Karıncalar o gün farklı bir şey mi yapıyorlardı? Her gördüğüne selam vermek, selam almak ve gıdasının nerede olduğunu bilemediğim otuçöpü yuvaya taşımak... Sabırla ve azimle. Siz hiç karınca yuvası gördünüz mü? İstemeden bir karıncayı ezdiniz mi? Karıncalar, karınca kararınca bir şeylerden bahsedince karıncanın kara kardeşi oldudunuz mu? Demek ki karıncalar birbirlireni seviyorlar yoksa böyle bir deyime konu olurlar mıydı?Sevginin bazan acı çekmek olduğunu öğrenebilmek için yoğun bakımda hastasını bekleyen, yorgun yüzleri, kadere teslim edilmiş elleri, grileşmiş dimağları gördünüz mü? Asıl sevmek bir başkası için acı çekmekle başlarmış, hiç çektiniz mi? Can içre sevdiniz mi? Yeterince sevememişiz, yeterince verememişiz, yeterince anlatamamışız, anlaşılamamışız... Yoksa savaşlar hala neden var?Ciğerim acıyor, kolu bacağı kesilmiş insanlara, yıkılmış ocaklara, tütmeyen bacalara dayanamıyorum. Masum çocukların acıya bulanmış gözlerini görmek istemiyorum. Sokak aralarında perişan halleriyle dolaşan, el açan, yürek parçalayan kadınlar görmek istemiyorum. Hikmete inanıyorum fakat bazen Ağrı dağının yükü gibi oluyor, taşıyamıyorum. Başım ağrıyor, kalbim ağrıyor, ağrıyorum, ağlıyorum. Zindana ışık sızsın, susadığızda bir avuç su olsun, ötelerden ıtır çiçeklerinin kokusu gelsin; çok şey mi istiyorum? Aslında baharları da biliyorum, rengarek ahenk içinde selamlaşan çiçeklere türküler yakılmış biliyorum. Secde etmiş alınlar, imanla terbiye edilmiş bakışlar, duyuşlar seziyorum. Ne kadar acı varsa o kadar sevinç var, sevincin artmasını istiyorum. Fakat bazı şeyleri çok istesem de değiştiremiyorum. İnsan güzele ilgi duymalı, güzelden ilham almalı, güzeli yaşatmak için çaba sarfetmeli, çekiç vurmalı, fırça dokundurmalı, kalem oynatmalı, ney üflemeli; en önemlisi "Gönül Kabesi'ni" yapmalı. Allah (cc) için merhamet etmeli, yorulmalı, kapıları açmalı, iyilerle işbirliği yapmalı, kötülerleyakıp yıkanlarla değil... Bir gün savaşlar bitecek çünkü; "Göklerdeki ve yerdeki ordular, Allah'ındır. Allah her şeye galip olandır ve hikmet sahibidir" (Fetih, 7) ve Allah'a firar etmeli; "Ki (Siz müminler) Allah'a ve O'nun Peygamberine inanasınız O'nun davasına yardım edesiniz. O'nu yüceltesiniz. Sabah ve akşam O'nu tesbih edesiniz" (Fetih 9) Eee, başka söze ne hacet!
Julide KEVSER
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012