Demokrasilerin vazgeçilmez kurumları siyasi partilerdir. Temsili demokrasilerde halkın iradesi siyasi partiler aracılığı ile yansır.
Demokrasilerde, seçimle iktidara gelen iktidar partisinden başka olmazsa olmazlarından biri de muhalefet partileridir. Muhalefet partilerinin, iktidar partisini denetleme görevi vardır. İktidarda olan partinin yaptığı yanlışlar, muhalefet aracılığı ile görülür ve düzeltilmeye çalışılır. Eğer demokrasilerde muhalefet görevini hakkıyla yerine getiremiyorsa ülkede zaman içinde demokratik krallık oluşur.
Yukarıda yazdıklarım demokratik ülkelerde görülen normal bir durum. Gelelim ülkemizde bu sistemin bizde nasıl işlediğine.
Ülkemizde 2002 ve 2007'den bu tarafa Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde AKP, CHP, MHP ve ilk önce bağımsız sonra Meclis'te grup oluşturan HDP partileri bulunuyor. Bu tabloda AKP 13 yıldır tek başına iktidar koltuğunda oturdu. CHP, MHP ve HDP bu süre zarfında hep muhalefette kaldı. Ülkemiz bu süreçte birçok ekonomik ve siyasal handikaplar yaşadı. Ama iktidar koltuğunu korudu. Bunun nedeni iktidar partisine karşı gerekli muhalefeti göstermemeleriydi.
Cumhuriyet Tarihi ile özdeşleşen CHP, 1932 yılında parti programına aldığı Atatürk ilkelerine sahip çıkamadığı gibi aykırı da hareket etmeye başladı. Haliyle çözüm üretemedi. Plan, proje ortaya koyamadı. Muhalefeti sadece eleştirmek olarak algılayıp, uygulamaya koydu. Haliyle muhalefete mahkûm oldu.
Meclis'teki diğer büyük parti ise MHP. Alparslan Türkeş döneminde 3 milletvekili ile söz sahibi olan, sözü dinlenen MHP şimdi 80 vekili olmasına rağmen ülke yönetiminde de, muhalefette de etkisiz elaman haline gelmiş durumda. MHP'nin bir başka özelliği ise AKP'nin önünü açması, her sıkıştığında cankurtaran simidi gibi yetişmesiydi.
13 yıllık bu tabloya 7 Haziran seçimlerinde millet müdahale etti. Tek başına bir iktidar çıkmadı.
Evet, millet, Meclis'teki vekil sayılarına müdahale etti ama partilere müdahale etmedi. Yıllardır yol yapmakla, hastane yapmakla övünen iktidar partisini ve millet ve devletin sorunlarını tespit, teşhis ve tedavi edecek plan ve projeleri olmayan muhalefet partilerini hangi kafalar seçti bilemiyorum!
Bir kez daha diyorum ki! AKP'nin yıllardır iktidarda kalmasının nedeni, Meclis'te etkili bir muhalefetin olmamasıdır. Birçok AKP'liden duydum. (Onlar da en tepelerinden öğrenmişler) Şöyle dua ediyorlarmış: "Allah'ım! CHP'nin başından Kemal Kılıçdaroğlu'nu, MHP'nin başından da Devlet Bahçeli'yi eksik etme."
Tabi 'herkesin duası kabul olsa..' diyeceksiniz. Evet, ben de haklısınız, diyorum?
Demokrasilerde, seçimle iktidara gelen iktidar partisinden başka olmazsa olmazlarından biri de muhalefet partileridir. Muhalefet partilerinin, iktidar partisini denetleme görevi vardır. İktidarda olan partinin yaptığı yanlışlar, muhalefet aracılığı ile görülür ve düzeltilmeye çalışılır. Eğer demokrasilerde muhalefet görevini hakkıyla yerine getiremiyorsa ülkede zaman içinde demokratik krallık oluşur.
Yukarıda yazdıklarım demokratik ülkelerde görülen normal bir durum. Gelelim ülkemizde bu sistemin bizde nasıl işlediğine.
Ülkemizde 2002 ve 2007'den bu tarafa Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde AKP, CHP, MHP ve ilk önce bağımsız sonra Meclis'te grup oluşturan HDP partileri bulunuyor. Bu tabloda AKP 13 yıldır tek başına iktidar koltuğunda oturdu. CHP, MHP ve HDP bu süre zarfında hep muhalefette kaldı. Ülkemiz bu süreçte birçok ekonomik ve siyasal handikaplar yaşadı. Ama iktidar koltuğunu korudu. Bunun nedeni iktidar partisine karşı gerekli muhalefeti göstermemeleriydi.
Cumhuriyet Tarihi ile özdeşleşen CHP, 1932 yılında parti programına aldığı Atatürk ilkelerine sahip çıkamadığı gibi aykırı da hareket etmeye başladı. Haliyle çözüm üretemedi. Plan, proje ortaya koyamadı. Muhalefeti sadece eleştirmek olarak algılayıp, uygulamaya koydu. Haliyle muhalefete mahkûm oldu.
Meclis'teki diğer büyük parti ise MHP. Alparslan Türkeş döneminde 3 milletvekili ile söz sahibi olan, sözü dinlenen MHP şimdi 80 vekili olmasına rağmen ülke yönetiminde de, muhalefette de etkisiz elaman haline gelmiş durumda. MHP'nin bir başka özelliği ise AKP'nin önünü açması, her sıkıştığında cankurtaran simidi gibi yetişmesiydi.
13 yıllık bu tabloya 7 Haziran seçimlerinde millet müdahale etti. Tek başına bir iktidar çıkmadı.
Evet, millet, Meclis'teki vekil sayılarına müdahale etti ama partilere müdahale etmedi. Yıllardır yol yapmakla, hastane yapmakla övünen iktidar partisini ve millet ve devletin sorunlarını tespit, teşhis ve tedavi edecek plan ve projeleri olmayan muhalefet partilerini hangi kafalar seçti bilemiyorum!
Bir kez daha diyorum ki! AKP'nin yıllardır iktidarda kalmasının nedeni, Meclis'te etkili bir muhalefetin olmamasıdır. Birçok AKP'liden duydum. (Onlar da en tepelerinden öğrenmişler) Şöyle dua ediyorlarmış: "Allah'ım! CHP'nin başından Kemal Kılıçdaroğlu'nu, MHP'nin başından da Devlet Bahçeli'yi eksik etme."
Tabi 'herkesin duası kabul olsa..' diyeceksiniz. Evet, ben de haklısınız, diyorum?
Tahsin Aydın / diğer yazıları
- Devlet ve Hüseyin Baş / 26.09.2022
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019