logo
07 EYLÜL 2025


Bu zafer Türk milletinin

Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşmasıyla yurdumuz tamamen elimizden alınıyor, bizim de bunu kabul etmemiz isteniyordu. Atatürk'ün önderliğinde başlatılan bağımsızlık mücadelesi ile Türk milleti kendisine biçilen kefeni yırtmış bu anlaşmaları tarihin çöp sepetine atmıştır

30.08.2016 00:00:00
YENİ MESAJ / İSTANBUL

Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması, koşulları itibariyle Türk topraklarının tamamen işgalini hedef alıyordu. 10 Ağustos 1920'de yine Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan Sevr Antlaşması da Türk milletinin yok sayılmasına neden olan çok ağır koşullar içeriyordu. Türk milletinin bu durumu kabul etmesi elbette mümkün değildi. 19 Mayıs 1919'da Atatürk'ün Samsun'a çıkmasıyla, lideriyle kucaklaşan Anadolu, Atatürk'ün önderliğinde Kurtuluş Savaşı'nı başlattı.
Amasya Genelgesi'nin yayınlanmasının ardından Erzurum ve Sivas Kongreleri yapıldı. Daha sonra 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelen Atatürk, 23 Nisan 1920'de TBMM'yi kurdu. Böylece hem memleketin yönetimi halkın iradesine verilmiş oluyordu. Hem de Kurtuluş Savaşı'nın merkezi Ankara oluyordu.
TBMM yaptığı görüşmelerde yurdun durumunu ve kurtuluş çarelerini aradı. Misak-ı Millî sınırları içinde vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı görüşünden hareketle, düşmanla mücadele kararı alındı. Oluşturulan düzenli ordularla savaşa girildi. İlk başarı, Doğu'da Ermeni çetelerine karşı kazanıldı.
Daha sonra, Batı cephesinde, Yunanlılarla, I. İnönü ve II. İnönü Savaşları yapıldı. Bu savaşların kazanılmasıyla Yunanlılara büyük bir darbe indirilmiş oldu.
Bunun üzerine Yunan ordusu yeniden saldırıya geçti.
Saldırı üzerine Mustafa Kemal, ordularına: "Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Bu satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz." emrini verdi.
Türk askeri, büyük bir azim ve fedakârlıkla bu karara uydu. 23 Ağustos ve 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Meydan Muharebesiyle, Türk milleti 1699 Karlofça Antlaşmasından beri ilk defa toprak kazanmaya başlıyordu.
Sakarya Savaşı, Türk milletinin savunma durumundan taarruz durumuna geçtiği önemli bir savaş olarak da tarihe geçti. Bu zafer sonunda, TBMM tarafından, Mustafa Kemal'e "gazi" unvanı ve "Mareşal" rütbesi verildi.
Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan Sakarya Savaşı'ndan sonra, büyük bir taarruzla düşmanı tamamen yok etme kararı alındı.
1922 yılı Ağustosuna kadar, hazırlıklar tamamlandı. Güneydeki Türk birlikleri, büyük bir gizlilik içinde Batı cephesine kaydırıldı. İstanbul'daki cephane depolarından silah ve cephane kaçırıldı. İtilaf Devletleri tarafından tahrip edilerek kullanılmaz hâle getirilen toplar onarıldı. Yeni silâhlar satın alındı.
Ordumuza taarruz eğitimi yaptırıldı. Bu hazırlıklardan sonra, Gazi Mustafa Kemal'in başkomutanlığını yaptığı ordumuz, 26 Ağustos 1922'de düşmana saldırdı. Bir saat içinde düşman mevzileri ele geçirildi.
30 Ağustos'ta düşman çember içine alındı. Sağ kalanlar esir alındı. Esirler arasında Yunan Başkomutanı Trikopis de vardı. Bu savaş, Atatürk'ün başkomutanlığında yapıldığı için Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak adlandırıldı. Büyük Taarruzun başarıyla sonuçlanmasından sonra düşman, İzmir'e kadar takip edildi. 9 Eylül 1922'de İzmir'in kurtarılmasıyla yurdumuz düşmandan temizlenmiş oldu.
Hain düşmanın, haksızca ve alçakça işgaline "dur" diyen ve kanımızın son damlasını akıtmadan yurdumuzu bırakmayacağımızı dünyaya ispatlayan bu büyük zaferi her yıl, 30 Ağustos günü, bayram yaparak kutluyoruz.
