Kadınlarımız egoistliğe
yönlendirilmek istenmektedir
Kadınlar ve kızlar kendilerine dönük EGOİST şeklinde yetiştirilmeye çalışılmaktadır. Bazı seviyelerdeki kadınlarımızın artık çocuk yapmak meselesi zora girmiş bulunmaktadır. Bazı kadınlar hamilelikle vücutlarını bozmak istememektedir. Hamilelik onlara tamamen bir yük olmaktadır. Çocuk bakmak ise KABUS GİBİ GÖRÜLMEKTEDİR. ÇOCUKLARIN ADETA, AİLEYE ESİR OLMAK GİBİ BİR ŞEY OLDU?UNA İNANMAKTADIRLAR. VARLIKLILAR ARASINDA HEMEN HEMEN KİMSE FAZLA ÇOCUK YAPMAK İSTEMEMEKTEDİR. YAPANLAR DA ANCAK BİR VEYA EN ÇOK İKİ ÇOCUKTA KALMAKTADIRLAR. Bahane ise hazır: «BAKABİLECE?İN KADAR ÇOCUK YAP». Halbuki ise en zengin ve müsait olanlar ya çocuksuz ya da sadece bir çocukla kalmaktadırlar. Bazı kızlarımız ise bekarlığa özenmektedirler.
Bekarlıklarında da erkek arkadaşlarıyla fütürsuzca, hiçibir şeye aldırış etmeden birlikte kalmaktadırlar. Konu edildiğinde ise: «Hayatımızı yaşamak hakkımızdır» denmektedir. «Özel hayatımıza kimse karışamaz. Buna da kimsenin zaten hakkı yoktur» şeklinde cevap verilmektedir.
Bu tür davranışlar BATI DÜNYASININ kökünü yavaş yavaş kazımaktadır. Böylece er veya geç Batı «MEDENİYETİNİN SONU GELECEKTİR». Ama araya bizİ de koymak için, var güçleriyle çalışmaktadırlar.
Bazı okullarda ve bazı
TV'lerdeki durum
Bazı okullarda ve TV'lerde maneviyat eksiklikleri dikkat çekmektedir. Bu yerlerde nerdeyse NEGATİF E?İTİM VERİLMEKTEDİR. Ana babadan çocukları koparmak istemektedirler. Büyüklerin sözleri, tecrübeleri ve bilgileri bir tarafa atılmakta, çocuklar TV'LERDEN VE SOKAKLARDAN ALDIKLARI KÜLTÜR VE TERBİYEYLE YETİŞMEK TEDİR. Çocuklara « KİŞİLİK HAKLARI « ADINDA BÜYÜKLERE KARŞI gelme imtiyazları oluşturulmaktadır. Aile ve ebeveynlere sadece «BİYOLOJİK BA?LILIK» olarak bakılmaktadır. Kısacası bazı kimseler, herşeyi altüst ederek, yuvaları ve aileleri yıkmak için ellerinden geleni yapmaktadırlar.
Çocuklarımızı okutalım
Çocuklarımız ne kadar müspet bilgi sahibi olurlarsa, o kadar hayatlarını daha iyi bir şekilde tanzim etme imkanına kavuşurlar. Burada ERKEK-KIZ AYIRIMI YAPILMAMALIDIR. Okumak daima iyidir. İnsanları geliştirir ve hayata bakış açısısını değiştirir. Okumanın ve tahsilin olumlu taraflarından en önemlisi kız çocuklarımızın okuması ve daha bilgili olmasıdır. Çünkü ileride anne olduklarında, kendi çocuklarının ilk eğitimlerini onlar evde vereceklerdir. Bütün küçük çocuklar ilk eğitimlerini 1-5 yaşına kadar, evde almaktadırlar. Bu eğitimde özellikle analar, birinci derecede sorumlu olmaktadırlar. Ama tabii ki anaların tahsilleri doğru yolda olursa, bu pozitif etki görülmektedir. Aksi takdirde kız çocuklarımız aile düzeni dışına yavaş yavaş itilmekte ve erkeklerin dünyasına katılmaya zorlanmaktadır. Bu husus ise, tabiata tamamen aykırı bir durum olduğundan dolayı, kızlarımızın, doğru yolu bulmalarında, çok büyük zarar vermektedir. Bu durumun tatbikatından BATI DÜNYASI ŞU ANDA BÜYÜK ZARAR GÖRMÜŞ DURUMDADIR. BATININ NÜFUSU AZALMAKTA, AİLE YUVALARI TAHRİP EDİLMEKTE VE BOŞANMALARLA VEYA AYRI YAŞAMALARLA SONUÇLANMAKTADIR. SON ZAMANLARDA SADECE EVLİLİKLER YERİNE, VEYA SADECE ERKEK KADIN BİRLİKTELİKLERİYLE SONUÇLANDIRILMAKTADIR. Aile mefhumu ise bazı kimseler için gereksiz bile görülmektedir. Kadın erkek birlikte yaşamakta ve kavga ettiklerinde de ayrılmaktadırlar.
