logo
19 NİSAN 2024

Böyle çelişki olmaz

28.04.2005 00:00:00


Bu yılın Ulusal Egemenlik Yılı ilan edilmesi üzerine değerlendirmede bulunan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Hem egemen olduğunuz dünyaya ilan edeceksiniz. Hem de egemenliğinizi AB'ye devredeceksiniz. Böyle tenakuz olmaz" dedi

*Böyle egemenlik olmaz"Her şeyini peşkeş çektiğin, hukuken de teslim olduğun Avrupa Birliği'nin yanında, onun bayrağını üste çekeceksin, milletin bayrağı haline getireceksin, senin bayrağın da altta bir flama seviyesine düşecek ve egemenlikten bahsedeceksin. Böyle bir egemenlik olması hiç mümkün değil. Hele 23 Nisan 1920, Mustafa Kemal Atatürk'ün açtığı Büyük Millet Meclisi ruhuna bu ifade hiç yakışmıyor."

*Bahane de iktidarlar"Kıymetli başbakanımız ne diyor? AB'ye hem egemenliğini devrediyorsun. Hem bayrağını kendi bayrağının üstüne koyuyorsun. Ondan sonra da 'AB bizi parçalamaya çalışıyor' diyorsun. Madem Avrupa seni parçalamaya çalışıyor, bunu gördün, senin medeniyetinden, senin kültüründen, senin inancından ayrı olan bu dünyaya yamanmaya niye çalışıyorsun? 'Ama, yok, biz dik durarak bu işi yapıyoruz'. Kıbrıs'ta, Güneydoğu'da AB'nin dediği oluyor. Bu nasıl dik durmak?"

