Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan'dan Başbakan Ahmet Davudoğlu'a, Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'tan Melih Gökçek'e AKP kurmaylarının hal-i pür melali ve Türkiye'yi sürükledikleri vaziyet, Türk milletinin yeniden tarihi bir muhasebe yapması gereğini ortaya koymaktadır.AKP, artık Türk demokrasisin karnında çatlamış ve bünyeyi zehirleyen bir cenin haline dönmüştür.Erdoğan'ın kabineyi kendi sarayında toplanmasıyla AKP çatırdamış, nihayet çatlamıştır.Davutoğlu, Yıldırım Akbulut pozisyonunda bir başbakan olmak istemediğini birçok defa izhar etmiştir. Akbulut da zaten beş-altı ay dayanabilmiştir.Hatırlayın, Davutoğlu, Hakan Fidan'ın vekil olmasını istiyor, Fidan MİT'ten istifa diyor. Aday adaylığı başvurusu yapıyor. Erdoğan, olmaz, diyor. AKP'liliği tescilli Fidan'ı tekrar MİT'e dikiyor. Bu arada AKP-PKK açılım-saçılımı oldum olası gidiyor.2005'te sorun Kürt sorunudur diyerek Kürtçülük tohumu eken Erdoğan, atı alan Barzani Kürdistan'ını bile geçtikten sonra aniden çark ediyor. Kürt sorunu diye bir sorun yoktur, kim demiş ki ülkede Kürt sorunu vardır, bunu diyen bölücülük yapmaktadır, İzleme Heyetini filan kabul etmiyorum, çıkışı yapıyor Erdoğan.Arınç, Erdoğan'ın hissi konuştuğunu söylüyor.Erdoğan, ucuz kahramanlık yapma diyor Arınç'a.Melih Gökçek ortaya çıkıp "Bülent Arınç istifa etmeli, istifa etmezse görevden alınmalı, seni istemiyoruz" çıkışı yapıyor.Arınç ise pandoranın kutusunu açıyor, şişeden cini çıkartıyor.AKP'nin sürüklendiği haysiyet vaziyetini şöyle deşifre ediyor:"Gökçek benimle ilgili tweetler atmış. Bu terbizyesizce bir açıklamadır. Gökçek benim görevden alınmamı isteyecek kadar haysiyetli bir insan değildir. Biz kimin nerede havlayacağını, hangi işler çevireceğini biliriz. Biz gözü açık adamız, siyaseti iyi biliriz.Bir yerlere yaranmak istiyor oğlunun milletvekilli adaylığını garantilemek istiyor.Gökçek belediye başkanlığı adaylığında ve seçimlerde oy isterken paralel yapının kucağında oturmuştur. Bu yapıya Ankara'yı parsel parsel satmıştır. Yurt yerleri vermiştir, zengin iş adamlarına okullar yaptırmıştır. İmar planlarında değişiklikler yaptırmıştır. 30 Mart seçimlerine kadar da ağzından da bu paralel yapıyla ilgili bir tek kötü cümle çıkmamıştır. Çok zor seçimi kazandıktan sonra birilerine yaranmak için mücadele ediyor görünmektedir. Kanunen vermiş olduğu yerlerin hepsini iptal etme kaygusundadır. Mahkemelerde boğuşmaktadır."Bu gurultulardan anlaşılıyor ki, AKP çatlamış, artık AKP devri bitmiştir? Türk milleti acilen demokratik tedbir almazsa, çatlamış ve zehir saçan bu AKP, Türkiye'yi de çatlatacaktır.Gün tarihi bir muhasebe yapma günüdür.Türk milleti, AKP hükümetinin üç döneminden bu tarafa başını savaştan, kaostan, kavgadan ve dalaştan kurtaramamıştır. Açlık, yokluk, yoksulluk, yasaklar ve yolsuzluk almış başını gitmiştir. Devlet ve milletimize ait sermaye, işletme ve kaynaklar ecnebilere peşkeş çekilmiştir.Türkiye, tarihinin kırılma noktasındadır.Ancak çaresiz ve çözümsüz değildir.Tam bu noktada 9. Uluslararası
Milli Ekonomi Modeli kongresine yurtiçinden ve yurtdışından dünyanın her bir devletinden iştirak eden ilim, siyaset ve iktisad adamları, 2005 yılından bu yana dünya gündemindeki temel gerçeği yineleyerek bir kez daha ilan etmişlerdir: Türk milleti ve insanlığın kurtuluşu, Prof. Dr.
Haydar Baş beyin Milli Ekonomi Modeli'ndedir.Bu modeli,
Bağımsız Türkiye Partisi, parti programına almıştır.Açlığın, yokluğun, yoksulluğun, yasakların, huzursuzluğun, işsizliğin, gelir adaletsizliğinin, ekonomik buhranların çaresi Milli Ekonomi Modeli'dir.Yaşanılabilir bir Türkiye ve barış içinde bir dünyanın adı ve adresi Milli Ekonomi Modeli ve Bağımsız Türkiye ufkudur.Türk milleti, bugün şayet tarihi muhasebesini gereği gibi yaparsa; kurtuluş adresi olarak Milli Ekonomi Modeli ve BTP gerçeği olduğunu görecek, sarılacak ve kurtulacaktır.Gerisi oyun, kaos, dalaş ve savaştır?