Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Can Dündar ve Erdem Gül hakkında verdiği kararı beğenmeyen Tayyip Erdoğan, bu karara saygı duymadığını, kabul etmediğini ve uymayacağını ifade etmiştir. Cumhurbaşkanı'nın karara uymama yetkisi bulunmadığı gibi, tam aksine mahkeme kararına uymak zorunluluğu vardır. Anayasa'nın 138.maddesi hükmüne göre, yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır. Cumhurbaşkanı, yürütme organının başına oturtulmuştur (Anayasa, madde: 101); Mahkeme kararlarına Cumhurbaşkanı da uymak zorundadır.
Ayrıca AYM kararları kesindir, itiraz hakkı yoktur (Anayasa, madde: 154).
Bir başka önemli anayasa hükmü: "Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır" (madde: 11).
Yine anayasaya göre, hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz (madde: 138).
Cumhurbaşkanı, "Anayasa Mahkemesi'nin kararını kabul etmiyorum, saygı duymuyorum, uymuyorum" derken, sanıkların tahliyesine karar verecek, yani AYM kararına uyacak olan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimlerine talimat verircesine telkinde bulunarak anayasayı ihlâl etmiştir.
Erdoğan'ın sözleri, hukuki değeri olmayan, duygusal bir tepkidir. Ancak bu tepkinin işaret ettiği gerçekleri görmezden gelemeyiz;
Ülke cumhurbaşkanının hukuka saygısı bulunmamaktadır. Anayasasında "hukuk devleti" niteliği belirtilen devletin başındaki zat, hukuka saygısızlığını öne çıkarıyorsa rejim tehlike altındadır.
Cumhurbaşkanının görevlerinden biri ve en önemlisi anayasanın işlerliğini, hükümlerine uygun hareket edilmesini gözetmektir.
Oysa Erdoğan bunun tam tersini yapmakta, tutum ve davranışlarıyla anayasaya engel olmakta, ihlâl etmektedir.
Anayasayı ihlâl etmeyi sürdürüp duran zatın siyasal sorumluluğu yoktur. Tek sorumlu olduğu hal de "vatana ihanet"tir.
Cumhurbaşkanının bu şekilde suçlanabilmesi de Meclis çoğunluğunun alacağı karara bağlıdır. Çoğunluğun da kimde olduğu ortadayken, oyunun adı: "Hem davacı hem kadı" olacaktır.
Bugün Türkiye'de hukuk devleti değil, "kanun devleti" vardır.
Hukuk hafife alınmaktadır!
Yasa yapmanın önlenemeyen sefaleti, demokrasiyi hukuksuz bırakmaktadır.
Ayrıca AYM kararları kesindir, itiraz hakkı yoktur (Anayasa, madde: 154).
Bir başka önemli anayasa hükmü: "Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır" (madde: 11).
Yine anayasaya göre, hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz (madde: 138).
Cumhurbaşkanı, "Anayasa Mahkemesi'nin kararını kabul etmiyorum, saygı duymuyorum, uymuyorum" derken, sanıkların tahliyesine karar verecek, yani AYM kararına uyacak olan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimlerine talimat verircesine telkinde bulunarak anayasayı ihlâl etmiştir.
Erdoğan'ın sözleri, hukuki değeri olmayan, duygusal bir tepkidir. Ancak bu tepkinin işaret ettiği gerçekleri görmezden gelemeyiz;
Ülke cumhurbaşkanının hukuka saygısı bulunmamaktadır. Anayasasında "hukuk devleti" niteliği belirtilen devletin başındaki zat, hukuka saygısızlığını öne çıkarıyorsa rejim tehlike altındadır.
Cumhurbaşkanının görevlerinden biri ve en önemlisi anayasanın işlerliğini, hükümlerine uygun hareket edilmesini gözetmektir.
Oysa Erdoğan bunun tam tersini yapmakta, tutum ve davranışlarıyla anayasaya engel olmakta, ihlâl etmektedir.
Anayasayı ihlâl etmeyi sürdürüp duran zatın siyasal sorumluluğu yoktur. Tek sorumlu olduğu hal de "vatana ihanet"tir.
Cumhurbaşkanının bu şekilde suçlanabilmesi de Meclis çoğunluğunun alacağı karara bağlıdır. Çoğunluğun da kimde olduğu ortadayken, oyunun adı: "Hem davacı hem kadı" olacaktır.
Bugün Türkiye'de hukuk devleti değil, "kanun devleti" vardır.
Hukuk hafife alınmaktadır!
Yasa yapmanın önlenemeyen sefaleti, demokrasiyi hukuksuz bırakmaktadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023