Cizre Ulu Camii: Anadolu’nun en eski camilerinden biri
Cizre Ulu Camii, Mezopotamya'nın kalbinde yüzyıllara meydan okuyan bir İslam mirasıdır. Hem mimarisi hem de taşıdığı sembollerle Anadolu'nun en eski camilerinden biri olarak dikkat çeker
27.11.2025 19:17:00 / Güncelleme: 27.11.2025 19:19:49
Hasan Gündoğdu
Hasan Gündoğdu





Şırnak'ın Cizre ilçesinin merkezinde, Dağkapı Mahallesi'nde yer alan Cizre Ulu Camii, yalnızca bir ibadet mekânı değil, aynı zamanda bölgenin tarihsel ve kültürel hafızasını taşıyan bir abide niteliğindedir.
639 yılında, İslamiyet'in Anadolu'ya girişinin hemen ardından bir kiliseden camiye dönüştürülerek inşa edilen bu yapı, İslam mimarisinin Mezopotamya'daki ilk örneklerinden biri olarak kabul edilir.

Mimari özellikleri
Caminin mimarisi, döneminin estetik anlayışını ve işçilik kalitesini yansıtır. 1155 yılında inşa edilen minaresi, dikdörtgen bir kaide üzerine oturtulmuş yuvarlak gövdeli bir yapıdır. Bu minare, hem sadeliği hem de zarif oranlarıyla dikkat çeker.
Caminin ana yapısı ise taş malzeme kullanılarak inşa edilmiştir ve zaman içinde birçok kez onarımdan geçmiştir. Özellikle Abbasiler döneminde yıkılıp yeniden inşa edilen cami, 1160 yılında Cizre Beyi Baz Şah'ın oğlu Al Sencer tarafından tekrar yaptırılmıştır.

Ejder figürlü kapı tokmakları
Cizre Ulu Camii'ni eşsiz kılan en önemli detaylardan biri, 13. yüzyıla tarihlenen bronz kapı tokmaklarıdır. Bu tokmaklar, iki ejderin birbirine dolandığı ve ortasında bir aslan başının yer aldığı etkileyici bir kompozisyona sahiptir.
Ejderler, sivri kulaklı, badem gözlü ve yılan pulu desenli gövdeleriyle dikkat çeker. Bu figürler, yalnızca estetik değil, aynı zamanda koruyucu ve sembolik anlamlar da taşır. Tokmaklardan biri günümüzde İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde, diğeri ise 1969 yılında yurt dışına kaçırılmıştır.

Kültürel ve dini önemi
Cizre Ulu Camii, yalnızca bir ibadet yeri değil, aynı zamanda bölgenin İslamlaşma sürecinin bir simgesi olarak da değerlendirilir. Yüzyıllar boyunca farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan bu yapı, hem Müslümanlar hem de tarih meraklıları için önemli bir ziyaret noktasıdır. Caminin bulunduğu konum, Cizre'nin tarihsel dokusunu yansıtan sokaklarla çevrilidir ve bu da ziyaretçilere adeta bir zaman yolculuğu yaşatır.

Cizre Ulu Camii, taşın, tunçun ve inancın birleştiği; geçmişin izlerini bugüne taşıyan bir başyapıttır. Onun hikâyesi, yalnızca Cizre'nin değil, tüm Mezopotamya'nın tarihine açılan bir kapıdır.
639 yılında, İslamiyet'in Anadolu'ya girişinin hemen ardından bir kiliseden camiye dönüştürülerek inşa edilen bu yapı, İslam mimarisinin Mezopotamya'daki ilk örneklerinden biri olarak kabul edilir.

Mimari özellikleri
Caminin mimarisi, döneminin estetik anlayışını ve işçilik kalitesini yansıtır. 1155 yılında inşa edilen minaresi, dikdörtgen bir kaide üzerine oturtulmuş yuvarlak gövdeli bir yapıdır. Bu minare, hem sadeliği hem de zarif oranlarıyla dikkat çeker.
Caminin ana yapısı ise taş malzeme kullanılarak inşa edilmiştir ve zaman içinde birçok kez onarımdan geçmiştir. Özellikle Abbasiler döneminde yıkılıp yeniden inşa edilen cami, 1160 yılında Cizre Beyi Baz Şah'ın oğlu Al Sencer tarafından tekrar yaptırılmıştır.

Ejder figürlü kapı tokmakları
Cizre Ulu Camii'ni eşsiz kılan en önemli detaylardan biri, 13. yüzyıla tarihlenen bronz kapı tokmaklarıdır. Bu tokmaklar, iki ejderin birbirine dolandığı ve ortasında bir aslan başının yer aldığı etkileyici bir kompozisyona sahiptir.
Ejderler, sivri kulaklı, badem gözlü ve yılan pulu desenli gövdeleriyle dikkat çeker. Bu figürler, yalnızca estetik değil, aynı zamanda koruyucu ve sembolik anlamlar da taşır. Tokmaklardan biri günümüzde İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde, diğeri ise 1969 yılında yurt dışına kaçırılmıştır.

Kültürel ve dini önemi
Cizre Ulu Camii, yalnızca bir ibadet yeri değil, aynı zamanda bölgenin İslamlaşma sürecinin bir simgesi olarak da değerlendirilir. Yüzyıllar boyunca farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan bu yapı, hem Müslümanlar hem de tarih meraklıları için önemli bir ziyaret noktasıdır. Caminin bulunduğu konum, Cizre'nin tarihsel dokusunu yansıtan sokaklarla çevrilidir ve bu da ziyaretçilere adeta bir zaman yolculuğu yaşatır.

Cizre Ulu Camii, taşın, tunçun ve inancın birleştiği; geçmişin izlerini bugüne taşıyan bir başyapıttır. Onun hikâyesi, yalnızca Cizre'nin değil, tüm Mezopotamya'nın tarihine açılan bir kapıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.




















































































