logo
24 NİSAN 2024

Bosna-Hersek'in 'deli gömleği': Dayton Antlaşması

Bosna-Hersek'in milli şairi, Saraybosna İslam Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Cemalettin Latiç, 21 yıl önce imzalanan Dayton Antlaşmasının hukuksuzluğunu ve bu antlaşmanın Avrupa'nın göbeğindeki Bosna-Hersek'i nasıl 'sakat bir ülke' haline getirdiğini yazdı.
29.11.2016 00:00:00
Tam 21 yıl önce ABD'nin Ohio eyaletinin Dayton şehrinde bulunan Wright-Paterson Hava Kuvvetleri Üssü'nde Dayton Barış Antlaşması için uzlaşma sağlandı. Antlaşma mahiyetindeki bu akit görüşmesine Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç, Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Miloşeviç ve Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franyo Tucman katıldı. ABD'yi ise dönemin başkanı Bill Clinton'ın elçisi Richard Hoolbruke temsil etti.

Bu antlaşmanın selefi, 1994 yılının Mart ayında Bosna-Hersek Başbakanı Haris Silajdzic, Hırvatistan Dışişleri Bakanı Mate Granic ve Hersek-Bosna Hırvat Cumhuriyeti Başkanı Kresimir Zubak tarafından imzalanan Washington Antlaşmasıydı. Bu antlaşmayla Hırvatistan'daki Hırvat ordusu ve Bosna-Hersek'teki Hırvat Savunma Konseyi (HVO) birlikleri ile kahir ekseriyeti Boşnaklardan oluşan Bosna-Hersek Cumhuriyeti Ordusu arasındaki çatışmaya son verildi. Aynı antlaşmayla, Bosna-Hersek'in iki entitesinden birini temsil edecek şekilde Bosna-Hersek Federasyonu oluşturuldu. Bosna-Hersek'in kantonlara bölünmesinin 'kusursuzlaştırılması' için Sırp siyasi ve askeri temsilcilerinin onayları beklenmiş, fakat Sırplar, Amerikalı moderatör ve koordinatörlerin baskılarını hafifletmesiyle bu planlarından vazgeçmişlerdi.
Dünya Sırpları destekledi
Sırplar ile onların gizli destekçileri olan sözde uluslararası toplum (ki bunlar Batılı güçlerdir), o dönemde barış antlaşması için daha makul bir ortamın oluşmasını bekliyorlardı. Nitekim İkinci Dünya Savaşı sırasında, Bosna'nın doğusunu Drina Nehri boyunca Müslümanlardan (Boşnaklardan) 'temizleyip' Sosyalist Yugoslavya'nın kuruluşu (29 Kasım 1943) için nasıl uygun ortam yarattılarsa, 1995 yılında savaşın sonlarına yaklaşılan dönemde, korkunç katliamlardan ve Srebrenitsa ile Zepa bölgesinde hayatta kalmayı başaran Müslümanlara yönelik soykırımdan sonra da, aynı şekilde anlaşmayı kabul edip Dayton'u imzaladılar. Ancak, Cumhurbaşkanı İzetbegoviç, antlaşmanın imzalanmasına yarım saat kala, Dayton'da düzenlenen konferanstan yirmi gün sonra ve Sırbistan saldırılarından önce, Boşnak ve Hırvat nüfusun çoğunlukta olduğu Brcko şehrinin statüsü konusunda uzlaşmaya varılamaması nedeniyle, antlaşmayı imzalamaktan vazgeçti. ABD'nin müdahalesinin ardından Brcko için uluslararası tahkim kabul edildi ve söz konusu şehir tahkim neticesinde 2000 yılında Bosna-Hersek egemenliği altındaki Brcko Özerk Bölgesi'ne dönüştürülünce, Sırp Cumhuriyeti (RS) coğrafi açıdan iki parçaya bölünmüş oldu.
 Cumhurbaşkanı İzetbegoviç ve antlaşma heyetinden Haris Silajdzic, Saraybosna'ya dönüşlerinin hemen ardından, kendi meclisleri denebilecek bir toplulukla bir araya gelerek savaşın en büyük kurbanları olan Boşnaklara, İzetbegoviç'in 14 Aralık 1995 tarihinde Paris'te imzalanan böylesi antlaşmayı kabul etmesinin sebeplerini ve hedeflerini açıkladı. Cumhurbaşkanının söylediğine göre, Bosna-Hersek tarafı Dayton'a vardığında, Amerikalılar onları şu teklifle karşılamıştı: "Sırplar ve Hırvatlar Bosna-Hersek'in bağımsızlığını kabul edecekler, ancak bunun karşılığında Federasyon'un, ülkenin yüzde 51'ini (Boşnak ve Hırvatlara ait), Sırp Cumhuriyeti'nin ise yüzde 49'unu (Sırplara ait) oluşturması şartıyla iki entitenin eşit şekilde bölünmesini talep ediyorlar". İzetbegoviç, Amerikalıların "Dilerseniz bu antlaşmanın temelini kabul edin, bu durumda ABD size destek verecek, bu barış antlaşmasının arkasında duracak ve barışı sağlayacaktır. Aksi takdirde, Saraybosna'ya dönüp önümüzdeki 10 yıl savaşmaya devam edin. Bu durumda savaştan galip çıkan taraf ABD ile oturup görüşmeler yapabilir!" diyerek kendilerine nasıl şantaj yaptığını anlattı.
