logo
05 MAYIS 2024

BTP adaylarından gövde gösterisi

BTP Trabzon Milletvekili Adayları Trabzon'da muhteşem bir törenle halka tanıtıldı. Tanıtım töreninde sunumu yapılan, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'a ait reklam filmi ise salondan yoğun bir tezahürat ve alkışlarla karşılık buldu
04.05.2015 00:00:00
YENİ MESAJ / TRABZONBağımsız Türkiye Partisi (BTP) Trabzon Milletvekili Aday tanıtım töreni Trabzon Zorlu Grand Otelde yapıldı. Adeta gövde gösterisine dönüşen tanıtım töreninde salon yeterli gelmeyince izdiham yaşandı. Tanıtım töreninde sunumu yapılan, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'a ait reklam tanıtım filmi ise salondan yoğun bir tezahürat ve alkışlarla karşılık buldu. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ise, Programda olmasına rağmen yoğun sis dolayısıyla tanıtım törenine katılamadı.Trabzon Zorlu Grand Otelde gerçekleştirilen BTP Trabzon Aday tanıtım töreni saygı duruşu ve istiklal marşının okunmasıyla başladı.BTP İl Sekreteri Hacı Gaydan'ın sunuculuğunu yaptığı programda ilk olarak BTP İl Başkanı Yücel Keskin bir açılış konuşması yaptı. Ardından BTP'nin 7 Haziran 2015 seçimleri için medyada gösterime sunulan reklam filmleri sırasıyla salonda bulunanlara izlettirildi. İzletilen film sırasında BTP liderinin merak edilen projelere ait tüm kaynakları açıkladığı bölüm ise, salondan yoğun bir alkış ve tezahüratlarla karşılık buldu.Ardından BTP Trabzon Milletvekili Adayları sırasıyla kamuoyuna tanıtıldı. Oldukça zengin bir CV'ye sahip olan adaylar şu isimlerden oluşuyor: BTP Trabzon 1. Sıra Adayı İşadamı-Makine Mühendisi Nihat Hekimoğlu, 2. Sıra Adayı, Emekli Emniyet Müdürü Yusuf Cinel, 3. Sıra Adayı, Makine Mühendisi Safiye Mehpare Olgun, 4. Sıra Adayı, Emekli Assubay Nurettin Genç, 5. Sıra Adayı, İşadamı Necati Çelik, 6. Sıra Adayı, İşadamı Ömer Turan.Tanıtım töreninde Adaylar sırasıyla birer konuşma yaptılar. Tanıtım töreninde son konuşmayı 1. Sıra Adayı, İşadamı-Makine Mühendisi Nihat Hekimoğlu yaptı. Hekimoğlu konuşmasında, BTP'nin diğer partilerle olan farkını verdiği dikkat çekici örneklerle ortaya koydu. Nihat Hekimoğlu, BTP'nin seçim beyannamesinde yer alan projeleri ise şu şekilde sıraladı:"BTP'nin projeleri seçim vaadi olmayıp Milli Ekonomi Modeli'nin uygulanması için gerekli unsurlardır. 1- Asgari ücret 5.000 TL olacak2- Ev hanımları işçi statüsünde emekli edilerek 1.500 TL maaşa bağlanacak3- Her Türk vatandaşına 1.000 TL vatandaşlık maaşı verilecek4- Doğum yapan her anneye 15.000 TL doğum ikramiyesi verilecek5- Reşit olana kadar her çocuk için 250 TL çocuk maaşı verilecek6- Maliyet fiyatına, 20 yıl vadeli, faizsiz ev kredisi verilecek7- Gençlere faizsiz, uzun vadeli evlenme kredisi verilecek8- Üniversite sınavları kaldırılacak9- Harçlar kaldırılacak, 10-30 yaş altı beklemede olan öğrenciler hızlandırılmış eğitimle mezun edilerek işe alınacak10- Mezun olan tüm gençlere iş imkanı devlet garantisindedir. Her mezun işe alınacak. Kadro problemi kalmayacak11- İstihdam vergileri alınmayacak ve emeklilerin maaşlarından yapılan kesintiler maaşlara ilave edilecek12- Emeklilerin maaşları en az asgari ücret seviyesine yükseltilecek13- Kimsesiz yaşlılara maaş bağlanacak14- Şehit yakınlarının, dulların, yetimlerin maaşlarından kesinti yapılmayacak15-  8,5 milyon engelli vatandaş maaşa bağlanacak. Onların vatandaşlık maaşı 1.500 TL olacak 16- Geliri belli bir miktarın altındaki kesimden vergi alınmayacak17- Çiftçiden vergi alınmayacak ve emeklilik hakkı tanınacak18- Tarım kesimine avans verilecek19- Tarım mamullerinin yetiştirilmesinde