30 Ağustos 1922 tarihi, Türk ulusunu esir etmek isteyen emperyalist güçlere karşı; kadınıyla çocuğuyla, ordusuyla topyekûn verdiği bir savaşın ve ulusal benliğini kurtardığı ve Zafer Destanı'nın yazıldığı gündür. Türklerin Kurtuluş Savaşı'nı zaferle sonuçlandırmasının ardından Sevr Antlaşması hiçbir zaman yürürlüğe girmemiş, 23 Temmuz 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması uygulamaya konulmuştur.
30 Ağustos zaferinin önemi
30 Ağustos zaferi, Türk milletinin asla esir edilemeyeceğini; semaları süsleyen Türk Bayrağı'nı gönderden indirilemeyeceğini ve gök kubbeyi çınlatan ezan seslerinin dindirilemeyeceğini bütün dünyaya ilan eden kutsal bir zaferdir. Bu zafer, namusumuzu ve mukaddes değerlerimizi düşman saldırısından kurtarmakla kalmamış; aynı zamanda esaret altında bulunan diğer Müslüman milletlere de ilham kaynağı olmuştur.
30 Ağustos'un gerçek anlamını ve önemini Büyük Zafer'in ikinci yıl dönümünde (30 Ağustos 1924) Dumlupınar'ın Çal tepesinde yapılan törende Atatürk'ün verdiği söylevde görürüz: "? Hiç şüphe etmemelidir ki, yeni Türk devletinin, genç Türk Cumhuriyetin temeli burada tarsin olundu (kuvvetlendirildi), hayat-ı ebediyesi (ebedî hayatı) burada tetviç olundu (taçlandırıldı). Bu sahada akan Türk kanları, bu semada pervaz eden (uçan) şehit ruhları devlet ve cumhuriyetimizin ebedî muhafızlarıdır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
'Bu dava siyasi değildir' demişti
Alaattin Köseler yeniden tutuklandı
Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik iddialar emniyete uzandı
Antalya İl Emniyet Müdürü İlker Arslan hakkında gözaltı kararı
Yenidoğan Çetesi davasında ara karar
3 sanığa tahliye
Alaattin Köseler'in tahliye kararına yapılan itiraz kabul edildi
Köseler yeniden gözaltına alındı
Binlerce çalışan işini kaybediyor!
Hazır giyim sektörü komada
Kayyuma karşı kritik hamle
CHP 21 Eylül'de kurultay yapacak
Yüzde 50 faizle üretim yapılmaz!
Sanayici son kerteye geldi
Pazar paylı sürekli azalıyor
Dizel otomobiller yakında tarih olacak
Gazze'de onlarca şehit daha
Son 24 saatte 68 Filistinli katledildi
Okullar açılıyor
BTP liderinden dikkat çekici çağrı
İstanbul'da sağanak
Aylar sonra gelen yağış
Trump'ın tehdidine Maduro'dan cevap
"Venezuela saldırıya uğrarsa silahlı mücadele aşamasına geçer"
Arap ülkelerinden Netanyahu'nun 'göç' açıklamalarına tepki
Sürgün için abluka ve açlık kullanılıyor
Bakanlık ve kamu kurumlarında kritik atamalar
Resmi Gazete'de yayımlandı
Hizbullah destekçilerinden protesto
Lübnan'da hükümet, Hizbullah'ın silahsızlandırılması planını onayladı
'Bu dava siyasi değildir' demişti
Alaattin Köseler yeniden tutuklandı
Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik iddialar emniyete uzandı
Antalya İl Emniyet Müdürü İlker Arslan hakkında gözaltı kararı
Yenidoğan Çetesi davasında ara karar
3 sanığa tahliye
Alaattin Köseler'in tahliye kararına yapılan itiraz kabul edildi
Köseler yeniden gözaltına alındı
Binlerce çalışan işini kaybediyor!
Hazır giyim sektörü komada
Kayyuma karşı kritik hamle
CHP 21 Eylül'de kurultay yapacak
Yüzde 50 faizle üretim yapılmaz!
Sanayici son kerteye geldi
Pazar paylı sürekli azalıyor
Dizel otomobiller yakında tarih olacak
Gazze'de onlarca şehit daha
Son 24 saatte 68 Filistinli katledildi
Okullar açılıyor
BTP liderinden dikkat çekici çağrı
İstanbul'da sağanak
Aylar sonra gelen yağış
Trump'ın tehdidine Maduro'dan cevap
"Venezuela saldırıya uğrarsa silahlı mücadele aşamasına geçer"
Arap ülkelerinden Netanyahu'nun 'göç' açıklamalarına tepki
Sürgün için abluka ve açlık kullanılıyor
Bakanlık ve kamu kurumlarında kritik atamalar
Resmi Gazete'de yayımlandı
Hizbullah destekçilerinden protesto
Lübnan'da hükümet, Hizbullah'ın silahsızlandırılması planını onayladı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.