logo
28 MART 2024

Çözüm çok mu zor?

12.09.2005 00:00:00
Ülkemize çok pahalıya patlayan olgularda bile akıl almadık düzenlemeler yapılabiliyor da sakinlerinin, et-tırnak misali kenetlendiği Sisdağı gibi yaylalarla ilgili "men" kararına yol açan düzenlemeleri değiştirmek çok mu büyük zorluk arzediyor? "Kanunlar böyle emrediyor" denilebilir. Gerçekten de kanunlar böyle emrediyor. Yürürlükte bulunan kanunların herkesi bağladığı bilinen gerçektir. Yargı kararlarına da herkesin uyma zarureti vardır. Hukuk devletinin olmazsa olmaz kuralıdır bu. Bu çerçevede bakıldığında genelde yaylalar, özelde Sisdağı yaylası hakkında da Yargı kararları olup muhataplarını bağlamaktadır. Fakat, işin bir de "fakat" boyutu var. Türkiye'ye 30 bin cana, yaklaşık 100 milyar dolar paraya, onbinlerce yaralıya, binlerce sakata mal olan, nice anne-babayı, kardeşi, çoluk-çocuğu psikolojik travmaya sürükleyen PKK lideri Apo için de bir Yargı kararı vardı. Hem de "idam"dı. Ama ne oldu? Bu Yargı kararına uyuldu mu? Türkiye'nin en büyük davası sayılan bu dava ile ilgili karar uygulandı mı? Sümen altı edildiğine tanık olunmadı mı? Neticede de AB uyum yasalarına kurban edilmedi mi? Kanunlarda bulunan idam hükmü bir Anayasa değişikliği ile müebbet hapse dönüştürülmedi mi? Türkiye'ye bu kadar pahalıya patlayan bir "olgu"da böyle bir düzenleme yapılabiliyor da sakinlerinin, yüzyıllardır et-tırnak misali kenetlendiği Sisdağı ile ilgili "men" kararına temel teşkil eden kanunları değiştirmek çok mu büyük zorluk arzediyor? Sisdağı'nın bedeli ödendiHani, "Petlas" reklamlarına da konu olan bir Çanakkale olayı vardı. Mehmet Muzaffer Üsteğmen, araba lastiği almak için İstanbul'a geliyor, bir Yahudi tüccardan lastikleri alıyor, ücreti olan parayı sabaha kadar kendi imkanları ile bizzat resmediyor, sabahleyin veriyor, ayrılıyor, tüccar paranın arkasını gördüğünde küçük dilini yutuyordu. Çünkü paranın arkasında "Bedeli Çanakkale'de ödenecek" yazıyordu. Eğer Sisdağı gibi yaylalar için de bir bedel isteniyorsa, bu bedel Çanakkale'de, Dumlupınar'da, Kafkaslarda, Yemen'de, Karadağ'da, Haymana'da ödendi. Temeloğlu Mustafa, Delihaliloğlu Halil, İmadoğlu Hurşit, Pirgayipoğlu Osman, Alemdaroğlu Mustafa, Şıhoğlu Hasan, Kavazoğlu Ali Osman, Kuşoğlu Osman, Duraloğlu Hafız Temel amcalar dahil 1. Cihan ve İstiklal Harbine gidenler, gazi olup dönebilenler, şehit olup dönemeyen 111'ler tarafından çoktan ödendi. Sisdağı vatandı, onlar sayesinde vatan kaldı. Onlar, vatanın her karışının vatan kalması için bedel ödediler. Ama onlar için "vatan" kavramının içini doldurmada "doğdukları yer"in, Sisdağı-Geyikli-Alaca-Kadırga'nın önceliği vardı. Tercihlerini bu yerler için kullandılar. Kendilerine verilen "ganimet" anahtarlarına tenezzül etmediler. Alsalar ve kalsalardı evlatlarının trilyoner hayatı sürecekleri anahtarları İzmir Konak'ta denize attılar, doğdukları yere koştular. Çoğu zaman aç kaldılar. Çıplak dolaştılar. Hastane yüzü göremediler. İlaçları, karın ovalamak (oğmak), sabretmek oldu. Sırtlarından bir hayvan gibi yük eksik olmadı. Gaz-tuz bulamadılar. Evlerini kara lamba ile ışıttılar, kara ateş ile ısıttılar. Çıra ateşiyle "İşsizlik" gibi mazeretlerin arkasına sığınarak asi olmadılar. Sırtlarında kovalarla su taşıdılar. "Tabana kuvvet" dediler. Yol nedir, araba nedir bilmediler. Müsaderesi, zilyedi adına Belediyeye devredilmesi öngörülen evler ve çevirgeler hep bu tercihi yapanlardan evlatlarına, torunlarına miras kaldı. Evlatlar, torunlar da aynı geleneği sürdürdüler. Köylerini bile kayıt altına almadığı, kadastro hizmetini getirmediği halde Devlete küsmediler. Vatandaşlık görevlerini bihakkın ifa ettiler. Vergilerini verdiler. Evlatlarını vatan görevine yine düğün, bayram, dua ile uğurladılar. Ocaklarını gelene içtenlikle açtılar. Misafirperverlikte, saygıda, hizmette kusur etmediler. Kanunsuzluğa asla pirim vermediler. İşsizliği şikayet konusu yapmadılar. Gerektiğinde çoluk- çocuktan, eşten, yârden, ana-babadan ayrıldılar. Hasretin iç yakacağı taa Almanya'lara, yaban illere savrulmayı göze aldılar. Fakat ata-dede-baba topraklarını hiç unutmadılar. Ata-dede-baba taşlarının üstüne tuğla koymayı ihmal etmediler.   