masrafların tamamını ilk beş yıl devlet karşılayacak20- Tarım ürünlerinin üretim maliyeti 5 yıl boyunca tamamen devlet tarafından karşılanacak (tohum, gübre, enerji yani elektrik)21- Tarım ürünlerine devlet pazarlama garantisi verecek22- Nakliyecilere faizsiz uzun vadeli kredi verilecek23- Sanayiciye faizsiz uzun vadeli kredi verilecek24- Alevi vatandaşlarımızın CEMEVLERİ, devlet tarafından ibadethane olarak kabul edilecek25- Cemevlerinde vazife gören dedeler maaşa bağlanacak26- Cemevlerinin arsaları hazine arazilerinden verilerek bedava temin edilecektir."  Milli Ekonomi Modeli'nde yer alan kaynaklar:  1- GSMH'nın karşılığında para basılması: Yıllık gelirimiz 2 trilyon TL 2- Yer altı kaynaklarımız karşılığı para basılması: 3 katrilyon dolar değerindeki yer altı kaynağımızın, her sene 2 trilyon dolarını senyorajı kullanarak bassak, 2 x 2.6 dolar = Yaklaşık 5 trilyon TL3- Vergiler: 500 milyar TL4- Enerji girdileri: 75 milyar dolarlık enerji kaynağı, 200 milyar TL eder.Toplam girdimiz: 7 trilyon 700 milyar TL'dir. Projelere bakarsak: 20 milyon asgari ücretliye maaş 5.000 TL 20 milyon x 5.000 TL = 100 milyar TL ayda 100 milyar x 12 = 1.2 trilyon TL yılda 20 milyon ev hanımına maaş 1.500 TL 20 milyon x 1.500 TL = 30 milyar TL ayda 30 milyar x 12 = 360 milyar TL yılda TOPLAM: 1.2 + 0,36 = 1.56 trilyon TL'dir.Şimdi siz söyleyin BTP iktidarında bu paralar milletimize verilebilir mi verilemez mi?" dedi. Tören daha sonra tüm adayların birlikte ellerini havaya kaldırarak salonu selamlamasıyla son buldu. 
Netanyahu ölüm saçmakta kararlı
Saldırıyı sonlandırma taleplerine kapalı
'İsrail'le normalleşmeden savunma anlaşması yok'
ABD'den Suudi Arabistan'a ayar
Tüm ülke yağışlı havanın etkisinde
81 il için yağış, 18 il için sarı kod uyarısı
Kabine revizyonu ve ittifak krizi iddiaları hakkında konuştu
'Bahçeli ile aramızda sorun yok'
Gözaltına alınanlardan 27'si adli kontrolle serbest
1 Mayıs'a 38 tutuklama
'Kıyafetler 60-90 derece aralığında yıkanmalı'
Enkaz kentte maske uyarısı
Korku dolu anlar kamerada
Son anda vatandaşlar kurtardı
Rekoltede yüzde 60 düşüş bekleniyor
Kayısıyı 'sis' vurdu
Türkiye'nin doğa harikası
Mayıs ayında 5 metre kar var
İfadesi iddianameye girmeyen Ayşe Ateş'ten tepki
Azmettiriciler nerede?
16 ayda tamamlanan iddianamenin detayları
Basit bir husumet cinayeti!
Vatandaşlara ajanlık hakkında bilgi verildi
MİT'ten videolu 'casusluk' uyarısı
Türkiye'nin ekonomisini Almanya'da anlattı
'Kredi notumuz artıyor, doğru yoldayız'
'Kazan-kazan' pazarlığı mı yapıldı?
'Al paşaları ver anayasayı'
Netanyahu ölüm saçmakta kararlı
Saldırıyı sonlandırma taleplerine kapalı
'İsrail'le normalleşmeden savunma anlaşması yok'
ABD'den Suudi Arabistan'a ayar
Tüm ülke yağışlı havanın etkisinde
81 il için yağış, 18 il için sarı kod uyarısı
Kabine revizyonu ve ittifak krizi iddiaları hakkında konuştu
'Bahçeli ile aramızda sorun yok'
Gözaltına alınanlardan 27'si adli kontrolle serbest
1 Mayıs'a 38 tutuklama
'Kıyafetler 60-90 derece aralığında yıkanmalı'
Enkaz kentte maske uyarısı
Korku dolu anlar kamerada
Son anda vatandaşlar kurtardı
Rekoltede yüzde 60 düşüş bekleniyor
Kayısıyı 'sis' vurdu
Türkiye'nin doğa harikası
Mayıs ayında 5 metre kar var
İfadesi iddianameye girmeyen Ayşe Ateş'ten tepki
Azmettiriciler nerede?
16 ayda tamamlanan iddianamenin detayları
Basit bir husumet cinayeti!
Vatandaşlara ajanlık hakkında bilgi verildi
MİT'ten videolu 'casusluk' uyarısı
Türkiye'nin ekonomisini Almanya'da anlattı
'Kredi notumuz artıyor, doğru yoldayız'
'Kazan-kazan' pazarlığı mı yapıldı?
'Al paşaları ver anayasayı'

