Bu Meclis demokratik engellidir. Baraj nedeniyle milletin iradesi tam olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)'ne yansımamıştır. Halkın iradesi tutsak edilmiştir.Anayasanın her yerde, herkes için ve her zaman geçerli bir metin olarak hazırlanması ancak barajsız bir Meclis tarafından mümkün olabilir.TBMM şekil olarak bir anayasa yapsa bile içerik olarak meşruluk kazanabilmesi, toplumun tüm kesimlerinin uzlaşmasını gerektirir. Barajı aşamayan siyasi partilere oy verenlerin temsil edilmediği bir Meclis, millet adına anayasa koyucu olamaz.Anayasa devletin kimlik belgesidir ama temelde insan onuru olmalıdır. Devlet insan onurunu korumalıdır. İnsan onuru barajla ölçülmez. Ölçmeye kalkarsan kendi adaletsizliğinde boğulursun.Ülkemizin doğal zenginliklerini ve de kamusal zenginliklerini belli bir zümre adına kullanan, emeğe saygısı olmayan, emekçinin haklarına geçit vermeyen bir düzenleme değil, tam aksine temel haklar, ekonomik ve sosyal haklar konusunda eşitlikçi ve özgürlükçü bir anayasa gereklidir.Darbe anayasaları kolay hazırlanabilir. Darbeyi yapanların emir ve komutalarına göre bu tür anayasalar şekillenebilir. Örnek mi, 12 Eylül 1980 darbecilerinin ısmarladığı anayasayı hazırlayan Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı hocamızdı. Buna rağmen Kenan Evren ve arkadaşları kendilerinin ısmarladığı anayasayı dahi beğenmemişler, büyük bir bölümünü değiştirmişlerdi.Anayasanın olağan dönemde yapılması, darbe dönemlerine göre daha zor ve mazeret kabul etmeyen bir süreçtir. Ülkemiz çok kültürlü bir yapıya sahiptir; kişilerin farklılıklarını koruyarak, birlikte yaşamalarını sağlayan ulus bilincini pekiştirecek bir anayasa zorunludur. Ulus bilinci derken bu ulus Türk Milletidir. Etnik değil, TC sınırları içinde yaşayan vatandaşların Türk sayıldığı, herkesi kucaklayan Atatürk milliyetçiliğidir bu. Bir Fransız yurttaşına sorulduğunda, "Fransızım" der. Alman için de bu böyledir. Ama bölücü ağızlar başka söylüyor ve "Türk" kelimesi yerine "Türkiye" denilmesini, yazılmasını istiyor. Oysa, devleti meydana getiren en önemli unsur insan unsurudur ve bu unsura da millet denir. İnsanların olduğu gibi milletlerin de adı vardır. Bizim milletimizin adı da Türk Milletidir.TBMM'deki tabloya baktığımızda, "Türk" lafına kin duyarcasına tepki koyan bir takım, birinci parti durumundadır. Devri iktidarlarında TC'yi söküp atma yarışına girip, Türkiye'yi bölme savaşı verenlerin ekmeklerine yağ sürmüşlerdi. Bu bölücü eşkıyanın siyasi uzantısı da Meclis'te 4. partidir. Birisi de "ben Dersimli Kemalim" nidasıyla ve de yerel özerkliği hayata geçireceğim iddiasıyla, çözüm sürecinin fedakâr evlâdı olarak ekibini ikinci parti olarak Meclis'e taşımış. Suya sabuna dokunmam havasında bir parti de var Meclis'te? Peki, o zaman sormaz mı bu partinin seçmenleri, biz niye gönderdik sizi oraya, diye.Görünen o ki, Siyasi Partiler Yasası ve seçim sistemi, baraj ele alınmadan demokratik bir anayasa gerçekleştirilemez.Bu Meclis'in yapacağı en hayırlı iş seçim barajını kaldırmak ve hemen seçime gitmektir.Oluşacak barajsız Meclis, hukuk devletinin hukukunu belirleyecek olan anayasayı yapma ehliyetine sahip olacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023