Büyük Ortadoğu Projesi’nin sahibi Amerika Ortadoğu’daki ateşe birebir elini sokmak istemiyor.
Kendilerince birkaç makul gerekçeleri var.
- ABD seçimlere gidiyor.
- Irak işgalindeki Amerikan zayiat ve maliyet, düşük bir fatura değil.
- Amerika, BOP ekseninde Rusya ile karşı karşıya gelmek istemiyor.
Suriye’nin Tartus bölgesi, demir yumruk Rusya’nın 1971’den beri Akdeniz’deki tek üssü…
Rusya’nın Amerika’ya, AB’ye, NATO’ya eyvallahı yok!
Bu arada NATO ve Amerika, Malatya-Kürecik, İzmir, İncirlik vs. yetmiyormuş gibi, Rusya’nın Suriye’deki Tartus üssüne karşılık Trabzon’u da üs olarak istiyor.
Rusya, Çin ile tek yürek halinde BM Güvenlik Konseyi’nin Suriye’ye ilişkin kararlarını veto edip suratlarına çarpıyor.
Amerika, NATO ve AB’nin bölgedeki “emir eri” gibi hizmet veren Ankara’ya da diyeceğini dedi Rusya:
Hatır-matır dinlemem, vurup geçerim!
Sözü baştan söyledi Türkiye’ye.
- Sadece Rusya ve Çin değil; İran, Irak’ın çoğunluğu ve Hizbullah, Suriye’ye birebir bulaşmış Amerika’yı hallaç pamuğu gibi atarlar.
Bütün bu gerekçelerle ABD, İsrail’in tüm baskılarına rağmen birebir işe girmiyor, Suriye ateşini eliyle tutmuyor.
Amerika’nın toplum mühendisliğinin ürettiği Arap Baharı, Tunus, Libya, Mısır gibi ülkelerde kan, gözyaşı ve iç savaşlarla birkaç hafta içinde netice veriyor. Demokrasi ve insan hakları getirecek denilen Arap Baharı, deccal ateşi getiriyor, katliam ve iç savaş getiriyor. Deccal ateşi yüklü bu bahar rüzgarı Suriye’de estirilemeyince; daha önceden vizesiz içeriye sokulmuş eli silahlı ajanlar işbaşı yapıyor, Suriye’yi ateşe veriyorlar. Katliamlar, suikastlar sürüp gidiyor.
Amerika, yerel maşa kullanıyor, ajan kullanıyor.
Boy aynasında, başına geçirilen çuvalları görmek yerine, kendini BOP eş başkanı gören Türkiye gibi taşeronlarına iş gördürüyor.
Türkiye, Suriye’de yakılan “büyük fitne ateşi”nde maalesef baştan beri baş çekiyor.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin ikazları ve Ehl-i Beyt sempozyumlarındaki birlik çıkışları olmasaydı, Ankara’dakiler çoktan Suriye ateşinin içine Türkiye’yi bizzat atmışlardı.
Allah razı olsun Prof. Dr. Baş’tan ki, milletimizi böyle bir Deccal ateşinin ortasına düşmekten şimdiye kadar korudu.
Fakat millette kronik bir vurdum-duymazlık olduğu gibi, Ankara’dakilerde de ayıkma emaresi yok… Bundan sonra ne yapsın Haydar Hoca!
Amerika ve İsrail beslemesi toplum mühendisleri, Türkiye’yi, Kuzey Suriye’deki Kürt oluşumunu bahane ederek ateşe sokmak istiyorlar.
Böylesi hassas bir süreçte AKP hükümetinin Suriye’ye dalma veya dalaşma lüksü yoktur.
AKP hükümetinde, “diplomatik demans” belirtileri dışa vuruyor; gireriz filan çıkışları yapıyorlar. Bu vaziyet, maalesef diplomatik körlüktür.
Yarım saatte bir ikaz etmek gerekiyor bunları.
AKP hükümeti, bıraksın Suriye’deki Kürt oluşumuna efelenmeyi… Önce içeride, kendi vaziyetini gözden geçirsin; milletin gözünü boyamasın!
Hükümetin ve toplum mühendislerinin millete hazmettirmeye çalıştırdığı yarı başkanlık modeli veya başkanlık sisteminin, PKK’ye bakan yönü nedir?
PKK terörü meselesinin Kürt meselesine dönüştürülmesi sürecinin ardından düğmeye basılan sistem tartışmaları, kaç parçalı bir ülke öngörüyor?
Yarı başkanlık ve başkanlık sistemi tartışmalarıyla, federatif yapılı veya çok parçalı özerk bölgeli bir Türkiye modeline mi sürükleniyoruz?
Bu ve benzeri en temel konuları açık yüreklilikle Türk milletinin önüne koymayan bir hükümetin, Türkiye’yi karga tulumba Suriye ateşinin içine atma lüksü olamaz.
AKP hükümeti, böyle bir agresif diplomasi veya ateşe balıklama atlama hakkını, BOP’ta misyon üstlenmek, başımıza geçirilen Amerikan çuvalını hazmetmek, Kuzey Irak’ta kırmızı çizgilerimizi yok etmek ve son tahlilde Amerika’nın Barzani’si ile allengirli ilişkilere girmek suretiyle kaybetmiştir.
Amerika’nın, Suriye ekseninde Rusya, Çin, İran, Irak, Suriye ve bizzat Hizbullah ile karşı karşıya gelmemek için geri geri gittiği ve ateşi maşalarla tutmaya çabaladığı şu süreçte, nasıl bir basiretsizliktir ki, Türkiye’yi balıklamasına ateşin içine atmak istiyor.
