Birliğimize kast eden darbe girişiminin üzerinden tam 15 gün geçti. Halkımız zaman ilerledikçe ülkemiz üzerinde oynanan kirli oyunun şifrelerini çözmeye başladı. Özellikle yıllar öncesinden çeşitli bahanelerle FETÖ tezgahı ile ordudan atılan Atatürkçü vatansever subayları televizyon ekranlarında izledikçe durumun vahim olduğunu görüyoruz.
Otuz yıla aşkın fikirlerini ve düşüncelerini takip ettiğim Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın yıllardır sohbetlerinde Fetullah Gülen örgütüyle alakalı yapmış olduğu ikazlar ve uyarılar inanın bana dikkate alınsaydı bugün bu sorunu hiç konuşmayacaktık.
Unutkan bir toplum olduğumuz için geçmişi çabuk unutuyoruz.1995 yılından sonra Türkiye'de "Dinlerarası Diyalog" toplantılarını lütfen hatırlayın.
Fetullah Gülen'in ülkemize yaptığı en büyük tahribat o yıllarda başladı. Herkesin çok masum gördüğü "diyalog canım ne var bunda, vardır bir hikmeti" dediği toplantılar sayesinde zehirli fikir tohumları, insanımızın gönül dünyasına serpildiği yıllarda takvimler 2000'li yılları gösteriyordu.
Birilerinin canı sıkılacak diye doğru bildiklerimizi söylemez isek en az o FETÖ'cü Cumhuriyet düşmanları kadar bu ülkeye kötülük etmiş oluruz dostlarım.
Onun için bu FETÖ konusunda biz haklı olarak çok şey söyleme hakkına sahibiz.
Yıllar önceydi hiç unutmam Gümüşhane'de birçok meclisinde konu "Dinlerarası Diyalog" toplantılarına ve FETÖ'nün faaliyetlerine geldiğinde ona ve cemaatine (!) toz kondurtmayan yakınlarım ve arkadaşlarım hala hayattalar.
FETÖ'nün zehirli görüşlerinin yanlış olduğunu söylediğimde hep dudak büküp burun kıvırdılar. Sakın ha çocuklarınızı onun kurduğu okullara göndermeyin, gazetesini almayın, sohbetlerinde bulunmayın dedim.
Çünkü biz biliyorduk ki dışarıdan desteklenen ve beslenen, salya sümük akıtarak zararlı fikirlerini masum insanımıza enjekte etmeye çalışan bu insan ülkemiz için faydalı değil.
"Dinlerarası diyalog olmaz insanlar arası diyalog olur dediğimde" ondan daha iyi mi bileceksin" sözleri hala kulaklarımdadır.
"Çok abartıyorsunuz. Hoş görülü olmak lazım" dediler. Ancak zaman ilerledikçe diyalogun bir Hıristiyanlaştırma projesi olduğunu bu görüşlerle abilerinden ablalarından öğütler alan gençlerin orduya sızarak, 15 Temmuz Cuma gecesi asker üniformalı birer hain olarak karşımıza çıktıklarını maalesef görmüş olduk.
2004 yılında Eskişehir'e tayinle geldiğim yıllarda "Dinlerarası Diyalog" masalının tavan yaptığı yıllardı. "Diyalog" adı altında ne çamlar devriliyordu o zamanlar.
Bu tiyatronun baş aktörü Fetullah Gülen ve şakirtleri Eskişehir'de de çok aktif ve yoğun çalışıyorlardı. Çok ilginçtir bu düşüncenin yanlış olduğunu karşılarına çıkıp söyleyen tek bizdik. Bu konuda yalnızdık.
Onların düşüncesine hizmet eden bir avukat ile yaptığım uzun soluklu "Dinlerarası Diyalog" tartışmamızı hiç unutamam. Kendi bürosunda yanında birkaç meslektaşı olduğu halde Fetullah Gülen'in papaya gidip yanındaki şakirtlerinin papanın elini öpmeleri hükmünü sorunca perişan halleri hala gözlerimin önündedir.
