CHP’nin yeni yüzünü görünce, yaşananları reklâmcı gözüyle sizlerle paylaşmak ve biraz da benim penceremden sizlere göstermek istedim.
Ben bulunduğum alan itibariyle reklâm dünyasının nasıl çalıştığını iyi bilirim. Bu sebeple siyasi partilerin tanıtımlarını nasıl hazırladıklarını sizlere kısaca anlatayım. Genel itibariyle siyasi parti başkanları iyi bir fikir alışverişinde bulunmak, farklı bir vizyon kazanmak ve her türlü medyada kendilerini tanıtmak üzere ajans dünyasından çok yakın isimlerle işbirliği içinde olurlar. Hatta bazı genel başkanın neredeyse hiçbir fikri projesi olmaz, bu projeleri dahi ajanslarından alırlar. Mesela geçmişte Merhum Turgut Özal’ın ve Süleyman Demirel’in Cen Ajans’ın sahibi Nail Keçili’den bu tarz hizmetler almışlar ve iktidara gelmelerinde de bu ajansların çok katkısı olmuştur.
Daha sonraki yıllarda, mesela 2002 seçimlerinde de karşımıza Cem Uzan - Genç Parti ve ATCW adıyla bilinen, ağırlıklı olarak fikir ajansı olan Ali Taran çıktı. Öyle ki Cem Uzan’ın ne giyeceğine, mimik hareketlerine kadar dahi o belirliyordu. Ajansın Genel Müdürü Kerim Han Milar’la işim dolayısıyla çok görüşürdük. Kendisi o dönem bizleri arar, Prof. Dr. Haydar Baş’ın bütün konuşma kasetlerini ister, uydu bilgilerini alır, Meltem TV’yi yakından takip ederdi. Biz reklâm kullanımını arttırmak için bizi izliyor zannediyorduk. Bir de ne görelim Cem Uzan, Prof. Dr. Haydar Baş beyin bütün söylemlerini, projelerini kopyalamış, hatta mimik hareketlerine kadar taklit edip tiyatro oynamaya çalışıyor. Evet, böylelerine bence iyi bir tiyatrocu denir. Sonrası ve düştüğü durum herkesçe malumdur.
Sonraki seçimlerde de AKP, MHP ve CHP’nin de gerek ajansları, gerekse de kendi ekipleri kanalıyla Prof. Dr. Haydar Baş beyin projelerini kopyalamaya başladığını görmedik mi? Her kese ev, işsizlere maaş, iş verme vaatleri vb. gibi kendilerinin başaramayacağı sözde projeler, tiyatroyu çok güzel oynadılar. Bizler de bunların bu tiyatrosuna bilet alıp oy vermedik mi? Sonuç “0+0=0” değil, her konuda borçlu olan bir ülke çıktı karşımıza. Yani matematik dengelerini de değiştirdiler.
Şimdi de bu da yetmemiş gibi CHP yeni bir tiyatro eseri yazmış ve şimdiden bunu sahnelemeye başlamış gibi… Eğer iyi araştırırlarsa dünyada pek çok ülkenin bunu uyguladığını da görürler. AB ülkelerinden, ABD’ye, Rusya’dan Venezüella’ya kadar, bölüm bölüm yıllardır uygulanmaya başladı bile. Yani buna “uluslar arası kopyacılık” denebilir.
Sayın okuyucu artık bu taklit filmlerden bıkmadınız mı? Prof. Dr. Haydar Baş bütün vaatlerini noter tasdikli hale getirmedi mi? Önünüze koymadı mı? Yıllardır her türlü basın - yayın mecralarından sizleri her konuda projelerinden ve kullanacağı kaynaklara kadar bilgilendirmedi mi? Bu sefer yanlış yapmayalım! Bakın son 10 yıllık tabloya, boşa geçirilen bu kadar zamanda iç - dış borcu artmış, işsizlik ve hayat pahalılığında çok ciddi noktalara gelinmiş, tarım ve hayvancılık dışa bağımlı… Yapılan anketlerde geleceğe dair halkın kaygıları devamlı artıyor. Komşularımızla sorunlu bir dış politikamız mevcut. Zaman ilerledikçe içinden çıkılamayacak ciddi sorunlar…
Son zamanlarda yaptıkları ihracatla övünüyorlar: Bakın ihracat yapan şirketlere, ağırlıklı olarak yabancı şirketlerin (otomotiv, beyaz eşya, hammadde ihracatı gibi) Türkiye’de açtığı fabrikalardan ihracatı olduğunu göreceksiniz. Yani kazanan yine yabancılar oluyor. Kendimizi kandırmayalım.
Bunca yaşanılanlardan sonra; yapılanları ve kopyalayanları görüp, artık işi sahibine teslim etme zamanı gelmedi mi? Yarın çok geç olabilir. Bu matematik işi, burada oturmuş sizlere sloganvari şeyler yazmıyorum. Sıkıntıları hep birlikte yaşadık, yaşıyoruz. Bu matematik problemini tek çözecek Prof. Dr. Haydar Baş’tır.
Ben bulunduğum alan itibariyle reklâm dünyasının nasıl çalıştığını iyi bilirim. Bu sebeple siyasi partilerin tanıtımlarını nasıl hazırladıklarını sizlere kısaca anlatayım. Genel itibariyle siyasi parti başkanları iyi bir fikir alışverişinde bulunmak, farklı bir vizyon kazanmak ve her türlü medyada kendilerini tanıtmak üzere ajans dünyasından çok yakın isimlerle işbirliği içinde olurlar. Hatta bazı genel başkanın neredeyse hiçbir fikri projesi olmaz, bu projeleri dahi ajanslarından alırlar. Mesela geçmişte Merhum Turgut Özal’ın ve Süleyman Demirel’in Cen Ajans’ın sahibi Nail Keçili’den bu tarz hizmetler almışlar ve iktidara gelmelerinde de bu ajansların çok katkısı olmuştur.
