Çocuklarda işitme kaybı nasıl anlaşılır?
Ülkemizde 2 milyon 200 bin çocukta işitme kaybı görüldüğünü belirten Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahı Prof. Dr. Mustafa Asım Şafak, "Erken dönemde tespit edilemeyen işitme kaybı çocuğun konuşma ve dil gelişimini olumsuz yönde etkiliyor ve düzeltilmesi çok zor olan problemlere yol açabiliyor" dedi
28.02.2018 00:00:00
Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerahisi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Asım Şafak, 3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü nedeniyle bilgiler verdi.
Kulak yapısının dış, orta ve iç kulak olarak üç bölümden oluştuğunu hatırlatan Prof. Dr. Şafak, "İç kulakta işitme organı olarak salyangoz ve işitme siniri dışında, denge sensörleri ve denge sinirleri bulunur. Bu yapılanmaya göre dış veya orta kulak, ya da kulak salyonguzu ve sinirlerine ait hastalıklar nedeniyle işitme kayıpları ortaya çıkabilmektedir.
Bu yapılardaki çeşitli yapısal bozukluklar ve hastalıklar işitme şikayetlerine neden olur. Böylece kulak kiri probleminden, beyin sapı tümörlerine kadar geniş bir yelpazedeki hastalıklar nedeniyle geçici ya da kalıcı işitme kayıpları oluşabilmektedir" dedi.
'İşitme kaybı olan çocuklar içine kapanıyor'
İşitme engeli, kişinin gelişim, uyum, özellikle iletişimdeki görevlerini yerine getirmesinde en büyük engelinin olduğunu kaydeden Mustafa Asım Şafak, "İşitme duyusunun kaybı, özellikle bebeklik döneminde konuşmanın öğrenilmesi açısından ciddi bir sorun teşkil eder ve bu bireyler iletişim açısından ciddi problemler yaşarlar. İşitme kaybı olan çocuklar; okul döneminde başarısızlık, psikolojik olarak toplumdan uzaklaşma, içine kapanıklık ve sosyal yönden başarısızlık gösterebilirler.
Bunun sonucunda çocuklar eğitim ve sosyal hayatında akranlarından geri kalabilir ve psikolojik sorunları olan, uyumsuz bir bireylere dönüşebilirler" ifadelerini kaydetti.
Kulak ağrısı ile birlikte gelen hastalıklar
Kulak ağrısı ile birlikte seyreden hastalıklara dikkat edilmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Şafak, "Erken çocukluk çağlarında geniz eti büyümelerinin özellikle kulaklar üzerindeki etkileri yakından takip edilmeli, muhtemel kalıcı hasarlar açısından önlemler alınmalıdır.
Her türlü üst solunum yolu tıkanıklıkları kulak sağlığı açısından zararlıdır. Özellikle kulak ağrısı ile birlikte seyreden hastalıklarda en kısa sürede gerekli tedavilerin planlanması çok önemlidir.
Özellikle bazı ağrı kesiciler ve belirli antibiyotikler olmak üzere pek çok ilacın iç kulaklar üzerinde toksik etkileri olabileceği unutulmamalı, hekimin tedavi planına uyulmalıdır" dedi.
'İşitme fonksiyonu geri kazandırılabiliyor'
İşitme kaybı anlamanın yollarını anlatan Şafak, "İşitme fonksiyonu tamamen kaybolmuş bir şekilde dünyaya gelen bebeklerde dahi gerek kulak içine, gerek beyin sapına uygulanan biyonik kulak cihazlarının yerleştirilmesiyle işitme fonksiyonu geri kazandırılabilmektedir.
Sonradan oluşan işitme kayıpları için tedavi planı, işitme kaybına neden olan duruma göre planlamalıdır. Kayba neden olan duruma göre hastaya medikal veya cerrahi tedavi uygulanır. Yaşlanmaya bağlı işitme kayıplarında genellikle işitme cihazı ile rehabilitasyon yöntemlerine başvurulur" dedi.
Şafak, çocuğun yumuşak bir sesin geldiği yöne ilk çağırışta bakmıyorsa, çevredeki seslere karşı tepki göstermiyorsa, ilk çağrıya cevap vermiyorsa sesin nereden geldiğini bulamıyorsa, kendi yaşıtlarına göre konuşması geri kalmışsa, televizyonu normal sesle dinlemiyorsa ve sürekli televizyonun yakınına gidiyorsa anlamada ve kelime kullanmada sürekli bir gelişim göstermiyorsa işitme kaybı yaşayabileceğini söyledi.
