logo
17 NİSAN 2024

Bu nasıl dik duruş?

10.05.2005 00:00:00
BTP'nin Kayseri'de düzenlediği "Kuşatılan Türkiye" toplantısında konuşan Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş, Türk milleti ve Türkiye'nin geleceğini çok yakından ilgilendiren önemli açıklama ve değerlendirmelerde bulundu.

11 Eylül'den sonra ABD'de milliyetçilik akımlarının, dinî duyguların, bayrak sevgisinin zirveye çıktığını, askerin mukaddes bir varlık sayılmaya başlandığını, aidiyet duygusunun öne çıkarılmakta olduğunu, Amerikalılık bilincinin adeta yeniden inşa edildiğini, Washington'da kurulan mezarlıkta ABD tarihinin filmlerle tanıtıldığını, ölen Amerikan askerlerinin resimlerinin gösterildiğini, halkın, askerleri selamlayıp, teşekkür ettiğini, ABD askeri olmanın büyük bir şeref olarak algılandığını, ve yine 11 Eylülden sonra ABD'de Evangelizm patlaması yaşandığını, Evangelist sayısının 80 milyona çıktığını, Evangelistlere göre Hz. İsa'ya inanmadan kurtuluşun mümkün olmadığını söyleyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Bugün yalnız ABD değil, bütün dünya millî kimliğine sahip çıkıyor. Zira globalizm karşısında milli duruş şarttır" tespitinde bulunarak şöyle devam etti:

Hangi dik duruştan söz ediyorsunuz?

"Biz de ise milli duygular körlenmekte, milletin değerleri münakaşa edilmektedir. Bakan Gül, milletin benliğine sahip çıkmasını eleştirmekte, tehlike unsuru saymaktadır. Türk milletinin vatan, millet, devlet ve din kurumları tartışılmaya açılmış, millet işgale hazır hale getirilmiştir. Vatana, millete, dine, Kıbrıs'a sahip çıkmak tehlikeli görülmektedir. Bu yaklaşım milletin sonunu hazırlamaktadır. Türkiye'nin kalıcı bir devlet politikası yoktur. Buna bağlı bir dış politikası da yoktur. Her sahada dışa bağımlı bir anlayış hâkimdir. Vatan toprakları ve stratejik kurumlarımız yok pahasına yabancılara satılmaktadır. Vatan müdafaası, bir milletin kendi değerlerini işgal güçlerine karşı savunmasıdır. Bugün milletçe top yekûn yapmamız gereken de budur. Çünkü dünkü Sevr oyunu, bugün AB adı altında oynanmaktadır. Dışa bağımlı ve mandacı zihniyetler koca bir imparatorluğu yerle bir etmiştir. Başbakan Erdoğan bir yandan 'AB bizi bölmek istiyor' derken, diğer yandan dik durmaktan söz ediyor. Burada sormak gerekir. AB talimatlarıyla vatanı satışa çıkaranlar hangi dik duruştan söz ediyor? Lozan'ı delik deşik edenler, bir tek Hıristiyan'ın olmadığı yerlerde 36 bin kilise evi açanlar hangi dik duruştan dem vuruyor? Kıbrıs'ı Rum'a peşkeş çekenler, Türk askerinin başına çuval geçirilmesine seyirci kalanlar hangi dik duruşu konuşuyor? İncirlik'i Amerika'ya açanlar, IMF'ye bu milleti mahkûm edenler hangi dik duruştan söz ediyor? Sayın Başbakan dik durmak istiyorsa; vaziyeti 180 derece değiştirmelidir. Unutulmamalıdır ki her şeyin başı bağımsızlık karakteridir. Bağımsızlık karakterinden taviz verenler en temel hak ve hürriyetlerden mahrum kalırlar. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu büyük bir bağımsızlık mücadelesiyle olmuştur. Hepimizin örnek alması gereken bağımsızlık karakteridir. Mustafa Kemal'in karakteridir. Mustafa Kemal Atatürk İzmir İktisat Kongresi'nde şöyle sesleniyor: 'Bütün cihan halkı bilmelidir ki, Türk halkı hâkimiyetini hiçbir şahıs ve makama veremez. Hâkimiyet demek; şeref demek, namus demek, haysiyet demektir. Milletin bu evsaf-ı medeniye ve insaniyesinin terkini talep etmek, onu insanlıktan çıkarmak demektir.' "

Hodri meydan!

