Verimlilik artışının en önemli unsuru buluşlar ve AR-GE çalışmalarıdır. Buluşlar ve teknolojideki gelişmeler üretim artışlarını yüzlerce kat artırma imkanı sağlayarak verimliliği yukarıya doğru çekmiştir.
Bu nedenle üretim yapmak isteyen, proje sahibi olan veya yeni üretim teknikleri geliştirebilen herkese devlet tarafından faizsiz kredi verilmelidir. Bu desteklerle beraber AR-GE harcamalarının en üst düzeyde olması sağlanmalıdır. Ayrıca teknolojiyi geliştirecek bilimsel çalışmalar çoğu kez yüksek maliyetler gerektirdiği için, bizatihi bu türlü bilimsel çalışmalar devlet tarafından yapılmalı, geliştirilen yeni teknolojiler özel sektörün hizmetine sunulmalıdır.
Kapitalizm insanlara yeteneklerini kullandırmazHalbuki günümüz iktisat modellerinde para ve kaynaklarla beraber bilgi de tekelleşip tabana yayılmadığı için, bireyler çok kabiliyetli de olsa işçi veya memur olmaktan öteye geçemezler. Kapitalist anlayışlar insan emeğini, düşüncesini, teşebbüs gücünü israf etmekte ve de kabiliyetlerini yok etmektedir. Buna bir nevi kast sistemi de diyebiliriz.
MEM, bireyin önünü açmaktadırMilli Ekonomi Modeli, kabiliyetli olan her bireyin önünü para ve bilgi desteği vererek açarken, kapitalist anlayışlarda ancak az bir zümre paraya maliyetini ödeyerek sahip olabilmektedir. Milli Ekonomi Modeli herkese hak tanıyarak demokratik bir sistemi temsil ederken; kapitalist anlayışlar, ekonomilerde krallık modelini ortaya koymaktadır. Çünkü üretimi ancak paraya sahip olabilen az bir zümre yapmaktadır. Bugün bankalardan faizli krediyi ipotek verebilecek sermaye birikimine sahip olanlar alabilmektedir. Bu sebeple verimlilik artışının önündeki en büyük engel paranın stoklanarak maliyetli hale getirilmesi ve piyasalardan çekilmesidir, diyebiliriz. Verimliliğin emek saati başına üretim miktarı olduğunu söylemiştik. Ancak bir başka açıdan bakıldığında verimliliği, elde edilen toplam üretimin toplam işgücüne oranı olarak da görebiliriz. İşsizliğin olduğu âtıl emeğin bulunduğu ekonomilerde verimlilikten bahsetmek mümkün değildir. Başka bir ifade ile bir toplumda 10 kişiden 5 kişi çalışıyor diğer 5 kişi çalışacak bir ortam bulamıyorsa ciddi bir emek israfı vardır. İnsanların çalışamadıkları toplumlarda verimliliğin artması mümkün değildirAzgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşların dayattığı ekonomi politikaları, talebi kısma amacı taşıdığından, yatırımları engelleyerek insanların üretme isteklerini kırmaktan başka bir sonuç doğurmamıştır. Bu politikaları uygulayan ülkelerdeki firmalar, üretim miktarlarını hızla düşürerek verimliliğin azalmasına sebep olmuşlardır.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER
Doç. Dr. Rauf Mehmedov / Azerbaycan Bilimler Akademisi:MEM yeni bir dönemin başlangıcıBiz bugün burada çok büyük bir hadisenin kutlanması için toplandık. Bu önemli hadisenin müsebbibi Prof. Dr. Haydar Baş"ın Milli Ekonomi Modeli'dir. Bu devirde bir çok bilim dalının klasik teorileri de artık kendi önemini yitirmekte. Ve çok ilginçtir ki bizim dogma gibi kabul ettiğimiz birçok anlayışlar ve kategoriler kendi önemini artık yitirmekte. Bu dogmatikmadan kurtulmak için tabiî ki yeni bilimsel teorilere büyük ihtiyaç vardır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli eseri bu noktada çok mühimdir. Prof. Dr. Baş"ın sadece Milli Ekonomi Modeli bugün bizim bu bakışları şekillendirmemize yardım edecektir. Prof. Dr. Haydar Baş kendi eserinde sosyalizmin ve kapitalizmin içinden çıkamadığı paradoksların çözümlerini ilmi bir teori şekline getirerek, bilimsel bir üslupla ortaya koymuştur. Bugün klasik ekonomik teorilerin pek çoğu, Adam Smith, Malthus, Freadman, Keynes teorilerinin bir çoğu çağdaş ekonomik sorunları halledemiyorlar. Bunun kökenindeki gelir sorunu, adalet ve devamlı gelişme, işsizlik sorunu, dünyada her geçen gün artmakta.20. yüzyılın sonu ile 21. yüzyılın başında dünyada ortaya çıkan büyük insanlık krizi sorunu, büyük ekolojik sorunlar, askeri çatışmaların derinleşmesi ve ekonomik sorunların gün geçtikçe derinleşmesi şunu bir daha kanıtlamaktadır ki, gerçekten bu teorilerin bu sorunların uhdesinden gelmeye gücü yetmiyor.Prof. Dr Haydar Baş'ın ortaya koyduğu işte bu teori, tam yeni bir dönemin, yeni bir medeniyetin ve yeni bir münasebetlerin oluşmasının başlangıcıdır. Bunu alkışlamak lazımdır.