  Bu antlaşmanın 1. maddesinde şöyle bir ifadeye yer verildi: "Bundan sonra resmi adı 'Bosna-Hersek' olan Bosna-Hersek Cumhuriyeti, uluslararası hukuk anlayışına uygun bir devlet olarak, bu anayasayla düzenlenmiş iç yapısıyla ve uluslararası alanda kabul gören mevcut sınırlarıyla hukuki varlığını sürdürmektedir. Bu şekilde hâlâ, Birleşmiş Milletler'in (BM) üyesi sayılmakta, isteğe bağlı olarak Bosna-Hersek olarak üyeliğini sürdürebilir veya BM sistemi içerisinde yer alan örgütlerle diğer uluslararası örgütlere kabul edilme talebinde bulunabilir." 
 Ancak aynı maddenin 3. fırkasında 'Bosna-Hersek'in Yapısı' başlığı altında, şu ifade yer alır: 'Bosna-Hersek iki entiteden oluşmaktadır: Bosna Hersek Federasyonu ve Sırp Cumhuriyeti". Bu antlaşmanın 4. maddesiyle Bosna-Hersek anayasası belirlenmiş, Ek 7. maddeyle de "Tüm sığınmacı ve göçmenlerin kendi topraklarına dönmelerinde bir engel olmadığı ve yağmalanmış mülklerinin tazmin edilmesi" kararına varılmıştır.
  Anayasanın 10. maddesinde "Temsilciler Meclisi'nde oy kullananlar ve katılımcıların üçte iki oy çokluğuyla, Parlamenter Meclis'in kararı ile" anayasada değişiklik yapma imkânı da öngörülmüştür. Ek 1. maddede, Birleşmiş Milletler Antlaşması'ndan, Helsinki Nihai Senedi'ne, hatta 1989 tarihli Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'ye kadar, Bosna-Hersek'te uygulanacak 15 uluslararası antlaşma yer almaktadır.
Bu maddelerden de anlaşılacağı üzere bu barış antlaşması, imzalandıktan hemen sonra, sadece adaletsiz sayılmakla kalmayıp uygulanması imkansız bir antlaşma olarak değerlendirildi. Bosna-Hersek bu antlaşmayla üzerine 'deli gömleği' geçirmiş, Avrupa'nın göbeğinde 'sakat bir ülke' haline gelmiş oldu. Bu antlaşmayla saldırganlar ve soykırım failleri, Sırp Cumhuriyeti askerleri ve polisleri ödüllendirilmiş, saldırı ve soykırımın kurbanı olan Boşnaklar ise sözde uluslararası toplum ve uluslararası hukukun vicdanına terk edilmiştir.
 Bugün Sırp Cumhuriyeti, savaş bittikten sonra Bosna-Hersek'in o bölgesine dönen Boşnaklar, Hırvatlar ve Sırp olmayan diğer insanlar için bir 'apartheid' niteliğinde. Boşnaklar o bölgedeki devlet kurumlarında iş sahibi olamıyor, önceki hizmetlerini yeni işleriyle birleştirip emeklilik talep edemiyor, çocuklarının kendi dillerine 'Boşnakça' deme hakları yok, camileri taşlanıyor, mezarları yağmalanıyor. Durum Bosna-Hersek'in, savaş döneminde Hırvat Savunma Konseyi'nin kontrolü altında olan bölgelerinde de pek iç açıcı değil.
 Günümüzde uluslararası hukuk, dünyanın hiçbir yerinde, son nüfus sayımına göre nüfusunun yüzde 50,8'ini -1918'den bu yana Sırp ve Hırvatların çalıp yağmaladığı özel mülk, beylik ve vakıflar hesaba katılınca ülkenin en az yüzde 72'sine sahip- Müslümanların (Boşnakların) oluşturduğu Bosna-Hersek'te olduğu kadar hükümsüz değildir.
Boşnaklar hâlâ öldürülüyor
Boşnak medyasından ve araştırmacılardan edindiğimiz resmi olmayan bilgilere göre, Dayton Barış Antlaşması'nın imzalanmasından bugüne kadar, savaşta topraklarını terk etmek zorunda kalıp da geri dönen 100'den fazla Boşnak öldürüldü.