AB ve ABD'nin bize dönük planları ve hasmane tutumlarının Türk Milletini uyandırmakta olduğuna, mevcut iktidarın AB ve ABD ısrarının ise onları milletten koparttığına, milletin gözünden düşürdüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Haydar Baş, devamla şunları söyledi: "Milletimiz BTP'nin tavizsiz çizgisini daha bir idrak ediyor. Ve BTP bir Müdafaa-yı Hukuk Hareketi olarak yükseliyor. İktidar bu gerçeği gördüğü içindir ki; milliyetçiliği tehlike olarak gösteriyor. Başbakan 'AB bizi bölmek istiyor' diyerek suret-i Haktan görünmek istese de artık yalancının mumu yatsıya kadar yanacaktır. Maksat güçlenen bu milliyetçi dalgayı durdurmaktır. Yabancı güçler bu rüzgârı söndürmek için provokasyonlar tezgâhlar, iftiralar atar. Hiç birine kulak vermeyeceksiniz. Bendenizin şahsi hayatı, aile hayatım, her gün milyonların huzurundadır. Hodri meydan! Meclis İçtüzüğüne aykırı olmasına rağmen bendeniz hakkında soru önergesi veriliyor. Hodri meydan diyorum. Namusunu para karşılığında satmaya tevessül eden şahsın ağzıyla beni anlatmaya çalışıyorlar. Gel, sana ben öyle bir şamar vurayım ki Everest kadar güçlü olsun. Erciyes diyor ki, 'Erciyes kadar güçlü olsun.' Biz, bağımsızlık yoluna kafasını koymuş erleriz. Milletimiz yeniden kuvay-ı milliye saflarında biraraya gelerek bu mücadeleye karar vermiştir. Unutmayalım ki 20. yüzyılda kaybedilmiş bir tek bağımsızlık mücadelesi yoktur. Bu millet tarih boyunca çok büyük badireler geçirmiş, ancak hepsini atlatmış, bayrağı yeniden düştüğü yere koymayı bilmiştir. Bu millet 80 yıl önce bir istiklal mücadelesi vermiştir. Bu gün ise Ege'nin ve Kıbrıs'ın Rum'a satılmasına karşı çıkmak, Apo'nun yeniden yargılanmasına itiraz etmek, toprak satışlarına 'dur' demek, her alanda milli bir duruşu savunmak suç haline gelmiştir. Ortada milleti kuşatmış ciddi bir tehdit vardır. Buna karşı çıkmak meşru müdafaadır. Milletin kendini savunma hakkıdır. Millet BTP'nin Kuvayı Milliye çizgisini idrak etmiştir. Bu millet, Kürt'ü ile, Laz'ı ile, Çerkez'i ile, Boşnak'ı ile tek bir millettir. Adı da Türk Milleti'dir. Bu şövenizm değil, milletin öz değerlerine sahip çıkmaktır."

Büyük devlet, büyük adamların işidir

Mevcut uygulamalarıyla AKP hükümetinin Türkiye'yi batırmaktan, küresel sömürücülerin limanına bağlamaktan başka bir şey yapmadığının, yapmayacağının iyice ortaya çıktığını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, hem Türkiye'nin, hem Türk milletinin, hem de dünyadaki mazlum milletlerin BTP iktidarını beklediğini belirterek, BTP iktidarında nasıl bir yol izleneceğini şöyle dile getirdi:

