Mart ayının ilk günü yazdığım "Vatan sadece Hasan'ın anası ise, durum bu olur" başlıklı yazımda hatırlatmıştım; ama Başbakan R. Tayip Erdoğan, "Şehit cenazeleri istemiyoruz artık?" diye haykıran bağrı yanık Türk milletine "Askerlik öyle yan gelip yatma yeri değildir?" şeklinde karşılık verince, "ibretlik tablo" hafızamda tekrar canlandı.Hani, sabah içtimasında komutan sormuştu Onbaşı Hasan'a:- Oğlum, vatan nedir?Hasan'dan cevap yok, tabii... Öyle bir şey öğretilmemişti çünkü o güne kadar. Başbakan'ı "Türk'üm" diyemeyip, yerine "Türkiyeliyiz" diyen bir ülkede yaşıyordu; ama samimi ve saftı. Komutan, fırtına öncesi gulgule gibi soruyu tekrar etmişti; "Oğlum, vatan nedir?" Şamarın ayak seslerini duyar gibi olan Hasan, başka çare yok diyerek içinden nasıl geldiyse öylece "Vatan anamdır, komutanım!" diye haykırmıştı. Komutan memnun kalmış, tebessüm etmişti. Aynı soruyu, Onbaşı Hasan'ın yanındaki askere daha gür bir sada ile sormuş; uyanık er Bilal, şu cevabı yapıştırmıştı: - "Vatan, Hasan'ın anasıdır komutanım!" Bilal, ne de olsa bir politikacı sülalesinden geliyordu? Hazır cevaplılığında politik bir altyapı ve "etnik kompleks"i andıran bir hinlik saklıydı: "Vatan, Hasan'ın anasıdır komutanım!"Tehlikeli bir halet-i ruhiyeErdoğan'ın "Askerlik öyle yan gelip yatma yeri değildir?" ifadesini işitince, beynim zonkladı. Bilal'in "vatan, Hasan'ın anasıdır komutanım!" cevabı şakladı beynimde.Tezkere sürecinde Ankara'daki "etkili ve yetkili" bazı politikacılarda, "Vatan, Hasan'ın anasıdır?" cevabında saklı bir halet-i ruhiye sezinledim. "Vatan, Hasan'ın anasıdır?" halet-i ruhiyesi ile ne vatan muhafaza edilebilir, ne millet, ne devlet? Bu halet-i ruhiye ile, ne milletin karnı doyurulabilir, ne işçinin, ne emeklinin, ne dulun, ne şehit yakınının.Bu halet-i ruhiye ile "vatan" ancak ecnebiye satılır, millet malı yabancıya peşkeş çekilir. Bu halet-i ruhiye ile ancak BOP'a taşeronluk yapılır. Bu halet-i ruhiye ile ancak işgalci ABD'nin ve İsrail'in stratejik ortağı olunur. Bu halet-i ruhiye ile, işgale uğrayan masum Lübnan halkının namusu değil, istediği anda taş üstünde taş omuz üstünde baş bırakmayan işgalci İsrail'e canlı kalkan olunur.Erdoğan sürç-i lisan etmediErdoğan'ın "Askerlik öyle yan gelip yatma yeri değildir?" ifadesi basit bir ifade değildir. Sürç-i lisan hiç değildir? Sürç-i lisan olsaydı; Erdoğan "Affola?" der, binlerce şehit vermiş yüce Türk milletinden ve Türk askerinden özür dilerdi. Yapmadı. Bilakis "Askerlik öyle yan gelip yatma yeri değildir?" cümlesi, Erdoğan'ın "Lübnan'a Türk askerinin gönderilmesine karşı çıkmak ihanettir" ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Ş. Ayalan'ın "Marjinal grupların gösterisini halkın tepkisiymiş gibi göstermek vatana ihanettir" cümlelerinin altında yatan halet-i ruhiye ile söylenmiş bir kararlı ifadedir. Dolayısıyla Erdoğan'ın "askerlik öyle yan gelip yatma yeri değildir?" cümlesi, eş başkanı olduğu W. Bush'un Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında ele alınmalıdır.El insaf? Bunları da mı duyacaktık!BOP kapsamında "askerlik yan yatma yeri değil" ise nedir?Askerlik yan gelip yatma değil? AKP'nin stratejik ortağı W. Bush'un beslemesi PKK çapulcularının hain kurşunlarıyla can vermektir, öyle mi?Askerlik öyle yan gelip yatma yeri değil? Süleymaniye'de ve Erbil'de, AKP'nin stratejik ortağı Amerikan'ın conilerinin başımıza çuval geçirilmesine razı olmaktır, öyle mi?Askerlik öyle yan gelip yatma yeri değil? 