Demokratik bir toplumda hiçbir kurum ya da kişinin yasalar üstünde bir konumunun olmadığı ilkesi, velev ki anayasada da belirtilmiş olsun (madde: 10), yeterli midir?
Hayır, bunun hayata geçirilmesi gerekir. Anayasa bu noktada Cumhurbaşkanına gözetim görevi yüklemiştir (madde: 104).
Anayasal yükümlülüğüne rağmen bu görevini yerine getirmeyip, üstüne üstlük tam aksine söylem ve eylemlerde bulunan Cumhurbaşkanı için ne yapılabilir?
Yanlış yapanların cezalandırılmasından başka yol yoktur, hukuksuz demokrasiyi önlemek için.
Çok önceleri de örneklerini gördüğümüz ve de son yıllarda ayyuka çıkan gizli telefon dinlemelerinden kumpaslara kadar, özgürlüklere yönelen arsız saldırılara kadar uzayıp giden ihlâller.
Turgut Özal'ı, anayasanın bir kez delinmesinin mahzuru olmayacağına; Recep Tayyip Erdoğan'ı da, bağlı kalacağına yemin ettiği anayasayı tanımamaya götüren süreç, yapanın yanına kâr kaldığı, hukuksuz bir demokrasinin fotoğrafıdır.
Demokrasinin fiziksel ve kültürel bronşlarını tıkayan;
Bilgiye, habere gereksinim duyan, bunun için mücadele eden toplumsal kesimlerin önüne engeller koyan; herkesi milli ve uluslararası sorunlara duyarlı kılacak eğitim sisteminden giderek uzaklaştıran kafalar?
Sizlere şunu da hatırlatmakta fayda var: Ekonominin iyi gitmediği durumlarda bizim topraklarda siyasi iktidarlar ayakta kalamıyor.
Siz iyisi mi, kendiniz ve memleketin hayrı için Prof. Dr.
Haydar Baş'ın reçetelerini bi düşünün;
Zira, Rusya'nın sert delikanlısı Putin paçayı Sayın Baş'ın önerilerini uygulamakla kurtardı.
Bakalım hukuku ve demokrasiyi çiğneyerek "sert delikanlı" gibi davranan Erdoğan'ın kaderi ne olacak?
Çevresini her türlü baskıyla korkutmaya çalışan Erdoğan'ın asıl kendisi korku ve kuşkular içindedir. Ne yardan ne serden vazgeçiyor. Devlet benim, AKP'nin reisi benim, her şey benim?" Sen neymişsin be abi!".
İddiaların, yorumların ve de senaryoların bini bi paradır gidiyor? Davutoğlu niye düşürüldü?! Daha da düşüğü gelsin, diye. Bu malûmun ilâmı zaten.
Erdoğan AB'ye, siz yolunuza, biz yolumuza derken acaba; kendi içine kıvrılmış bir yolun son yolcusu olduğunu da düşünmüş olabilir mi!?