Toplum, kültürün, ekonominin ve inançların iç içe yaşandığı sosyal bir olgudur. Bu olgunun içinde her renk tonuna rastlamak mümkündür. Toplum, sabırlı-sabırsız, inançlı-inançsız, fakir-zengin, sosyal-anti sosyal, eğitimli- eğitimsiz, ataerkil-anaerkil, büyük-küçük, kız-erkek vb. bütün zıt karakterleri içinde barındırır.Hal böyle iken, bazı uyumsuzluk ve sorunlarla karşılaşmak kaçınılmazdır. Bu sorunlara çözüm olarak hukuk kuralları ve ahlak kuralları uygulanır. Bazı yerlerde ahlak kurallarının, hukuk kurallarından daha çok etkili olduğunu görebiliyoruz. Bunun sebebinde ise, o toplumun normlara verdiği önemin büyük etkisi vardır. Yani kişi yapacağı hırsızlık karşısında, hukuk cezası olan, hapis edinmekten çok, halk tarafından ayıplanmadan ve kınanmadan çekinebilir. Özetle şunu diyebiliriz; örf-adet, gelenek ve göreneklerine bağlı toplumlarda ahlak kuralları; birbirine gayet resmi olan büyük kitlelerin oluşturduğu toplumlarda ise hukuk kuralları daha etkilidir.Kendi toplumumuz olan, Türk milleti batıdan-doğuya, güneyden-kuzeye, gerek hukuk gerekse ahlak kurallarına bağlıdır. Bizler için bir insanın canı, malı ve namusu saygı duyulması gereken en önemli haklarındandır. Bu değerlere verdiği öncelik Türk toplumunu güvenilir kılmıştır. Biraz daha genelden özele inelim: anne ve babaya olan saygı, işinde edindiğin dürüstlük ya da arkadaş ilişkilerindeki doğruluk, Türk milletinin en büyük özelliklerindendir.Hatırlayalım, ilkokulda hayat bilgisi derslerinde, öğretmenlerimizin bize söylediklerini. "Dolmuşta büyüklere yer vermek, büyükler konuşurken saygılı bir şekilde onları dinlemek, emanete sahip çıkmak, arkadaşlarımızla iyi geçinmek, yalan söylememek" gibi?Peki, ne oldu da şimdi bu kavramları kaybetme noktasına geldik?Toplumumuzun bu denli gergin olmasının, kavgaya açık olmasının, bencil olmasının, umursamaz bir tavırla, sosyal hayattaki uyumsuzluğa sebebiyet vermesinin ve çevresindeki insanlara karşı saygısızca davranmasının sebebi nedir?Akşam eve dönen bir babanın sebepsiz yere bağırmasının, çocuklarıyla eşiyle iletişim sorunu yaşamasının sebebi ne olabilir?Üniversiteye hazırlanan daha 17'sindeki bir gencin karamsarlığı, tedirginliği neden kaynaklanabilir?Bu soruların cevabını düşünmek için çevremize baktığımızda görüyoruz ki; insanlar gelecek kaygısındalar. Baba, çocuğuna ne yedireceğini düşünürken; çocuğu, ailenin yaptığı fedakârlığa karşılık okulu kazanabilir miyim stresinde. Geçim sıkıntısına düşen aile, kendi içinde sorunlar yaşarken, çocuklarının sorunlarıyla ilgilenemez duruma geliyor. Çözümü farklı yerlerde, farklı kişilerle iletişim kurarak bulmaya çalışan çocuklar, teknolojinin olumsuz etkisiyle de yönlendirilerek, kişiliği bozuk insanlar olarak karşımıza çıkıyor.Öylesine şiddetli bir başkaldırış ve hat safha da başına buyruk kişilikler yetişiyor ki, kontrol etmek mümkün değil. Suç işlemeden korkmayan ve kendi dışında kimsenin hakkını gözetmeyen bu bencil insanları, ne hukuk, nede ahlak kuralları etkilemiyor. Hem ekonomik yoksulluk hem de manevi inanç eksikliği karşısında çaresizliğe teslim olup, yaşanılan sıkıntıları dışarı taşırarak, çevresini de rahatsız eden bu insanlar, bir süre sonra bunalıma giriyorlar. Bu nedenle acil bir çözüm önerisine ihtiyaç var. Yani hem hakkımız olan kaynakların kullanımıyla, halka sunulan, milli ekonomik kalkınışa, hem de insan hayatında ihtiyaç olan dini inancımızı ve itikadımızı düzene koyacak bir anlayışı bulmamız lazım. Önyargılarımızı bertaraf edip, zihnimizi bağnaz fikirlerden arındırıp, çözümü görmek, en başta kendimiz, sonrada çevremiz için şarttır. Yoksa hezeyana uğrarız.
Behiye İnekçioğlu / diğer yazıları
- Bir olma vakti / 17.01.2018
- Görmeyene göstermek / 03.10.2014
- Yaparak ve yaşayarak öğrenme süreci / 21.09.2014
- İçimizde kalsın! / 15.09.2014
- Bir parmağı eksik olanlar! / 08.09.2014
- Davaya ram olabilmek / 29.08.2014
- Bu inancın adı nedir? / 24.08.2014
- Haydi, kızlar okula! / 11.08.2014
- İhanet, esaret, asalet ve vicdan / 31.07.2014
- Hoş geldin ya şehr-i Ramazan! / 30.06.2014
- Görmeyene göstermek / 03.10.2014
- Yaparak ve yaşayarak öğrenme süreci / 21.09.2014
- İçimizde kalsın! / 15.09.2014
- Bir parmağı eksik olanlar! / 08.09.2014
- Davaya ram olabilmek / 29.08.2014
- Bu inancın adı nedir? / 24.08.2014
- Haydi, kızlar okula! / 11.08.2014
- İhanet, esaret, asalet ve vicdan / 31.07.2014
- Hoş geldin ya şehr-i Ramazan! / 30.06.2014