logo
18 NİSAN 2024

Bu tavizleri verecek misiniz?

Hükümet ile İmralı arasındaki görüşmeler iyice ısınıyor. Görüşmenin merkezinde ‘Yeni Anayasa’ yer alıyor. İmralı, Kandil ve BDP ise temel beklentilerinden vazgeçmeye niyetli olmadıklarını her fırsatta ortaya koyuyor
09.01.2013 00:00:00
RECEP BAHAR - ANALİZ Aslında her şey ABD’nin Şubat 2004’te Büyük Ortadoğu Projesi’ni (BOP) ilan etmesiyle başladı. O yıl İstanbul’da düzenlenen NATO Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde BOP’un uygulama alanının Kuzey Afrika’yı da kapsayacağı ilan edildi. Böylece BOP, bir NATO belgesine dönüştü. Başbakan Erdoğan da, partisinin Meclisteki bir grup toplantısında yaptığı konuşmada, BOP’un Eşbaşkanı olduğunu ilan etti! BOP’un NATO projesi olarak resmen hayata geçmesiyle, ilginçtir 1996 yılında Kandil’e çekilen terör örgütü PKK, sönmüş volkanın patlaması gibi harekete geçti. 2004’ten bu yana Türkiye teröre yaklaşık 900 askerini ve polisini şehit verdi. Tunus’ta 2010 yılı sonunda başlayan Arap Baharı, bu sürecin bir sonucu... Nitekim NATO, Tunus ve Mısır’daki halk hareketlerine doğrudan müdahale etme gereği duymazken, Libya’da ABD karşıtı Kaddafi yönetimi silah zoruyla görevinden uzaklaştırdı. Kaddafi bilahare katledildi. Bu süreçte NATO, Kürecik’teki füze savunma sistemi ile Ortadoğu’daki konumunu güçlendirdi. Suriye’deki önemli gelişme Ortadoğu’daki bir başka ABD ve İsrail karşıtı yönetim olan Suriye’de ise “ajan - paralı isyancı - yerel isyancı” kombinasyonu uygulamaya konuldu ancak ABD ve ortakları bu kez Birleşmiş Milletler zemininde karşılarında Rusya ve Çin’i buldu. Haçlı dünyası ve o dünyanın Türkiye, Katar, Suudi Arabistan gibi Müslüman işbirlikçileri savaş meydanında da Rusya’ya tosladı. Bu süreçte BOP’un tırmıklarının Türkiye’ye dokunmaya başladığını ispat eden bir gelişme yaşandı. PKK’nın Suriye’deki uzantısı olan PYD (Demokratik Birlik Partisi) Esad güçleri ile isyancılar arasındaki çatışmadan yararlanarak, bir anda ülkenin kuzeyinde yer alan kritik önemdeki Kamışlı kentini ele geçirdi. Bu gelişme PKK’nın elini de güçlendirdi. Siyaset yolunu düzleştirmek istiyor Son 9 yılda bölgede yaşanan gelişmeler böyle. Gelişmenin yerel boyutuna gelince... Peki, AKP yönetimi Habur ve Oslo skandallarına rağmen neden bir kez daha PKK ile masaya oturma gereği duydu? Bunun şifresi Yeni Anayasa çalışması ve 2014 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gizli. Başbakan Erdoğan, hem demokrasiye geçilen 1946’dan bu yana ilk sivil anayasayı yapan iktidar olarak tarihe geçmek istiyor, hem de başkanlık sisteminin Yeni Anayasada yer bulması için çabalıyor. Bunun yolu da BDP ile ittifaktan geçiyor. BDP ile ittifakın yolu da İmralı’dan! MİT’in İmralı ile başlattığı görüşmelerin 5 aydır sürdüğü ifade ediliyor. İmralı trafiği başlıyor Nitekim Temmuz 2012’de Başbakan Erdoğan, BDP Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana’yla bir araya gelmişti. Zana, Erdoğan’a Kürt sorununun çözümü için Öcalan’ın üstleneceği rolün ‘hayati’ olduğunu söylemiş ve adres olarak Öcalan’ı işaret etmişti. MİT Başkanı Hakan Fidan’ın İmralı ile temasa geçmesinin Zana’nın bu ifadesinden sonra gerçekleşmesi dikkat çekiyor! Bu görüşmeyle ilgili çok süpekülasyon yapıldı. Zana’nın PKK Lideri Öcalan’ın talebi üzerine Erdoğan’la görüştüğü iddia edildi. İddia teyit edilmese de hafızalara yerleşti. Zana-Erdoğan görüşmesinin tartışıldığı günlerde BDP Diyarbakır’da 14 Temmuz’da ‘Öcalan’a Özgürlük’ mitingi düzenledi. Ardından Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’tan, “PKK silah bırakırsa Öcalan’a ev hapsi konuşulur” açıklaması geldi. Akabinde Eylül 2012’de Başbakan Erdoğan, ‘Öcalan’la yeniden görüşülebileceğini’ söyledi. 