İHA
Kulak yapısının dış, orta ve iç kulak olarak üç bölümden oluştuğunu hatırlatan Prof. Dr. Şafak, "İç kulakta işitme organı olarak salyangoz ve işitme siniri dışında, denge sensörleri ve denge sinirleri bulunur. Bu yapılanmaya göre dış veya orta kulak, ya da kulak salyonguzu ve sinirlerine ait hastalıklar nedeniyle işitme kayıpları ortaya çıkabilmektedir.
Bu yapılardaki çeşitli yapısal bozukluklar ve hastalıklar işitme şikayetlerine neden olur. Böylece kulak kiri probleminden, beyin sapı tümörlerine kadar geniş bir yelpazedeki hastalıklar nedeniyle geçici ya da kalıcı işitme kayıpları oluşabilmektedir" dedi.
'İşitme kaybı olan çocuklar içine kapanıyor'
İşitme engeli, kişinin gelişim, uyum, özellikle iletişimdeki görevlerini yerine getirmesinde en büyük engelinin olduğunu kaydeden Mustafa Asım Şafak, "İşitme duyusunun kaybı, özellikle bebeklik döneminde konuşmanın öğrenilmesi açısından ciddi bir sorun teşkil eder ve bu bireyler iletişim açısından ciddi problemler yaşarlar. İşitme kaybı olan çocuklar; okul döneminde başarısızlık, psikolojik olarak toplumdan uzaklaşma, içine kapanıklık ve sosyal yönden başarısızlık gösterebilirler.
Bunun sonucunda çocuklar eğitim ve sosyal hayatında akranlarından geri kalabilir ve psikolojik sorunları olan, uyumsuz bir bireylere dönüşebilirler" ifadelerini kaydetti.
Kulak ağrısı ile birlikte gelen hastalıklar
Kulak ağrısı ile birlikte seyreden hastalıklara dikkat edilmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Şafak, "Erken çocukluk çağlarında geniz eti büyümelerinin özellikle kulaklar üzerindeki etkileri yakından takip edilmeli, muhtemel kalıcı hasarlar açısından önlemler alınmalıdır.
Her türlü üst solunum yolu tıkanıklıkları kulak sağlığı açısından zararlıdır. Özellikle kulak ağrısı ile birlikte seyreden hastalıklarda en kısa sürede gerekli tedavilerin planlanması çok önemlidir.
Özellikle bazı ağrı kesiciler ve belirli antibiyotikler olmak üzere pek çok ilacın iç kulaklar üzerinde toksik etkileri olabileceği unutulmamalı, hekimin tedavi planına uyulmalıdır" dedi.
'İşitme fonksiyonu geri kazandırılabiliyor'
İşitme kaybı anlamanın yollarını anlatan Şafak, "İşitme fonksiyonu tamamen kaybolmuş bir şekilde dünyaya gelen bebeklerde dahi gerek kulak içine, gerek beyin sapına uygulanan biyonik kulak cihazlarının yerleştirilmesiyle işitme fonksiyonu geri kazandırılabilmektedir.
Sonradan oluşan işitme kayıpları için tedavi planı, işitme kaybına neden olan duruma göre planlamalıdır. Kayba neden olan duruma göre hastaya medikal veya cerrahi tedavi uygulanır. Yaşlanmaya bağlı işitme kayıplarında genellikle işitme cihazı ile rehabilitasyon yöntemlerine başvurulur" dedi.
Şafak, çocuğun yumuşak bir sesin geldiği yöne ilk çağırışta bakmıyorsa, çevredeki seslere karşı tepki göstermiyorsa, ilk çağrıya cevap vermiyorsa sesin nereden geldiğini bulamıyorsa, kendi yaşıtlarına göre konuşması geri kalmışsa, televizyonu normal sesle dinlemiyorsa ve sürekli televizyonun yakınına gidiyorsa anlamada ve kelime kullanmada sürekli bir gelişim göstermiyorsa işitme kaybı yaşayabileceğini söyledi.
İHA