Bu nedenle üretim yapmak isteyen, proje sahibi olan veya yeni üretim teknikleri geliştirebilen herkese devlet tarafından faizsiz kredi verilmelidir. Bu desteklerle beraber AR-GE harcamalarının en üst düzeyde olması sağlanmalıdır. Ayrıca teknolojiyi geliştirecek bilimsel çalışmalar çoğu kez yüksek maliyetler gerektirdiği için, bizatihi bu türlü bilimsel çalışmalar devlet tarafından yapılmalı, geliştirilen yeni teknolojiler özel sektörün hizmetine sunulmalıdır.
Kapitalizm insanlara yeteneklerini kullandırmazHalbuki günümüz iktisat modellerinde para ve kaynaklarla beraber bilgi de tekelleşip tabana yayılmadığı için, bireyler çok kabiliyetli de olsa işçi veya memur olmaktan öteye geçemezler. Kapitalist anlayışlar insan emeğini, düşüncesini, teşebbüs gücünü israf etmekte ve de kabiliyetlerini yok etmektedir. Buna bir nevi kast sistemi de diyebiliriz.
MEM, bireyin önünü açmaktadırMilli Ekonomi Modeli, kabiliyetli olan her bireyin önünü para ve bilgi desteği vererek açarken, kapitalist anlayışlarda ancak az bir zümre paraya maliyetini ödeyerek sahip olabilmektedir. Milli Ekonomi Modeli herkese hak tanıyarak demokratik bir sistemi temsil ederken; kapitalist anlayışlar, ekonomilerde krallık modelini ortaya koymaktadır. Çünkü üretimi ancak paraya sahip olabilen az bir zümre yapmaktadır. Bugün bankalardan faizli krediyi ipotek verebilecek sermaye birikimine sahip olanlar alabilmektedir. Bu sebeple verimlilik artışının önündeki en büyük engel paranın stoklanarak maliyetli hale getirilmesi ve piyasalardan çekilmesidir, diyebiliriz. Verimliliğin emek saati başına üretim miktarı olduğunu söylemiştik. Ancak bir başka açıdan bakıldığında verimliliği, elde edilen toplam üretimin toplam işgücüne oranı olarak da görebiliriz. İşsizliğin olduğu âtıl emeğin bulunduğu ekonomilerde verimlilikten bahsetmek mümkün değildir. Başka bir ifade ile bir toplumda 10 kişiden 5 kişi çalışıyor diğer 5 kişi çalışacak bir ortam bulamıyorsa ciddi bir emek israfı vardır. İnsanların çalışamadıkları toplumlarda verimliliğin artması mümkün değildirAzgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşların dayattığı ekonomi politikaları, talebi kısma amacı taşıdığından, yatırımları engelleyerek insanların üretme isteklerini kırmaktan başka bir sonuç doğurmamıştır. Bu politikaları uygulayan ülkelerdeki firmalar, üretim miktarlarını hızla düşürerek verimliliğin azalmasına sebep olmuşlardır.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER
Doç. Dr. Rauf Mehmedov / Azerbaycan Bilimler Akademisi:MEM yeni bir dönemin başlangıcıBiz bugün burada çok büyük bir hadisenin kutlanması için toplandık. Bu önemli hadisenin müsebbibi Prof. Dr. Haydar Baş"ın Milli Ekonomi Modeli'dir. Bu devirde bir çok bilim dalının klasik teorileri de artık kendi önemini yitirmekte. Ve çok ilginçtir ki bizim dogma gibi kabul ettiğimiz birçok anlayışlar ve kategoriler kendi önemini artık yitirmekte. Bu dogmatikmadan kurtulmak için tabiî ki yeni bilimsel teorilere büyük ihtiyaç vardır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli eseri bu noktada çok mühimdir. Prof. Dr. Baş"ın sadece Milli Ekonomi Modeli bugün bizim bu bakışları şekillendirmemize yardım edecektir. Prof. Dr. Haydar Baş kendi eserinde sosyalizmin ve kapitalizmin içinden çıkamadığı paradoksların çözümlerini ilmi bir teori şekline getirerek, bilimsel bir üslupla ortaya koymuştur. Bugün klasik ekonomik teorilerin pek çoğu, Adam Smith, Malthus, Freadman, Keynes teorilerinin bir çoğu çağdaş ekonomik sorunları halledemiyorlar. Bunun kökenindeki gelir sorunu, adalet ve devamlı gelişme, işsizlik sorunu, dünyada her geçen gün artmakta.20. yüzyılın sonu ile 21. yüzyılın başında dünyada ortaya çıkan büyük insanlık krizi sorunu, büyük ekolojik sorunlar, askeri çatışmaların derinleşmesi ve ekonomik sorunların gün geçtikçe derinleşmesi şunu bir daha kanıtlamaktadır ki, gerçekten bu teorilerin bu sorunların uhdesinden gelmeye gücü yetmiyor.Prof. Dr Haydar Baş'ın ortaya koyduğu işte bu teori, tam yeni bir dönemin, yeni bir medeniyetin ve yeni bir münasebetlerin oluşmasının başlangıcıdır. Bunu alkışlamak lazımdır.