  n Hocam, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle, özellikle bu yılın Ulusal Egemenlik Yılı ilan edilmesiyle ilgili olarak bir şey sormak istiyorum. Malumunuz bizim AB'ye müracaatımız var. AB'ye müracaatta egemenliğin AB'ye devri söz konusu. Bir taraftan Milli Egemenlik yılı ilan ediyoruz. Diğer taraftan, egemenliği AB'ye devir gibi bir olay var. Bu durumu nasıl izah ediyorsunuz?Prof. Dr. Haydar Baş- Bunlar, tamamen birbiriyle tenakuz meseleler, zıt olaylar. Hem egemen olduğunuzu dünyaya deklere edip ilan edeceksiniz ve hem de siz egemenliğinizi AB'ye devredeceksiniz. Egemenlik AB'ye devredilirken, bir de hukuki yapılanmanızın üst birimi olarak AB'yi göstereceksiniz. Bizi parçalamaya çalışan AB'de işimiz ne? Bugün vatandaşlarımız aidiyet duygularına fevkalade nispette sahiptir. Ben geçmişte olan olaylara da bir iki cümle temas etmek istiyorum. Bunlar, milletin bittiğini zannettiler. Bayrağın yırtılması, ayaklar altına alınması hadisesinde görüldü ki "öldü, yok oldu" diye kabul ettikleri bu güzel millet bayrağına sahip çıktı, vatanına, devletine sahip çıktı. Bir anda abondone oldular, şaşırdılar. "Yahu! Biz bunları bitirmiştik!" Panik ondan dolayıdır. Onun için bütün avukatları, yardakçıları, teşvikçileri büyük bir panikle onu ambalajlayıp bir tarafa da mal etmek istediler. Ama millet tabii bunu da kabul etmedi, yutmadı. Böyle bir dönemde, her şeyini peşkeş çektiğin, hukuken de teslim olduğun AB'nin yanında, onun bayrağını üste çekeceksin, milletin bayrağı haline getireceksin, senin bayrağın da altta bir flama seviyesine düşecek ve egemenlikten bahsedeceksin. Böyle bir egemenlik olması hiç mümkün değil. Hele 23 Nisan 1920, Mustafa Kemal Atatürk'ün açtığı Büyük Millet Meclisi ruhuna bu ifade hiç yakışmıyor. Merhum hayatta olmuş olsa, siyasileri hesaba çeker, "Oğlum! Siz, bizimle, bizim harekâtımızla dalga mı geçiyorsunuz? Siz, aklınızı peynir ekmekle mi yediniz?" diyerek en azından tepkisini ortaya koyar ve de olması gereken "egemenlik nedir? Bağımsızlık nedir?" bunu arkadaşlarımıza en mükemmel bir tarzda ifade ederdi. Bunu diyen sayın iktidar ve çok kıymetli başbakanımız ne diyor? AB'ye hem egemenliğini devrediyorsun. Hem bayrağını kendi bayrağının üstüne koyuyorsun. Ondan sonra da "AB bizi parçalamaya çalışıyor" diyorsun. Madem Avrupa seni parçalamaya çalışıyor, bunu gördün, senin medeniyetinden, senin kültüründen, senin inancından ayrı olan bu dünyaya yamanmaya niye çalışıyorsun? "Ama, yok, biz dik durarak bu işi yapıyoruz." Bu nasıl dik durmak? n Dik durarak haklarımızı koruyoruz, diyor.Prof. Dr. Haydar Baş- İnsan der ki "Evet! İnşaallah böyledir." Ama bakıyorsun, Kıbrıs mütalaa, müzakere konusu oluyor, el pençe huzurda duruyorsun. Onun dediğine râm oluyorsun. Güneydoğu meselesinde onun dediğine râm oluyorsun. Kuzey Irak konusunda onun dediğine râm oluyorsun. Kerkük Musul elinden çıktı. Senin askerinin başına çuval geçirildi. Hâlâ dik durmaktan, haklarını korumaktan bahsediyorsun. Herhalde buna dense dense amuda kalkmak denir. Buna dik durmak denmez. Ekonomiyi sıfırladın, buna dik durmak denmez. Her şeyini telef ettin, buna dik durmak denmez.Abesle iştigal n Hocam, sayın Meclis Başkanının açıklamasını hatırlarsınız. 12 mil meselesinde Casus Belli olayının hemen arkasından Yunanlılar savaş gemilerini Kardak'a göndermişlerdi. Yine Türk Kara Harp Okulu öğrencileri Yunan Kara Harp Okulunda misafirken üzerine İngilizce küfürler yazılmış ve yırtılmış bir Türk bayrağı bizim öğrencilerin odasına kondu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?Prof. Dr. Haydar Baş- Dik durmaktan ziyade bu arkadaşlar ölçüyü kaybettiler. Bir insanın nereye nasıl geldiği bir ölçü iledir. Siz, bir yerde, bir tezin, bir görüşün adamısınız. Şimdi bu arkadaşların görüşleri tamamen sıfırlandı. "Nedir?" diye sorsan "ben de bilmiyorum" der. Medeniyetler buluşacakmış! Medeniyetler barışacakmış! Dünyada Hz. Adem (as) Efendimizden bugüne kadar olmamış bir hadise. Yani bunlar abes ile iştigal ediyor mantığını hayata geçirmeye çalışıyor dersek yanılmış olmayız. Medeniyet dediğin, insanlığın algı gücü, yaşantı tarzı, hayat görüşü, bu özünde kalkacak yerine kavganın olmadığı, herkesin birbirini takdir ettiği, birbirini gönülden kucakladığı anlayışı aslında, bir ülke bir ülkeyi kültür erozyonuna tabi tutarken kendi değerlerinden uzaklaştırmak için yaklaştığı bir politikadır. Ki o ülke kendi varlığından tecrit edilsin, kendi varlığından uzaklaşsın, özü ile irtibatı kalmasın. Özü ile irtibatı kalmayınca da netice bu olur. Ama ben bu arkadaşları tenzih ederim. Kesinlikle de böyle olabileceklerini zannetmiyorum. Fakat gelinen bu neticede bu söz nedir? O zaman sen dünyayı ne görürsün? İşte medeniyetler buluştu. Kültürler kucaklaştı. Dersin ki, dünyada düşman da kalmadı, canım. Ama medeniyetler buluştu, barıştı derken, gönderdiğin talebenin önüne, yırttı, bayrağını koydu. Ondan sonra senin olan adaya çıkartma yapmaya çalıştı. "Ben senin ezeli düşmanınım. Kafana akıl koy" mesajını verdi. Şimdi inşaallah bunlar bir doping olur. "Biz yanılmışız. Böyle bir sevda olmaz" denilir. Demek ki toplumlar taşıdıkları karakteri, inançlarından, kültürlerinden, örflerinden, adetlerinden alırlar ve bu bir benlik, bir kimlik oluşturur. Bu kimlik de hiç kimseye benzemez. Biz bunu bir başkasına benzetmeye çalışırken ben olmaktan çıkarız. "Biz yanlış yapıyoruz. Bu bir ihanettir" der, insan kendine gelir. Bunu anlamayan ne yapar? Başkalarının ajanlığını yapar.  n
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı

Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz

"Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." 
19.04.2024 16:30:00
Haber Merkezi
Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz
Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bakan Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Bakanlığın ilgili birimleri ve hastanelerin yöneticileriyle yaptıkları toplantılarda Merkezi Hekim Randevu Sistemi'ndeki sorunları temel faktörleriyle ele aldıklarını belirtti.


Randevu bulmakta yaşanan sıkıntıları çözmek için yaptıkları çalışmalardan önemli sonuçlara ulaştıklarını aktaran Koca, "Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." değerlendirmesini yaptı.