"Senyoraj hakkı kullanılacak. Para basılacak. Borçlar temizlenecek. Milletin vergisi millete hizmet olarak dönecek. Biz sadece sizleri değil aç olan bütün dünya insanlığını da doyuracağız. Çünkü Türk milleti insanlık tarihinin en şerefli, en aziz milletidir. Gezdiği bütün coğrafyalarda insanlığın can, mal, namus, din ve vicdan emniyetini doya doya yaşatmış tek millettir. Bu milleti hiç kimsenin bir başka devletin kuyruğu, asalak unsuru haline getirmeye hakkı yoktur ve getiremeyecektir. Bugün dünya bu aziz milleti bekliyor. 'Neredesin ey millet! Canımı, malımı, namusumu, dinimi, vatanımı sen koruyacaksın, sen kurtaracaksın' diyor. 'Askerini gönder' diyor. Mehmetçiğin başına çuval geçirenler kafasına akıl koysun. Bu asker dünyanın asayişini temin edecektir. BTP işbaşına geldiğinde dönüp şuraya buraya bakmayacak. Geliyorlar, 'Enkaz devraldım' diyorlar. Daha evvel senin gözün nerede idi? Biz neyi devralacağımızı biliyoruz. Özür beyan etmeyeceğiz. Geldiğimiz gün kurbanlar kesilecek, davullar-zurnalar çalacak, millet Allah'ın izniyle bayram yapacak. 10 milyarın altında geliri olandan vergi alınmayacak. Ama devletin geliri artacak. Çünkü bizim dönemimizde bugün milletin başına vura vura 100 katrilyon alan devlet yerine onun cebini doldurarak en az bir trilyon dolar vergi alacak. 100-150 katrilyon çoluk çocuk işi olarak kalacak. Büyük devlet, kainat devleti olmak büyük adamların işidir."
Neler olacak neler?
İktisat profesöründen özel açıklamalar
İsrail'in yaptığı terör eylemi
İsrail, uluslararası hukuku ihlal etti
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı
'En büyük hatam o kareye girmekti'
'Suistimalleri engellemeye yönelik tedbir'
Şimşek'ten KDV açıklaması
Erdoğan'dan 31 Mart yorumu
'İlk kazanan sandık olmuştur'
Tasarruf genelgeleri kağıt üstünde, vergi artışları gerçek
Kamu ne kadar tasarruf yaptı?
Bakan Şimşek'ten açıklama geldi
'Söylentilere inanmayın'
Yeni imajıyla ilk grup toplantısını yaptı
'Teşekkür önce örgütümüze'
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı
Neler olacak neler?
İktisat profesöründen özel açıklamalar
İsrail'in yaptığı terör eylemi
İsrail, uluslararası hukuku ihlal etti
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı
'En büyük hatam o kareye girmekti'
'Suistimalleri engellemeye yönelik tedbir'
Şimşek'ten KDV açıklaması
Erdoğan'dan 31 Mart yorumu
'İlk kazanan sandık olmuştur'
Tasarruf genelgeleri kağıt üstünde, vergi artışları gerçek
Kamu ne kadar tasarruf yaptı?
Bakan Şimşek'ten açıklama geldi
'Söylentilere inanmayın'
Yeni imajıyla ilk grup toplantısını yaptı
'Teşekkür önce örgütümüze'
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı

BM, Şam saldırısında İsrail'i suçlu buldu

 
 
Ortadoğu'da terör estiren İsrail, sadece Gazze'de soykırım yapmakla kalmıyor, aynı zamanda başka ülkelerde terör eylemlerinde de bulunuyor. İsrail; özellikle Lübnan'da ve Suriye'de çok sayıda alçakça terör eylemlerinde bulundu. Son olarak Şam'da İran Büyükelçiliğini bombalaması bardağı taşıran damla oldu.
16.04.2024 23:27:00
AHMET TURAN YİĞİT
 BM, Şam saldırısında İsrail'i suçlu buldu
 BM, Şam saldırısında İsrail'i suçlu buldu

İsrail, bir devlet mi, terör örgütü mü? Yapay yolla kurulan bir devlet... İşgal yoluyla kurulan bir terör devleti! Tıpkı Avustralya ve ABD gibi başkalarına ait toprakları çalarak kurulan bir devlet... ABD ve Avustralya nasıl yerlileri yok ederek, beyazlardan oluşan bir devlete dönüştüyse, İsrail de İngilizlerin yardımıyla ve katkısıyla Filistinlileri katlederek aşama aşama devlete dönüştü. Terör yoluyla kurulan bir devlet, terörden vazgeçmiyor. Tıpkı ABD gibi... ABD, son 70 yılda Vietnam'dan Irak'a, Panama'dan Honduras'a, Haiti'den Afganistan'a çok sayıda ülkeyi işgal etti. ABD'nin İsrail'i desteklemesinin bir nedeni de bu... Diğer nedeni ise ABD ekonomisine ve siyasetine 6.3 milyon  AmerikalıYahudinin yön vermesi...