Hıdırellez nedir, ne zaman kutlanır?

Hıdrellez, bütün Türk dünyasında bilinen mevsimlik bayramlarımızdan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan hıdrellez günü, Hızır ve İlyas Peygamber’in yeryüzünde buluştukları gün olması nedeniyle kutlanıyor. 6 Mayıs ayrıca Hızır ayları denilen yaz aylarının başlangıcıdır
05.05.2024 12:58:00
Mehmet Hakan Akkuş
Hıdırellez nedir, ne zaman kutlanır?
Hıdırellez nedir, ne zaman kutlanır?
Hıdırellez, baharın gelişini ve doğanın yeniden canlanışını kutlamak için Anadolu, Balkanlar ve Orta Doğu'da her yıl 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece coşkuyla kutlanan özel bir gündür. Bu bayram, Hızır ve İlyas peygamberlerin yeryüzünde buluştuğu gün olarak kabul edilir ve bu buluşmanın bolluk, bereket ve sağlık getireceğine inanılır.

Geleneksel olarak, Hıdırellez'de insanlar doğayla iç içe olmayı tercih ederler. Yeşillik alanlarda, su kenarlarında veya kutsal kabul edilen mekanlarda toplanırlar. Bu özel günün en bilinen ritüellerinden biri, dileklerin yazılı olduğu kağıtların ağaç dallarına asılmasıdır. Ayrıca, ateşten atlamak ve gül ağaçlarına dilek bağlamak gibi eski Türk ritüelleri de devam etmektedir.

Hıdırellez'in kökenleri hakkında çeşitli teoriler bulunmaktadır. Bazıları bu bayramın İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına dayandığını, bazıları ise daha geniş bir coğrafyada, Mezopotamya ve Doğu Akdeniz ülkelerindeki bahar kutlamalarıyla bağlantılı olduğunu öne sürer. UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miraslar Listesi'ne 2017 yılında eklenen Hıdırellez, kültürel zenginliği ve tarihi önemiyle dikkat çeker.