Yapılması gereken neydi? Devlet, işte bu teb'asının karşısına, "bu topraklar benimmiş" diyerek çıkmamalıydı. "Sana gereken hizmeti veremedim. Buna rağmen sen buraları terk etmedin. Sahiplendin. İmar ve ihya ettin. Yaşanılacak yer kıldın" teşekkürü ile çıkmalıydı. "Buralar artık bundan sonra senindir" tescili için çıkmalıydı. Elbette böyle bir "tescil"e itiraz edilebilir. "Eğer, herkes, her istediği yere bu şekilde bir mânâ yüklenen haliyle 'vatan' gözüyle bakar, istediği tasarrufta bulunursa bunun önüne geçilemez" denilebilir. Fakat, bu endişeyi geçersiz kılan bir ince çizgi bulunduğu unutulmuş olur. Çünkü burada ne "herkes"lik, ne de "istedikleri yer" söz konusu değildir. Burada kalkıp taa İstanbul'lara, Antalya'lara gidip de orada doğmuş bulunanların hayat sahalarına "gecekondu", "hazine arazisini işgal" misali müdahale söz konusu değildir. Söz konusu olan şey, ata-dede-babanın doğduğu, torunların doğacağı bir yerde evlatların, hayatlarını garanti altında sürdürme isteği gerçeğidir. Af üstüne af çıkarılıyor da...Yasama boyutu yönüyle böyle bir tescile bir, iki değil, hem de çok gerekçe bulunabilir. Mesela durduk yerde bir "yayla sorunu"na yol açılan bu ülkede, yanlışlığı biline biline bir sürü af kanunu çıkartılmadı mı? Ceza Hukukunda bulunup ancak istisnai olmasına rağmen neredeyse af genel bir kural haline getirilmedi mi? "Benim can güvenliğimi hiçe sayıp gasp eden caniyi benim adıma devlet nasıl affeder?", "Bayanlara, çocuklara tecavüz edenleri, beşikteki çocuklara kurşun sıkanları devlet nasıl affeder?", "gözümüzün içine baka baka oy ticareti yapıyorlar" itirazlarına aldırmadan bir sürü çapulcu sokağa salınmadı mı? Ve sokaklar "kaptı kaçtı"cıların estirdiği terörden yürünemez hale gelmedi mi? Her sonucu bu iken af üstüne af düzenlemesi yapılabiliyorsa Devletin yaylalar konusunda da vatandaştan yana bir düzenleme yapması çok mu zordur? Her şeyi, bir daha oynamamak üzere yerli yerine oturtmak çok mu zordur? Çözüm "sorun"un içindeSorular... Sorunlar... Cevabını, çözümünü de barındıran sorular, sorunlar bunlar... "Fildişi kule"lerden bir an önce inilip genelde tüm yaylalarda, özelde Sisdağı'nda "müsadere" ve "men" kararı verilen evlerin, yerlerin o insanlar için ne mânâ ifade ettiği tespit edildiğinde... O insanları evlerinden ve çevirgelerinden etmenin "can suları"nı kesmek olduğu gerçeği iliklere kadar hissedildiğinde... Yaylacılığın Türklerde vazgeçilmez bir gelenek olup bu geleneğin Karadeniz'de zarurete binaen böyle gösterdiğinin idrakine varıldığında... Yani hayatın pratik gerçeklerine gerçek bir gözlük ile bakılabildiğinde... Bütün bu soruların cevabını içinde barındırdığı da görülebilecektir. Mevcut sorunlara bir de yayla sorunu eklenmeyeceği gibi boğuşmakta olduğumuz nice sorunların da köküne kibrit suyu ekmek işten bile olmayacaktır. İnanın!  SON
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
BTP İBB Adayı Cihan Erdoğanyılmaz: Gençler BTP’ye akın ediyor
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
BTP İBB Adayı Cihan Erdoğanyılmaz: Gençler BTP’ye akın ediyor
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'

Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

 
İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor.
28.03.2024 17:50:00 / Güncelleme: 28.03.2024 17:54:49
HASAN PARLAK
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler güruhu olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor. Nitekim Gazze'de soykırım yapan Yahudi askerleri, işgal ettikleri bölgede her türlü rezalete imza atıyor. Hatta rezaletlerini sosyal medyada paylaşmaktan da geri durmuyor. Reuters ajansında yer alan görüntüler de Yahudi askerlerinin ne kadar 'insanlık sınıfı'nın dışında olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim İsrail askerleri, Filistinlilerin evlerinde bulunan iç çamaşırlarıyla oynadıklarını gösteren fotoğraf ve videoları yayınlamaktan geri durmadı. Videolardan birinde Gazze'deki bir odada bir koltukta oturan İsrailli bir asker sırıtıyor, bir elinde silah, diğer elinde beyaz saten iç çamaşırını kanepede yatan bir yoldaşın açık ağzının üzerine sallıyor. Böylece Yahudi askerlerin insan olmadığını, başka tür bir mahluk olduğunu tüm dünyaya haykırıyorlar. 

Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı

Adaylardan Mehmet Akarca 120, Ömer Kerkez 138 oy alırken, 9 boş oy, 71 de geçersiz oy kullanıldı. Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 11. tur oylamayla devam edilecek.
28.03.2024 16:24:00
Anadolu Ajansı
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılmaya başlanan başkanlık seçimlerinin onuncu turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı.

Mehmet Akarca, Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilmiş, 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Bu kapsamda Yüksek Mahkemenin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da pazartesi günü sandık kuruldu ve Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk dokuz turunda hiçbir adayın, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması üzerine bugün, Akarca ve Kerkez'in katıldığı onuncu tur oylama yapıldı.

Oylama sonucu Yargıtay Başkanı Akarca 120, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez ise 138 oy aldı. Seçime katılım 338 olarak kayıtlara geçerken, kullanılan oylardan 9'u boş, 71'i ise geçersiz sayıldı.

Sekizinci tur oylamada diğer aday Muhsin Şentürk 96 oy almış, 3 oy geçersiz sayılmış, boş oy ise kullanılmamıştı.

Seçime 1 Nisan Pazartesi günü 11. tur oylamayla devam edilecek. Bu turda Muhsin Şentürk de oylamaya katılabilecek.

Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor.

Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?

31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri dolayısıyla okullar 1 Nisan 2024 Pazartesi günü tatil edildi
28.03.2024 15:32:00 / Güncelleme: 28.03.2024 15:37:04
AA
Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?
Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri dolayısıyla okullar 1 Nisan 2024 Pazartesi günü tatil edildi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin imzasıyla illere gönderilen genelgede, eğitim kurumlarının, 31 Mart Pazar günü yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde, seçmenin oy kullanmasına imkan verecek şekilde hazırlanacağı belirtildi.

Genelgede, seçimlerin ardından Bakanlığa bağlı eğitim kurumlarının, eğitim-öğretime hazır hale getirilmesi amacıyla 1 Nisan 2024 Pazartesi gününün tatil edildiği bildirildi.

Öte yandan 1 Nisan günü yönetici ve öğretmenler, aylık karşılığı ders, varsa ek ders, ders niteliğinde yönetim, hazırlık ve planlama görevlerini yapmış sayılacak. 

Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin dokuzuncu turunda da iki aday salt çoğunluğu sağlayamadı.
28.03.2024 11:15:00 / Güncelleme: 28.03.2024 16:31:51
İhlas Haber Ajansı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
24 Mart 2020'de Yargıtay Başkanlığı görevine seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Yüksek Mahkeme'nin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da sandık kuruldu ve pazartesi saat 08.00 itibarıyla Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk 8 turunda hiçbir aday, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamadı.

Bugün gerçekleştirilen dokuzuncu tur da sonuçlandı.

Dokuzuncu turda adaylardan Mehmet Akarca 119, Ömer Kerkez ise 138 oy aldı.

Oylamada 11 oy boş, 68 oy ise geçersiz sayıldı. İki aday da salt çoğunluğu bu turda da sağlayamadı.

Oylama onuncu tur ile devam edecek.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.