İsrail terörü tescillendi


Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından görevlendirilen bir grup bağımsız uzman, İsrail'in Şam'daki İran konsolosluğuna düzenlediği saldırının uluslararası hukuku ihlal ettiğini söyledi. Açıkçası İsrail'in eyleminin bir terör eylemi olduğu BM uzmanları tarafından ortaya koyuldu. Özel raportörler ve bağımsız uzmanlar tarafından hazırlanan raporda "İsrail ve İran arasındaki misilleme amaçlı askeri saldırılar yaşam hakkını ihlal etmektedir ve derhal durdurulmalıdır" denildi. Raporda şu ifadelere yer verildi: "Tüm ülkelerin, terörle mücadele de dahil olmak üzere, yurtdışındaki askeri operasyonlarda bireyleri keyfi olarak yaşam haklarından mahrum bırakmaları yasaktır. Yabancı topraklarda yapılan öldürme eylemleri uluslararası hukuk kapsamında izin verilmediği sürece keyfidir."

İsrail, BM Şart'ını ihlal etti

Uzmanlar İsrail'in 1 Nisan'da meşru müdafaada bulunmuş gibi görünmediğini zira İran'ın İsrail'e doğrudan 'silahlı saldırıda' bulunduğuna ya da saldırmak üzere devlet dışı silahlı gruplar gönderdiğine dair hiçbir kanıt sunmadığını da ortaya koydu. Uzmanlar, İsrail'in saldırı için herhangi bir yasal gerekçe sunmadığını ya da Birleşmiş Milletler Şartı'nın 51. Maddesi'nin gerektirdiği şekilde Güvenlik Konseyi'ne bildirmediğini kaydetti.
Uzmanlar, "İsrail'in saldırısı sonuç olarak Şart uyarınca başka bir devlete karşı silahlı güç kullanma yasağını ihlal etmiştir" dedi.

Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı: En büyük hatam o kareye girmekti

"Ayhan Bora Kaplan" suç örgütü sanıklarının yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, örgüt yöneticiliğiyle suçlanan Bora Kaplan savunma yaptı.
16.04.2024 22:11:00
Anadolu Ajansı
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı: En büyük hatam o kareye girmekti
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı: En büyük hatam o kareye girmekti
"Ayhan Bora Kaplan" suç örgütüne ilişkin 28'i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.

Duruşmada, suç örgütü lideri olmakla yargılanan Bora Kaplan savunma yaptı.

Kaplan, 8 aydır suçsuz yere cezaevinde olduğunu, kendisine iftira atıldığını öne sürdü.

Türkiye'den kaçmak üzereyken yakalandığına ilişkin iddiayı reddeden Kaplan, "Ben geri zekalı mıyım? Niye bilet alayım. Ben o gün ofisimden çıkarken kendi aracımla çıktım. Bana ait olan aracımla havaalanına geldik ve orda yavaşladım. Silahlı kişileri gördüm. Araçtan iner inmez beni yere yapıştırdılar." dedi.

Aracında bulunan 50 bin avroyu, yurt dışına çıkacağı için yanına aldığını söyleyen Kaplan, iş adamı olduğu için bu parayı yanında bulundurduğunu savundu.

"Limon satarak işe başladım"

Kaplan, iddianamenin ön yargıyla hazırlandığını, gözaltına alındıktan sonra 8 saat ifade verdiğini, savunmasının baskıyla aldığını iddia etti. Dosya kapsamında birlikte yargılandığı sanıklardan bazılarını ticari ilişkilerinden dolayı tanıdığını, kişisel ilişkilerinin örgüt ilişkisi olarak iddianameye yansıtıldığını iddia eden Kaplan, savunmasına şöyle devam etti:

"Limon satarak işe başladım. Liseyi bitirdim kuruyemişçi açtım. Sonra bir arkadaşım 'Telefonculukta daha çok para var' dedi. Kapattım kuruyemişçiyi, telefoncu açtım. Sonra bir arkadaşım limon pazarında bana bir yer aldı vergi levhası falan da var. Sonra DVD satmaya başladım. 4 tane yerde ayrı ayrı CD dükkanı açtım. Kardeşim de duruyordu başında. Korsan CD'ler çıkınca satışlar düştü. Ben de kadın kıyafeti satmaya başladım. Ardından İstanbul Merter'den aldığım kıyafetleri yine İstanbul'da satmaya başladım."