12 Eylül’de cezaevinde başlayan açlık grevleri ise 67. gününde de Öcalan’ın devreye girmesiyle sonlandı. Başbakan Erdoğan da bunu teyit etti. Millitey Gazetesi yazarı Hasan Cemal’i kabul eden Mesud Barzani gibi, Celal Talabani de, ‘Öcalan’la görüşülsün’ çağrısı yaptı. PKK’nın Avrupa Temsilcisi Zübeyir Aydar, Öcalan’ın ‘baş müzakereci’ olduğunu söyledi. Bu arada Mehmet Ali Birand, Öcalan’ın gelecekte özgür kalacağını ve hatta Meclis’te siyaset yapacağını yazdı. Cengiz Çandar ise Ortadoğu’da sınırların değişeceğini ilan etti! Silah bırakmak yok! İmralı ile trafik sürerken, silahlar gömülmedi, gömülmeyecek de! PKK’nın Kandil’deki lideri ve KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, 5 Ocak’ta mevcut girişimlerin bir amacının da saflarda beklenti yaratmak ve güçlerimizde rehaveti geliştirmek olduğunu kaydederek, “Bu yüzden kimse gevşememeli, herhangi bir beklentiye girmemeli, hiç kimse ‘hemen demokratik çözüm süreci gelişecek” gibi bir hayale kapılmamalıdır’ dedi. Karayılan, “Türkiye’nin mevcut sınırları içerisinde Demokratik Cumhuriyet ve Demokratik Özerk Kürdistan stratejisine bağlıyız” ifadesini kullandı. Karayılan dahası “Önderliğimiz (Apo), Oslo ve İmralı süreci tartışmalarının bir sonucu olarak 5 Mayıs 2011’de Başbakan’a sunulmak üzere Türk heyetine protokoller sunmuştur. Kürt tarafı olarak bizim çözüm projemiz bu protokollerdir. Ayrıca Önderliğimizin hazırladığı ‘Yol Haritası’ var. Yani bizim projemiz vardır, Türk tarafının projesinin de açığa çıkması, ortaya konulması gerekmektedir” ifadelerini kullandı. Peki protokollerde neler var? Başbakan’a sunulduğu sanılan protokollerde, ilk sırada Yeni Anayasa yer alıyor. İkinci sırada tüm kimliklerin tanınması temelinde ‘barış için eylem planı’, üçüncü sırada ise genel af yer alıyor. Sürecin ön şartı Öcalan’ın koşullarının düzeltilmesi oluşturuyor. Sürecin bir başka boyutunu ise 20 Aralık 2010’da Diyarbakır’da yapılan Demokratik Toplum Kongresi (DTK), oluşturuyor. Kongre Öcalan’ın önerdiği, Karayılan’ın geçen hafta gündeme getirdiği ‘Demokratik Özerk Kürdistan Modeli’ taslağını esas almıştı. O kongrede ilk kez konfederalizm tartışıldı. Konfederasyon, siyaset biliminde iki bağımsız devletin eşit şartlarda kurduğu gevşek bir birlikteliktir. Dolayısıyla PKK ve siyasi uzantısı, bölgesel yönetim ve federasyonun ötesinde bir kavramı gündeme getirdi.  Aynı kongrede “ekonomik kaynakların özerk Kürdistan’a ait” olduğu dile getirildi. Taslakta “Demokratik özerklik alanındaki farklı kimliler de kendi sembollerini kullanır” ifadelerine yer verildi. Bunun anlamı bölgedeki yapının bayrak kullanması! Son olarak da, taslakta bölgedeki yapının kendi ‘öz savunma’ birliklerini oluşturmasının önünün açılması gerektiğine işaret edildi. İşte İmralı’nın talepleri bunlar… Peki AKP Yönetimi bunları kabul edecek mi? Kabul ederse, ortada bölünmemiş Türkiye Cumhuriyeti kalır mı?
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'
3 kişinin cansız bedenine ulaşıldı
Define ararken mağarayı çökerttiler
' Enflasyonun düşürülmesi öncelikli hedefimiz'
ABD'de Türkiye ekonomisini anlattı
3 ilçede okullar tatil edildi
Tokat depremle sarsıldı
Katil İsrail'de siyasi kriz
'Savaş Kabinesi feshedilsin'
Öyle büyük bir bela ki
Kansere yakalanma oranını katlıyor
Hayır çeşmesi yaparken toprak kaydı
2 kişi hayatını kaybetti
Çinlilerden 5G çıkarması
Teknoloji avcıları İstanbul'da buluşacak
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'
3 kişinin cansız bedenine ulaşıldı
Define ararken mağarayı çökerttiler
' Enflasyonun düşürülmesi öncelikli hedefimiz'
ABD'de Türkiye ekonomisini anlattı
3 ilçede okullar tatil edildi
Tokat depremle sarsıldı
Katil İsrail'de siyasi kriz
'Savaş Kabinesi feshedilsin'
Öyle büyük bir bela ki
Kansere yakalanma oranını katlıyor
Hayır çeşmesi yaparken toprak kaydı
2 kişi hayatını kaybetti
Çinlilerden 5G çıkarması
Teknoloji avcıları İstanbul'da buluşacak