Daha sonraki yıllarda, mesela 2002 seçimlerinde de karşımıza Cem Uzan - Genç Parti ve ATCW adıyla bilinen, ağırlıklı olarak fikir ajansı olan Ali Taran çıktı. Öyle ki Cem Uzan’ın ne giyeceğine, mimik hareketlerine kadar dahi o belirliyordu. Ajansın Genel Müdürü Kerim Han Milar’la işim dolayısıyla çok görüşürdük. Kendisi o dönem bizleri arar, Prof. Dr. Haydar Baş’ın bütün konuşma kasetlerini ister, uydu bilgilerini alır, Meltem TV’yi yakından takip ederdi. Biz reklâm kullanımını arttırmak için bizi izliyor zannediyorduk. Bir de ne görelim Cem Uzan, Prof. Dr. Haydar Baş beyin bütün söylemlerini, projelerini kopyalamış, hatta mimik hareketlerine kadar taklit edip tiyatro oynamaya çalışıyor. Evet, böylelerine bence iyi bir tiyatrocu denir. Sonrası ve düştüğü durum herkesçe malumdur.
Sonraki seçimlerde de AKP, MHP ve CHP’nin de gerek ajansları, gerekse de kendi ekipleri kanalıyla Prof. Dr. Haydar Baş beyin projelerini kopyalamaya başladığını görmedik mi? Her kese ev, işsizlere maaş, iş verme vaatleri vb. gibi kendilerinin başaramayacağı sözde projeler, tiyatroyu çok güzel oynadılar. Bizler de bunların bu tiyatrosuna bilet alıp oy vermedik mi? Sonuç “0+0=0” değil, her konuda borçlu olan bir ülke çıktı karşımıza. Yani matematik dengelerini de değiştirdiler.
Şimdi de bu da yetmemiş gibi CHP yeni bir tiyatro eseri yazmış ve şimdiden bunu sahnelemeye başlamış gibi… Eğer iyi araştırırlarsa dünyada pek çok ülkenin bunu uyguladığını da görürler. AB ülkelerinden, ABD’ye, Rusya’dan Venezüella’ya kadar, bölüm bölüm yıllardır uygulanmaya başladı bile. Yani buna “uluslar arası kopyacılık” denebilir.
Sayın okuyucu artık bu taklit filmlerden bıkmadınız mı? Prof. Dr. Haydar Baş bütün vaatlerini noter tasdikli hale getirmedi mi? Önünüze koymadı mı? Yıllardır her türlü basın - yayın mecralarından sizleri her konuda projelerinden ve kullanacağı kaynaklara kadar bilgilendirmedi mi? Bu sefer yanlış yapmayalım! Bakın son 10 yıllık tabloya, boşa geçirilen bu kadar zamanda iç - dış borcu artmış, işsizlik ve hayat pahalılığında çok ciddi noktalara gelinmiş, tarım ve hayvancılık dışa bağımlı… Yapılan anketlerde geleceğe dair halkın kaygıları devamlı artıyor. Komşularımızla sorunlu bir dış politikamız mevcut. Zaman ilerledikçe içinden çıkılamayacak ciddi sorunlar…
Son zamanlarda yaptıkları ihracatla övünüyorlar: Bakın ihracat yapan şirketlere, ağırlıklı olarak yabancı şirketlerin (otomotiv, beyaz eşya, hammadde ihracatı gibi) Türkiye’de açtığı fabrikalardan ihracatı olduğunu göreceksiniz. Yani kazanan yine yabancılar oluyor. Kendimizi kandırmayalım.
Bunca yaşanılanlardan sonra; yapılanları ve kopyalayanları görüp, artık işi sahibine teslim etme zamanı gelmedi mi? Yarın çok geç olabilir. Bu matematik işi, burada oturmuş sizlere sloganvari şeyler yazmıyorum. Sıkıntıları hep birlikte yaşadık, yaşıyoruz. Bu matematik problemini tek çözecek Prof. Dr. Haydar Baş’tır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Haydar Şirin / diğer yazıları
- Duvara Davos’ladılar / 03.02.2013
- Yalan hikaye / 29.01.2013
- Ekonomide küresel bunalım Türkiye’yi ‘es’ geçmiyor / 15.01.2013
- Sözünü tutma vakti geldi! / 08.01.2013
- Gerçek olmayan ekonomik büyüme / 26.12.2012
- Ekonomideki bataklık / 18.12.2012
- ABD, AB ve Türkiye: Gerçekler / 11.12.2012
- Haçlı gözlüğü / 04.12.2012
- Bir haftalık ekonomik tablo / 27.11.2012
- Muharrem ayı ve bize düşündürdükleri… / 20.11.2012
- Yalan hikaye / 29.01.2013
- Ekonomide küresel bunalım Türkiye’yi ‘es’ geçmiyor / 15.01.2013
- Sözünü tutma vakti geldi! / 08.01.2013
- Gerçek olmayan ekonomik büyüme / 26.12.2012
- Ekonomideki bataklık / 18.12.2012
- ABD, AB ve Türkiye: Gerçekler / 11.12.2012
- Haçlı gözlüğü / 04.12.2012
- Bir haftalık ekonomik tablo / 27.11.2012
- Muharrem ayı ve bize düşündürdükleri… / 20.11.2012