Hıdırellez, aynı zamanda bir dayanışma ve topluluk ruhu günüdür. İnsanlar bir araya gelir, eğlenir, yemekler paylaşır ve birbirlerine iyi dileklerde bulunurlar. Bu kutlamalar, toplumun farklı kesimlerini bir araya getirerek kültürel çeşitliliği ve birlikteliği pekiştirir.

Hıdırellez, sadece bir bahar bayramı olmanın ötesinde, insanların doğayla ve birbirleriyle uyum içinde yaşama arzusunun bir ifadesidir. Bu özel gün, geçmişten günümüze kadar uzanan ve gelecek nesillere aktarılacak değerli bir mirastır. Hıdırellez, her yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye'nin dört bir yanında coşkuyla kutlanmaya devam ediyor.

Karslı vatandaştan duyarlı davranış

Ermeni-Türk harbinde Kars'ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey'in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi
05.05.2024 11:54:00
İhlas Haber Ajansı
Karslı vatandaştan duyarlı davranış
Karslı vatandaştan duyarlı davranış
Ermeni-Türk harbinde Kars'ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey'in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi.

Tarihi Benli Ahmet İstasyonu'nda dört tarafı duvarla çevrili olan Yüzbaşı Faik Bey'in mezarının anıt mezar haline getirilmesini isteyen vatandaşlar, mezarlıkta 5 ayrı mezarın bulunduğuna dikkat çekerek mezarın olduğu bölgenin koruma altına alınması gerektiğini veya buraya anıt mezar yapılmasını istedi.



Kars'ın en işlek caddelerinden birisi olan Faikbey Caddesi'ne ismi verilen Yüzbaşı Faik Bey'in mezarının tarihi istasyonda bulunduğunu ifade eden vatandaşlar, "Kars ve civarının Ermenilerden geri alınması için yapılan harekat esnasında 12. Tümen, 36. Alay 1'inci tabur komutanı yüzbaşı Faik bey 14 Ekim 1920 tarihinde Ermeni-Türk harbinde, Berne (Koyunyurdu) Köyü'nün doğusundaki tepede birliğin başında olduğu sırada çarpışmalarda şehit düştü. Ben de her sene geliyorum. Otlarını temizliyoruz, bayrağını taktık. Her yıl bu ayalarda gelip buranın bakım ve onarımı yapıyorum" dedi.

Duyarlı vatandaş daha sonra Yüzbaşı Faik Bey'in bulunduğu mezarın etrafını temizledi, mezarın üzerinde bulunan ağaç parçalarını ve istenmeyen otlarını topladı, mezarlığın içerisindeki bayrağı değiştirdi. Şehitlere dua eden vatandaş daha sonra bölgeden ayrıldı.

Sinan Ateş cinayeti zanlısı: Evinin adresini, önüne pankart asmak için araştırmış olabilirim

Sinan Ateş cinayeti soruşturmasında 16 ay sonra hazırlanan iddianamenin detayları ortaya çıktı. Zanlıların bir kısmı olayla ilgileri olmadığını söylerken, bazı zanlılar ise kişisel husumet gerekçesi ile Ateş'i yaralamak istedikleri yönündeki ifadeler iddianameye girdi. Sanıkların MHP ile ilgilerine yer verilmeyen iddianamede şüpheli Tolgahan Demirbaş, Ateş'in adresini sorgulattığı iddiasına ilişkin verdiği "Sinan Ateş'in ikametinin önünde pankart asılması düşüncesi gündemdeydi. Bu nedenle adresin tespitini istemiş olabilirim." ifadesi yer aldı.
05.05.2024 00:32:00 / Güncelleme: 05.05.2024 00:42:02
Anadolu Ajansı
Sinan Ateş cinayeti zanlısı: Evinin adresini, önüne pankart asmak için araştırmış olabilirim
Sinan Ateş cinayeti zanlısı: Evinin adresini, önüne pankart asmak için araştırmış olabilirim
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesinde, Ateş'in eşi Ayşe Ateş ve olay sırasında beraberindeki Selman Bozkurt "müşteki", 22 kişi de "şüpheli" sıfatıyla yer aldı.