Doç. Dr. Mehtap Aras: Tokat'ta 6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Afet ve Acil Durum Araştırma ve Uygulama Merkez Müdürü ve Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mehtap Aras, Tokat'ta beklenen depreme yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Aras, '6 ila 7,2 arasında bir deprem muhakkak başımıza gelecek, bundan kaçış yok' dedi.
18.04.2024 17:11:00
İhlas Haber Ajansı
Doç. Dr. Mehtap Aras: Tokat'ta 6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz
Doç. Dr. Mehtap Aras: Tokat'ta 6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz
Sulusaray ilçesinde yaşanan 4,7 büyüklüğündeki depremin bir öncü sinyal olmadığını belirten Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Afet ve Acil Durum Araştırma ve Uygulama Merkez Müdürü ve Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mehtap Aras, ancak bu tür sarsıntıların ciddiye alınması gerektiğini ifade etti.

Aras, geçmişte yaşanan depremlerde olduğu gibi, beklenmedik şekilde art arda sarsıntılar yaşanabileceğini ve depremin şiddetinin önceden tahmin edilemediğini dile getirdi. Bu nedenle, her zaman hazırlıklı olunması ve gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı.

'Depremin şiddetini bilmek ve buna göre tavır almak doğru değil'

Depremin şiddetine göre hareket etmenin yanlış olduğunu belirten Aras, 'Şimdi depremin şiddetine göre tavır sergilemememiz gerekiyor. Yani '4,7 çok düşük bir şiddette aslında dışarı çıkmamız gerekmiyor, 6'nın üzerinde olursa anca dışarı çıkarız' gibi bir tavır, bir tutum çok yanlış. Sonuçta bu bir deprem ve binalarımıza elbette güveniyoruz ve araştırmasını yaptık ama tedbir amaçlı bizim bulunduğumuz yeri terk etmemiz gerekiyor. Ta ki yetkili kurum ve kuruluşların, valilik bağlı olarak il AFAD veya AFAD Başkanlığının bir problem yok. Evlerinize geçebilirsiniz. Güvendesiniz uyarısı ya da bilgilendirmesiyle tekrar evlerimize dönebiliriz ama depremin şiddetini küçümsemek ve buna göre tavır almak doğru değil. Depremin şiddetini biliyoruz ama derinliğini bilmiyoruz. Yüzeye yakın şiddette olan depremler, örneğin beş şiddetindeki bir deprem ve çok yüzeye yakın. Onun etkisiyle çok derinde olan 5 şiddetindeki bir depremin etkisi aynı olmayacaktır. Dolayısıyla biz bunu o anda o bilgiye sahip değiliz. Yani hemen hepimiz telefonlarımıza sarılıp AFAD verisine bakamıyoruz. Dolayısıyla sarsıntı geçince tedbir amaçlı mutlaka bulunduğumuz binaları terk etmemiz gerekiyor' dedi.

