12 Haziran günü dünyada ve Türkiye’de Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü olarak kutlanıyor.
Çocuk işçilerin sorunlarının ele alındığı bu gün, çocuk işçiliğinin sona ermesine yönelik çalışmalarda bulunuluyor.
İşçi hakları veya çocuk işçiler konusu kapitalizmin bize hediyesi…
Bu ‘gün’lerin kapitalizmin bir oyunu olduğu da unutulmamalıdır.
Kapitalizm bir avuç azınlığın dışında kimseye gelir temin etmez.
Adaletten uzak gelir dağılımını kapatmanın yolu olarak bu tarz ‘gün’lerde hak arama yarışına girilir.
Halbuki, hakkı dağıtan vermediği için bu sıkıntılar yaşanmaktadır.
Ve netice de değişmeyecektir.
Hak arama seferberliğine dönüşen günlerden biri olan 12 Haziran gününü, okulların da kapanması ile beraber pek çok çocuk çalışarak geçirdi.
Bugün dünya genelinde 5-17 yaş arasındaki çocuk sayısı 1 milyar 586 milyon iken, bu rakamın 306 milyonu çalışıyor.
Türkiye’de 5-17 yaş arası toplam çalışan çocukların oranı yüzde 49 seviyesinde.
İşsizliğin kol gezdiği ülkemizde, evlatlarımız çok küçük yaşlarda hayat atılarak aile geçimine katkıda bulunmak zorunda kalıyor.
Erken yaşta başlayan bu hayat mücadelesi onları oyun çağında büyük adamlar haline getiriyor.
Aile içinde ilk terbiyeyi alması gereken çocuklarımız, iş hayatında bu terbiyeyi artık büyüklerinden değil, hayatın karşısına çıkardığı kişilerden almaktadır.
Batıda çocukların ailelerinden ayrı yaşamaları veya çalışmaya başlamaları çok küçük yaşlarda başlar.
Bu durum Batıda aile kavramının gelişmemesine bağlıdır.
Ancak örfü, adeti, gelenek ve görenekleri İslam itikadı ile şekillenmiş Türk insanı ve Türk evlatları için aynı şey düşünülemez.
Çünkü Türk milletinde aile toplumun temelini oluşturan çekirdektir.
İlk eğitim ailede verilir ve aile bağları güçlüdür.
Küçük işçilerin engellenmesi aslında daha sağlam bir ahlak anlayışı ile şekillenecek nesiller demektir.
Çocuk işçilerin engellenmesinin yolu, işçi gününde sorunlarının gündem edilmesi ile olamayacaktır.
Çözüm ailelere geçimlerini temin edecek ve evlatlarına bakabilecek bir gelir düzeyinin sağlanması ile olabilir.
Açlık sınırının altında bir asgari ücretin reva görüldüğü ülkemizde aile fertlerinin hemen hemen tamamı çalışmasına rağmen halen geçim sıkıntısı çekiliyorsa bu sistemin hatasıdır.
Çözüm adil gelir dağılımının sağlandığı, tam istihdam noktasının yakalandığı, sürekli büyümenin gerçekleştirildiği bir ekonomi iledir.
Bunun adı da Prof. Dr. Haydar Baş’a ait olan Milli Ekonomi Modeli’dir.
Çocuk işçilerin sorunlarının ele alındığı bu gün, çocuk işçiliğinin sona ermesine yönelik çalışmalarda bulunuluyor.
İşçi hakları veya çocuk işçiler konusu kapitalizmin bize hediyesi…
Bu ‘gün’lerin kapitalizmin bir oyunu olduğu da unutulmamalıdır.
Kapitalizm bir avuç azınlığın dışında kimseye gelir temin etmez.
Adaletten uzak gelir dağılımını kapatmanın yolu olarak bu tarz ‘gün’lerde hak arama yarışına girilir.
Halbuki, hakkı dağıtan vermediği için bu sıkıntılar yaşanmaktadır.
Ve netice de değişmeyecektir.
Hak arama seferberliğine dönüşen günlerden biri olan 12 Haziran gününü, okulların da kapanması ile beraber pek çok çocuk çalışarak geçirdi.
Bugün dünya genelinde 5-17 yaş arasındaki çocuk sayısı 1 milyar 586 milyon iken, bu rakamın 306 milyonu çalışıyor.
Türkiye’de 5-17 yaş arası toplam çalışan çocukların oranı yüzde 49 seviyesinde.
İşsizliğin kol gezdiği ülkemizde, evlatlarımız çok küçük yaşlarda hayat atılarak aile geçimine katkıda bulunmak zorunda kalıyor.
Erken yaşta başlayan bu hayat mücadelesi onları oyun çağında büyük adamlar haline getiriyor.
Aile içinde ilk terbiyeyi alması gereken çocuklarımız, iş hayatında bu terbiyeyi artık büyüklerinden değil, hayatın karşısına çıkardığı kişilerden almaktadır.
Batıda çocukların ailelerinden ayrı yaşamaları veya çalışmaya başlamaları çok küçük yaşlarda başlar.
Bu durum Batıda aile kavramının gelişmemesine bağlıdır.
Ancak örfü, adeti, gelenek ve görenekleri İslam itikadı ile şekillenmiş Türk insanı ve Türk evlatları için aynı şey düşünülemez.
Çünkü Türk milletinde aile toplumun temelini oluşturan çekirdektir.
İlk eğitim ailede verilir ve aile bağları güçlüdür.
Küçük işçilerin engellenmesi aslında daha sağlam bir ahlak anlayışı ile şekillenecek nesiller demektir.
Çocuk işçilerin engellenmesinin yolu, işçi gününde sorunlarının gündem edilmesi ile olamayacaktır.
Çözüm ailelere geçimlerini temin edecek ve evlatlarına bakabilecek bir gelir düzeyinin sağlanması ile olabilir.
Açlık sınırının altında bir asgari ücretin reva görüldüğü ülkemizde aile fertlerinin hemen hemen tamamı çalışmasına rağmen halen geçim sıkıntısı çekiliyorsa bu sistemin hatasıdır.
Çözüm adil gelir dağılımının sağlandığı, tam istihdam noktasının yakalandığı, sürekli büyümenin gerçekleştirildiği bir ekonomi iledir.
Bunun adı da Prof. Dr. Haydar Baş’a ait olan Milli Ekonomi Modeli’dir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018