"Türkler bir milyon Ermeni'yi otuz bin Kürt'ü katletmiştir" dediği için haçlı dünyasının malum ödülünü alan Pamukçuzade'nin ödül aldığı günlerde, AKP iktidarının bültenlerinden Yeni Şafak, dolma gibi bir punto ile "gurur duyduk" manşetini atmıştı.Yine iktidarın biraz daha yaygın bültenlerinden Zaman gazetesi de, yazarı Şahin Alpay'ın ağzından "Orhan Pamuk'a teşekkür ve saygı borçluyuz" başlığı ile yazılar yazdırmıştı.Aradan zaman geçti; malum 301. Madde meclis gündemine geldi ve AKP vekilleri Meclis kürsüsünden Orhan Pamuk'la gurur duyduklarını ilan ettiler.Gelinen noktada, iflas etmiş, çürümüş, pörsümüş ve yamulmuş bir zihniyetin fotoğrafını görüyoruz.Ecnebi baskılar karşısında süklüm-büklüm olmuş, dik durmayı çoktan unutmuş, ne pahasına olursa olsun, hangi konu ile ilgili olursa olsun gelen talimatlara "baş üstüne" demeye akşamdan hazır bir anlayışın resmidir karşımızda duran.Dedesini açık açık katil ilan eden bir şahısla, bir anlayışla gurur duyan bir zihniyetten, bir kadrodan, bir güya "hizmet" kervanından daha iyisi beklenemez.Dedesinin haklı davasını savunamayan, canını feda ederek kendisine vatan emanet eden dedesinin hatırasına sahip çıkamayan, dedesinin asla işlemediği bir suçla itham edenlerle sarmaş-dolaş olanlardan vatan topraklarına sahip çıkmalarını bekleyemezsiniz.Kendi dedesine sahip çıkmayanlar, dedelerinin emanet ettiği topraklara sahip çıkabilirler mi?Her defasında Anayasa Mahkemesinin "Yabancılara toprak satışını " durdurmasının hemen ardından iktidarın harekete geçmesini, değişik formüller aramasını ama mutlaka "satışın" bir yolunu bulmasını sıradan bir icraat olarak göremezsiniz.Bu duruş, bu gidiş; dedesine, dedesinin hatırasına, hukukuna saldıranlarla kol-kola gezenlerin, dedesinin miras bıraktığı vatan topraklarının iftiracılara peşkeş çekmeye can atanların duruşu ve gidişidir.Bu duruş ve gidiş hiç de hayra alamet bir durum değildir.Babasının mirasını haraç-mezat satıp-savan ve aldığı üç-beş kuruş para ile de babasının mezarının başında alem yapan hayırsız evladın durumundan farksızdır bu günkü iktidarın durumu.Söz konusu madde değişikliği görüşülürken, ekranlara çıkan, Meclis kürsünse çıkan iktidar sözcülerinin her biri, bu yeni düzenlemeyi kendi karaları ile yaptıklarını, dışardan hiçbir telkin almadıklarını söyleyip durdular. Fakat maddenin yeni hali Meclisten geçer-geçmez haçlı dünyasından tebrikler yağmaya başladı.Utandılar mı utanmadılar, yüzleri kızardı mı kızarmadı.Dedesini katil ilan edenlerle iftihar eden, gurur duyan müflis bir zihniyetin bundan sonra vatana, millete, devlete hizmet edeceklerini bekleyenler boşuna beklemesin.Geçen yıllar içinde bu kadronun, bu anlayışın ve bunları alkışlayan hocaefendilerin kimlerin hizmetçisi oldukları, kimlerin emirlerine amade oldukları yeterince anlaşılmıştır. Dedesini dava etmeyenlerden her türlü kötülük beklenir.Her gün fazlası ile görüyoruz zaten.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024