'6 ila 7,2 arasında bir deprem muhakkak başımıza gelecek'

Doç. Dr. Aras, Tokat'ta yaşayanların deprem gerçeğiyle yüzleşmeleri gerektiğini ve bu felakete karşı her zaman tetikte olmaları gerektiğinin altını çizen Aras, 'Tokat'ta beklenen bir deprem var. 6 yada 7,2 arasında Tokat'ın üzerinde bulunan fayın bir deprem bekleniyor. Böyle bir elbette senaryo var. Fakat bunun tarihini ve zamanını ön görmemiz, söylememizin ihtimali yok. Şu an hemen burada da olabilir. Beş sene sonra da olabilir, üç gün sonra da olabilir. Ayrıca bunun saatini de bilmiyoruz. Yani genelde gece olduğu için geceye alışkınız fakat gündüz de olabilir, okulda olabiliriz, yolda olabiliriz, herhangi bir kamu kurum kuruluşunda bir işlem yaptırıyorken olabiliriz. Dolayısıyla her türlü senaryoya hazır olmamız gerekiyor. AFAD-RED diye bir simülasyon programı var. Burada Tokat'ın üreteceği örneğin 7 şiddetinde bir deprem veya 6 şiddetinde bir depremde alacağı hasar öngörülebiliyor. Elbette Tokat için de böyle bir senaryo var. 6 şiddetindeki depremdeki senaryoyla 7,2 şiddetindeki senaryo farklı. Dolayısıyla bizim burada vatandaşlar olarak Tokat'ta yaşayan insanlar olarak yapacağımız en önemli şey tedbir almak. Yani olası riskleri azaltmak ve buna hazırlıklı her an olacakmış gibi tetikte olmamız gerekiyor. Yani bugün de olabilir. Beş dakika sonra da olabilir. Bir sene sonra da olabilir. Ama bu bizim başımıza gelecek. Bunu bekliyoruz. Yani bundan kaçış yok. Bu deprem üretilecek. Dolayısıyla bizim buna hazırlıklı olmamız gerekiyor ve önlemleri almamız gerekiyor' diye konuştu.

Sarıyer'de öldürülen taksi şoförü son yolculuğuna uğurlandı

Sarıyer'de, yabancı uyruklu şüpheli tarafından bıçakla öldürülen ve aracı gasbedilen taksi şoförü Yaşar Yanıkyürek, Feriköy Mezarlığı'na defnedildi

 
18.04.2024 15:41:00 / Güncelleme: 18.04.2024 15:45:30
AA
Sarıyer'de öldürülen taksi şoförü son yolculuğuna uğurlandı
Sarıyer'de öldürülen taksi şoförü son yolculuğuna uğurlandı

Tarabya'da aracına aldığı İran uyruklu Y.B.G. tarafından bıçaklanması sonucu hayatını kaybeden Yanıkyürek için Beyoğlu Yenişehir Cami'nde öğle vakti cenaze töreni düzenlendi.

Cenazeye merhumun ailesi, yakınları, İstanbul Taksiciler Esnaf Odası Başkanı Eyüp Aksu ile çok sayıda meslektaşı katıldı.

Aksu, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, olaydan dolayı acıların çok büyük olduğunu söyledi.

Taksici camiasına başsağlığı dileyen Aksu, "Yabancı uyruklu bir yolcu tarafından emekçi şoför ağabeyimiz maalesef saldırıya uğradı. Bıçaklama sonucu vefat etti. Bunu gerçekleştiren yolcu, yabancı uyrukluymuş. Adli işlemleri devam ediyor. Biz de süreci takip ediyoruz." dedi.

Aksu, bir meslektaşlarını daha kaybetmenin üzüntüsü içinde olduklarını dile getirerek, "Konu caninin ifadesine göre, taksi ücretiyle alakalıymış. Bu cani yakalandı. Ümit ediyoruz ki bir daha böyle olaylarla karşılaşmayız. Araçta kamera var. Ses kayıtlarına emniyetimiz ulaşacak. Yakında detaylı bilgi emniyetimizce aktarılacak." diye konuştu.

Taksi şoförlerinin güvenliği için kabinli araçların temin edilmesi gerektiğine dikkati çeken Aksu, bu önlemin en ekonomik şekilde araçlarda alınması gerektiğini kaydetti.