22 günde 130 bin evi-barkı yerlebir eden işgalci İsrail'e karşı savunmasız Lübnan halkının elini-kolunu bağlamak için Lübnan'a gitmektir, öyle mi?Askerlik öyle yan gelip yatmak değil? Vatanlarını ve namuslarını İsrail işgaline karşı direnen Lübnanlı grupların ve Hizbullah'ın ellerindeki savunma silahlarını almak için gerekirse ölmektir, öyle mi?Askerlik, öyle yan gelip yatma yeri değil? Erdoğan'ın tırmanmak istediği Çankaya yokuşunda teklememesi için gerekli olan "Amerikan lojistik desteği sağlamak" üzere W. Bush'un BOP batağında istenilen yerde ölmektir, öyle mi?Askerlik, öyle yan gelip yatma yeri değil? Emellerini, AB, ABD ve İsrail gibi müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid etmiş kimi iktidar sahipleri için hesapsız ve isimsiz ölme yeridir, öyle mi?El insaf? Yahut hoppala! Hiçbir Türk evladı ve hiçbir Türk askeri böyle bir ithamı, böyle bir nitelemeyi, böyle bir "görev veya kimlik tarifi"ni kabul etmez, kabul edemez, içine sindiremez. Hiçbir Türk evladı ve hiçbir Türk askeri böyle bir "askerlik tanımı" içinde yer almaz. Hem bugüne kadar hangi Türk evladı, hangi Türk askeri yan gelip yatmıştır?Askerlik, BOP'un taşeronu olmak değil?"Askerlik yan gelip yatma yeri değil?" tahrikinden maksat, Türk askerini BOP kapsamındaki Lübnan batağına sürüklemek ise Erdoğan bu noktada yanılmaktadır? Zira, askerlik, BOP'un taşeronu olmak değildir. Askerlik, nahak yere insanların ırz, namus ve topraklarına tecavüz eden İsrail'in muhafızlığına soyunmak hiç değildir. Tarihin hiçbir döneminde, ne Türk milleti, ne de Türk askeri, Lübnan'da tezgâhlanmak istendiği gibi mazlumun elini-kolunu bağlayarak asla zalimin yanında olmamış, ırz düşmanı tecavüzcülere ve işgalcilere asla yardım ve yatakçılık yapmamıştır. Türk'ün askerlik anlayışı bu değildir."Vatan, Hasan'ın anasıdır?" halet-i ruhiyesi içinde Ankara'ya kapak atmış bazı siyasilerin gevelemeye çalıştıkları ve Türk askerini sürüklemek istedikleri üzere; askerlik, AB için, ABD için, İsrail için, BOP için can vermek hiç değildir? Nitekim Türk milleti, Erdoğan'a "askerliğin" ne olduğunu anlatmak için meydanları inletmektedir. Erdoğan'ın bundan sonra atması gereken tek adım vardır; o da, BOP eş başkanlığından ve Başbakanlıktan çekilip Türk milletinden ve Türk ordusundan özür dilemektir.Dünya âlem bilir ki, her Türk asker doğar?Dünya âlem bilir ki, her Türk asker doğar; bu sebeple Türk milleti için askerlik, mesleklerden bir meslek değil, bir "hayat tarzı"dır, bir "milli karakter"dir. Her Türk asker doğar; bu sebeple "vatan sadece Hasan'ların anası" değil, tüm Türk milletinin anasıdır, namusudur. Dünya âlem bilir ki, Türk Milleti'nin yüreğinde askerlik, vatan için, millet için, namus için, din için, devlet için gerekirse ölmektir. Dünya âlem bilir ki, Türk Milleti'nin yüreğinde askerlik, vatanı işgal edilen ve namusu kirletilen mazlumun yanında olmak, vahşi işgalcilerin karşısında delikanlı gibi durmaktır; bu uğurda ne yapmak gerekiyorsa yapmaktır. Tarih boyunca Türk milleti ve Türk askeri bunu yaptı. Bu mukaddes değerler uğruna sadece Türk askeri değil, tüm Türk milleti her zaman ölmeye hazırdır. Ancak BM maşasıyla Lübnan'da açılan BOP çukuru, Türk milletinin bu köklü askerlik karakteri ve asaletiyle asla ve kat'a bağdaşmaz, uyuşmaz.TBMM'yi arkasına alarak Türk askerini Lübnan batağına sürüklemede ısrar eden Erdoğan ve AKP, "böylesi vahim bir yanılgı"ya düşme ihtimalini göz önüne almalıdır.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019