Kaplan, bir süre sonra Ankara'da gece kulübü açtığını ve mekanında ünlü sanatçıların sahne aldığını anlatarak, "Ardından polislerin anlamsız bir baskısı başladı. Polisler geliyor, ardından Genel Bilgi Toplama (GBT) yapmaya başlıyorlar. 2 saat sürüyor ve insanlar bir şey içemediği için hesap ödemeden gidiyor, iflahımı kuruttular." diye konuştu.

İddianamede adı geçen hiç kimseyle bir örgüt kurmadığını öne süren Kaplan, "Ben kurulu bir mekan almadım, kimsenin mekanına çökmedim." şeklinde konuştu. Kaplan, telefon kayıtlarında geçen "büyük abi" tabirinin kendisine ait bir sıfat olmadığını, gizli tanık ifadelerinin de gerçeği yansıtmadığını savundu.

Kaplan, hiçbir cinayet işlemediğini ve cinayeti azmettirmediğini öne sürerek, 2016'da gerçekleştirilen silahlı saldırıda hayatını kaybeden Mahfuz Tatar'ın, kendisinin talimatıyla suç örgütü üyelerince öldürüldüğü iddiasını da kabul etmedi. Bora Kaplan, Mahfuz Tatar cinayetiyle ilgisinin bulunmadığını, yalan tanıklarla kendisinin suçlandığını iddia etti.

"En büyük hatam o kareye girmekti"

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi gecesi TRT Genel Müdürlüğü binası önündeki fotoğrafının hatırlatılması ve "TRT'ye gittiğinizde uzun namlulu silahları nereden buldunuz?" sorusu üzerine Kaplan, silahları nasıl elde ettiğini söyleyemeyeceğini belirtti. Bora Kaplan, şöyle devam etti:

"15 Temmuz'da herkesi topladım, sokağa davet ettim. Ardından TRT'ye gittim. Tanıdık, tanımadık fotoğraf çektiriyordu, bana da gel dediler ben de çocuklarıma anı olsun diye o kareye girdim. Keşke girmeseydim. Sonra lanetlendim. Sonra muhalifler ve sözde gazeteciler hakkımda 'Soylu'nun gizli adamı' gibi şeyler söyledi. En büyük hatam o kareye girmekti."

"Soylu ile bağlantım yok"

​​​​​​​Kaplan, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile herhangi bir bağlantısının olmadığını da ifade etti.

"Ayhan Bora Kaplan" isimli bir suç örgütünün olamayacağını da savunan Kaplan, "Çevremden kimse ailem haricinde bana 'Ayhan' demez, hep 'Bora' derler. Ayhan ismini amcam koymak istemiş, olmamış. Ben sonradan Ayhan ismini kimliğime ekletmek istedim fakat avukatım sabıkam olduğu için böyle bir çelişki yaratmayalım dedi." diye konuştu.

Bakan Yerlikaya: Bayram tatilindeki trafik kazalarında 75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 6-14 Nisan tarihlerini kapsayan Kurban Bayramı tatili sebebiyle yurt genelinde meydana gelen 6 bin 530 trafik kazasında 75 kişinin hayatını kaybettiğini, 10 bin 810 kişinin ise yaralandığını bildirdi.
16.04.2024 13:42:00
İhlas Haber Ajansı
Bakan Yerlikaya: Bayram tatilindeki trafik kazalarında 75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bakan Yerlikaya: Bayram tatilindeki trafik kazalarında 75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Ankara'da yer alan Polis Müzesi'nde 9 günlük Ramazan Bayramı tatiline ilişkin trafik verileriyle ilgili basın açıklaması düzenledi.