Yanıkyürek'in cenazesi, namazın ardından araca konulduğu sırada bir yakını, "Baba yarım gitti." diyerek tabuta dokundu.

Araç konvoyuyla beraber Feriköy Mezarlığı'na götürülen cenaze burada defnedildi.



Olay nasıl gerçekleşti?

Taksi şoförü Yaşar Yanıkyürek, dün Tarabya Mahallesi Postacı Halil Sokak'ta aracında öldürüldükten sonra yola atılmıştı.

Polis ekipleri, olayın ardından şüpheliyi gasbettiği takside yakalamış, araçta cinayette kullanıldığı değerlendirilen kesici alet de bulunmuştu.

İran uyruklu şüpheli Y.B.G, İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'ndeki işlemlerinin ardından sağlık kontrolünden geçirilmişti.

Şüpheli, daha sonra Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na sevk edilmişti.

 

Mersin'de 10 milyonluk lüks araçlar ele geçirildi

Mersin polisi, yurt dışından Mersin'e yedek parça olarak kullanmak için getirilen piyasa değeri yaklaşık 10 milyon lira olan 4 adet lüks aracı ele geçirdi, 2 şüpheliyi yakaladı
18.04.2024 10:38:00
İhlas Haber Ajansı
Mersin'de 10 milyonluk lüks araçlar ele geçirildi
Mersin'de 10 milyonluk lüks araçlar ele geçirildi
Mersin polisi, yurt dışından Mersin'e yedek parça olarak kullanmak için getirilen piyasa değeri yaklaşık 10 milyon lira olan 4 adet lüks aracı ele geçirdi, 2 şüpheliyi yakaladı.

Alınan bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Oto Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, yurt dışından gümrük kaçağı olarak getirilip yedek parça olarak kullanılan araçlara yönelik çalışma yaptı. Polisin çalışmasında merkez Akdeniz İlçesinde bir oto tamirhanesi tespit edildi.

Tespit edilen adrese operasyon yapan polis, yurt dışından getirilen, parçalanıp yedek parça olarak satışa sunulamaya başlanan piyasa değeri 10 milyon TL olan 4 adet gümrük kaçağı aracı ele geçirdi. Operasyonda 2 şüpheli gözaltına alındı.

Araçlara el konulurken emniyette ifadesi alınan 2 şüpheli adliyeye sevk edildi.

Anayasa Mahkemesinden bir tartışılacak karar daha

 
 
Anayasa Mahkemesi, CHP'nin açtığı iptal davası üzerine, terör suçlarından tutuklu veya hükümlü bulunanların duruşmalara belirli kıyafetler giyerek katılmasını zorunlu tutan düzenlemeyi iptal etti.
17.04.2024 23:00:00
AA
Anayasa Mahkemesinden bir tartışılacak karar daha
Anayasa Mahkemesinden bir tartışılacak karar daha

Anayasa Mahkemesi, CHP'nin açtığı iptal davası üzerine, terör suçlarından tutuklu veya hükümlü bulunanların duruşmalara belirli kıyafetler giyerek katılmasını zorunlu tutan düzenlemeyi iptal etti. Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, CHP, 7079 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un bazı maddelerinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesinde iptal davası açtı. Yüksek Mahkeme, Kanun'un 97. maddesiyle 5275 sayılı Kanun'a eklenen ek 1. maddenin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin ve 117. maddesiyle 375 sayılı KHK'ya eklenen ve terör suçlarından tutuklu veya hükümlü bulunanların duruşmalara belirli kıyafetler giyerek katılmasını zorunlu tutan ek 21. maddenin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verdi.

Gerekçede, "Kişinin istediği kıyafeti giymek yerine ceza infaz kurumunca verilen kıyafeti giymek zorunda olmasının söz konusu kıyafetin türü de dikkate alındığında kişinin maddi ve manevi varlığının korunması, geliştirilmesi hakkını sınırlandırdığı açıktır" denildi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminin ardından açılan davalarda yargılananların, badem kurusu ve gri renkte tek tip tulum giyerek duruşmalara katılması kararlaştırılmış, 2017'de yasalaşan düzenlemenin Adalet Bakanlığınca hazırlanacak yönetmeliğin yürürlüğe girmesinin ardından uygulanacağı açıklanmıştı. Ancak süreçte yönetmelik yayımlanmamış, tutuklu ve hükümlülere tek tip tulumlar giydirilmemişti. AA
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.