Başbakan Erdoğan Danimarka ziyareti sırasında mevkidaşı Helle Thorning-Schmidt ile ortak basın toplantısı düzenlemedi.
Neden biliyor musunuz?
Çünkü bu basın toplantısını terör örgütü PKK'nın kanalı Roj tv de takip edecekti.
İptal gerekçesi bu!
Yandaş medya Erdoğan'ın bu tavrını yere göğe sığdıramıyor.
***
Gelelim olaya bizim bakışımıza.
Meselenin iki yönü var.
Birincisi şu; Hükümet Danimarka gibi İstanbul'un yarısı bile etmeyen bir ülkeye sözünü geçirip de terör kanalını kapattıramadı. Bırakın kapattırmayı, Erdoğan'ın basın toplantısına katılmasını bile engelleyemedi.
Bizimkiler de çareyi toplantıyı iptal etmekte buldu.
Meseleye bu açıdan bakınca yandaş medyanın "Danimarka'ya rest çektik" böbürlenmesinin anlamsızlığı ortaya çıkıyor.
Koskaca Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanı basın toplantısına terör örgütü kanalının katılmasına engel olamıyor ve konuşmaktan vazgeçiyor.
Bir yandan da "bölgesel süper güç olduk", "gündemi belirlenen değil , gündem belirleyen ülke olduk" edebiyatı yapılıyor.
***
Meselenin ikinci boyutuna gelince...
Söz konusu kanalın basın toplantısına girmesine karşı çıkanlar PKK ile hummalı bir pazarlık içinde.
Terörle müzakere sürecinde yaşananları hep birlikte izliyoruz.
İmralı aşağı, İmralı yukarı.
Hükümet adeta terörist başının ağzının içine bakıyor.
O istiyor düzenlemeler yapılıyor, O istiyor yargı paketleri hazırlanıyor.
Hatta birlikte yeni anayasa çalışmaları yapılıyor.
Hal böyleyken Başbakan Erdoğan'ın Danimarka'daki tavrının samimi olduğunu kim söyleyebilir.
Bu tribünlere oynamak değil midir?
***
Danimarka demişken yazımızın son bölümünde hafızaları biraz tazeleyelim.
Bildiğiniz gibi bu Danimarka'da soytarının biri çıktı ve çizdiği karikatürlerle peygamber efendimize küstahça hakaretlerde bulundu.
İslam dünyasında büyük infiala sebeb olan bu alçaklığa dönemin Danimarka başbakanı Anders Fog Rasmussen sahip çıktı.
Gerekçesi basın özgürlüğüydü!
Rasmussen ABD'nin isteğiyle Danimarka başbakanlığından NATO genel sekreterliğine ince bir geçiş yaptı. Bu geçiş için Türkiye'nin de onayı gerekiyordu. Zira NATO'da karar almak için tüm üye ülkelerin onayı şart.
Üyelerden biri hayır derse karar da hayır olur!
Peki bizimkilerin tavrı ne mi oldu?
Başbakan Erdoğan önce itiraz etti, "olumsuz bakıyorum" dedi.
Sonra vetosunu geri çekti. Böylece PKK kanalına ve Hz. Muhammed efendimize hakaret eden karikatüristlere sahip çıkan Rasmussen 2 gün sonra NATO genel sekreteri oldu.
Çünkü ABD öyle istedi!
Bizimkilere ise kararı onaylayıp susmak düştü.
Merak edenler Fransa- Almanya sınırında yapılan NATO Zirvesinde (4 Nisan 2009) yaşananlara bakabilir.
Nasıl ama..!
Hani diyorlar ya "omurgalı siyaset diye"
ah ah...
***
Konuyla ilgisi yok ama aklıma eski bir şarkının nakaratı geldi.
Yazımı bunlarla bitirmek istiyorum.
"Oynama şıkıdım şıkıdım,
Ah yanar döner, a acayipsin.”
Neden biliyor musunuz?
Çünkü bu basın toplantısını terör örgütü PKK'nın kanalı Roj tv de takip edecekti.
İptal gerekçesi bu!
Yandaş medya Erdoğan'ın bu tavrını yere göğe sığdıramıyor.
***
Gelelim olaya bizim bakışımıza.
Meselenin iki yönü var.
Birincisi şu; Hükümet Danimarka gibi İstanbul'un yarısı bile etmeyen bir ülkeye sözünü geçirip de terör kanalını kapattıramadı. Bırakın kapattırmayı, Erdoğan'ın basın toplantısına katılmasını bile engelleyemedi.
Bizimkiler de çareyi toplantıyı iptal etmekte buldu.
Meseleye bu açıdan bakınca yandaş medyanın "Danimarka'ya rest çektik" böbürlenmesinin anlamsızlığı ortaya çıkıyor.
Koskaca Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanı basın toplantısına terör örgütü kanalının katılmasına engel olamıyor ve konuşmaktan vazgeçiyor.
Bir yandan da "bölgesel süper güç olduk", "gündemi belirlenen değil , gündem belirleyen ülke olduk" edebiyatı yapılıyor.
***
Meselenin ikinci boyutuna gelince...
Söz konusu kanalın basın toplantısına girmesine karşı çıkanlar PKK ile hummalı bir pazarlık içinde.
Terörle müzakere sürecinde yaşananları hep birlikte izliyoruz.
İmralı aşağı, İmralı yukarı.
Hükümet adeta terörist başının ağzının içine bakıyor.
O istiyor düzenlemeler yapılıyor, O istiyor yargı paketleri hazırlanıyor.
Hatta birlikte yeni anayasa çalışmaları yapılıyor.
Hal böyleyken Başbakan Erdoğan'ın Danimarka'daki tavrının samimi olduğunu kim söyleyebilir.
Bu tribünlere oynamak değil midir?
***
Danimarka demişken yazımızın son bölümünde hafızaları biraz tazeleyelim.
Bildiğiniz gibi bu Danimarka'da soytarının biri çıktı ve çizdiği karikatürlerle peygamber efendimize küstahça hakaretlerde bulundu.
İslam dünyasında büyük infiala sebeb olan bu alçaklığa dönemin Danimarka başbakanı Anders Fog Rasmussen sahip çıktı.
Gerekçesi basın özgürlüğüydü!
Rasmussen ABD'nin isteğiyle Danimarka başbakanlığından NATO genel sekreterliğine ince bir geçiş yaptı. Bu geçiş için Türkiye'nin de onayı gerekiyordu. Zira NATO'da karar almak için tüm üye ülkelerin onayı şart.
Üyelerden biri hayır derse karar da hayır olur!
Peki bizimkilerin tavrı ne mi oldu?
Başbakan Erdoğan önce itiraz etti, "olumsuz bakıyorum" dedi.
Sonra vetosunu geri çekti. Böylece PKK kanalına ve Hz. Muhammed efendimize hakaret eden karikatüristlere sahip çıkan Rasmussen 2 gün sonra NATO genel sekreteri oldu.
Çünkü ABD öyle istedi!
Bizimkilere ise kararı onaylayıp susmak düştü.
Merak edenler Fransa- Almanya sınırında yapılan NATO Zirvesinde (4 Nisan 2009) yaşananlara bakabilir.
Nasıl ama..!
Hani diyorlar ya "omurgalı siyaset diye"
ah ah...
***
Konuyla ilgisi yok ama aklıma eski bir şarkının nakaratı geldi.
Yazımı bunlarla bitirmek istiyorum.
"Oynama şıkıdım şıkıdım,
Ah yanar döner, a acayipsin.”
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- Teröriste kravat taktırınca! / 01.03.2025
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024