2011 yılında beri devam eden ve Suriye'den sonra en fazla Türkiye'yi sarsan Suriye krizinde çözüm için yarın Cenevre'de kurulacak masayı devirmek ya da toplanmasını engellemek için Türkiye elinden ne geliyorsa yapıyor.
Bugün Yeni Mesaj'ın manşet haberinde ortaya konulduğu gibi PYD'yle sadece görüşmekle de kalmamış AKP hükümeti, bizzat Başbakan Davutoğlu'nun Ekim 2014'teki ifadeleri aynen şöyle:
"PYD ile biz geçen sene hatırlayacaksınız, diyalog da kurduk. Yani benim Dışişleri Bakanlığım döneminde Salih Müslim ile konuştuk. PYD lideri Salih Müslim'i Türkiye'ye getiriyoruz. Bakın kaç jest arka arkaya. Bir anlamda 'meşru görüyorum seni' diyoruz."
'Meşru görüyorum'dan 'botkot ederim'e savrulan bir Türkiye var ortada.
Bunun adına AKP cephesi 'stratejik derinlik' mi diyor bilmem ama bana göre bunun adı iflastır, küçük düşmektir, tükenmektir.
2015 Haziran'ında Ankara'ya özel olarak davet edip görüştükleri PYD lideri Salih Müslim'in şimdi Cenevre'de olmasını istemeyen tek taraf Türkiye.
Geçmişte kendi yaptıklarıyla bugün yaptıkları birbiriyle bütünüyle çelişen AKP hükümeti, Cenevre'deki anlamsız tutumuyla Türkiye'yi nasıl gülünç duruma düşürdüğünü ve sayelerinde sıfırla binlerce kere çarpılmış Türkiye'nin itibarını bir kez daha sıfırladıklarının farkındalar mı acaba?
Farkında değillerse de -ki böyle bir şey mümkün değil- halimiz harap, farkında olarak bu yanlışı yapıyorlarsa da?
Bu bağlamda AKP hükümetinin tutarsız Cenevre politikasına Rusya'dan gelen tepki, Türkiye'nin itibarının nasıl yerlerde süründüğünü de ortaya koydu.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihayil Bogdanov, "Anlayamıyorum. Nasıl Moskova, Washington ve Riyad bu görüşmelere katılmıyorsa Ankara da burada yer almıyor, katılmıyor. Dolayısıyla olayın Ankara ile bir alakası yok" ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Stefan de Mistura başkanlığında Cenevre'de gerçekleşecek toplantıda Suriye devletiyle ülkedeki muhalif gruplar çözümü konuşacak.
Masada Rusya ve ABD ise ?belki- gözlemci statüsünde bulunacaklar.
BM'yi temsilen masayı toplayan Mistura zaten orada başta Rusya ve ABD başta olmak üzere BM'nin daimi üyelerini temsilen bulunduğu gerçeğinden hareketle, o masada Rusya ya da ABD'nin tam desteği olmadan bir sonucun çıkması zaten olası değil. Bu bağlamda bir sonuç çıkarsa da ABD ve Rusya'nın desteği olduğu için çıkacaktır.
Hal böyleyken dün Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'dan gelen "Cenevre'de yapılacak Suriye görüşmelerinde, Türkiye en üst düzeyde temsil edilecek" açıklamasına ne demeli?
Kimse Türkiye'nin masanın yakınına ya da toplantının gerçekleşeceği Cenevre'ye gelemeyeceğini söylemiyor.
Cenevre'ye en üst düzey isimleri elbette gönderebilir Türkiye.
Ama asıl önemli olan Türkiye sözlerini, hassasiyetlerini ve taleplerini kime dinletecek olduğudur.
ABD'ye mi, yoksa Rusya'ya mı?
Yoksa Suriye'ye mi, muhalif guruplara mı?
Gerçek olan şu ki, Cenevre'de Türkiye'yi dinleyecek kimse yok.