Ondan sonraki yıllarda ülke genelinde bu FETÖ örgütünün beslendiği kendine taraftar bulduğu faaliyetler "diyalog masalı" ile "Türkçe olimpiyatları" ve "okullar projesi" olmuştur.
Dünya haritasında ismini ve yerini bilmediğimiz ülkelere hangi güç ve imkanla gidip okullar açıyorlar sorusunun cevabını hala bulmuş değilim.
Ülkemizin doğusunda eğitim seviyesinin düşük olduğu iller dururken "be hey adam" neden kendi ülken değil de uzaklara gidiyorsun. Bunu siz hiç düşündünüz mü sevgili dostlar.
Neyse bu konu uzayıp gider. İleride zaman zaman bu konuyu yazmaya devam ederiz.
Netice itibariyle ülkemiz bir uçurumun kenarından geri döndü. Göğsünü tankın, topun önüne siper eden vatansever halkımız bu hayasız akımı durdurmayı başarmış ve istikbaline sahip çıkmıştır.
Ülkemizin, kritik bir süreçten geçtiği, bu günlerde, Türk Millet olarak, devletimize sahip çıkma zamanıdır. Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı düzenlenen, darbe girişimini boşa çıkartmak için, birlik ve beraberlik içinde, hareket etmek mecburiyetindeyiz.
Birliğimize kasteden, şer odaklarına karşı, bugün her zamankinden daha fazla birlik ve dayanışma içinde olmak zorundayız!
Hain darbe planının arka planını azda olsa kaleme aldığımız yazımızı Atamızın şu sözleri ile tamamlayalım:
"Türk Milleti'nin, milli birlik içinde hareket ettiği zaman aşamayacağı hiçbir zorluk olmayacaktır."
Otuz yıla aşkın fikirlerini ve düşüncelerini takip ettiğim Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın yıllardır sohbetlerinde Fetullah Gülen örgütüyle alakalı yapmış olduğu ikazlar ve uyarılar inanın bana dikkate alınsaydı bugün bu sorunu hiç konuşmayacaktık.
Unutkan bir toplum olduğumuz için geçmişi çabuk unutuyoruz.1995 yılından sonra Türkiye'de "Dinlerarası Diyalog" toplantılarını lütfen hatırlayın.
Fetullah Gülen'in ülkemize yaptığı en büyük tahribat o yıllarda başladı. Herkesin çok masum gördüğü "diyalog canım ne var bunda, vardır bir hikmeti" dediği toplantılar sayesinde zehirli fikir tohumları, insanımızın gönül dünyasına serpildiği yıllarda takvimler 2000'li yılları gösteriyordu.
Birilerinin canı sıkılacak diye doğru bildiklerimizi söylemez isek en az o FETÖ'cü Cumhuriyet düşmanları kadar bu ülkeye kötülük etmiş oluruz dostlarım.
Onun için bu FETÖ konusunda biz haklı olarak çok şey söyleme hakkına sahibiz.
Yıllar önceydi hiç unutmam Gümüşhane'de birçok meclisinde konu "Dinlerarası Diyalog" toplantılarına ve FETÖ'nün faaliyetlerine geldiğinde ona ve cemaatine (!) toz kondurtmayan yakınlarım ve arkadaşlarım hala hayattalar.
FETÖ'nün zehirli görüşlerinin yanlış olduğunu söylediğimde hep dudak büküp burun kıvırdılar. Sakın ha çocuklarınızı onun kurduğu okullara göndermeyin, gazetesini almayın, sohbetlerinde bulunmayın dedim.
Çünkü biz biliyorduk ki dışarıdan desteklenen ve beslenen, salya sümük akıtarak zararlı fikirlerini masum insanımıza enjekte etmeye çalışan bu insan ülkemiz için faydalı değil.
"Dinlerarası diyalog olmaz insanlar arası diyalog olur dediğimde" ondan daha iyi mi bileceksin" sözleri hala kulaklarımdadır.
"Çok abartıyorsunuz. Hoş görülü olmak lazım" dediler. Ancak zaman ilerledikçe diyalogun bir Hıristiyanlaştırma projesi olduğunu bu görüşlerle abilerinden ablalarından öğütler alan gençlerin orduya sızarak, 15 Temmuz Cuma gecesi asker üniformalı birer hain olarak karşımıza çıktıklarını maalesef görmüş olduk.