Randevu sorununa karşı hem vatandaşları hem de hekimleri memnun edecek bir çözüm oluşturduklarını belirten Koca, şunları kaydetti:

"Öncelikle iptal edilmeyen randevulardan kaynaklanan, kullanılamayan kapasitemizi diğer vatandaşlarımızın kullanımına açacağız. Bu kapsamda, gelemeyeceği randevuyu iptal etmeyen vatandaşlarımız söz konusu durumun ilkinde 15 gün içerisinde aynı branşa randevu alamayacak. Aynı şekilde randevusuna ikinci kez gelmediğinde 15 gün içerisinde tüm branşlardan randevu alamayacak. Son dakika iptalleri nedeniyle atıl kapasite oluşmaması için randevu iptal süresini, en geç bir önceki gün saat 23.59'la sınırlandırıyoruz. İptal edilen randevular yerine, muayene saatinden 1 saat öncesine kadar yeni randevu verebileceğiz. Böylelikle daha fazla hastamızın randevu almasını ve kapasitenin verimli kullanılmasını sağlamış olacağız."

İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Erzincan'ın İliç ilçesinde maden sahasında meydana gelen heyelanda toprak altında kalan 9 işçiden birinin daha naaşına ulaşıldığını bildirdi

19.04.2024 12:15:00 / Güncelleme: 19.04.2024 12:19:14
AA
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Bayraktar, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, maden sahasındaki arama çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.

Kazanın gerçekleştiği 13 Şubat'tan bu yana arama çalışmalarının aralıksız devam ettiğini anımsatan Bayraktar, "Erzincan İliç'te maden sahasında meydana gelen heyelanda ilk günden bu yana aralıksız olarak devam eden arama çalışmaları neticesinde bu sabah bir işçi kardeşimize daha ulaştık. Kardeşimize Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Tüm canlarımıza ulaşana kadar yoğun çalışmalarımıza devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bayraktar, 5 Nisan'da da İliç'te maden ocağında toprak altında kalan bir işçinin naaşına ulaşıldığını bildirmişti.

Cenaze Adnan Keklik'e ait

Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, AA muhabirine, Sabırlı Deresi bölgesinde ulaşılan cenazenin Adnan Keklik'e ait olduğunu belirterek, aileye başsağlığı diledi.

Aydoğdu, bölgedeki çalışmaların aralıksız sürdüğünü ifade etti.

Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kaymasında 9 kişi kaybolmuş ve 5 Nisan'da işçilerden Uğur Yıldız'ın cenazesine ulaşılmıştı. 

5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde geçtiğimiz gün etkili olan depremlerde 338 konut hasar gördü.
19.04.2024 10:50:00
İhlas Haber Ajansı
5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü
5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü
Tokat'ın Sulusaray ilçesinde en şiddetlisi 5.6 büyüklükteki depremler Tokat'ta 3, Yozgat'ta da 3 ilçede hasara neden oldu.

Hasar tespit çalışmaları sürerken şuana kadar yapılan tespitlere göre 338 konut, 99 ahır ve 12 cami ve 1 fırında hasar oluştu.

Panikle kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı.

Yozgat ve Tokat'ta hasar tespit çalışmalarının akşam saatlerinde tamamlanması bekleniyor.

Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye'nin, geçen yıl sonu itibarıyla 22 milyon 206 bin 34 olarak belirlenen çocuk nüfusu, ülke nüfusunun yüzde 26'sını oluşturdu
 

 
19.04.2024 10:34:00 / Güncelleme: 19.04.2024 10:43:28
AA
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye İstatistik Kurumu, 2023 yılına ilişkin çocuk istatistiklerini açıkladı.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre, 2023 yıl sonu itibarıyla Türkiye nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişi iken bunun 22 milyon 206 bin 34'ü çocuk olarak kayıtlara geçti.

Çocuk nüfusun yüzde 51,3'ünü erkek, yüzde 48,7'sini kız çocuklar oluşturdu.

Birleşmiş Milletler tanımına göre, 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun yüzde 48,5'ini oluştururken bu oran 1990'da yüzde 41,8 ve 2023'te yüzde 26 oldu.

Nüfus projeksiyonlarına göre, çocuk nüfus oranının 2030'da yüzde 25,6, 2040'ta yüzde 23,3, 2060'ta yüzde 20,4, 2080'de yüzde 19 olacağı öngörüldü.

Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2023'te çocuk nüfus oranının AB ortalaması yüzde 18 oldu.

AB üye ülkeleri içinde en fazla çocuk nüfus oranına sahip ülkeler sırasıyla yüzde 23,4 ile İrlanda, yüzde 21,1 ile Fransa ve yüzde 20,9 ile İsveç olarak kaydedildi.

Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla yüzde 15,1 ile Malta, yüzde 15,4 ile İtalya, yüzde 15,9 ile Portekiz olarak belirlendi.

Türkiye'nin çocuk nüfus oranının AB'ye üye ülkelerden daha yüksek olduğu görüldü.

 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.