Sadece Hırvat kontrolü altında olan Mostar'ın kuzey kısmında 30 Boşnak katledildi. Bu tarz cinayetlerin en bilinenleri, 1996 yılında Sırplar tarafından öldürülen, Zvornik yakınlarında bulunan Jusici Köyü'nden Muradif Alic, 2001 yılında Srebrenica soykırımının yıl dönümü olan 11 Temmuz arifesinde evinin penceresinde nakış işlerken Sırp keskin nişancılar tarafından öldürülen Meliha Duric, 2001 yılında Banja Luka'da bulunan Ferhat Paşa Camisi'ni açmaya çalışırken öldürülen Murat Bandic ve Sırp polisinden 1992 yılında katledilen 700 Zvornikli ile birlikte babasının intikamını almaya çalışırken öldürülen Nerdin Ibric vakaları ve daha nicesi...
Maalesef Sırp Cumhuriyeti ve Hersek-Bosna hükümetleri bu cinayetlerin soruşturmalarını asla sonlandırmadı. Bosna-Hersek İslam Birliği, her yıl Sırp Cumhuriyeti'nde ve Bosnalı Hırvatların hüküm sürdüğü bölgelerde yaşayan Müslümanların çiğnenen haklarıyla ilgili bir rapor sunuyor. Bu raporlarda, savaştan sonra topraklarına dönen Boşnakların haklarının yanı sıra, yakılan camiler, imamlara ve eşlerine yapılan hakaretler, darp edilen liseli Boşnak gençler ve mektep öğrencileri ile cami ve tekkelerin avlularına atılan domuz kafaları da yer alıyor.
Bu tip baskılara rağmen bugün Sırp Cumhuriyeti'nde, 1992'den önce Bosna Hersek'in bu bölgesinde yaşayan 700 bin Boşnak'ın 100 bini, diğer bir deyişle yüzde 14.7'si yaşıyor. Burada, Çetnik (Büyük Sırbistan) hareketinin Bosna-Hersek'in bu bölgesini İkinci Dünya Savaşı sırasında da Boşnaklardan 'temizlemiş' olduğunu, fakat Boşnakların bahsi geçen savaştan sonra kendi topraklarına döndüklerini ve 1992-1995 Savaşı'ndan önce, bölge nüfusunun yüzde 70'ini oluşturduklarını (Sırplar yüzde 30'unu oluşturuyordu) hatırlatmak gerek.
Dayton ömrünü tamamladı
Günümüzde hem iç siyaset hem de Avrupa'nın siyaset sahnesinde, Dayton'la belirlenmiş anayasanın değişmesinin vaktinin gelip gelmediği tartışılıyor. Bu anayasanın değişmesinden yana olan Boşnaklar, bu ikinci Dayton Antlaşmasında uluslararası taraflardan birinin Müslüman ülkelerden biri, bilhassa Türkiye veya Suudi Arabistan olmasını istiyor.
Çünkü Paris'te Dayton Barış Antlaşması imzalanırken hiçbir Müslüman ülke bulunmuyordu. Sırpların siyasi temsilcileri Dayton anayasasının değişiminden bahsedilmesine izin vermezken, Hırvatlar kendilerine ait bir entite ya da Bosna-Hersek'in birleşmesini istiyor. Hırvatların bu düşüncesini Avrupa Birliği'nin bir kısmı da destekliyor.
Bu konsept, içerisinde etnik bir birleşimi de barındırıyor ve böylece, sayıca üstün millet olmasına rağmen, bugün parçalanmış ve terk edilmiş vaziyette kendi topraklarının ancak yüzde 23'lük kısmında yaşayan bahtsız Boşnaklar için daha büyük sıkıntıların habercisi haline geliyor.
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
İlk maçta gol sesi çıkmadı
Beşiktaş İstanbul'a umutlu döndü
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı
Özel, 10. Cumhurbaşkanı Sezer ile görüştü
'Düzenli aralıklarla ziyaret edeceğiz'
Erdoğan'ın anayasa çağrısına yanıt verdi
'Bir şey uymamak için değiştirilmez'
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Korhan Berzeg'in yaşadığı köyde flaş gelişme
Ceset parçaları bulundu
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
İlk maçta gol sesi çıkmadı
Beşiktaş İstanbul'a umutlu döndü
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı
Özel, 10. Cumhurbaşkanı Sezer ile görüştü
'Düzenli aralıklarla ziyaret edeceğiz'
Erdoğan'ın anayasa çağrısına yanıt verdi
'Bir şey uymamak için değiştirilmez'
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Korhan Berzeg'in yaşadığı köyde flaş gelişme
Ceset parçaları bulundu
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'