2004 yılında Eskişehir'e tayinle geldiğim yıllarda "Dinlerarası Diyalog" masalının tavan yaptığı yıllardı. "Diyalog" adı altında ne çamlar devriliyordu o zamanlar.
Bu tiyatronun baş aktörü Fetullah Gülen ve şakirtleri Eskişehir'de de çok aktif ve yoğun çalışıyorlardı. Çok ilginçtir bu düşüncenin yanlış olduğunu karşılarına çıkıp söyleyen tek bizdik. Bu konuda yalnızdık.
Onların düşüncesine hizmet eden bir avukat ile yaptığım uzun soluklu "Dinlerarası Diyalog" tartışmamızı hiç unutamam. Kendi bürosunda yanında birkaç meslektaşı olduğu halde Fetullah Gülen'in papaya gidip yanındaki şakirtlerinin papanın elini öpmeleri hükmünü sorunca perişan halleri hala gözlerimin önündedir.
Ondan sonraki yıllarda ülke genelinde bu FETÖ örgütünün beslendiği kendine taraftar bulduğu faaliyetler "diyalog masalı" ile "Türkçe olimpiyatları" ve "okullar projesi" olmuştur.
Dünya haritasında ismini ve yerini bilmediğimiz ülkelere hangi güç ve imkanla gidip okullar açıyorlar sorusunun cevabını hala bulmuş değilim.
Ülkemizin doğusunda eğitim seviyesinin düşük olduğu iller dururken "be hey adam" neden kendi ülken değil de uzaklara gidiyorsun. Bunu siz hiç düşündünüz mü sevgili dostlar.
Neyse bu konu uzayıp gider. İleride zaman zaman bu konuyu yazmaya devam ederiz.
Netice itibariyle ülkemiz bir uçurumun kenarından geri döndü. Göğsünü tankın, topun önüne siper eden vatansever halkımız bu hayasız akımı durdurmayı başarmış ve istikbaline sahip çıkmıştır.
Ülkemizin, kritik bir süreçten geçtiği, bu günlerde, Türk Millet olarak, devletimize sahip çıkma zamanıdır. Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı düzenlenen, darbe girişimini boşa çıkartmak için, birlik ve beraberlik içinde, hareket etmek mecburiyetindeyiz.
Birliğimize kasteden, şer odaklarına karşı, bugün her zamankinden daha fazla birlik ve dayanışma içinde olmak zorundayız!
Hain darbe planının arka planını azda olsa kaleme aldığımız yazımızı Atamızın şu sözleri ile tamamlayalım:
"Türk Milleti'nin, milli birlik içinde hareket ettiği zaman aşamayacağı hiçbir zorluk olmayacaktır."
Hüseyin Turhan / diğer yazıları
- Neden dedeler parklarda oturur bilir misiniz? / 02.04.2024
- Bir anketin düşündürdükleri / 26.03.2024
- Ramazanın getirdiği bir demet güzellikler / 12.03.2024
- 106. yıl sonra Eskişehir’de… / 27.02.2024
- Emekliler kervanının yeni üyesi / 20.02.2024
- Perşembe akşamı izlenimlerim! / 13.02.2024
- Yerel seçimler üzerine / 07.02.2024
- Bu bizim insanlık namına görevimiz! / 30.01.2024
- Bir nefes sıhhat / 23.01.2024
- Üç cilt çıkan kitaplarımın öyküsü / 16.01.2024
- Bir anketin düşündürdükleri / 26.03.2024
- Ramazanın getirdiği bir demet güzellikler / 12.03.2024
- 106. yıl sonra Eskişehir’de… / 27.02.2024
- Emekliler kervanının yeni üyesi / 20.02.2024
- Perşembe akşamı izlenimlerim! / 13.02.2024
- Yerel seçimler üzerine / 07.02.2024
- Bu bizim insanlık namına görevimiz! / 30.01.2024
- Bir nefes sıhhat / 23.01.2024
- Üç cilt çıkan kitaplarımın öyküsü / 16.01.2024