Bu gerçeği Ankara'dan göremiyorsa AKP hükümeti, Cenevre'de yakından görmek için istediği heyeti elbette göndermekte özgür.
Bugün Yeni Mesaj'ın manşet haberinde ortaya konulduğu gibi PYD'yle sadece görüşmekle de kalmamış AKP hükümeti, bizzat Başbakan Davutoğlu'nun Ekim 2014'teki ifadeleri aynen şöyle:
"PYD ile biz geçen sene hatırlayacaksınız, diyalog da kurduk. Yani benim Dışişleri Bakanlığım döneminde Salih Müslim ile konuştuk. PYD lideri Salih Müslim'i Türkiye'ye getiriyoruz. Bakın kaç jest arka arkaya. Bir anlamda 'meşru görüyorum seni' diyoruz."
'Meşru görüyorum'dan 'botkot ederim'e savrulan bir Türkiye var ortada.
Bunun adına AKP cephesi 'stratejik derinlik' mi diyor bilmem ama bana göre bunun adı iflastır, küçük düşmektir, tükenmektir.
2015 Haziran'ında Ankara'ya özel olarak davet edip görüştükleri PYD lideri Salih Müslim'in şimdi Cenevre'de olmasını istemeyen tek taraf Türkiye.
Geçmişte kendi yaptıklarıyla bugün yaptıkları birbiriyle bütünüyle çelişen AKP hükümeti, Cenevre'deki anlamsız tutumuyla Türkiye'yi nasıl gülünç duruma düşürdüğünü ve sayelerinde sıfırla binlerce kere çarpılmış Türkiye'nin itibarını bir kez daha sıfırladıklarının farkındalar mı acaba?
Farkında değillerse de -ki böyle bir şey mümkün değil- halimiz harap, farkında olarak bu yanlışı yapıyorlarsa da?
Bu bağlamda AKP hükümetinin tutarsız Cenevre politikasına Rusya'dan gelen tepki, Türkiye'nin itibarının nasıl yerlerde süründüğünü de ortaya koydu.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihayil Bogdanov, "Anlayamıyorum. Nasıl Moskova, Washington ve Riyad bu görüşmelere katılmıyorsa Ankara da burada yer almıyor, katılmıyor. Dolayısıyla olayın Ankara ile bir alakası yok" ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Stefan de Mistura başkanlığında Cenevre'de gerçekleşecek toplantıda Suriye devletiyle ülkedeki muhalif gruplar çözümü konuşacak.
Masada Rusya ve ABD ise ?belki- gözlemci statüsünde bulunacaklar.
BM'yi temsilen masayı toplayan Mistura zaten orada başta Rusya ve ABD başta olmak üzere BM'nin daimi üyelerini temsilen bulunduğu gerçeğinden hareketle, o masada Rusya ya da ABD'nin tam desteği olmadan bir sonucun çıkması zaten olası değil. Bu bağlamda bir sonuç çıkarsa da ABD ve Rusya'nın desteği olduğu için çıkacaktır.
Hal böyleyken dün Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'dan gelen "Cenevre'de yapılacak Suriye görüşmelerinde, Türkiye en üst düzeyde temsil edilecek" açıklamasına ne demeli?
Kimse Türkiye'nin masanın yakınına ya da toplantının gerçekleşeceği Cenevre'ye gelemeyeceğini söylemiyor.
Cenevre'ye en üst düzey isimleri elbette gönderebilir Türkiye.
Ama asıl önemli olan Türkiye sözlerini, hassasiyetlerini ve taleplerini kime dinletecek olduğudur.
ABD'ye mi, yoksa Rusya'ya mı?
Yoksa Suriye'ye mi, muhalif guruplara mı?
Gerçek olan şu ki, Cenevre'de Türkiye'yi dinleyecek kimse yok.
Bu gerçeği Ankara'dan göremiyorsa AKP hükümeti, Cenevre'de yakından görmek için istediği heyeti elbette göndermekte özgür.
Orhan Dede / diğer yazıları
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023