Olay anında tetikçi Eray Özyağci'nin yanındaki şüpheliler Vedat Balkaya ve Suat Kurt müşterek fail, Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş'ın suça azmettiren olduğu bildirildi.

Şüpheliler Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, Mustafa Ensar Aykal'ın da iştirak halinde işlenen suça yardım ettikleri kaydedildi.

İddianamede, Çep ve Demirbaş'ın cinayete ilişkin detaylı plan yaptıkları, bu kapsamda Ateş'in kişisel, ailevi ve mesleki yaşantısı konusunda ayrıntılı bilgi topladıkları ifade edildi.

Demirbaş'ın olaydan önce şüpheli eski cinayet büro amiri Aykal'a, Ateş'in telefon ve adres bilgilerini sorgulattığı, Çep'in Özyağci'yi Ankara'ya göndermek için şüpheliler Uzunlar ve Bayraktar'ın sahibi olduğu işletmeden minibüs temin ettiği aktarılan iddianamede, şüpheliler Gelenbey ve Çolak'ın da bu araçla tetikçi Özyağci'yi Ankara'ya getirip, şüpheli Asarkaya'nın Demetevler Mahallesi'ndeki evine bıraktıkları belirtildi.

İddianamede, şüpheliler Saraç, Köktürk, Güney, Ersoy, Zorlu, Ataç, Öktem, Karadeniz ve Atay'ın da bilgi belge ve lojistik destek sağlayarak cinayetin işlenmesine yardımcı oldukları anlatıldı.

Şüphelilerin ifadeleri

İddianamede ifadesine yer verilen şüpheli Eray Özyağci, Ateş'i 3-4 yıldır tanıdığını belirterek, "Kendisini tanıdığımda Ülkü Ocakları Başkanıydı. Gösterdiğim vefaya karşılık vermediği için aramızda kişisel bir husumet oluştu. Kendisini yaralamak amacıyla birtakım planlama ve ayarlama yaptım, hiç kimseden yardım talep etmedim, her şeyi kendi imkanlarımla yaptım." iddiasında bulundu.

Doğukan Çep'e olaydan kısa süre önce birisini vuracağını söylediğini ama kim olduğunu söylemediğini ve ondan yardım almadığını savunan Özyağci, Ankara'ya nasıl geleceğini, Ateş'i nerede bulacağını ve olay yerinden nasıl kaçacağını düşündüğü günlerde, Çep'in yanında oturan iki özel harekat polisinin kendi aralarında Ankara'ya gideceklerinden bahsettiklerini duyduğunu anlattı. Özyağci, şu beyanı verdi:

"Ben de bunu fırsata çevirdim, polislere Ankara'da hasta ziyaretine gitmem gerektiğini ancak ufak bir hapis cezasından dolayı aranmam olduğunu, cezaevine girmek istemediğimi, beni de Ankara'ya giderken yanlarına alıp alamayacaklarını sordum. Bunun üzerine polisler, beni Ankara'ya götürmeyi kabul ettiler."

Ankara'da iki gün keşif yaptığını belirten Özyağci, olay günü Çukurambar'da kahvaltı yaptığını, bir süre sonra Ateş ve beraberinde iki kişi gördüğünü ifade etti.

Özyağci, "Şahıslarla karşı karşıya geldiğimiz esnada üzerimde bulunan silahımı çektim, öncelikle Ateş'in bacaklarına 3-4 el ateş ettim. Selman isimli şahsın da silah çekmesi üzerine kendi can güvenliğimi düşünerek Sinan Ateş'i etkisiz hale getirmek maksadıyla hızlı bir şekilde ateş etmem neticesinde şahıs hareketsiz kaldı." dedi.