İlber Ortaylı THY uçağında rahatsızlandı, sefer gecikmeli gerçekleşti

Türk tarihçi ve yazar İlber Ortaylı, Türk Hava Yolları'nın (THY) İzmir-İstanbul uçuşunda rahatsızlandı. Ortaylı'nın kendisine yapılan ilk müdahalenin ardından sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, sefer gecikmeli gerçekleşti.
24.04.2024 07:05:00
İhlas Haber Ajansı
İlber Ortaylı THY uçağında rahatsızlandı, sefer gecikmeli gerçekleşti
İlber Ortaylı THY uçağında rahatsızlandı, sefer gecikmeli gerçekleşti
Türk Hava Yolları'nın (THY) İzmir -İstanbul seferini icra eden TK2337 sefer sayılı TC-LJF kuyruk tescilli Boeing tipi yolcu uçağı, kalkış için yapılan kontrollerin tamamlanmasının ardından 21.45 sıralarında kapıdan ayrıldı.

Uçaktaki yolcular arasında yer alan Türk tarihçi ve yazar İlber Ortaylı kalkıştan hemen önce rahatsızlandı.

Durum üzerine kabin ekibi harekete geçti ve pilot kalkışı iptal edip kapıya dönme kararı aldı.

Rahatsızlanan İlber Ortaylı'ya doktor tarafından yapılan ilk müdahalenin ardından ciddi bir bulguya rastlanmazken Ortaylı'nın tansiyon problemi nedeniyle rahatsızlandığı öğrenildi.

Yapılan son kontrollerde ise Ortaylı'nın uçuşa engel bir durumunun olmadığının anlaşılması üzerine uçağın kaptan pilotu kalkışı gerçekleştirdi.

THY'nin İzmir-İstanbul seferi gecikmeli gerçekleşti.

