Öyle anlaşılıyor ki mevcut iktidar, yirmi yıldan beri biriktirdiği kucak kucak problemleri çözmek için onlarla teker teker uğraşmak yerine, hepsini kökten halletmeye karar vermiştir!
Onlarca yıldan beri devam eden İstanbul'un trafik problemini, benzine ve mazota bir ayda tam kırk beş kez zam yaparak, fiyatları astronomik rakamlara yükselterek insanları, arabalarını yerinden oynatamaz hale getirmiş ve trafik karmaşasını bir çırpıda çözmüştür!
Son zamlardan sonra, sabah-akşam İstanbul'un her iki yakası arasından gidip gelen arkadaşların bizzat gözlemlerine göre, trafiğin en yoğun olduğu saatlerde dahi artık yoğunluk yüzde ellilerin altında.
Özel arabalar çalıştırılamaz hale gelince işine-gücüne gitmek zorunda olan insanımız toplu taşıma araçlarına yönelmiş, otobüslerin ve minibüslerin ve dahi metrobüslerin kapıları yoğunluktan kapanamaz bir hal almış…
Bütün bunlar, merkezi yönetimin derdinde bile değil, trafik akıyor ya siz ona bakın!
Mazot fiyatları on beş TL sınırına dayanınca şehirlerarası ulaşım ücretleri de can yakmaya başladı ve mecbur kalmadıkça insanlar seyahatlerini de ertelemeye başladılar ve dolayısıyla binlerce otobüs sürücüleriyle beraber yatışa geçtiler.
Mazot fiyatlarının uçuşa geçmesiyle zaten köylünün, çiftçinin traktörünü, iş makinesini hareket ettirmesi de neredeyse hayal oldu.
Gübre fiyatlarını sorarsanız, çiftçinin bizzat beyanına göre, gübre satışı yapan bayilerin kapılarından dahi geçme imkanları yokmuş, dolayısıyla köylü ve çiftçi de süresiz tatile çıkmış oldu ve tüm topraklar, yıllar boyu sürecek olan nadasa bırakılmış oldu.
Elektriğe ve doğalgaza yapılan akıl almaz zamlar sonucu bazı yerlerde ve yörelerde gaz lambası ve mum devrine geri dönüldü, evleri müsait olanlar sobalarını kurmaya başladılar.
Üst üste yapılan zamlarla koca bir milleti adeta hareket edemez hale getiren ve bu kış aylarında ayaza ve zifiri karanlığa mahkum eden mevcut iktidarın, bu açlık, bu ekmeksizlik problemini nasıl çözeceği gerçekten merak ediliyor.
Ekmeden-biçmeden, bağa-bahçeye hizmet etmeden, ürünleri toplayıp devşirmeden, hasad mevsiminde terlemeden beslenme problemi halledilirse ve büyük şehirlere yığılmış olan kalabalık nüfusun gıda ihtiyaçları da ışınlama yöntemi ile oralara ulaştırmaya bir yol bulunursa, yeni bir formül üretilebilirse o zaman değmeyin iktidarın keyfine!
Bu gidişle, bu gidişatla biz hangi listeye gireriz, uluslararası derecelendirme, ölçme-biçme kuruluşları bizi hangi sıralamaya sokarlar türünden sorular şimdilik cevapsız ama, bu kadar birikmiş problemi toptan ve kökten çözme kabiliyeti olan bir iktidar herhalde o sorulara da uygun cevaplar bulur diye düşünüyoruz!
Bizimkisi şimdilik sadece bir merak; bu gidişle biz hangi listeye gireriz?
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Emekli ağlar yıkılır dağlar / 29.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024