Böyle bir gidişat, Deccal ateşinin ortasında helak olmaktır!
Kendilerince birkaç makul gerekçeleri var.
- ABD seçimlere gidiyor.
- Irak işgalindeki Amerikan zayiat ve maliyet, düşük bir fatura değil.
- Amerika, BOP ekseninde Rusya ile karşı karşıya gelmek istemiyor.
Suriye’nin Tartus bölgesi, demir yumruk Rusya’nın 1971’den beri Akdeniz’deki tek üssü…
Rusya’nın Amerika’ya, AB’ye, NATO’ya eyvallahı yok!
Bu arada NATO ve Amerika, Malatya-Kürecik, İzmir, İncirlik vs. yetmiyormuş gibi, Rusya’nın Suriye’deki Tartus üssüne karşılık Trabzon’u da üs olarak istiyor.
Rusya, Çin ile tek yürek halinde BM Güvenlik Konseyi’nin Suriye’ye ilişkin kararlarını veto edip suratlarına çarpıyor.
Amerika, NATO ve AB’nin bölgedeki “emir eri” gibi hizmet veren Ankara’ya da diyeceğini dedi Rusya:
Hatır-matır dinlemem, vurup geçerim!
Sözü baştan söyledi Türkiye’ye.
- Sadece Rusya ve Çin değil; İran, Irak’ın çoğunluğu ve Hizbullah, Suriye’ye birebir bulaşmış Amerika’yı hallaç pamuğu gibi atarlar.
Bütün bu gerekçelerle ABD, İsrail’in tüm baskılarına rağmen birebir işe girmiyor, Suriye ateşini eliyle tutmuyor.
Amerika’nın toplum mühendisliğinin ürettiği Arap Baharı, Tunus, Libya, Mısır gibi ülkelerde kan, gözyaşı ve iç savaşlarla birkaç hafta içinde netice veriyor. Demokrasi ve insan hakları getirecek denilen Arap Baharı, deccal ateşi getiriyor, katliam ve iç savaş getiriyor. Deccal ateşi yüklü bu bahar rüzgarı Suriye’de estirilemeyince; daha önceden vizesiz içeriye sokulmuş eli silahlı ajanlar işbaşı yapıyor, Suriye’yi ateşe veriyorlar. Katliamlar, suikastlar sürüp gidiyor.
Amerika, yerel maşa kullanıyor, ajan kullanıyor.
Boy aynasında, başına geçirilen çuvalları görmek yerine, kendini BOP eş başkanı gören Türkiye gibi taşeronlarına iş gördürüyor.
Türkiye, Suriye’de yakılan “büyük fitne ateşi”nde maalesef baştan beri baş çekiyor.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin ikazları ve Ehl-i Beyt sempozyumlarındaki birlik çıkışları olmasaydı, Ankara’dakiler çoktan Suriye ateşinin içine Türkiye’yi bizzat atmışlardı.
Allah razı olsun Prof. Dr. Baş’tan ki, milletimizi böyle bir Deccal ateşinin ortasına düşmekten şimdiye kadar korudu.
Fakat millette kronik bir vurdum-duymazlık olduğu gibi, Ankara’dakilerde de ayıkma emaresi yok… Bundan sonra ne yapsın Haydar Hoca!
Amerika ve İsrail beslemesi toplum mühendisleri, Türkiye’yi, Kuzey Suriye’deki Kürt oluşumunu bahane ederek ateşe sokmak istiyorlar.
Böylesi hassas bir süreçte AKP hükümetinin Suriye’ye dalma veya dalaşma lüksü yoktur.
AKP hükümetinde, “diplomatik demans” belirtileri dışa vuruyor; gireriz filan çıkışları yapıyorlar. Bu vaziyet, maalesef diplomatik körlüktür.
Yarım saatte bir ikaz etmek gerekiyor bunları.
AKP hükümeti, bıraksın Suriye’deki Kürt oluşumuna efelenmeyi… Önce içeride, kendi vaziyetini gözden geçirsin; milletin gözünü boyamasın!
Hükümetin ve toplum mühendislerinin millete hazmettirmeye çalıştırdığı yarı başkanlık modeli veya başkanlık sisteminin, PKK’ye bakan yönü nedir?
PKK terörü meselesinin Kürt meselesine dönüştürülmesi sürecinin ardından düğmeye basılan sistem tartışmaları, kaç parçalı bir ülke öngörüyor?
Yarı başkanlık ve başkanlık sistemi tartışmalarıyla, federatif yapılı veya çok parçalı özerk bölgeli bir Türkiye modeline mi sürükleniyoruz?
Bu ve benzeri en temel konuları açık yüreklilikle Türk milletinin önüne koymayan bir hükümetin, Türkiye’yi karga tulumba Suriye ateşinin içine atma lüksü olamaz.
AKP hükümeti, böyle bir agresif diplomasi veya ateşe balıklama atlama hakkını, BOP’ta misyon üstlenmek, başımıza geçirilen Amerikan çuvalını hazmetmek, Kuzey Irak’ta kırmızı çizgilerimizi yok etmek ve son tahlilde Amerika’nın Barzani’si ile allengirli ilişkilere girmek suretiyle kaybetmiştir.
Amerika’nın, Suriye ekseninde Rusya, Çin, İran, Irak, Suriye ve bizzat Hizbullah ile karşı karşıya gelmemek için geri geri gittiği ve ateşi maşalarla tutmaya çabaladığı şu süreçte, nasıl bir basiretsizliktir ki, Türkiye’yi balıklamasına ateşin içine atmak istiyor.
Böyle bir gidişat, Deccal ateşinin ortasında helak olmaktır!
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019