kadroları iş başına getirmeyen, gerekli desteği vermeyen halkımıza aittir.
Bu genç yaşında her türlü konforunu ve rahatını bir kenara bırakarak bu ağır yük ve sorumluluğun altına giren ve merhum genel başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş'ın bayrağını en yükseklere dikmeyi hedefleyen Genel Başkanımız Hüseyin Baş'a bizler de elimizden geldiği kadar destek olmalı, şahsi sorunlarımızla onu meşgul etmemeli ve bu ağır yükün bir ucundan da bizler tutmalıyız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İsmail Hakkı Ergan / diğer yazıları
- Gençliğimizi sokakta bırakamayız / 30.09.2021
- İpin ucu kaçtı / 18.09.2021
- El Kaide, Taliban, İŞİD / 13.09.2021
- Unutturulan hakikatler / 03.09.2021
- Sonradan görmeler... / 02.04.2021
- Demokratik krallık / 27.03.2021
- Aidiyet duygusu / 20.03.2021
- Yine haklı çıktı / 13.03.2021
- Ölçüyü Ehl-i Beyt’ten almak / 06.03.2021
- İkra kitabeke / 26.02.2021
- İpin ucu kaçtı / 18.09.2021
- El Kaide, Taliban, İŞİD / 13.09.2021
- Unutturulan hakikatler / 03.09.2021
- Sonradan görmeler... / 02.04.2021
- Demokratik krallık / 27.03.2021
- Aidiyet duygusu / 20.03.2021
- Yine haklı çıktı / 13.03.2021
- Ölçüyü Ehl-i Beyt’ten almak / 06.03.2021
- İkra kitabeke / 26.02.2021