Türkiye'nin o bölgede hiçbir çıkarı yokken İsrail'in isteği doğrultusunda hareket eden iktidar, büyük çabaları sonucu çıkardığı tezkereyle gençlerimizi ve Türkiye'yi bir ateşin içine atıyor. İktidar, hep bir ağızdan (Tezkereye red oyu verenleri tenzih ederim) halkımıza "Türk askeri Lübnan'da silahsızlandırma görevi icra etmeyecektir. Türk askeri çatışmayacaktır. Amacımız bu kritik zamanda tarihi bağlılığımız bulunan Lübnan'ın yanında olmaktır" diyor. Senaryolarına Kofi Annan'ı da monte ederek, 'bize inanmıyorsanız şıracıyı dinleyin' mesajı ile halkımızı ikna etmeye çalışsa da hiç inandırıcı değil. Recep Tayip Erdoğan, Türk askerinden Hizbullah'ın silahsızlandırılmasına yönelik talep geldiği anda Hükümet olarak askeri geri çekeceklerini bildiriyor. Durun bakalım! Çekecek zamanınız kalacak mı? Doğru olmayan bir icraata halkı inandırmak için bu sözleri sarf ediyorsunuz. Ama tablo çok kötü gelişecek. Bunu da sizlere hatırlatırım. Ayrıca iktidarın iç kamuoyuna yönelik "Hizbullah'ın silahsızlandırılması görevine gitmiyoruz sözleri de, BM'nin Lübnan taslağı ile çelişiyor. Hükümetin koştuğu şartlar BM'nin çizdiği hedeflerle paralellik arz etmiyor. Türk askeri Lübnan'da BM'den emir alacak. Dolayısıyla Fransız komutanın aksi emirleri karşısında Ankara ne yapacak? İktidar bu tezgâh içinde bu oyunun olmayacağını mı, sanıyor? Böyle bir durumun nasıl izah edileceği merak konusudur.İşin özüne gelecek olursak; Mehmetçiğimizin ve Türkiye'nin ateşin içine atıldığının altını çiziyorum. Yarın Türk askeri o karışık bölgeye yerleşecek. Yardım için bir çok ülkeden giden 8 bin askerin desteğini alan İsrail cesaretlenecek. Hizbullah'a karşı kaybetmenin kuyruk acısıyla yine bombalarını atmaya başlayacak. Hizbullah da buna sessiz kalmayacak. Savaş yeniden körüklenecek. Bu durumda o karışık bölge Arap saçına dönecek. Türk askeri; İsrail'in bombalarına karşı eli kolu bağlı oturmayacak olan Hizbullah'ı durdurmak zorunda kalacaktır. Bu da elbette gül atarak olmayacaktır.Bu arada İktidar trafından "Türk askeri çatışmayacak" sözünün son derece düşünülmeden ya da özellikle halkı kandırmak için söylenmiş bir söz olduğu ortaya çıkacak. ABD ve AB destekli İsrail'in birinci hedefi BOP için; Hizbullah, İran ve Suriye karşısına Türkiye'yi dikmektir. Çünkü bu bölgeyi devamlı karıştırmaya çalışan İsrail'dir. Orası iyice karışınca Türk askerlerinin bazılarını İsrail ajanları vuracak. Vurduktan sonra ne yapacak; Yine İsrail oyunu "Hizbullah yaptı diyecek." İsrail bu sinsi oyununa siyasi arenada ABD ve AB ülkelerinin desteğini alacağını bildiği için çok rahat hareket edecek. ABD ve AB'nin bir dediğini iki etmeyen, İsrail'in siyasi oyununa gelmekten bıkmayan, bundan da rahatsızlık duymayan iktidar, büyük bir ihtimalle; İsrail'in yine oyununa geldik diyecek. AB ve ABD itaatinden dolayı İsrail'e gıkını çıkaramayacak. İktidarın dışa bağımlı politikalarla AB, ABD ve İsrail'e yaranmak, halkımızı kandırmak için attığı bu yanlış adımdan dolayı Türkiye Ortadoğu'da kendini savaşın içinde bulacak. Şehitler gelmeye başlayınca Türkiye karışacak. Şunun da altını çizmek istiyorum; bir 3. Dünya savaşı ile karşı karşıya kalabiliriz.İsrail ve Hizbullah'ın şu açıklamaları da 8 bin askerin konuşlanmasından sonraki politikaların nasıl gelişeceğine ışık tutmaktadır. Hizbullah lideri Nasrallah "Elimizdeki füzeleri, sadece Lübnan'a karşı geniş çaplı bir savaş olması durumunda kullanacağız'' sözleri bu olayın ayak seslerine cevaptır. Aynı zamanda riskin ne kadar yüksek olduğuna işaret etmektedir. 