(...dünden devam)
Sevr anlaşmasıyla Türk milletinin tabutu çivilenmiş, tarihte yok olmuş milletler mezarlığında gömülmeye hazırlanılıyordu.
İşte bu bitti denilen yerde 38 yaşında bir delikanlı Tarih sahnesine çıkıyor, ömrü 18 yaşından itibaren cephelerde geçmiş.
Düşmanın her türlüsüyle savaşmış kurmay bir asker olan Mustafa Kemal Paşa güneşi Anadolu'ya yeniden umut oluyordu.
Anadolu insanını bu zifiri karanlıktan kurtaracak bir iman bir deha güneşi doğuyordu.
Bu sarı paşa Karaman'dan Selanik'e göç etmiş bir Yörük ailenin delikanlısıydı.
Bu Paşa her konuyu büyük bir vukufiyetle ele alıyor, Allah'ına sığınarak O büyük mücadelenin, Kuvayı Milliye'nin, İstiklal Harbinin ilk kıvılcımını tutuşturan hareket 19 Mayıs'ta Karadeniz'den ilerleyerek Samsun'da atılan ilk adımla başlıyordu.
Bu büyük mücadele, bütün olumsuzluklara rağmen Kuvayı Milliye ruhu ile başlayabilmişti.
Bu ruh öyle bir ruh ki, yerel çeteler olsun, düzenli ordunun subay ve erleri olsun, hiçbir asker etnik kimlik dürtüsüyle savaşa katılıp gazi ya da şehit olmadı.
Vatansız kalma tehlikesini ortadan kaldırmak, Sevr Antlaşması'nın zorladığı onursuzluktan kurtulmak için, dini bütünlüğümüz, millî bütünlüğümüz; millî bütünlüğümüz de dini bütünlüğümüz inancıyla, imanıyla savaştı bu insanlar.
Bağımsızlık ve özgürlük için savaşırken hep birlikte Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğin de bir ulus olmanın bilincini de yarattılar.
Sonunda da Gazi Paşa "Ne Mutlu Türküm Diyene" diyerek yapmayı hedeflediği millet bilincinin temellerini atıyordu.
Yolu Hünkâr Hacı Bektaş-ı Veli'nin yolu, yapmak istediği de Hünkârın büyük bir başarıyla gerçekleştirdiği, insanlardaki farklılıkları birer zenginlik gibi görüp ortak ülküde, ortak imanda birleştirerek tek bir millet olma inancında, paydasında birleştirmeyi gerçekleştirmekti ve Gazi Paşamız bunu da başardı.
Zaten hiçbir devletin kuruluşu süfli bir gerekçeye dayanmaz!
Türkiye Cumhuriyeti'nin ne şartlarda kazanıldığını, yoklukların ve imkânsızlıkların içinde nasıl bir kahramanlık destanının yazıldığını hem günümüz nesillerinin hem de gelecek nesillerin iyi bilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Hayma Ananın, Nene Hatunun ve daha nice kahraman kadınların yurdu olan Anadolu'nun cefakâr anaları, bir yandan eşlerini ve oğullarını şehit olmaya uğurlarken, diğer yandan yiyecek son lokmalarını bile Mehmetçik ile paylaşmış, cepheye taşıdığı silahlar soğuktan ya da yağmurdan zarar görmesin diye üzerindeki giysiyi çıkarıp örtmüştür.
Bu devlet kolay kurulmadı, istiklal kolay kazanılmadı, diyorsak ve 29 Ekim'i bayram olarak kutluyorsak, atalarımızın kahramanlıkları ve fedakârlıkları sayesindedir.
Allah başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve bütün silah arkadaşlarına, Gazilerimize, şehitlerimize rahmet etsin.
Cumhuriyetimizin 98. yılı ve Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
Ergül Güner / diğer yazıları
- Çanakkale ile İstiklal marşındaki ruh aynı ruh / 18.03.2024
- Matematiğin, fiziğin formülü mü yoksa insanlığın formülü mü? / 19.02.2024
- İnsanlığa insanlık yolculuğu şart / 15.01.2024
- Güçlü aile güçlü millet demektir / 19.12.2023
- Cumhuriyet yüz yaşında, nice yüzyıllara / 01.11.2023
- Saygı beyaz çizgimiz olmalı / 15.10.2023
- Dinin mücadelesi dinsizlikle değil din ile olmuştur / 10.09.2023
- Mum kadar ışığı yok, Kendini Güneş sananlar / 06.09.2023
- Merhamet, hürmet, muhabbet / 28.08.2023
- Aslında çifte kıble olmaz / 25.08.2023
- Matematiğin, fiziğin formülü mü yoksa insanlığın formülü mü? / 19.02.2024
- İnsanlığa insanlık yolculuğu şart / 15.01.2024
- Güçlü aile güçlü millet demektir / 19.12.2023
- Cumhuriyet yüz yaşında, nice yüzyıllara / 01.11.2023
- Saygı beyaz çizgimiz olmalı / 15.10.2023
- Dinin mücadelesi dinsizlikle değil din ile olmuştur / 10.09.2023
- Mum kadar ışığı yok, Kendini Güneş sananlar / 06.09.2023
- Merhamet, hürmet, muhabbet / 28.08.2023
- Aslında çifte kıble olmaz / 25.08.2023