İlber Ortaylı'nın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

Balıkesir Valiliğinden 'Korhan Berzeg' açıklaması

Balıkesir Valiliği, Gönen ilçesinde yaklaşık bir yıl önce kaybolan ekonomist Korhan Berzeg'e ait olduğu değerlendirilen kıyafet parçaları ve kemik parçalarının bulunduğu bölgenin inceleme altına alındığını, araştırma faaliyetlerinin ettiğini açıkladı.
23.04.2024 21:50:00
İhlas Haber Ajansı
Balıkesir Valiliğinden 'Korhan Berzeg' açıklaması
Balıkesir Valiliğinden 'Korhan Berzeg' açıklaması
Balıkesir Valiliği tarafından yapılan açıklamada, "Balıkesir ili Gönen ilçesi Armutlu Mahallesi'nde 17 Haziran 2023 günü saat 08.30 sıralarında yazlık evinden köpeği Tina ile beraber yürüyüş yapmak için ayrılıp geri dönmeyen Korhan Berzeg'e ait banka ve kimlik kartları ile Korhan Berzeg'e ait olduğu değerlendirilen kıyafet parçaları ve muhtelif kemik parçaları Armutlu Mahallesi'ne yaklaşık 3 bin 500 metre (kuş uçuşu 2 km) mesafede arazinin engebeli ve orman örtüsünün yoğun olduğu dere yatağında köylü vatandaşlar tarafından 23 Nisan 2024 Salı günü saat 13.30 sıralarında bulunmuştur.

Malzeme ve kemik parçalarının bulunduğu bölge, Cumhuriyet Savcısı nezaretinde Olay Yeri İnceleme timleri ve jandarma ekipleri tarafından inceleme altına alınmış olup araştırma faaliyetlerine devam edilmektedir.'

Çanakkale'de 43 kaçak yakalandı, 3 göçmen kaçakçısı tutuklandı

Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince düzenlenen operasyonda, 43 kaçak göçmen yakalandı, 3 göçmen kaçakçısı tutuklandı.
23.04.2024 21:30:00
İhlas Haber Ajansı
Çanakkale'de 43 kaçak yakalandı, 3 göçmen kaçakçısı tutuklandı
Çanakkale'de 43 kaçak yakalandı, 3 göçmen kaçakçısı tutuklandı
Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğü Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü ekiplerince göçmen kaçakçılığı operasyonu düzenlendi.

2 araçta yapılan aramada Afganistan uyruklu 43 kaçak göçmen yakalandı.

Operasyonda 11 can yeleği ve 30 bin 400 TL ele geçirildi.

Göçmen kaçakçılığından gözaltına alınan H.T., H.Z., M.K. ve E.G. emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

Şüphelilerden E.G. adli kontrolle serbest bırakılırken, diğer 3 şüpheli H.T., H.Z. ve M.K. çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.

Kaçak göçmenler, işlemlerinin ardından Ayvacık Geri Gönderme Merkezi'ne teslim edildi.

Korhan Berzeg'in yaşadığı köyde ceset parçaları bulundu

Balıkesir'in Gönen ilçesinde yaklaşık bir yıl önce kaybolan ekonomist Korhan Berzeg'in yaşadığı köyün yakınlarında insana ait olduğu iddia edilen iskelet parçaları bulundu. Cumhuriyet Savcılığı ve jandarma olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı.
23.04.2024 18:25:00
İhlas Haber Ajansı
Korhan Berzeg'in yaşadığı köyde ceset parçaları bulundu
Korhan Berzeg'in yaşadığı köyde ceset parçaları bulundu
83 yaşındaki Korhan Berzeg olayında yeni gelişme yaşandı.

Türkiye'nin tanıdığı kayıp ekonomist Korhan Berzeg olayı sırrını korurken; bugün Berzeg'in evine 5 kilometre mesafede ormanlık alanda insana ait olduğu iddia edilen kemik parçaları ve eşyalar bulundu.

Olay yerine gelen jandarma ve olay yeri inceleme ekipleri çalışmalarını tamamladı.

Olay yerinden alınan parçalar Adli Tıp Kurumu morguna gönderilerek parçaların Korhan Berzeg'e ait olup olmadığı tespit edilecek.

Savcılığın ve jandarmanın olay yerindeki incelemesi ve DNA testinin ardından olayın sırrı aydınlanacak.

İskeletin yanında elbise parçaları ve kredi kartları da bulundu.

Berzeg; köpeği Tina ile ormana yürüyüşe gitmiş; 74 gün sonra köpeği evine geri dönmüş kendisinden 312 gündür haber alınamamıştı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.