Uluslararası Finans Enstitüsü'nün (IIF) geçtiğimiz Ocak ayında yayınladığı 'Küresel Borç Monitörü' verilerine göre tüm insanların toplam borcu (Hanehalkı Borç Yükü) Eylül 2019'da 47 trilyon dolara ulaştı.
Bu borç yerinde durmuyor, her yıl yaklaşık 1 trilyon dolar daha üzerine ekleniyor.
Dünya nüfusu 7.5 milyar olduğuna göre her bir insan 6 bin 500 dolar borçlu durumda.
Ölen her insan geride kalanlara 6 bin 500 dolar borç miras bırakıyor, doğal her bebek kucağında en az 6 bin 500 dolar borçla dünyaya merhaba diyor.
Yine IIF'nin verilerine göre Eylül 2019'da küresel toplam borç tutarı, tam olarak 253 trilyon dolara yükseldi.
Söz konusu rapora göre, bu borç tutarı, dünyadaki gayri safi yurt içi hâsılanın üç katını (yüzde 322) aşıyor.
Bunun anlamı şudur;
Dünyadaki toplam borç, 7.5 milyar insanın yaşadığı ülkelerde üretilen mal ve hizmetleri 3 defa satın alıyor ve geriye de 55 trilyon dolar para artıyor.
Peki, alacaklı olan kim?
Uzaylılar mı?
Öyle ya, dünyadaki her insan, her devlet borçluysa alacaklı bu dünyadan olmaması lazım.
Ama maalesef alacaklı bu dünyadan.
Kurulan çarpık sistemin hizmet ettiği, dünyayı sömüren 5-10 aile hepimizden alacaklı.
Kılıf ise kapitalizm ve serbest piyasa.
Uluslararası Finans Enstitüsü diyor ki; koronavirüs nedeniyle insanların borçlarındaki artış önümüzdeki dönemde rekor kıracak.
Uluslararası Çalışma Örgütü ne diyor?
Ölümcül salgın nedeniyle 25 milyon kişi daha işsiz kalacak ve küresel işsiz sayısı 200 milyonun üstüne çıkacak.
Peki, ne olacak?
İnsanlıktan dünya kadar alacağı olan o 5-10 aile her zaman olduğu gibi bu krizden de daha çok alacaklı ve servetlerini katlamış olacak çıkacaklar.
Ta ki insanlık buna bir dur diyene kadar, bu böyle gidecek.
Bu sömürüye 'dur' demenin yolu var
İnsanlık geçmişte bu sömürüye başkaldırmaya çalıştı, ancak çok geçmeden dünya ekonomisini yeniden aynı yörüngeye sokmayı, istedikleri çizgiye getirmeyi başardı o sömürenler.
Çünkü sömürüden kaçan başkaldıranlar arzuladıkları hedefe onları ulaştıracak sistemden, mantık, plan, programdan ve anahtardan yoksundular.
Ama artık dönem değişti, sömürülmekten bıkan milyarlarca insanın elinde kurtuluş kapısının, barış içinde kimsenin kimseyi sömürmesine gerek kalmadan yaşanacak yeni bir dünya inşa etmek için gereken her şeyin anahtarı elimizde…
İnsanlığın geçmişte o mahrum kaldığı sistem olan Prof. Dr. Haydar Baş'ın dünya insanlığına hediye ettiği Milli Ekonomi Modeli, sömürü çarklarını yok edecek yegâne anahtardır.
Eğer borçlu ölmek, borçlu yaşamak ve dünyaya gelen her bebeğin borçlu doğmasını istemiyorsak, insanlığın ve milletimizin tek çaresi Milli Ekonomi Modeli'dir.
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023