yönlendirilmek istenmektedir
Kadınlar ve kızlar kendilerine dönük EGOİST şeklinde yetiştirilmeye çalışılmaktadır. Bazı seviyelerdeki kadınlarımızın artık çocuk yapmak meselesi zora girmiş bulunmaktadır. Bazı kadınlar hamilelikle vücutlarını bozmak istememektedir. Hamilelik onlara tamamen bir yük olmaktadır. Çocuk bakmak ise KABUS GİBİ GÖRÜLMEKTEDİR. ÇOCUKLARIN ADETA, AİLEYE ESİR OLMAK GİBİ BİR ŞEY OLDU?UNA İNANMAKTADIRLAR. VARLIKLILAR ARASINDA HEMEN HEMEN KİMSE FAZLA ÇOCUK YAPMAK İSTEMEMEKTEDİR. YAPANLAR DA ANCAK BİR VEYA EN ÇOK İKİ ÇOCUKTA KALMAKTADIRLAR. Bahane ise hazır: «BAKABİLECE?İN KADAR ÇOCUK YAP». Halbuki ise en zengin ve müsait olanlar ya çocuksuz ya da sadece bir çocukla kalmaktadırlar. Bazı kızlarımız ise bekarlığa özenmektedirler.
Bekarlıklarında da erkek arkadaşlarıyla fütürsuzca, hiçibir şeye aldırış etmeden birlikte kalmaktadırlar. Konu edildiğinde ise: «Hayatımızı yaşamak hakkımızdır» denmektedir. «Özel hayatımıza kimse karışamaz. Buna da kimsenin zaten hakkı yoktur» şeklinde cevap verilmektedir.
Bu tür davranışlar BATI DÜNYASININ kökünü yavaş yavaş kazımaktadır. Böylece er veya geç Batı «MEDENİYETİNİN SONU GELECEKTİR». Ama araya bizİ de koymak için, var güçleriyle çalışmaktadırlar.
Bazı okullarda ve bazı
TV'lerdeki durum
Bazı okullarda ve TV'lerde maneviyat eksiklikleri dikkat çekmektedir. Bu yerlerde nerdeyse NEGATİF E?İTİM VERİLMEKTEDİR. Ana babadan çocukları koparmak istemektedirler. Büyüklerin sözleri, tecrübeleri ve bilgileri bir tarafa atılmakta, çocuklar TV'LERDEN VE SOKAKLARDAN ALDIKLARI KÜLTÜR VE TERBİYEYLE YETİŞMEK TEDİR. Çocuklara « KİŞİLİK HAKLARI « ADINDA BÜYÜKLERE KARŞI gelme imtiyazları oluşturulmaktadır. Aile ve ebeveynlere sadece «BİYOLOJİK BA?LILIK» olarak bakılmaktadır. Kısacası bazı kimseler, herşeyi altüst ederek, yuvaları ve aileleri yıkmak için ellerinden geleni yapmaktadırlar.
Çocuklarımızı okutalım
Çocuklarımız ne kadar müspet bilgi sahibi olurlarsa, o kadar hayatlarını daha iyi bir şekilde tanzim etme imkanına kavuşurlar. Burada ERKEK-KIZ AYIRIMI YAPILMAMALIDIR. Okumak daima iyidir. İnsanları geliştirir ve hayata bakış açısısını değiştirir. Okumanın ve tahsilin olumlu taraflarından en önemlisi kız çocuklarımızın okuması ve daha bilgili olmasıdır. Çünkü ileride anne olduklarında, kendi çocuklarının ilk eğitimlerini onlar evde vereceklerdir. Bütün küçük çocuklar ilk eğitimlerini 1-5 yaşına kadar, evde almaktadırlar. Bu eğitimde özellikle analar, birinci derecede sorumlu olmaktadırlar. Ama tabii ki anaların tahsilleri doğru yolda olursa, bu pozitif etki görülmektedir. Aksi takdirde kız çocuklarımız aile düzeni dışına yavaş yavaş itilmekte ve erkeklerin dünyasına katılmaya zorlanmaktadır. Bu husus ise, tabiata tamamen aykırı bir durum olduğundan dolayı, kızlarımızın, doğru yolu bulmalarında, çok büyük zarar vermektedir. Bu durumun tatbikatından BATI DÜNYASI ŞU ANDA BÜYÜK ZARAR GÖRMÜŞ DURUMDADIR. BATININ NÜFUSU AZALMAKTA, AİLE YUVALARI TAHRİP EDİLMEKTE VE BOŞANMALARLA VEYA AYRI YAŞAMALARLA SONUÇLANMAKTADIR. SON ZAMANLARDA SADECE EVLİLİKLER YERİNE, VEYA SADECE ERKEK KADIN BİRLİKTELİKLERİYLE SONUÇLANDIRILMAKTADIR. Aile mefhumu ise bazı kimseler için gereksiz bile görülmektedir. Kadın erkek birlikte yaşamakta ve kavga ettiklerinde de ayrılmaktadırlar.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006