Öyle bir ülkede yaşıyoruz her şey demagoji. Demagoji, demokrasinin kılıfı haline geldi. Demokratik hakkınızı istediğinizde, alacağınız cevap netleşti. Aslında ülkenin anayasasını teslim ettiğimiz Anayasa Mahkemesi'nin görevi bellidir. Halk nezdinde, hakkın en sondan bir önce elde edilmesi gereken mercidir. Amma ille de bir konuda bireylerin hakkını araması gerekmemelidir. AYM'nin görevi bu zıtlığı dava konusu olmadan düzeltmektir. Kırk yıldır vazifesini yapmamıştır. Şimdi olduğu gibi hak aramak artık son merci olan Allah(c.c) makamı olmaktadır. Tekrar vurgularsak, Anayasa'yı korumakla yükümlü olan AYM'nin kendisinin seçim barajının tamamen kaldırılmasına karar verme yetkisi vardır. Çünkü anayasaya aykırı hiç bir yasa uygulamada geçerli değildir. Mahkeme, davamın sonucunda karar gerekçesini henüz bana göndermediği nedenle sizlerle paylaşamıyorum. Ama basından öğrendiğime göre sonuç aşağıdaki gibidir.AYM 'soyut' dedi, baraj kaldıAnayasa Mahkemesi "yüzde 10 seçim barajının iptali" başvurusunu "soyut yasal düzenlemelere karşı bireysel başvuru yapılamaz" gerekçesiyle reddetti.Kanun denen yapının tamamı soyut yani düşünce mahsulü. Elbette yazıldığı zaman görüldüğü için somut hale gelir. Barajın %10 olması da bir yasadır. O nedenle uygulanır. Acaba Anayasa Mahkemesi ülkemizde şu anda kanunların uygulanmadığını ima etmek için mi bu karara vardı? Adaletin düştüğü durumu bu davranışla protesto mu etmek istiyor? Eğer böyle düşünüyorsa en büyük adaletsizlik yapılmış olur. Çünkü AYM halkın, adaletin güvencesidir. Kararları, baskılara, sitemlere, bağlı olamaz, hükümeti kayırma uğruna, bırakın insanı, bir hayvanı veya ağacı bile hakkından mahrum edemez. Sorumluluğu, emaneti olan millet ve devlet adına doğrudan Allah'a dır(c.c). İktidar bu kararla, kaybolduğunu düşündüğü reyleri tekrar kazanma hayalinin sevinci içindedir. Millet ise dayanağını kaybetmiş. Kara kara düşünmektedir. Tek umut olarak görülen AYM başkanının da son görevini yerine getirmemesi sonucu, halkımız iyiden iyiye tedirgindir. Bundan böyle AYM'nin istikbali Yargıtay gibi olacaktır. Adalet mülkün temeli olmaktan çıkmış, adalet hasretle aranacak bir değer olmuştur. İnsanlar adaleti ancak öldüklerinde görebileceklerdir. Eh, bir ata sözüne ne dersiniz? "Bela asla habersiz ve davetsiz gelmez". İktidar nice paşaları, aydınları somut (hayali) kanunlarla balyozlamış, Ergenekonlarla talan etmiştir. Sahte tapelerle orduyu tepelemiş, aldatıldık pardon demiştir. Hakiki olan tapeleri kanunsuz kabul ederek yakmaya karar vermiştir. Böylece, faizleri ile geri ödenen paralar, belki milletin kapalı gözlerini aralar. Anlayana sivrisinek saz anlamayan için zaman az. 30 yıldır anlatmaktan yılmayan, her dediği yıllar sonra aynen oluşan Prof. Dr. Haydar Baş ve partisi BTP milletin son şansıdır. Artık kendinize gelin. Son seçimde doğruya gelin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017