Gelinen noktada CHP de bir değişimin olmasının nasıl bir zaruret halini aldığını artık her CHP'linin gördüğünü, fark ettiğini ümit ediyorum.
Çünkü kendi sorunlarıyla uğraşan, iç sorunlardan kafasını kaldıramayan, atması gereken hamleleri kadük hale getirip öyle atabilen bir CHP'nin Türkiye'nin içine düştüğü handikaplara çözüm üretmesi mümkün görünmüyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'yi AK Parti'nin sol aynadaki yansıması haline getirmiştir.
Avrupa Birliği konusunda, NATO konusunda, dışarıdan borç alma konusunda 'Türkiye'yi dolara boğacağız ve asla borç alınmamalı demiyoruz' gibi ifadelerin sahibi Kılıçdaroğlu'nun CHP'si, belirleyici pek çok noktada AKP'den farklı düşünmüyor. Ufak tefek nüans farklılıkları CHP'nin kurulduğundaki milli ve ulusalcı karakteri yansıtmaktan uzak durumdadır.
Dolayısıyla CHP fabrika ayarlarına dönmeden Türkiye'ye hizmet edemez. 24 Haziran'da gördük, Kılıçdaroğlu yönetiminden hiçbir destek alamamasına rağmen ortaya koyduğu heyecan dolu performansla Muharrem İnce yüzde 31'i yakaladı. Ancak bu oran CHP için iktidar olmaya yetmiyor. Atatürk'ün CHP'si artık bu yeni sistemde tek başına yüzde 50 artı 1'i yakalamayı sorun olmaktan çıkarmalı. Hatta yüzde 55-60'lar yakalanabilmeli.
Bunun mümkün olabilmesi için milletin her kesiminin kendini bulabildiği bir CHP'nin inşa edilmesi şart.
Atatürk'ün CHP'si fabrika ayarlarına dönmeli ve ülkede birliğin, beraberliğin, bütünlüğün, özgürlüğün, adaletin ve insan haklarının teminatı olabilmeyi başarmalı.
İşte bu yüzden CHP fabrika ayarlarına bir an önce döndürülmeli.
Peki, ama nasıl olacak?
Bu dediğimizin 9 seçim kaybetmesine rağmen adeta yapıştığı CHP genel başkanlığı koltuğunu terk etmeyen ve üstüne üstlük 'koltuk sevdalılarının CHP'de yeri yoktur' diyebilecek kadar işi pişkinliğe vuran Kılıçdaroğlu görevdeyken yapılması mümkün değildir.
Bunun için ilk adım, CHP'yi küresel güçlerin etkisi altında bırakan, AKP'nin soldaki versiyonu haline getiren Kılıçdaroğlu ve ekibinden kurtulmak olmalıdır.
Kılıçdaroğlu'na 'koltuk sevdalısı olanların partide yeri olmadığının' gösterilmesi için en önemli görev, CHP'li delegelere düşmektedir.
Her bir delege Kılıçdaroğlu gibi değil de 'böyle bir durumda Atatürk acaba nasıl davranırdı' diye düşünerek gereğini yaparsa, CHP'de fabrika ayarlarına dönüşüm çok daha hızlı olacaktır.
Bundan sonra da CHP'yi Atatürk'ün ilk kurduğundaki gibi hiç kimseyi, hiçbir vatandaşı, hiçbir düşünceyi dışarıda bırakmayan, toplumun tamamını rol yaparak değil, 'samimiyetle' kucaklayan bir merkez haline getirmek gerekiyor.
O zaman CHP, çok özlediği 'tek başına' iktidarı görebilecektir, çünkü ancak tek başına iktidar olmayı 'Atatürk'ün CHP'si' hak ediyor?
Çünkü kendi sorunlarıyla uğraşan, iç sorunlardan kafasını kaldıramayan, atması gereken hamleleri kadük hale getirip öyle atabilen bir CHP'nin Türkiye'nin içine düştüğü handikaplara çözüm üretmesi mümkün görünmüyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'yi AK Parti'nin sol aynadaki yansıması haline getirmiştir.
Avrupa Birliği konusunda, NATO konusunda, dışarıdan borç alma konusunda 'Türkiye'yi dolara boğacağız ve asla borç alınmamalı demiyoruz' gibi ifadelerin sahibi Kılıçdaroğlu'nun CHP'si, belirleyici pek çok noktada AKP'den farklı düşünmüyor. Ufak tefek nüans farklılıkları CHP'nin kurulduğundaki milli ve ulusalcı karakteri yansıtmaktan uzak durumdadır.
Dolayısıyla CHP fabrika ayarlarına dönmeden Türkiye'ye hizmet edemez. 24 Haziran'da gördük, Kılıçdaroğlu yönetiminden hiçbir destek alamamasına rağmen ortaya koyduğu heyecan dolu performansla Muharrem İnce yüzde 31'i yakaladı. Ancak bu oran CHP için iktidar olmaya yetmiyor. Atatürk'ün CHP'si artık bu yeni sistemde tek başına yüzde 50 artı 1'i yakalamayı sorun olmaktan çıkarmalı. Hatta yüzde 55-60'lar yakalanabilmeli.
Bunun mümkün olabilmesi için milletin her kesiminin kendini bulabildiği bir CHP'nin inşa edilmesi şart.
Atatürk'ün CHP'si fabrika ayarlarına dönmeli ve ülkede birliğin, beraberliğin, bütünlüğün, özgürlüğün, adaletin ve insan haklarının teminatı olabilmeyi başarmalı.
İşte bu yüzden CHP fabrika ayarlarına bir an önce döndürülmeli.
Peki, ama nasıl olacak?
Bu dediğimizin 9 seçim kaybetmesine rağmen adeta yapıştığı CHP genel başkanlığı koltuğunu terk etmeyen ve üstüne üstlük 'koltuk sevdalılarının CHP'de yeri yoktur' diyebilecek kadar işi pişkinliğe vuran Kılıçdaroğlu görevdeyken yapılması mümkün değildir.
Bunun için ilk adım, CHP'yi küresel güçlerin etkisi altında bırakan, AKP'nin soldaki versiyonu haline getiren Kılıçdaroğlu ve ekibinden kurtulmak olmalıdır.
Kılıçdaroğlu'na 'koltuk sevdalısı olanların partide yeri olmadığının' gösterilmesi için en önemli görev, CHP'li delegelere düşmektedir.
Her bir delege Kılıçdaroğlu gibi değil de 'böyle bir durumda Atatürk acaba nasıl davranırdı' diye düşünerek gereğini yaparsa, CHP'de fabrika ayarlarına dönüşüm çok daha hızlı olacaktır.
Bundan sonra da CHP'yi Atatürk'ün ilk kurduğundaki gibi hiç kimseyi, hiçbir vatandaşı, hiçbir düşünceyi dışarıda bırakmayan, toplumun tamamını rol yaparak değil, 'samimiyetle' kucaklayan bir merkez haline getirmek gerekiyor.
O zaman CHP, çok özlediği 'tek başına' iktidarı görebilecektir, çünkü ancak tek başına iktidar olmayı 'Atatürk'ün CHP'si' hak ediyor?
Orhan Dede / diğer yazıları
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023