Daha sonra kendisini bekleyen Balkaya'nın kullandığı motosikletle olay yerinden kaçtığını, kararlaştırılan bir noktada indiğini aktaran Özyağci, sonraki saatlerde ise ismini söylemek istemediği bir kişinin araçla kendisini aldığını ve İstanbul'a doğru gittiklerini anlattı.

Özyağci, olayda kullandığı tabanca, şarjör ve kalan fişekleri yolda bir çalılık alana gizledikten sonra İstanbul yakınlarında daha önce ayarlanan bir ikamete gittiğini bildirdi.

Şüpheli Vedat Balkaya ise Ankara'ya gittiği motosikleti olaydan 10 gün kadar önce Çep'in verdiğini belirtti. Özyağci'nin de kendisine, "husumetli olduğu bir kişinin ikamet ettiği konuma doğru gideceklerini" söylediğini anlatan Balkaya, olay günü bir kafeye bıraktığı Özyağci'nin süre sonra koşarak geldiğini, motosikletle buradan uzaklaştıklarını, daha sonra onun bekleyen bir araca bindiğini, kendisinin de İstanbul'a döndüğünü aktardı.

Balkaya, "Doğukan Çep, bu yaralama olayını biliyordu ancak Eray Özyağci'yi azmettirip azmettirmediğini bilmiyorum." şeklinde ifade verdi.

"Sinan Ateş'in ofisini ve arabasını gözetledim"

Şüpheli Suat Kurt, 22 veya 23 Aralık 2022'de Doğukan Çep'in FaceTime uygulaması üzerinden kendisini arayarak, birini Ankara'da takip edip edemeyeceğini sorduğunu, kendisinin de bunu kabul ettiğini söyledi.

Otobüsle Ankara'ya gittiğini anlatan Kurt, 26 Aralık'ta Çep'in kendisini FaceTime'dan bir kez daha arayarak, Ateş'in ofisinin yerini ve otomobilini tarif ettiğini ve "Kaçta gelip gidiyor, aracı tek mi kullanıyor, bunları bana haber ver" dediğini anlattı.

Çep'e bazı bilgileri verdiğini ve onun talebi üzerine Özyağci'yi bir eve yerleştirdiğini ifade eden Kurt, şunları söyledi:

"29 Aralık 2022'de ikametteyken Doğukan, Özyağci'yi görüntülü aradı. Sinan Ateş'i kastederek 'Bu şahıs dövülüp ayaklarından yaralanacak' dedi. Olay günü saat 10.00 civarı Çukurambar'a geçtim. Sinan Ateş'in aracı ofisinin önünde duruyordu. Doğukan görüntülü aradı, 'Arabası burada' dedim. Sinan Ateş, yanında 2 şahısla ofisinin bulunduğu binadan çıktılar. Doğukan'a 'Yine gidiyorlar, geldikleri yöne doğru' dedim. O da bana 'Tamam abi, sen taksiye bin' dedi. Silah seslerini duyduktan sonra telefonumu komple kapattım."

Şüpheli Doğukan Çep de Sinan Ateş'i tanımadığını, olayla alakası olmadığını savundu.

Kendisini arayıp alacak verecek meselesi için Ankara'ya gideceğini söyleyen Özyağci'nin araç kiralamasına yardımcı olduğunu söyleyen Çep, "Ankara'da herhangi birini vuracağını bilmiyordum. Böyle bir konuşmaya şahit olmadım. Eğer şahit olsaydım araç kiralama işine dahil olmazdım." ifadelerini kullandı.

