logo
19 NİSAN 2024

Cahiliye Araplarının ahlak yapısı

16.08.2018 00:00:00
Araplar arasında yayılmış bir âdet idi. Her Arap ferdi, kavgaya hazır vaziyette beklerdi. Çünkü her kabilenin kavgalı olduğu başka bir kabile, her ailenin de kavgalı olduğu bir aile mutlaka vardı. Ya babalarının ya da azizlerinin intikamını almaya hazırlanırlardı. Bu en mukaddes bir fariza halini almıştı. 
Bu muharebeler, kavgalar, mücadeleler senelerce sürmüştür. Birbirini takip edegelmiştir. Bu muharebelere edebiyat mensupları Eyyâmü'l-Arap demişlerdi. 
Abes ve Zebyan kabileleri arasındaki muharebe 40 sene devam etmişti. Muharebe sebebi ise: İki kabile arasında at yarışı yapılıyordu. Yarışçılardan biri, usule riayet etmedi. Bu yüzden savaş 40 sene sürdü. Besu harbi de ikinci meşhur savaş idi. Sebebi de şu idi: Bir kabileye mensup Besu isimli bir kadının devesi, Küleyb b. Vail'in otlağına girmişti. Küleyb, deveyi kovalamış ve ok ile yaralamıştı. Kadının kabilesi diğer kabileye saldırdı ve savaş başladı. 
Medine'nin iki ünlü kabilesi Evs ve Hazrec arasında korkunç muharebeler cereyan ederdi. Muharebe günlerinde her iki tarafın namlı serdarları ölmüştü. Bu muharebeler, Ensar'ın Resulûllah'a biat etmelerine kadar sürmüştü. 
Araplarda ölmek ve öldürmek alelade işlerden sayılıyordu. Aralıksız bir ölme, öldürme, kavga devam edip gidiyordu. Bunları yapmak bir şeref vesilesi idi. Bu muhaberede hunharlık, merhametsizlik, katl, yağma ve her çeşit zulmün en fena misalleri görülürdü. Arapların gece-gündüz ölmeleri, öldürmeleri, hırsızlık yapmaları, soygunculuktaki âdetleri onları âdeta vahşi hayvan yapmıştı. Kalpleri taşlaşmış, duygusuz bir hayat tarzına sahip olmuşlardı. Canlı devenin hörgücünü kesip kebap yaparlardı. Aynı şekilde canlı koyunun kuyruğunu kesip yapılan yemek çok kıymetli idi. Bunlar büyük marifet ve kabadayılık sayılırdı. 
Canlı hayvanlar ağaçlara bağlanır, üzerlerinde ok atma talimi yapılırdı. Muharebelerde hamile kadınların karınlarını yararlar, ölülerin kulak ve burunlarını kesip kadınlarına süs yaparlardı. Ölünün kafatasından şarap içerlerdi. 
Suçu olanlara verilen cezalar başka bir vahşetti. Suçluyu bir ağaca bağlarlar, çeşitli yerlerine ağaç dalları batırıp bırakırlardı. Kadınları saçlarından atlara bağlarlar, vücutları paramparça olana dek atları koştururlardı. Bu cezaları, Arap hükümdarları ve reisleri yaptırırlardı. Gazap ettikleri adamları hapseder, aç-susuz bırakır, ölüme terk ederlerdi. Bu işe "sabır" denirdi. Deveyi kabirler üzerine bağlarlar, yiyecek ve su vermezlerdi. Deve bu şekilde çırpınarak ölürdü. Buna da "beliyye" derlerdi. 
Umumi ve gelenek olan işlerden biri de zina ve fuhuştu. Fuhuş olayları hakkında şiirler söylenir, fahriyeler yazılırdı. Arapların en meşhur şairi İmru'l-Kays bir şehzade, bir hükümet reisi idi. Fakat halasının kızı Anize ile ve diğer kadınlarla yaptığı rezalet ve hayâsızlıkları meşhur Lamiyye kasidesinde teferruatı ile anlatmıştı. Bu şiirler Arapların dillerinde dolaşırdı. 
Cahiliye devri Araplarında, açıktan açığa zina etmek uygun görülmezdi. Fahişe kadınlar evlerine bayrak asarlar ve müşteri beklerlerdi. Bunlara "sahibü'r-rayat -bayraklılar- denirdi. Piç çocuklar, babası belli olan çocuklar gibi telakki edilirdi. İslam'dan önce Mekke'de İnak isminde böyle bir kadın vardı. Mersed-i Ganevi, bu kadınla nikâh kıymak için Resulûllah'a başvurdu. Bunun üzerine de şu ayet-i kerime nâzil oldu: "Zani kadın da, ancak zani veya müşrik bir erkekle nikâhlanır." 
Arap reislerinin nüfuzlu olanlarının cariyeleri, bazılarına peşkeş çekilirdi. Bunlar da, her tür kimse ile rezaletler yapmaktan çekinmezlerdi. Bu reislerin meşhurlarından birisi de ünlü münafık Abdullah b. Ubey idi. Hicret'ten önce bütün Medine halkı onu başlarına reis yapmak istemişlerdi. Abdullah b. Ubey'in iki cariyesi vardı. Bunları başkalarıyla zina etmeye zorlamıştı. Bunun üzerine şu ayet-i kerime nâzil oldu: "Cariyelerinizi fuhşa sevk etmeyin." 
Araplarda utanma, hayâ diye bir şey bulmak mümkün değildi. Her türlü rezalet hiç çekinilmeden yapılırdı. Hac mevsiminde toplanan onbinlerce insan, Kâbe'yi çırılçıplak tavaf ederlerdi. Özellikle kadınlar hiçbir sınır tanımadan çıplak vaziyette sokaklarda dolaşırlar, herkese avuç açıp, örtünmek için bir şeyler isterlerdi. 
Her Arap, sokak ortasında hiç çekinmeden yıkanırdı. Abdest bozmak için bir yer aramak gereği duymazlardı. Kendilerini korumadan her yerde bu işi yaparlardı. 
Meclisler, kadın-erkek birarada oluşturulur, buralarda her türlü hayâsızlık yapılırdı. En gizli ve olmadık işler ulu orta yapılırdı. Bir de, babası ölen birisi, öz annesinden başka üvey annesini anne olarak değil, karısı olarak kabul ederdi. Araplar için yapılacak veya yapılmayacak diye bir sınır yoktu. Haram veya helal söz konusu değildi. Böyle bir ayrım yoktu. Her şeyi, her hayvanı yerlerdi. Bulabildikleri her hayvanat onların genel yiyecekleriydi. Kertenkeleyi, hayvan kesilip de aktıktan sonraki pıhtılaşan kanı, ölü hayvanları bile yerlerdi. Çekirge yerlerdi. Eşek eti en makbul gıdalardan sayılırdı. 
Arapların bu asırda durmadan Müslüman kardeşleri ile savaşmaları ve ancak Müslüman başı kesmeleri Resûlullah'tan sonra o cahiliye devrinde döndüklerini göstermektedir.
 
Gökhan Demir / diğer yazıları
Depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı
Binalar ve minareler yıkıldı
2 kurşun camlara isabet etti
Holding binasına ateş açıldı
İsrail'den İran'a misilleme
İran'da uçuşlar askıya alındı
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler; Peygamberimizin ahlakı
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı
Binalar ve minareler yıkıldı
2 kurşun camlara isabet etti
Holding binasına ateş açıldı
İsrail'den İran'a misilleme
İran'da uçuşlar askıya alındı
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler; Peygamberimizin ahlakı
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.