8 bin askerin o bölgeye yerleşmesiyle İsrail'in izleyeceği politikanın da farkında olduğuna işarettir. Hizbullah milletvekili Dr. Cemal Altakech; Türkiye'de "Lübnan'a asker gönderme" tartışmalarını yakından izliyoruz. Halkın yüzde 80 gibi bir oranda bölgeye asker gönderilmesine karşı çıkmasını "Müslüman'ın, Müslüman'a kurşun atmak istememesinden kaynaklanmaktadır" demektedir. Lübnan Meclisi'ndeki milletvekillerinden İsmail Sukkariyyah "Umarım Lübnan tezkeresi Türkiye'nin ABD'ye ödediği bir bedel değildir'"Türk askerinin Lübnan'a gönderilmesine ilişkin kararı Türkiye'nin Ortadoğu'da oynamak istediği yeni rolün bir parçası olarak gördüğünü belirtti. "Bir Lübnanlı olarak elbette Türkiye'nin bölgede söz sahibi olmasını isterim" diye konuşan Sukkariyyah şöyle devam ediyor. "Ancak bu rol arka planında Amerikanın olduğu bir rol olmamalıdır. Türkiye'nin Lübnan ile tarihten gelen önemli ilişkileri vardır. İki ülkenin halkaları birbirlerini sevmektedir. Ancak Lübnan'ın İsrail ile olan ihtilaflarına karşılık, Türkiye İsrail ile müttefiktir. Avrupa Birliği üyeliğini elde etmek için de ABD ve İsrail ile iyi ilişkiler kurması gerektiğini düşünüyor. Çünkü eğer İsrail ile aranız kötü olursa terörist olarak addedilirsiniz. Türkiye işte böyle bir politika izliyor" demektedir.İsrail Başbakanı Olmert'in de Ortadoğu'da İran, Suriye ve Hizbullah'a meydan okuması da gidecek askerlerden alacağı destek ve cesaretin göstergesidir. İktidarın koltuk sevdası ülkemizi bir ateşin içine atmaktadır. Türkiye'de artık "Oğlum şehit oldu, hakkımı helal etmiyorum" Sözleri yükseliyorsa bunun tek sorumlusu iktidardır. Türk halkını uyarmayı bir vatan borcu bilirim. Şehitlik vatan savunularak elde edilir. İsrail'e uşaklık yaparak elde edilmez. Merhum Atatürk'ün asil cevabı ile bitirmek istiyorum. Merhum Atatürk'ü zamanın İtalya Devlet başkanı ziyaret eder. Atatürk makamına oturur. İtalya Devlet Başkanı misafir koltuğuna oturur. Misafirperver Paşa ikram için hizmetliyi çağırır. Hizmetliden kahve isterler. Hizmetli kahveyi yapar getirir. İkramı yaparken kahve İtalya Devlet Başkanın üzerine dökülür. İtalya Devlet Başkanı; Atatürk'e, "ne biçim uşağınız var. Bir uşaklığı dahi beceremiyor" der. Atatürk cevap verir. "Bu millete her şeyi öğrettim. Ama uşaklığı öğretemedim" der.
İsmail Çetin / diğer yazıları
- Ülkemizin manevi başkenti Hacıbektaş’tır / 26.12.2023
- Asgari ücret zammından taraflar mutsuz oluyor! / 24.12.2023
- Dinci ve Kemalist aynı kapıya çıkar / 14.12.2023
- Türk Devletleri Ehl-i Beyt nefesiyle kurulmuş, yörüngeden çıkınca yıkılmıştır / 12.12.2023
- Türk devletleri niye yıkıldı? / 11.12.2023
- Fenerbahçe’nin masası yoktur, sahaları vardır / 29.11.2023
- İsrail maşadır / 08.11.2023
- Cumhuriyet vatanımızın teminatıdır / 29.10.2023
- Mumsöndü ibadettir / 25.10.2023
- Andımız İslam ahlakıdır / 19.10.2023
- Asgari ücret zammından taraflar mutsuz oluyor! / 24.12.2023
- Dinci ve Kemalist aynı kapıya çıkar / 14.12.2023
- Türk Devletleri Ehl-i Beyt nefesiyle kurulmuş, yörüngeden çıkınca yıkılmıştır / 12.12.2023
- Türk devletleri niye yıkıldı? / 11.12.2023
- Fenerbahçe’nin masası yoktur, sahaları vardır / 29.11.2023
- İsrail maşadır / 08.11.2023
- Cumhuriyet vatanımızın teminatıdır / 29.10.2023
- Mumsöndü ibadettir / 25.10.2023
- Andımız İslam ahlakıdır / 19.10.2023