Açıklanan verilerin 2016 ve 2019 yıllarındaki bayram tatili verileriyle kıyaslayan Bakan Yerlikaya, şunları aktardı:

'Bugün, yıllara göre 9 günlük bayram tatillerini kıyaslıyoruz. 2019'da 16 bin 651 personelimiz denetimlerde görev aldı. 2024'te ise 26 bin personel görev aldı. Aktif olarak 1 günde çalışan personel sayımız ise 18 bin civarındaydı.'

'2024'te 3 milyon 642 bin 538 araç denetlenmiş'

Denetlenen araç sayısıyla ilgili bilgi veren Bakan Yerlikaya, '2016'da 895 bin, 2019'da bir milyon 431 bin, 2024'te ise 3 milyon 642 bin 538 araç denetlenmiş. Bu denetimler sonucu 2016'da 225 bin, 2019'da 290 bin, 2024'te toplam ise 485 bin 710 işlem yapılmıştır. Bunun 207 bin 407'si hız nedeniyle yapılan işlemler. Diğer nedenlerle de 278 bin işlem yapıldı' ifadelerine yer verdi.

'8 sene içerisinde 7 buçuk milyonluk bir sürücü artışı oldu'

Araç ve sürücü artışına rağmen verilerde olumlu düşüşler yaşandığını kaydeden Bakan Yerlikaya, '2016'da 6 bin 291, 2019'da 5 bin 780, 2024'te 6 bin 530 kaza yaşandı. Bu 8 sene içerisinde 7 buçuk milyonluk bir sürücü artışı oldu. Araç sayısı ise 9.3 milyon arttı. Kazalarda 2016'da 152, 2019'da 86, 2024'te 75 kişi hayatını kaybetti. 2016'da 11 bin 265 kişi yaralanırken, 2024'te ise bu sayı 10 bin 810'a düştü' diye konuştu.

'Selektörle radar uyarısı yapan sürücülere uygulanan cezalar iptal edildi'

Düzce'de 14 sürücünün trafikte birbirlerine selektör yaparak radar uyarısı yapması sebebiyle uygulanan cezaların iptal edildiğini bildiren Bakan Yerlikaya, 'Biz hiçbir vatandaşımıza işlem yapmaktan hoşlanmıyoruz. Vatandaşlarımızın ölüm veya yaralanmalı sonuçlara neden olacak kazalara karışmasını asla istemiyoruz. Denetimlerin de bunun için olduğunu söylüyoruz. Düzce'de trafikte selektör yaparak sürücülere radar uyarısında bulunanlar olmuş. Bu sürücülere de işlem yapılmış. Talimatımızı verdik, o işlemlerinin tamamını iptal ettik' şeklinde konuştu.

Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine Basri Bağcı seçildi

Anayasa Mahkemesi (AYM) üyesi Basri Bağcı, Yüksek Mahkemenin başkanvekilliği görevine seçildi

16.04.2024 12:39:00 / Güncelleme: 16.04.2024 12:44:12
AA
Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine Basri Bağcı seçildi
Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine Basri Bağcı seçildi

AYM Başkanı Zühtü Arslan'nın görev süresinin 20 Nisan'da dolacak olması nedeniyle 21 Mart'ta yapılan seçimde başkanvekilliği görevini yürüten Kadir Özkaya, Yüksek Mahkemenin yeni başkanı seçilmişti.

Edinilen bilgiye göre, Özkaya'dan boşalan başkanvekilliği görevi için AYM Genel Kurulunda seçim yapıldı. Basri Bağcı, 9 oy alarak salt çoğunluğu sağladı ve Anayasa Mahkemesi Başkanvekili oldu.

Bağcı'nın öz geçmişi

Basri Bağcı, 1967'de Ankara'nın Elmadağ ilçesinde doğdu, 1988'de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu.

Ankara adli yargı hakim adayı olarak 1989'da mesleğe başlayan Bağcı, sırasıyla Sivas Gürün, Siirt Pervari, Konya Hüyük'te cumhuriyet savcılığı, Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığında adalet müfettişliği, adalet başmüfettişliği ve çeşitli görevlerinin ardından 2017'de Yargıtay üyeliğine seçildi.

Bağcı, 2 Nisan 2020'de Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilmiş, 6 Nisan 2020'de görevine başlamıştı.

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.