Üsküdar'da Kuşkonmaz'dan kalkıp
Bülbül Deresi'nden geçerek çekip giden
Bu şehri kahırla terk eden kuşlarla mı gittiler?
Bu şehrin şairleri neredeler?
Gökdelenler aslında bu şehrin bağrını delerken
Taşını-toprağını, yeşilini-ağacını
Bölüm bölüm bölerken
Vicdanların üstüne tonlarca beton dökerken
Bu şehrin şairleri neredeler?
Gökdelenler aslında gökleri değil
Bu şehrin bağrını delmektedirler
Bu şehrin ruhunu dilim dilim dilmektedirler
Bu şehrin kadim görüntüsünü zorbaca silmektedirler
Bu nevzuhur ve bu türedi manzaraya
Bir itirazları yok mu şairlerin?
Bu şehrin şairleri neredeler?
"Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul"
diyen Yahya Kemal,
Başını kaldırsa İstanbul'a bakacak bir tepe
bulabilir mi?
Bir tepe buldu diyelim İstanbul'u seyredebilir mi?
Her semtine ayrı ayrı şiirler yazdığı bu şehri
Tanıyabilir mi?
"Bu betondan kazıkları kimler sapladı bu şehrin kalbine" demez mi?
"Bizden sonra aziz İstanbul hangi suçu işledi ki
Böyle merhametsizce kazıklara vurdunuz
Kötü kötü tuzaklar kurdunuz
İstanbul ile neydi ki derdiniz?
Hiç acımadan defterini dürdünüz" dese ne deriz?
Şair Yahya Kemal'in bu yakıcı sorularına
Bu şehrin şairlerinin bir cevabı olur mu acaba?
O şairler ki
İstanbul halden hale sokulurken
Dört bir yanı hallaç pamuğu gibi atılırken
Her karış toprağına tohum yerine taş ekilirken
Vicdanları taş kesilmişçesine susmuşlar
"Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur"
diyen Necip Fazıl
Eyüp sırtlarından başını kaldırsa
Ay ve güneşi bu şehre sokmamak için örülen
Beton duvarlarla karşılaşacak
Kendine has üslubu ile kim bilir
Neler neler diyecek bu şehre ihanet edenlere.
Kuşkonmaz gerçekten kuş konmaz olmuş
Bülbülderesi'nin sadece adı kalmış
Bağcılar'da bağlar virane bağcılar mahzun
Bağlarbaşı'nda bağların yerinde iri irir uzun uzun betondan kazıklar
Zeytinburnu'nun, Fındıklı'nın ve Acıbadem'in
sadece adı var
Kartal'dan Aydos dağlarına doğru artık kartallar
bile uçamıyor
Mimarlar mühendisler bu ihanet dosyasının kapağını dahi açamıyor
İstanbul'un başına bu çoraplar örülürken acaba
Bu şehrin aşıkları ve şairleri neredeler?
Bülbül Deresi'nden geçerek çekip giden
Bu şehri kahırla terk eden kuşlarla mı gittiler?
Bu şehrin şairleri neredeler?
Gökdelenler aslında bu şehrin bağrını delerken
Taşını-toprağını, yeşilini-ağacını
Bölüm bölüm bölerken
Vicdanların üstüne tonlarca beton dökerken
Bu şehrin şairleri neredeler?
Gökdelenler aslında gökleri değil
Bu şehrin bağrını delmektedirler
Bu şehrin ruhunu dilim dilim dilmektedirler
Bu şehrin kadim görüntüsünü zorbaca silmektedirler
Bu nevzuhur ve bu türedi manzaraya
Bir itirazları yok mu şairlerin?
Bu şehrin şairleri neredeler?
"Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul"
diyen Yahya Kemal,
Başını kaldırsa İstanbul'a bakacak bir tepe
bulabilir mi?
Bir tepe buldu diyelim İstanbul'u seyredebilir mi?
Her semtine ayrı ayrı şiirler yazdığı bu şehri
Tanıyabilir mi?
"Bu betondan kazıkları kimler sapladı bu şehrin kalbine" demez mi?
"Bizden sonra aziz İstanbul hangi suçu işledi ki
Böyle merhametsizce kazıklara vurdunuz
Kötü kötü tuzaklar kurdunuz
İstanbul ile neydi ki derdiniz?
Hiç acımadan defterini dürdünüz" dese ne deriz?
Şair Yahya Kemal'in bu yakıcı sorularına
Bu şehrin şairlerinin bir cevabı olur mu acaba?
O şairler ki
İstanbul halden hale sokulurken
Dört bir yanı hallaç pamuğu gibi atılırken
Her karış toprağına tohum yerine taş ekilirken
Vicdanları taş kesilmişçesine susmuşlar
"Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur"
diyen Necip Fazıl
Eyüp sırtlarından başını kaldırsa
Ay ve güneşi bu şehre sokmamak için örülen
Beton duvarlarla karşılaşacak
Kendine has üslubu ile kim bilir
Neler neler diyecek bu şehre ihanet edenlere.
Kuşkonmaz gerçekten kuş konmaz olmuş
Bülbülderesi'nin sadece adı kalmış
Bağcılar'da bağlar virane bağcılar mahzun
Bağlarbaşı'nda bağların yerinde iri irir uzun uzun betondan kazıklar
Zeytinburnu'nun, Fındıklı'nın ve Acıbadem'in
sadece adı var
Kartal'dan Aydos dağlarına doğru artık kartallar
bile uçamıyor
Mimarlar mühendisler bu ihanet dosyasının kapağını dahi açamıyor
İstanbul'un başına bu çoraplar örülürken acaba
Bu şehrin aşıkları ve şairleri neredeler?
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Emekli ağlar yıkılır dağlar / 29.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024