İnanılır gibi değil!
Son günlerde memleketi yöneten iradeden öyle açıklamalar geliyor ki hakikaten inanılır gibi değil. Biri çıkıyor "cemaat orduya kumpas kurdu" diyor, biri çıkıyor "yargı bağımsızlığı çöktü" diyor. Diyorlar da diyorlar... Onlar konuştukça memleketin yüzündeki makyaj akıyor, acı gerçekler bir bir ortaya çıkıyor.
Yazımızın konusu; "Anayasanın 138. maddesi mahkemelerin bağımsızlığı maddesi, bu memlekette ölmüştür" sözleri.
Bu cümle Türkiye Cumhuriyeti devletinin 2 numaralı koltuğunda oturan TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e ait. Bu, yargı sisteminin geldiği noktayı ortaya koyan çok önemli bir açıklama. Aslında bir bakıma da malumun ilanı!
* * *
Şimdi Cemil Çiçek'in çöktü dediği anayasanın 138. maddesine bir bakalım.
Bakalım ki çöken neymiş daha net görelim.
İşte o madde.
"Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez."
* * *
Evet... Meclis Başkanı'nın çöktü dediği ilkeler bunlar. Bu ilkelerin çöktüğü bir ülkede hukukun üstülüğü değil üstünlerin hukuku geçerli hale gelmiş demektir.
Ne ilginçtir ki, başta Başbakan Erdoğan olmak üzere tüm hükümet üyeleri yıllardır bu durumun tam da tersini savunuyordu. "Üstünlerin hukuku değillllllllllllllll, hukukun üstünlüğüüüüüüü" haykırışlarını hatırlayın. Meğer kürsülerden bu haykırışlar yapılırken hukuk devleti katlediliyormuş. Meclis Başkanı'nın açıklaması bize bu değerlendirmenin dışında başkaca bir seçenek bırakmıyor.
* * *
Gelinen nokta her açıdan ibretlik bir nokta! Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu yapan savcıların durumuna bir bakar mısınız? Ergenekon ve Balyoz operasyonlarını yaparlarken hükümetin kahramanıydılar şimdi haklarında söylenmedik söz yok üstelik de bizzat Erdoğan tarafından.
Peki ya savcıların tavrına ne demeli? Eğer ortada bir yolsuzluk varsa operasyon yapmak için şimdiye kadar neden beklediler? Neden AKP'nin cemaatle takışmasından sonra düğmeye bastılar?
Peki, bir dosya hakkında karar vermek için Pensilvanya'dan görüş isteyen Yargıtay'daki hâkime ne demeli? Kim bilir yargıda daha ne skandallar yaşanıyordur da bizim haberimiz yoktur!
Uzun lafın kısası tuzun koktuğu, devletin çivisinin çıktığı noktadayız.
Hani "Hukuk bir gün herkese lazım olur" diye meşhur bir söz vardır ya. Hakikaten de öyledir. Hukuk bir gün herkese lazım olur, kirletmemek lazım! Tabi bu gidişle elimizde bir devlet kalırsa...
Saygılar...
Son günlerde memleketi yöneten iradeden öyle açıklamalar geliyor ki hakikaten inanılır gibi değil. Biri çıkıyor "cemaat orduya kumpas kurdu" diyor, biri çıkıyor "yargı bağımsızlığı çöktü" diyor. Diyorlar da diyorlar... Onlar konuştukça memleketin yüzündeki makyaj akıyor, acı gerçekler bir bir ortaya çıkıyor.
Yazımızın konusu; "Anayasanın 138. maddesi mahkemelerin bağımsızlığı maddesi, bu memlekette ölmüştür" sözleri.
Bu cümle Türkiye Cumhuriyeti devletinin 2 numaralı koltuğunda oturan TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e ait. Bu, yargı sisteminin geldiği noktayı ortaya koyan çok önemli bir açıklama. Aslında bir bakıma da malumun ilanı!
* * *
Şimdi Cemil Çiçek'in çöktü dediği anayasanın 138. maddesine bir bakalım.
Bakalım ki çöken neymiş daha net görelim.
İşte o madde.
"Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez."
* * *
Evet... Meclis Başkanı'nın çöktü dediği ilkeler bunlar. Bu ilkelerin çöktüğü bir ülkede hukukun üstülüğü değil üstünlerin hukuku geçerli hale gelmiş demektir.
Ne ilginçtir ki, başta Başbakan Erdoğan olmak üzere tüm hükümet üyeleri yıllardır bu durumun tam da tersini savunuyordu. "Üstünlerin hukuku değillllllllllllllll, hukukun üstünlüğüüüüüüü" haykırışlarını hatırlayın. Meğer kürsülerden bu haykırışlar yapılırken hukuk devleti katlediliyormuş. Meclis Başkanı'nın açıklaması bize bu değerlendirmenin dışında başkaca bir seçenek bırakmıyor.
* * *
Gelinen nokta her açıdan ibretlik bir nokta! Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu yapan savcıların durumuna bir bakar mısınız? Ergenekon ve Balyoz operasyonlarını yaparlarken hükümetin kahramanıydılar şimdi haklarında söylenmedik söz yok üstelik de bizzat Erdoğan tarafından.
Peki ya savcıların tavrına ne demeli? Eğer ortada bir yolsuzluk varsa operasyon yapmak için şimdiye kadar neden beklediler? Neden AKP'nin cemaatle takışmasından sonra düğmeye bastılar?
Peki, bir dosya hakkında karar vermek için Pensilvanya'dan görüş isteyen Yargıtay'daki hâkime ne demeli? Kim bilir yargıda daha ne skandallar yaşanıyordur da bizim haberimiz yoktur!
Uzun lafın kısası tuzun koktuğu, devletin çivisinin çıktığı noktadayız.
Hani "Hukuk bir gün herkese lazım olur" diye meşhur bir söz vardır ya. Hakikaten de öyledir. Hukuk bir gün herkese lazım olur, kirletmemek lazım! Tabi bu gidişle elimizde bir devlet kalırsa...
Saygılar...
Bayram Coşkun / diğer yazıları
- Rest çekerken verilen tavizlerin söylenmesi / 26.09.2022
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021