Şüpheli Suat Kurt'un kendisi hakkındaki beyanlarını kabul etmeyen ve olayla hiçbir bağlantısı olmadığını savunan Çep, "Cezalarım ve aranmam olması sebebiyle olay üstüme yıkılmaya çalışılıyor. Sinan Ateş'i öldürmek gibi bir niyet ve kastım olmamıştır." ifadesini verdi.

"Sinan Ateş'in ikametinin önünde pankart asılması düşüncesi gündemdeydi"

Şüpheli Tolgahan Demirbaş da Ateş'i "camialarından" tanıdığını, Mersin'deki olay ve hakkındaki ithamlardan kaynaklı kendisine mesafeli olduğunu söyledi.

Demirbaş, şüphelilerden Aykal'a, Ateş'in adresini sorgulattığı iddiasına ilişkin, "Sinan Ateş'in ev adresi mesajla veya herhangi bir şekilde bana gönderilmedi. Sinan Ateş'i olay öncesi şahsen tanımazdım. Mersin'de vuku bulan saldırı olayında camiamızdan bir genç öldürülmüştür. Bu olaya tepki olarak Sinan Ateş'in ikametinin önünde pankart asılması düşüncesi gündemdeydi. Bu nedenle adresin tespitini istemiş olabilirim." beyanını verdi.

İstenen cezalar

İddianamede, şüpheliler Özyağci, Balkaya ve Kurt'un "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, müşteki Selman Bozkurt'a yönelik "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 13'er yıldan 20'şer yıla kadar; Çep ve Demirbaş'ın ise cinayete azmettirmekten ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep edildi.

Özyağci'nin ayrıca "ruhsatsız tabanca bulundurmak ve taşımak" suçundan 1 yıldan 3 yıla, Demirbaş'ın ise "zincirleme şekilde kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme" suçundan 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

Şüpheliler, Asarkaya, Saraç, Köktürk, Yüce, Uzunlar, Gelenbey, Çolak, Bayraktar, Güney, Ersoy, Zorlu, Ataç, Yüksel, Öktem, Karadeniz, Atay ve Aykal'ın " tasarlayarak kasten öldürmeye yardım" suçundan 15'er yıldan 20'şer yıla kadar hapsi istenirken, Aykal'ın kamu görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak maktule ait kişisel bilgileri hukuka aykırı olarak temin ettiği gerekçesiyle 3 yıldan 6 yıla kadar cezalandırılması talep edildi.

Mahkeme inceliyor

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca tamamlanan iddianame, 26 Nisan'da Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti. Mahkemenin iddianameyi değerlendirmek için, bu süreden itibaren 15 gün süresi bulunuyor.

Olaya ilişkin hakkında işlem yapılan toplam 39 kişiden, haklarında yurt dışına çıkış yasağı getirilen diğer 17'si hakkındaki soruşturma, ayrı bir dosya üzerinden sürüyor.

Edanur'un ölümüne ilişkin 4 İBB çalışanı hakkında gözaltı kararı

Küçükçekmece'de 5 yaşındaki Edanur Gezer'in ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmada İBB çalışan 4 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.
04.05.2024 16:41:00
İhlas Haber Ajansı
Edanur'un ölümüne ilişkin 4 İBB çalışanı hakkında gözaltı kararı
Edanur'un ölümüne ilişkin 4 İBB çalışanı hakkında gözaltı kararı
Küçükçekmece Menekşe sahilinde teyzeleri ile pikniğe giden 5 yaşındaki Edanur Gezer, İBB kazı çalışmasında oluşan su dolu çukura düşerek hayatını kaybetmişti.

Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Edanur'un ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmada İBB'de çalışan 2'si kepçe operatörü, 1'i işçi, 1'i mühendis toplam 4 kişi hakkında gözaltı kararı verildi

Gözaltı kararı verilen 4 kişiden Ağaç A.Ş. mühendisi Furkan K., kepçe operatörü Sezai A. ve tesisat ustası Fayık C.'nin yakalandı.

Polis ekiplerinin diğer şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışması sürüyor.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.